Türk Devletleri Teşkilatı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterleri Birinci Grup Toplantısı, Ankara Vilayetler Evi'nde yapıldı.
Toplantının açılışında konuşan İçişleri Bakanı Soylu, 21. yüzyılda dünyanın en önemli sorununun terör ve terörizmle mücadele olduğunu söyledi.
2022 Küresel Terörizm Endeksi Raporu'na göre 2007-2021 yıllarında terör saldırıları nedeniyle dünyada 126 bin 740 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Soylu, can kayıplarından 7 bin 142'sinin 2021'de ve dünyanın 44 farklı ülkesinde olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin de yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele ettiğini hatırlatan Soylu, "Çok büyük bedeller ödedik. Ülkemizin yarısı, terör dolayısıyla o yıllar içerisinde geri kaldı. Burada 15 Temmuz'u bir milat olarak kabul ettik ve güvenlik stratejimizi tamamen değiştirdik." diye konuştu.
Afrin saldırısının failleri yakalandı
İçişleri Bakanı Soylu, Afrin'deki terör saldırısının faillerine ilişkin, "Yaklaşık 6 yıl önce ölen insanları tekrar tarayarak bir tırın üstüne koyan failleri, Türkiye Emniyet Teşkilatı, orada başarılı bir operasyonla dün gece itibarıyla ele geçirdi." bilgisini verdi.
"Ülkemizdeki PKK terör eylemlerini 2016'ya göre yüzde 95 azalttık"
Terörle mücadelede terörün beslendiği kaynakları kurutma yoluna gittiklerini belirten Soylu, şunları kaydetti:
"Bir belediye teröre silah taşıyamaz. Onlar da teröristlerin yakınlarını belediyelere sokma konusunda gönüllendirici bir anlayışı o belediyelerin üzerinden gerçekleştiremez. PKK'ya gelen yardımları iletmek için kurulmuş derneklere kadar, yine aynı maksatla ülkemizde faaliyet gösteren yabancı STK'lardan oraya aktarılan kaynaklara kadar pek çok yapıya müdahale ettik ve bu kaynağı kuruttuk. Yüksek kapasiteli, kesintisiz silahlı operasyonlar yaptık, yapıyoruz. Ayrıca yoğun yol kontrolleri ve uyuşturucu operasyonlarıyla hem örgüt faaliyetlerine hem de sigara kaçakçılığı ve uyuşturucu gelirlerine darbe vurduk. Kendi ürettiğimiz İHA ve SİHA'larla sahadaki elemanlarımızın elini güçlendirdik.
Sadece 2014 yılında 5 bin 558 kişinin katılım yaptığı PKK’nın bugün yurt içindeki tüm silahlı eleman mevcudu 100 sınırına gelmiştir. Katılım sayısı ise geçen yıl sadece 51 kişiydi. Bu yıl 3'ü Fransa’dan olmak üzere toplam 22 kişidir. Ülkemizdeki PKK terör eylemlerini 2016'ya göre yüzde 95 azalttık."
"FETÖ, devletin ana omurgasına saldırdı"
Türkiye'nin karşısında birden fazla terör örgütünün olduğunu ifade eden Soylu, "Burada, terör örgütlerinin beta versiyonu olan FETÖ'ye ayrı bir başlık açmak lazım. FETÖ, tıpkı bir kanser gibi devletin ana omurgasına saldırıp onu felç etmeye çalışan bir yöntem izledi." diye konuştu.
FETÖ'nün sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletine saldırmadığını, Türk-İslam coğrafyasının tamamını ayakta tutan tüm değerlere saldırdığına dikkati çeken Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bizler, FETÖ’nün tüm mahrem yapılarını çökerttik, çökertmeye de devam ediyoruz. Finans kaynaklarını kuruttuk, propaganda alanlarını kapattık. Kurumlarımıza yaşattıkları tahribatı hızlı bir şekilde giderdik. Güvenlik birimlerimizce 332 bin 467 şahıs gözaltına alındı. Bunlardan 101 bin 305'i tutuklandı ve 104 bin 341 şahıs hakkında adli kontrol kararı uygulandı. Cezaevlerinde halen 19 bin 297 şahıs tutuklu/hükümlü bulunmaktadır."
Uyuşturucu ile mücadele
Bir diğer küresel güvenlik meselesinin ise uyuşturucu olduğunu ifade eden Soylu, uyuşturucunun, terörün en büyük finansman kaynağı olduğunu kaydetti.
