İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, canlı yayında gazeteci Veyis Ateş'in sorularını yanıtladı.
Atakule'den yapılan canlı yayında, mahalli seçimlerin İçişleri Bakanlığı olarak en çok kendilerini ilgilendirdiğini belirten Soylu, "Türkiye uzun zamandır aradığı huzur ortamını buldu." dedi.
Türkiye'nin üç önemli istikrar noktası olduğunu ifade eden Soylu, bunların ekonomik, siyasal ve güven istikrarı olduğunu söyledi.
Antalya'ya 2016 yılında 6,5 milyon turistin geldiğini, 2017'de bunun 11 milyona çıktığını, 2018'i 13,6 milyon ile kapattıklarını anlatan Soylu, 2019 hedefinin ise 16-16,5 milyon turist olduğunu söyledi.
Mardin'e geçen yıl 3 milyon turistin geldiğini anlatan Soylu, Türkiye'nin 2019 hedefinin 50 milyonun üzerinde olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin terörle mücadele ettiğini aynı zamanda evden hırsızlıktan, tefeciliğe, trafik kazalarındaki ölümlerden, huzur operasyonlarına, uyuşturucu ile mücadeleye kadar güvenlikle ilgili verilerini de çok iyi bir noktaya taşıdığını kaydeden Soylu, "Türkiye güvenlik açısından çok önemli bir zaman dilimini yaşıyor" dedi.
"Reina saldırısından sonra Türkiye çok şükür bir saldırı görmedi, ne oldu, ne değişti?" şeklindeki bir soru üzerine Soylu şunları kaydetti:
"Türkiye bugün iki kritik tesisine yapılacak saldırıyı engelledi. Bu şu demektir, tarihinde hiç olmadığı kadar özellikle güvenlik alanında çok ciddi bir bütünleşme içerisinde. Emniyet, jandarma, genelkurmay, aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı. Bir yumak gibi çalışıyoruz. Bugün MİT ile birlikte doğu illerimizden bir tanesinde 3 önemli kişi ile ilgili çok önemli bir operasyon yapıldı. Eyleme geliyorlardı. Türkiye bir atak yemez mi? Dünyada bütün ülkeler yer. Ama şu anda Irak ve Suriye içine kurduğumuz ve bölge ülkeleriyle gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde Türkiye şu anda belki de tarihinin en önemli bir güvenlikli döneminden geçiyor.
Sadece biz İçişleri Bakanlığı 74 ülkede Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve Polis Akademisi, 23 ülkede jandarma aracılığıyla eğitim veriyoruz."
Türkiye'nin geçen dönemde kendi adına çok önemli birikimler elde ettiğinin altını çizen Soylu, bu bilgi ve birikimleri güvenlik teşkilatlarının çok iyi kullandığını söyledi.
"Terörle mücadele kapsamında şehirlerde kontroller arttırıldı"
Türkiye'nin güvenli bir süreci yaşamasında FETÖ'den arınma sürecinin, Türkiye'nin sınırlarından itibaren çok güçlü bir kontrol mekanizması ortaya koymasının büyük önemi olduğunu belirten Soylu, tüm tüp ve gübre satıcıları ile terör örgütünün erzak kabiliyetini elde etmeye yönelik takiplerini yaptıklarını ifade etti.
Terörle mücadele kapsamında şehirlerde kontrolleri arttırdıklarını, istihbarat ağları kurduklarını kaydeden Soylu, sınır dışındaki öncü hatlar, sınırlardaki duvar, aydınlatma ve sensörlerle birlikte Türkiye'nin bir güvenlik hattı kurduğunu anlattı.
Terörle mücadelede "terörü kaynağında yok etme" gibi bir prensip ortaya koyduklarını anlatan Soylu, Suriye ve Irak ile Türkiye içerisinde kesintisiz operasyonlar yaptıklarını kaydetti. Soylu, kış operasyonları kapsamında 4 bin 300'ün üzerinde operasyon planladıklarını bunun da yüzde 86'sını tamamladıklarını vurgulayarak, 15 Nisan'dan sonra da bahar operasyonlarını başlatacaklarını ifade etti.
