İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde düzenlenen "Görevlendirme Yapılan Belediyeler Koordinasyon Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, görevlendirme yapılan belediyelerde önemli adımlar atıldığını söyledi.
Bugüne kadar yapılanlarla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki şehirlerde makus bir talihten söz edilmediğini vurgulayan Bakan Soylu, bu kentlerde gece saatlerinde bile insanların huzurla ve güvenle sokaklarda gezebildiğini dile getirdi. Yeni gelinen noktanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ortaya konulan istikametin sonucu olduğunu belirten Soylu, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu, Türkiye'yi karıştırmak ve fitne tohumlarını ekmek isteyenlere karşı, hedefimizden ve istikametimizden vazgeçmedik." diye konuştu.
Süleyman Soylu, birtakım fay hatları üzerinden Türkiye'yi yönetmek isteyenlere müsaade edilmediğini, Türkiye'nin vesayet çukuruna çekilmek istenmesinin engellendiğini kaydetti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sadece maddi bir ilerleme kaydedilmediğine, zihniyet devriminin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Soylu, atılan adımların gelecek nesillerin elini güçlendireceğini söyledi.
Bazı ülkelerin PKK'yı beslediğini, eğitim ve silah verdiğini anlatan Bakan Soylu, terör ve göç başta olmak üzere çok sayıda konuda iki yüzlü davranıldığını vurguladı. İçişleri Bakanı Soylu, dünyanın, PKK'yı savunanlara, terör eylemlerine belediye aracı tahsis edenlere, terörist cenazesine gidenlere, PKK'ya eleman temin edenlere, belediyeleri PKK'nın mühimmat deposu haline getirenlere ses çıkarmadığını belirtti.
"Türkiye'yi bir dakikada terör devleti ilan ederler"
Amerika Birleşik Devletleri'nin kılık değiştiren terör örgütlerini desteklediğini ifade eden Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Amerika'nın ve Avrupa'nın şu yaptıklarından bir tanesini biz yapmış olsak, teröristleri veya onların ülkelerine karşı eylem düzenleyenleri kendi ülkemizde barındırsak, onlara sivil toplum kuruluşu makyajı versek, onlara eğitim versek, kendi ülkemizde onların meşru harekat alanı içerisinde bulunmalarını sağlasak, meşruiyet sağlamaya çalışsak, rahat hareket etmelerini temin etsek Türkiye'yi bir dakikada terör devleti olarak ilan ederler.
Binlerce tır silah gönderenler, FETÖ elebaşını ülkesinde besleyenler, PYD'nin PKK'nın Suriye kolu olmasına rağmen onu ambalajlayıp Avrupa ve Batı'da ofisler açtırmaya çalışanlara, terörü kendi elleriyle beslemeye çalışanlara biraz güçlüler diye kimse ses çıkarmıyor. PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C terör örgütünü kendinden mütevellit bir terör örgütü olarak görenler ahmaktırlar. Arkalarında koskoca Amerika ve Avrupa vardır, silahları, bilgileri, tecrübeleri, bütün destekleri ve organizasyonları vardır. Onların korunması ve meşruiyeti altındadırlar."
"Terörle mücadele yasamızı iptal etmemizi istiyorlar"
Alnı ak olan Türkiye'nin güçlü şekilde geleceğe yürüdüğünü anlatan Bakan Soylu, belediyeleri PKK'nın tasallutundan kurtardıkları için itham edildiklerini ve tehdit edildiklerini söyledi. Bakan Soylu, "Terörle mücadele yasamızı iptal etmemizi istiyorlar. En son bunu, büyükelçilerle ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı toplantıda kulaklarımızla duyduk." diye konuştu.
Türkiye'de terörün sona ermesinin bazılarını rahatsız ettiğinin altını çizen Bakan Soylu, "Eğer Türkiye'nin iradesi olmamış olsaydı bugüne kadar terör koridorunu kurmuş olurlardı. TBMM'de terör koridorunun yapılmaması için oraya TSK'nin sevk edilmesine yönelik tezkerenin engellenmesinde dışarıda bu işlerin planlayıcısı olduğu kadar içeride de bu işlerin şakşakçısı, destekçisi olduğu apaçık ortadadır." dedi.
PKK'nın avukatlığını yapanların, PKK eliyle belediyeleri tahakküm altına alınanların ıslıklandığını ve oyun dışına atıldığını belirten Soylu, Diyarbakır Annelerinin bunun bir örneği olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin kendi istikametinde gitmek zorunda olduğunu kaydeden Soylu, "Birileri Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla Terörle Mücadele Yasası'nı trampa yapmaya, aldım verdim yapmaya hazırdırlar. Bu tabloyu, bu tezgahı, bu oyunu hafızalarımızda yenileyelim diye bunu anlattım." dedi.
"Para, millete hizmet yerine terör örgütüne desteğe ve silaha gidiyordu"
6-8 Ekim "Kobani olayları"nda, devlet otoritesinin ve millet birlikteliğinin yıkılmak istendiğini belirtti.
Bakan Soylu, "Erbil'de ihaleler yapılıyordu. Buna, sözde şu anda da görevde olan bazı kurumların yöneticileri ev sahipliği yapıyorlardı. Bazı sivil toplum kuruluşlarının, bazı kuruluşların yöneticileri oradan ihaleler dağıtıyorlardı. Talimatlar veriliyor, yazılı talimatlar geliyordu ve bu talimatlar çerçevesinde para, millete hizmet yerine terör örgütüne desteğe ve silaha gidiyordu. Her şey bu kadar açık ve nettir." diye konuştu.