Uyuşturucunun belki de dünyanın en büyük, en tehlikeli terör olayı olduğunu vurgulayan Soylu, şunları söyledi:
"2015-2019 yıllarında küresel düzeyde kokain yakalaması yüzde 104, eroin yakalaması yüzde 73, esrar yakalaması yüzde 31 artmıştır. Sentetik uyuşturucu ve özellikle metamfetamin tehdidi artıyor. Ülkemizde 2015-2021 yıllarında yakalanan metamfetamin 22 kat arttı. 2021 yılında yakalanan metamfetamin miktarı ise 5 bin 500 kilogramın üzerindedir. Bu yıl da gümrük verileri dahil 6 bin 729 kilo metamfetamin yakalamamız vardır. Geçen yıl 22 tonun üzerinde eroin ele geçirdik. Biz Avrupa'nın uyuşturucu yakalamasında hiç tartışılmayacak kadar önemli ölçüde ve büyük yakalamalar yapan, uyuşturucunun kendi coğrafyamıza ve başka coğrafyalara yaygınlaşmasını engelleyen dünyanın bu konudaki en önemli ülkesiyiz.
Ciddi saha araştırmaları yapıyoruz hatta atık sularda bile uyuşturucu madde taraması yapıyoruz. Bu mücadelenin sonunda 2017’de 941 olan uyuşturucuda aşırı doz kullanımından gerçekleşen ölüm sayısını azaltarak 2021 itibarıyla 270’e indirmeyi başardık."
Irak’ta ve Suriye’de devlet otoritesinin yok edilmek istendiğini ve Türkiye sınırının hemen altında Amerika ve Avrupa tarafından terör devleti kurulmak istendiğini ifade eden Soylu, "Bu tablo bizi, kitlesel bir göç hadisesiyle karşı karşıya bıraktı. Bugün dünyada zorla yerinden edilen insan sayısı 100 milyonu aştı. Sayı arttıkça risk artıyor, risk arttıkça da dramlar artıyor." diye konuştu.
Türkiye'nin son 4 yılda dünyanın insani yardım yapan birinci ülkesi olduğunu söyleyen Soylu, "Biz Amerika’dan zengin değiliz. Ülkemizde 3,7 milyon Suriyeli, geçici koruma kapsamında bulunmaktadır. İlk andan itibaren hepsinin kayıtları tutulmuş, biyometrik verileri alınmıştır." dedi.
Gelen kişilerin sosyal hayata uyumu, çalışma hayatları, eğitimleriyle ilgili adımlar atıldığını ve mevzuat çalışmaları yapıldığını anlatan Soylu, şu bilgileri paylaştı:
"Göç yönetiminin en zorlu alanlarından birisi de tahmin edeceğiniz üzere düzensiz göçle mücadeledir. Bu işe hem büyük bir personel hem de ciddi bir teknolojik yatırım yapıyoruz. Zorlu bir coğrafya olmasına rağmen şu ana kadar 1028 kilometre güvenlik duvarı ve güvenlik yolu, 913 kilometre aydınlatma, 293 kilometre kamera ve algılayıcı, 341 elektro-optik kule, 284 termal kamera kurulumu tamamlanmıştır. Diğer kısımların inşaat ve ihale süreçleri devam ediyor."
"334 bin düzensiz göçmenin sınır dışı işlemleri tamamlandı"
Son 6 yılda Türkiye'de 1 milyon 246 bin 376 kaçak göçmenin yakalandığını, 2 milyon 632 bin kaçak göçmenin de sınırda engellendiğini açıklayan Soylu, göç konusunda en büyük mücadeleyi verdikleri alanın yalan ve dezenformasyon olduğunu ifade etti.
Göç meselesinde belki de küresel anlamda Türkiye'nin başarılı olduğu konulardan birinin de kurduğu sınır dışı etme mekanizmaları olduğuna dikkati çeken Soylu, 2015'te 1740 olan geri gönderme merkezlerinin kapasitesini 20 bine yükselttiklerini söyledi.
Soylu, "2016 yılından bugüne kadar 334 bin düzensiz göçmenin sınır dışı işlemleri tamamlanmıştır. Bununla birlikte, sınır ötesinde yürüttüğümüz güvenlileştirme ve kalkındırma kapsamındaki askeri ve insani operasyonların bir sonucu olarak 506 bin insan, Suriye'ye gönüllü geri dönüş yapmıştır." diye konuştu.
Mali suçlarla mücadele
Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altındaki devletlerin özellikle mali suçlarıyla birlikte mücadele ile afet karşısında ortak hareket etmelerinin önemini vurgulayan Soylu, mali suçlarla mücadelenin sadece güvenlik güçlerinin işi olmadığını söyledi.