Terörle mücadele konusunda ciddi bir alan hakimiyeti oluşturulduğunu ve teknolojik üstünlük ortaya koyduklarını dile getiren Soylu, alınan önlemler ve yapılan operasyonlar sonucunda 2015'te 844 olan silahlı saldırı olayının 2018'de 10'a, 104 olan çatışma sayısının 7'ye, 622 olan mayın ve EYP'li saldırının 41'e, 127 olan sabotaj ve kundaklamanın 2'ye, 41 olan şehirlerde adam kaçırma olayının ise sıfıra düştüğünü bildirdi.
"(Kayyum atanan) Belediyeler bir kere terör örgütünün şah damarıydı. Bir, adamı oradan götürüyorlar, iki, ihaleleri oradan verip şişkin faturalarla beraber oradan terör örgütüne kaynak sağlıyorlar, üç, uluslararası alanda yapmış oldukları ziyaretlerde PKK'nın Avrupa'sı ile PKK'nın Türkiye'sini ve sınır dışını ciddi bir şekilde koordine ediyorlardı." diyen Bakan Soylu, söz konusu belediyelerin iş makinelerinin yanı sıra erzak ve para toplayarak da terör örgütüne yardım yaptıklarını, kayyum atanınca bunların kesildiğini söyledi.
Soylu, öte yandan kaçak sigara ve uyuşturucuya yönelik başarılı operasyonlar sayesinde PKK'nın gelirlerinin de önemli oranda kesildiğine işaret etti.
FETÖ ile mücadele hakkında da bilgi veren Soylu, örgütün Amerika'da 800 milyon dolar okullardan aldığını, bağış izinlerinden dolayı da 200 milyon dolar topladığı bilgisini paylaştı. Soylu, FETÖ'nün Arizona ve Nevada'da askeri üste okullarının bulunduğunu kaydetti.
21. asırda bir ülkenin terörü kendi ülkesinden engellemesinin söz konusu olamayacağını ve bir ülkenin iç güvenliğinin başka ülkenin merkezinde başladığını aktaran Soylu, bunun için bir çok ülke ile güvenlik alanında işbirliği yaptıklarını anlattı.
Beka tartışması
Seçim çalışmaları kapsamında İzmir'de bir STK buluşmasında "Size yaklaşan bir tehlikeyi söylemek boynumun borcudur" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Soylu, son 6-7 yılda Türkiye'nin yaşadığı olayları hatırlattı.
Gezi Parkı odaklı olaylardan önce faizin yüzde 3,5-4 olduğunu sonra 11'e çıktığını belirten Soylu, söz konusu dönemde kişi başına gelir seviyesinin 11 bin dolar olduğunu söyledi.
Türkiye'nin orta üst gelir seviyesinden yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkacağını ancak bunun engellendiğini ifade eden Soylu, "Orta gelir tuzağından dolayı girmedik bu patinaja, Gezi, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim, 15 Temmuz. Sizin cebinizde paranız olsa 15 Temmuz darbesi yapılan bir ülkeye yatırım yapar mısınız?" diye sordu.
Irak'ın kuzeyinde bir devlet kurulma girişimi ve 7 Haziran seçimlerinden sonra çıkan olayları da hatırlatan Soylu, 7 defa Siirt Devlet Hastanesinin yakıldığını, 25 bin evin tarumar olduğunu, kütüphanelerin, camilerin ve tarihi eserlerin tahrip edildiğini belirtti.
Türkiye'nin bunlara rağmen potansiyeli çok güçlü olduğu için bir çok alanda yatırım yapabildiğini vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sıçramamız lazım. Dünyada Türkiye'nin lehine çok büyük bir konjonktür var. Ben gördüğüm fotoğrafı paylaşmak zorundayım. Doğu blokunun yıkılması yani çift kutuptan tek kutuba düşecekmiş gibi görülmesi, ABD'nin bunu taşıyabilecek kabiliyetinin olmadığını göstermesinin ardından dünya bir yönsüzlük içerisinde. ABD, Çin, Avrupa, İngiltere... Nereye gideceğini bilmiyor. Peki ne yapıyor? Herkes birbirini idare ediyor. Bu bizim için bir avantaj. İlk kez Türkiye, uzun zamandan beri kendisine darbelerle terörle, yüzde 8 binlik gecelik faizlerle, IMF ile yaptırılmayan bir çok meselesini aşarak büyük bir sıçrama yaptı, sınıf yükseltti. İlk kez biz 400 yıldır, batı ile aramızdaki iktisadi açıyı daraltıyoruz. Geçirdiğimiz 7 yılın özeti budur. Türkiye'nin sıçramasını ve büyümesini görenler dur çektiler, Irak'ın kuzeyinde devlet kurulması, halk bankası operasyonu böyle bir şeydir."