Soylu, görevlendirmelerin ardından belediyelerin 3,2 milyar lira kamu, 4,4 milyar lira da piyasa borcunun ödendiğini bildirdi.
Bugüne kadar görevlendirme yapılan belediyelerin, 1839 proje için 5,4 milyar lira yatırım yaptığını söyleyen Soylu, bu belediyelerin 2019-2022 arasında gelir bütçelerinin yüzde 169, gider bütçelerinin yüzde 124, öz gelirlerinin yüzde 188 arttığını kaydetti.
"Terör adına festival düzenliyorlardı"
Teröre para aktarılmayınca gelirin arttığını, giderin kontrol altına alındığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"Artık belediyelerden Kandil'e ne para gidiyor ne lojistik gidiyor ne gıda malzemesi dolu minibüsler veya arazi araçları gidiyor. Ne de festivallerde, okul önlerinde kandırılan evlatlar gidiyor. Sadece bu bile yeter. Terör adına festival düzenliyorlardı, orada çocuklarımızı kandırıyorlardı. Anaların gözlerini yaşlı bırakıp, evlatlarının saçlarını okşaması lazım dönemde onu terör örgütüne götürüyor, pislik adamların tacizlerine maruz bırakıyorlardı.
Bunlarla siyaset yapmak isteyenler, bunlarla dayanışıp da cumhurbaşkanı seçmek isteyenlerin, Türkiye'yi ne hale getirmeye çalışabilecekleri apaçık ortadadır. Allah, bunlara fırsat vermesin. Uyuşturucu, PKK'nın atardamarı, bu belediyelerde de şah damarıydı. 15 Temmuz'dan sonraki süreçte ikisine de darbe vurduk. PKK'nın eylem kabiliyetinin, gücünün azalmasında kayyumların, bu belediye görevlendirmelerinin, terörün yanına terörizmle mücadeleyi eklememizin, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde arkadaşlarımızın ortaya koyduğu gayretin çok büyük etkisi olmuştur."
"Kovuşturmalar sonucunda, toplam 694 yıl 998 ay 338 gün ceza verildi"
Oluşturulan yeni iklimle doğu ve güney doğudaki illerde turist otobüslerinde yer bulunamadığını, otellerin dolu olduğunu anlatan Soylu, görevlendirme yapılan belediyelerde yol yapımı, içme suyu, gençlik ve kadın kültür merkezleri alanlarında çok sayıda yatırımın yapıldığını aktardı.
Görevlendirme yapılan belediyelerdeki öncelikli beklentinin mali yapıyı güçlendirmek olduğuna işaret eden Bakan Soylu, kamu ve piyasa borçlarının azaltılmaya devam edileceğini kaydetti.
Terör suçları nedeniyle 2019 sonrasında 48'i PKK, biri FETÖ ilişkisi olmak üzere 49 belediye başkanının görevden alındığı bilgisini veren Soylu, "Bu belediye başkanları hakkında yürütülen kovuşturmalar sonucunda, toplam 694 yıl 998 ay 338 gün ceza verildi. Bunların 152 yıl 258 ayı kesinleşti. Ne oldu? Ne yapılsaydı? Bu terörle iç içe bulunanlara buyurun siz terörle iç içe bulunmaya devam edin dense miydi?" dedi.
"Bilecik'te hırsızlık yaptı, bize kabahat buldunuz"
Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana muhalefet partisi genel başkanı konuşuyor, 'Sizin seçilmişi alma hakkınız yok' diyor. Sen seçilmişleri partiden ihraç ediyorsun. Bilecik'te hırsızlık yaptı, bize kabahat buldunuz. Dümen kurdu, düzen kurdu, bize kabahat buldunuz, 'Bunu niye alıyorsunuz?' diye. Genel başkan yardımcıları çıktı, hakkımızda hönkürdü de hönkürdü. Dünyanın lafını söyledi, hakaret etti. O zaman ihraç etmeseydin. Bolu Belediye Başkanı'nı ihraç istemiyle disipline vermeseydin, diğer aldığımız belediye başkanlarıyla ilgili iddiayı ortaya koymasaydın.
Doğruları çarpıtarak, kanunları işlevsiz hale getirerek, sonuç alabilmek mümkün değildir. Burası bir hukuk devletidir. Dünyanın neresinde hukuk devleti nasıl işliyorsa Türkiye'de de öyle işleyecektir ve işlemeye devam edecektir. Siyasi birtakım münazaralarla, birtakım dedikodularla korku salmaya çalışarak, hukuk devletinin işlemesi engellenemeyecektir. Biz teröriste, 'terörist' deriz. Teröriste de belediyelerde ve kamuda görev verilmemesi için hukukun gereği ne ise onu yerine getirmeye çalışırız.
Adam yolsuzluk yapacak, bunu en yakın akrabası ortaya koyacak, savcılığa suç duyurusunda bulunacak, mahkeme bunu tespit edecek, altına imza atacak, ondan sonra İçişleri Bakanı yolsuzluk yapan adamı görevden alınca kötü olacak. Almayalım, beraber istediğiniz gibi al gülüm, ver gülüm hayatınızı sürdürmeye devam edin. Biraz adam olsanız, 'Allah razı olsun bu karadan bizi kurtardınız, hukuk gereğini yerine getirdi' dersiniz. Siz de nerde o adamlık, nerede o vatanseverlik?"
Programa, bakan yardımcıları, bazı bakanlıkların ve kurumların temsilcileri, belediye başkanları, valiler ve kaymakamlar katıldı.