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer ülkelerinizde mali suçlarla mücadeleyi, devletin topyekun mücadele edebileceği bir hale getirmezseniz mali suçlar o kadar zehirlidir ki o kadar etkindir ki organize suçlarla birlikte o kadar önemli bir etkinlik alanı oluşturur ki altını çizmek istiyorum, buna teslim olmamanız mümkün değildir. Devleti de etki altına alır, vatandaşı da etki altına alır, vatandaşın bir şekilde elinde, ayağında ne varsa boşaltırken avucunda ne varsa boşaltırken devlet kurumlarını zehirler.
Bunu niçin söylüyorum? Mali suçlar gittikçe artmaktadır. İnternet ve bilişim ortamında artmaktadır. Mali suçlar, yeni para transferleri açısından artmaktadır. Kripto para ve 'hawala' yöntemleri ile beraber artmaktadır."
Türkiye'de mali suçlar karşısında ilgili tüm kurumların birlikte hareket ettiğine, suç gelirlerine yönelik operasyonların önemine dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:
"Suç gelirleri operasyonu yapmak zorunda olduğumuz bir süreci 21. yüzyılda net bir şekilde görüyoruz. Diyelim ki sanal bahis ve sanal kumar ülkenizi tehdit altına aldı. Sınırdan girmiyor, nerede yapılıyor bu? İnternetten. Kimleri buluyor? Özellikle suçtan beslenmiş olan örgütlü grupları buluyor. Bunlar eliyle sahaya yayıyor, parasını kazanmış insanlar, paralarını buralarda kaybediyorlar. Peki bu paralar yurt dışına nasıl gidip geliyor? Kripto para organizasyonu ile beraber gidip geliyor. Demek ki sadece operasyon değil, kripto paraya karşı da bir tedbir almak temel sorumluluğumuzdur.
Bazı ülkelerde ticarette hawala yöntemi kullanılır ama terör örgütleri ve suç grupları hawala yöntemini kendi kara paralarını bir yerden başka bir yere aktarmak için kullanır. Eğer onları da kontrol altına almazsanız burada kıymetli arkadaşlarıma hatırlatmak istiyorum, devletinizin mali gücünün yavaş yavaş eridiğini ama neden eridiğini anlamadığınız bir hastalıkla karşı karşıya kalırsınız yani Avrupa'da bir ülke merkezlidir sanal bahis ve sanal kumar. Meşru ve gayrimeşru alanını onlar yürütmektedir. Kendilerine söyledik, tek tek dosyaları da verdik."
El birliği çağrısı
Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin mali suçlar konusunda el birliği içinde olması gerektiğini belirten Soylu, "Bunları yapanlar ve yayanlar, suç grupları ve organize suç örgütleriyle sınır aşan suçlar marifetiyle bunları gerçekleştirenlere ortak bir çözüm üretmeliyiz." dedi.
Mali suçlarla ilgili devletin bütün birimlerinin birlikte hareket edebilecek kabiliyete taşınması gerektiğini vurgulayan Soylu, "Biz son 2-3 yıldır bunu sağlayarak sanki aynı kurum içerisinde hareket ederek özellikle mali suçlarla ilgili büyük operasyonlar yapıyoruz." diye konuştu.
Afetlere karşı iş birliği çağrısı
Afetlerin de oluşturabileceği riskler açısından bir güvenlik meselesi olduğunun altını çizen Soylu, afet öncesi, afet anı ve sonrasındaki hazırlıkların eş güdüm içinde yapılması gerektiğini anlattı.
Soylu, şunları kaydetti:
"Birbirimizin kapasitesi ve kabiliyetini kullanmalıyız. Bu, çok önemlidir çünkü afet her daim olabilecek bir şey değildir. Evet, biz afet bölgesindeyiz, doğrudur ama var olan kapasiteleri, birbirimizin kapasitelerini kullanarak karşı karşıya kaldığımız afetlerde vatandaşımıza mahcup olmayalım. 'Nerede bu devlet?' sorularına muhatap olmadan ve karşı karşıya kaldığımız afetin yaralarını sarmaya hep beraber muvaffak olmalıyız. Burada önemli bir iş birliğini hep birlikte ortaya koymalıyız."
"Birlik olduğumuzda güçlüyüz"
Türkiye olarak güvenliğin sağlanması için büyük kapasite ayırdıklarını ifade eden Soylu, bu maliyetin karşılanması amacıyla da çok güçlü olmak zorunda olduklarını vurguladı.
Türk milletinin tarih boyunca birlik halindeyken güçlü olduğunun altını çizen Soylu, "Bu masada kuracağımız ve bizimle örtüşmeyecek olan ilişki diplomatik ilişkidir. Biz diplomatik ilişki kuramayız, bizim ilişkimiz kardeşlik ilişkisidir. Bu samimiyeti dünyaya göstermek zorundayız. Bu samimiyeti birlikte oluşturmak durumundayız ki oluşturuyoruz." dedi.
Toplantıya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu ve Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş da katıldı.