Soylu, Türkiye'den 4 enerji hattının geçtiğini, Avrupa'nın enerjisini Türkiye'den karşılamak zorunda olduğuna dikkati çekti.
"Türkiye beka konusunda sürekli tehdit altında bir ülkedir. Kendisini güçlendirmediği sürece tehdit altındadır. Bu dönem daha tehdit altındadır" diye konuşan Soylu, 1969 yılından beri Türkiye'nin 4,5 yıl seçim olmayan bir döneminin hiç olmadığını söyledi.
4,5 yıl terör olmadığı takdirde Türkiye'nin "sıçrama" yapacağını ifade eden Soylu, "Eğer 31 Mart akşamı Türkiye'de bir iktidar zaafiyeti oluşuversin, şuraya yazınız, 1 Nisan'dan itibaren Doğu ve Güneydoğu'da başka olaylar başlar. Kaymakamlar ve valiler, 6 yaşındaki çocukların ellerine taş verilerek itibarsız hale getirilmeye çalışılır." diye konuştu.
HDP'nin 17 büyükşehir, 34 il belediye başkanlığı olmak üzere 51 yerde seçime girdiğini hatırlatan Bakan Soylu, 761 ilçede de aday göstermediğini, HDP'nin bir önceki seçimlerde 64 yerde seçime girdiğini söyledi.
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin belediye meclis üyeleri adayları arasında terör ve asayiş suçlarından sabıka kayıtları ile istihbarat bilgileri bulunan 299 kişi olduğu bilgisini paylaşan Soylu, şunları kaydetti:
"Belediye meclis üyelerini CHP'ye HDP'ye ve İYİ Parti'ye sokuyor. Nerede? İstanbul, İzmir, Ankara, Adana. 299 kişi. İstanbul'un bir ilçesi adı C.Y, 1998'de PKK ile iltisaklı olduğu için gözaltına alındı. 2016'da EYP ve molotof kokteyli nakletmesi gerekçesiyle gözaltına alındı. Bu belediyede CHP favori ve bu adam bu belediyenin içerisinde olacak. Bu adam şu an meclis üyesi adayı.
Gene aynı belediye, adı E.Y. 1998'de para toplayarak kırsala aktardığı, 2015'te KCK yapılanmasından dolayı gözaltına alındığı... H.Ş. Ankara'da bir kuyumcu dükkanı soygunu ile ilgili yakalandı. Yine İstanbul'da çok sosyete bir yerde, Kandil bölgesine giden şahıslardan biri olduğu, Kandil ile Türkiye arasında haber alıp getirdiği...
Yine İstanbul'da 2006 yılında PK/KCK gençlik faaliyetleri içerisinde sürekli aktif olarak yer aldığı ve adam topladığı. İzmir’de araç yakma olaylarına yardım ve yataklık yaptığı..."
Soylu, bu kişilerle ilgili "gereğinin" yapılacağını söyledi.
"Fitne ve nifak tohumu"
94 belediyeye kayyum atanması ile terör örgütünün "şah damarının kesildiğini" belirten Soylu, kendilerine meydan okunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bir G günü geldiğinde düğmeye basacaklar. Diyelim ki bir şehit cenazesi geldi. Belediye meclisi karar alacak, şu sokağın ismini değiştiriyorum diye. Oradan öbürü dilekçe verecek, terör örgütü mensubum vardı, bize göre terör tabi onlara göre sözde şehit, şu sokağa isminin verilmesini istiyoruz. İstanbul'da, Antalya'da Anadolu'nun bir ilçesinde nasıl karşılanır? Peki ne olur belediye meclisinde? Bu bir fitne tohumudur, nifak tohumudur.
