Bakan Yanık, "Kadınların Güçlendirilmesi İçin İşbirliği Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de büyük bir coşkuyla yaşanan ramazan ayında bir araya gelmekten onur duyduğunu söyledi.
Ramazan ayının, özellikle orucun öneminin anlaşıldığı, dini vazifelerin yerine getirildiği özel bir dönem olduğunu aktaran Yanık, oruç tutan herkesin, imkanı daha az olanlarca tecrübe edilen açlık ve susuzluğun ne demek olduğunu anladığını ifade etti. Yanık, "Bu öyle bir zaman ki komşularımızla ve daha az imkanı olanlarla yemeğimizi paylaşırız. Böyle bir zamanda kıymetli katılımlarınızla gerçekleştireceğimiz toplantımızın hepimiz için faydalı gelişmelere vesile olacağına inanıyorum." diye konuştu.
Yanık, Türkiye'nin kadın emeğinin katkısıyla yükselen, tarihten gelen tecrübesiyle güçlü bir ülke olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski zamanlardan bugüne, Türk geleneklerinde kadınların her zaman saygın ve merkezi bir yeri olmuştur. Kadınlara duyulan saygı ve hürmet her daim Türk kültürünün değiştirilemez bir önceliğidir. Çalışmalarımızın amacı her daim kadının güçlendirilmesi, kadın haklarının korunması ile birlikte çocuk haklarının ve ailenin korunması yönünde olmuştur. Biz politika yapıcılar olarak çalışmalarımızı gerçekleştirirken halkımızın sesine kulak vermeyi, onlarla fikir alışverişinde bulunmayı her daim önceliklendirdik. Ne var ki modern zamanlar insan yaşamında ciddi değişikliklere yol açmıştır. Büyük savaşlar, göç dalgaları, ekonomik krizler ve hızla ilerleyen teknoloji, yaşamlarımızı bütünüyle değişime zorlamıştır. Günümüzde en temel meselelerden biri yeni dünya düzeninde insan haklarının yasal mutabakatlarla sağlam bir zemine oturtulmasıdır."
"Kadınların güçlenmesi için de iş birliklerimizi sürdüreceğiz"
Bakan Yanık, bütün dünya ülkelerini ilgilendiren kadın hakları konusunda Türkiye'nin de kuruluşunun ilk yıllarından itibaren önemli adımlar attığını bildirdi.
Öncelikle siyasi ve hukuki haklara sahip olan Türk kadınlarının, dünyanın pek çok ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkına eriştiğine işaret eden Yanık, "Zaman içinde değişen, gelişen politikalarla kadınlar sürekli desteklenmiştir. Kadınlar aile ve toplum için vazgeçilmez olduğu için kadınların her zaman önceliklendirilmesi gerektiğine inanıyoruz." dedi.
Yanık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, bu inançla Türkiye'de yaşayan tüm kadınların siyasal ve sosyal haklarına ulaşması için çalıştıklarını vurguladı.
Her geçen gün daha çok kadının hayatına dokunduklarını, daha çok kadının refahına aracılık etmenin gururunu yaşadıklarını aktaran Yanık, şöyle devam etti:
"Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kadınlara hak ettikleri itibar teslim edene dek mücadeleye devam edeceğiz. Ünlü ozanımız Neşet Ertaş 'Kadınlar insandır biz insanoğlu' demiştir. Bu anlamda ülkemizin her yanında, toplumun her alanında, her daim kadın haklarını ve kadınların başarılarını destekliyoruz.
Kadınlar toplumun her kesiminde hayati bir rol oynamaktadır. Kırsal bölgelerde kadınlar çiftçi ve çoban olarak pek çok sorumluluk almaktadır. Kentlerde ise kadınlar eğitimlerine karar vermede özgürdür, akademik hayatlarında üniversitelerde profesör olmayı, hastanelerde doktor olmayı, fabrikalarda mühendis olmayı ya da istedikleri kariyeri takip etmeyi tercih edip yükselebiliyorlar."
Türkiye'de eğitim ya da çalışma alanında kadınların önünde hiçbir mani olmadığına dikkati çeken Yanık, "Ancak, hepinizin bildiği gibi bu coğrafya, pek çok farklı anlayışa mensup insanlara kucak açmıştır. Çeşitliliğimiz zenginliğimizdir. Elbette ki bu çeşitlilik farklı dünya görüşlerine mensup insanların huzurla yaşayabileceği şartları onlara sunmayı gerektiriyor. Bizler de bunun için vatandaşlarımızın taleplerini, uygun zemin ve gerekli şartları oluşturarak gerçekleştiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Yanık, hak ve adalet ilkeleriyle uyumlu faaliyetleri güçlendirerek, her türlü hak kaybının önüne geçecek iradeyi göstererek, vatandaşların refahı ve huzuru için kararlı adımlar attıklarını belirtti. Yanık, şunları söyledi:
"Şunu biliyoruz ki aynı hedefe giden pek çok yol bulunabilir. Yeter ki bu yolların sonunda kadınlar, insan onuruna yakışan, huzur ve güven içinde bir hayat sürerek, her türlü imkan ve fırsattan hakkıyla yararlanabilsinler.
