Prof. Dr. İlhan Varank 15 Temmuz gecesi darbe girişimine tereddütsüz karşı koyanlardan biriydi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde, darbecilerin açtığı ateşle şehit düştü.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 4 yıl sonra ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank ile ilgili ilk kez konuştu, "O gece attığı mesajları görmedim, onunla konuşmak nasip olmadı, en çok buna üzülüyorum" dedi.
"Esra, Mustafa'ya dikkat et"
Bakan Varank'ın, TRT Haber muhabiri Esra Sayın'la yaptığı özel röportajından öne çıkanlar...
"O gece, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla milletimiz özgürlükten yana, demokrasiden yana, kendi iradesinden yana olduğunu çok net bir şekilde gösterdi. Elhamdülillah ağabeyim de onlardan bir tanesiydi. Yıldız Teknik Üniversitesinde idareciydi, hocalarıyla bir grubu vardı. Orada son yazdığı cümle, 'Biz korkarsak herkes korkar, ben dışarı çıkıyorum' olmuş. Eşiyle helalleştikten sonra önce Vatan Caddesi'ne gelmiş. Daha sonra polisin de yönlendirmesiyle İBB'nin önüne gelmiş."
O gece ağabeyinin aile grubundan yazdığını söyleyen Varank, "Ama ben o kadar yoğun bir şekilde bu darbeyle mücadele etmek için bir trafik yürütüyordum ki o mesajları hiç görmedim. Eşime seslenmiş, 'Esra, Mustafa'ya dikkat et' diye mesajlar yazmış. Orada bile kendini düşünmüyor aslında..." dedi.
"Bu telefonun sahibi çok yiğit bir insandı"
"Sağlık Bakanımızın Özel Kalem Müdürü arkadaşımız bizi aradı, 'Mustafa ağabey, ağabeyinizle ilgili bir haber aldık. Yaralandığıyla ilgili bir haber aldık' dedi. Ben tabii şok oldum. Bu haberi alır almaz ağabeyimi telefonundan aradım, telefonu bir yabancı açtı" diyen Bakan Varank, silah sesleri geldiğini ve telefondaki kişinin kendisine ağabeyinin yaralandığını söylediğini anlattı.
Telefondaki kişi ise Varank'a şunları söyledi:
"Ağabey, bu telefonun sahibi çok yiğit bir insandı. Biraz önce vuruldu, arabaya bindirdik, hastaneye yolladık. Ne olduğunu bilmiyorum, telefonu burada kaldı."
"Şehadet en yüce makamlardan bir tanesi"
Bu olaydan birkaç saat sonra ağabeyinin şehadet haberini aldığını anlatan Varank, "Naaşını teslim aldık. Kendi ağabeyinizi gusülhanede yıkamanız başka bir duygu. Cenazesini ben yıkadım. İnsanın ağabeyinin şehadet haberini alması çok yürek burkan bir şey ama inancımızda şehadet en yüce makamlardan bir tanesi" dedi.
Röportajda, 3 kardeş olduklarını ve en küçüğünün kendisi olduğunu söyleyen Varank, ağabeyiyle ilişkisini anlattı.
"Tabii ki, iyi bir ağabey kardeş ilişkimiz vardı. Her zaman kardeşine sahip çıkmaya çalışırdı. Güzel bir ilişkimiz vardı. O gece konuşamamış olmaktan çok hayıflanıyorum çünkü mesaj atmış 'İyi misiniz?' diye... O kadar yoğun bir trafik yürütüyorduk ki onu görmemişim bile. O gece onunla konuşabilmiş olmaktan gerçekten bahtiyar olurdum ama nasip değilmiş. Şimdi işte her kabri başına geldiğimizde Kur'an okuyarak, dualarımızı göndererek biz irtibatta olduğumuza inanıyoruz."
"Çok özlüyoruz"
Ağabeyinin yanında bulunan gazilerle görüşme fırsatı olduğunu belirten Varank, gazilerin kendisine "Ağabeyiniz gerçekten çok cesurdu" dediğini söyledi.
"Sürekli etrafındakilere 'Korkmayın' diye bağırıyormuş ve darbecilerin karşısında cesaretle duruyormuş. Böyle yüce bir makama erişmiş olması hem benim açımdan hem ailemiz açısından tabii ki gurur verici. Çok özlüyoruz, anmaya çalışıyoruz."
Kontrollü darbe iddialarından da bahseden Bakan Varank, şunları anlattı:
"Bir darbe düşünün, 251 vatandaşını şehit bırakıyor binlerce insanı gazi bırakıyor ve hala birileri çıkıp kontrollü darbeden bahsediyor. Bu bize tabii ki bir hakaret. Bizim bir şehidimiz var ailemizden, bizim gibi 250 ailenin şehitleri var. Onların karşına geçip şunu diyebilir misiniz? Bu kontrollü bir darbeydi.
Kendimi sorguladığımda, acaba bir tankla karşı karşıya kalsam bu kadar cesur hareket edebilir miyim diye düşünüyorum. Şimdi edebilirim, çünkü önümüzde örnekler var. İnşallah rabbim o yüce makamlara erişmiş şehitlerimizle bizi ahirette buluşturur diye dua ediyoruz."
Haber: Esra Sayın
Kamera: Samet Gençtürk
Kurgu: Şeyda Güloğlu Ünsal