Terör örgütüne yardım yataklık yapan bu kişileri almışsınız. Adamlar kadrolu şu an. Herkes ne görev yapacağını biliyor. PKK'yı şöyle görmesin kimse. PKK'nın kendi adına bir iradesi söz konusu değildir. PKK'nın iradesi Kandil'dedir."
"Kılıçdaroğlu, Gülen'e geçmiş olsun telefonu açmıştır"
Soylu, Kılıçdaroğlu'nun 2013'te FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e telefon açanlar arasında kendisinin olmadığını söylemesine ilişkin, yanında getirdiği notu okuyarak "Çıksın cevap versin. Ekim 2013, Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Merkez'den Mustafa Yeşil'in verdiği numaradan Pensilvanya'yı aradı. Fakat 'ilaç aldığı için konuşacak durumda olmadığı' söylendi. Durumunu sordu, Mustafa Yeşil ile konuştu, geçmiş olsun dileklerini sundu. İlan çıkmadan 3-4 gün önce Ekrem Dumanlı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun basın danışmanı Baki Özilhan'ı arayıp 'Gazetede vereceğimiz geçmiş olsun ilanında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini verelim mi?' diye sordu. Baki Bey bir şeyden haberi olmadığı için Ekrem Dumanlı'ya bir şey söylememiş, Mustafa Yeşil'i danışmanı arar o da Kemal Kılıçdaroğlu'na sorar 'Şimdilik ismime yer vermesinler' der ve gazete ilanında adı çıkmaz ama Kemal Kılıçdaroğlu, Fetullah Gülen'e geçmiş olsun telefonu açmıştır. Ben bunu yapmadım diyebilir, demesini bekliyorum merakla." ifadelerini kullandı.
"15 Temmuz'da konseyin ismi neydi?"
Kılıçdaroğlu'nun 2013 yılının ekim ayında Hüseyin Mercan ve Mustafa Yeşil ile bir klinikte buluştuklarını ifade eden Soylu, yine yanındaki notu okuyarak "Mustafa Yeşil, öncelikle cemaatin yaptığı çalışmaları detaylı olarak anlatır. Arkasından hükümetle ilgili sorunları anlatır. KCK, dershaneler, bütün meselelere girer. '28 Şubat'ta bile bu kadar baskı görmediklerini' söyler. 28 Şubat'tan sonra Ecevit'in kendileriyle ilgili ortaya koyduğu alan açmayı değerlendirdikten sonra buna istinaden 'Eğer cennete bir kişiyi gönderme hakkım olsaydı Ecevit'i göndertirdim' dedikten sonra tabanda makes bulur, seçimlerde bunun karşılığında bir olumluluk olur. Toplantılar biter. Mustafa Yeşil, toplantı sonuna doğru 'Bizden istedikleriniz veya F.G'ye söylemek istedikleriniz neler?' der Kemal Kılıçdaroğlu'na. Kılıçdaroğlu, 'Biz dini cemaatleri sivil toplum olarak görüyoruz, sizinle bir sorunumuz yok.' der. F.G'ye 'Hükümetin politikalarının yanlış olduğunu, 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ama ısrarla 'Yurtta sulh' başlığıyla söylesin' der. 15 Temmuz'da konseyin ismi neydi? Desin ki ben klinikte bu görüşmeyi yapmadım. Anladınız mı 'Yurtta sulh konseyinin ne olduğunu?" değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, "İsim babasının Kılıçdaroğlu olduğunu mu iddia ediyorsunuz?" sorusu üzerine "Ben kastetmiyorum, kendisi söylüyor zaten. 'Yurtta sulh konseyinin' ismini kim verdi ve sufle nereden geldi? Buna bakmak lazım." yanıtını verdi.
Mansur Yavaş hakkındaki iddialar
CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mansur Yavaş'la ilgili iddialar hakkında Soylu, "Orada yakalanmış, bu kadar açık ve net. Paraya tamah etmiş, bu da gözüküyor. Yargı bunu çözer, çözecektir, önemli bir bölümünü çözmüş." dedi.
Soylu, söz konusu iddiaların, Yavaş'ın adaylığının düşmesine neden olup olmayacağının teknik bir konu olduğunu ve bunu bilemeyeceğini söyledi.
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin, PKK'nın şehirlere sızmasına "Truva atlığı" yaptığını belirten Soylu, "İlk kez bir terör örgütü, meşru siyasi partilerin içerisine zerk ediliyor." değerlendirmesini yaptı.
Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Tunç Soyer'i kastederek adını bilmediğini ifade eden Soylu, Soyer'in "Sakin Şehir Toplantıları"na katılmak üzere yurtdışına çıkış izni almak için İçişleri Bakanlığına en çok başvuran kişi olduğunu söyledi.
"DHKP-C'li Aziz Güler'in cenazesine gitti"
Bakan Soylu, kendisinden CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, bir terörist cenazesine gittiğini ispat etmesini isteyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın sözleri hakkında ise "Aziz Güler'in cenazesine gitti. Aziz Güler, DHKP-C'li. Öldürüldüğü tarihte, 21 Eylül 2015'te Ayn el-Arap'ta bir terör örgütü mensubu olduğunu herkes biliyor. Bu cenazeye gitti. Bu cenazenin başında da yine zannediyorum, bir genel başkan yardımcısı veya bir milletvekili (Gamze Akkuş) İlgezdi olabilir, onunla gözyaşı döktüler, ağladılar. Onun için Sayın Grup Başkanvekilinin bu değerlendirmesini kale almamak lazım, sözünü de kale almamak lazım." dedi.
Tanrıkulu'nun, Wikileaks belgelerinde "TR705" koduyla kime çalıştığının yer aldığını söyleyen Soylu, her partiye sızdırılan adamlar olduğunu bildirdi.
Soylu, HDP'de bir FETÖ'cünün, İYİ Parti'de ise başka bir tarafla iltisaklı bir kişinin bulunduğunu söyledi.
"Beni ürkütür bu olaylar"
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim'de toplanan grubun ezan okunduğu sırada ıslık çalıp slogan attığı görüntülere ilişkin ise Bakan Soylu, İstiklal Caddesi'nin kendilerinin "kırmızı çizgisi" olduğunu belirterek "Maalesef bu çirkin olay meydana geldi. Beni ürkütür bu olaylar. Siz Kahramanmaraş olayının nasıl çıktığını biliyor musunuz? Ben Kahramanmaraş olaylarının, Çorum olaylarının nasıl çıktığını iyi okudum. Türkiye'de en kötü mesele, esas itibarıyla bizi korkutacak mesele, bizim fay hatlarımız üzerinden meselelerin tetiklenmesidir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar bunlar bizim fay hatlarımızdır ve bugüne kadar Batı bunu çok iyi kullandı. Allah muhafaza orada belli bir saatten sonra arkadaşlar bizi uyardılar, biz hemen süpürdük. 'Şu anda alkol alınmaya başlandı. Bir bölüm böyle bir şey yapıyor, kontrolsüz bir şey olabilir' deyince 'Hemen gereğini yerine getirin' dedik. Ezanın ıslıklanması gibi bir hadiseyi başka bir tarafa çekerlerse toplumsal kargaşayı, toplumsal çatışmayı önlemekte zorlanırız. Türkiye'de tek taraflı kimse bir şey yapamaz. Yani Gezi olayları gibi... Bizim böyle bir endişemiz yok. Hangi grup olursa olsun, Türkiye'de hiçbir şey yapamaz ama mesele, Allah muhafaza iki tarafın birbirine tahrikiyle meydana gelebilecek bir iş olursa bu güvenlik sorunu olarak bizi ciddi bir şekilde uğraştırır. Bu, tehlikeli bir iştir. Kim bunu yapıyorsa, kim buna adım atıyorsa bu akılsızlığından değildir. Bu, planlı, programlı... Nefreti, kini, oradaki pankartları gördünüz zaten hepsi iğrenç. Valiliğimiz gerekli soruşturmayı yapıyor." değerlendirmesini yaptı.
Trafik güvenliği alanında yapılan çalışmalara da değinen Soylu, 2018'in ilk 2,5 ayı ile 2019'un aynı süresi kıyaslandığında, trafik kazalarında ölen kişi sayısında yüzde 39 azalma yaşandığını kaydetti.
Bugüne kadar 36 milyon 700 bin kimlik yenilediklerini, 2 milyon biyometrik pasaport verdiklerini belirten Soylu, bu konuda "VIP hizmet" sunduklarını dile getirdi.
Kaynak: AA