Bizler nihai hedef olarak, değişen, dönüşen şartlara ve hayatın dinamik akışına uygun geliştirdiğimiz politikalarla adalet, eşitlik ve hakkaniyet prensiplerimizden asla ödün vermeden, kadın erkek eşitliği konusunda çalışmalarımıza devam edecek, kadınların güçlenmesi için de iş birliklerimizi sürdüreceğiz."
"Düzenli yardım alanların yüzde 65'ini kadınlar oluşturmaktadır"
Türkiye'de kadın haklarının geliştirilmesi adına yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Yanık, "Kadın erkek eşitliğini bu sürecin odak noktası olarak belirledik. Bu noktadan hareketle kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet konularında yasal düzenlemeler yaptık. 2018-2023 yıllarını kapsayacak şekilde Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladık." diye konuştu.
Kadınların eğitimde, sağlıkta, karar alma mekanizmalarında, istihdamda desteklenmesi için çalıştıklarını anlatan Yanık, sosyal yardımları çeşitli sebeplerle hayata katılamayan kadınlara yönlendirdiklerini söyledi. Yanık, "Bugün düzenli yardım alan hak sahiplerinin yüzde 65'ini kadınlar oluşturmaktadır." bilgisini verdi.
Eylem planına göre eğitimin öncelikli alanlardan biri olduğunu ifade eden Yanık, şöyle konuştu:
"Maddi imkansızlar sebebiyle çocuklarını okula gönderemeyen ya da okuldan almak zorunda kalan ailelere ekonomik destekler vererek özellikle kız çocuklarının ve aslında tüm çocuklarımızın okullaşmasını teşvik ediyoruz.
Şartlı nakit transferleri ile ailelerin çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri şartıyla onlara eğitim yardımı sağlıyoruz. Ayrıca Türkiye'nin Mühendis Kızları Projesi ile mühendis olmak isteyen kız öğrencileri geleceğini kuran mühendisler olmaları için teşvik ediyoruz.
Çalışmalarımız eğitim alanıyla da sınırlı kalmıyor. Kadınların temel sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak için Sağlık Bakanlığımız koordinatörlüğünde başarılı çalışmalar yürütüyoruz. Gelişmişlik düzeyinin en belirgin göstergelerinden biri olan doğum esnasındaki ölümlerde ciddi bir düşüş gözlemleniyor. Ülkemizde son 20 yılda 100 bin canlı doğumda anne ölüm oranı 2002'de 64 iken 2019 yılında 13'e kadar düşmüştür."
"530 yeni kadın kooperatifinin kurulmasına imkan sağladık"
Kadınların hayata tutunması kadar her alanda aktif ve üretken olmalarını da önemsediklerini aktaran Yanık, bu anlamda kadınların bilgi, beceri ve sağduyularının yönetim süreçlerine yön vermesini çok değerli bulduklarını belirtti.
Yanık, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2002'de yüzde 4,4 olan kadın milletvekili oranının 2018'de yüzde 17,45'e ulaştığını bildirdi.
Yıllar içerisinde yerel yönetimlerdeki kadın oranlarında da benzer gelişmeler gözlemlendiğini anlatan Yanık, "Ülkemizde akademisyenlerin yarıdan fazlası, avukat ve mimarların yüzde 47'si, kamu görevlilerinin yüzde 40'ı ve büyükelçilerin yüzde 25'i kadındır." diye konuştu.
Yanık, siyasi alanın yanı sıra kadınların işgücüne katılımı ve çalışma koşullarının kalitesinin artırılması açısından da önemli ilerlemeler sağladıklarını söyledi.
11. Ulusal Kalkınma Planı ve Türkiye'nin Ulusal İstihdam Stratejisi ile kadınların iş gücüne katılımının önündeki engelleri kaldırdıklarını açıklayan Yanık, şunları kaydetti:
"İş yerlerinde doğumdan sonra yarı zamanlı çalışma hakkı ve işyerlerinde zorunlu günlük bakım hizmetleri gibi iş-yaşam dengesini sağlamaya yönelik yasa ve düzenlemelere öncelik verdik. Ülkemizin her yerinde kadınların yerel imkanlarla önemli girişimcilik projelerine imza attıkları kooperatifçilik çalışmalarını teşvik ediyoruz. 530 yeni kadın kooperatifinin kurulmasına imkan sağladık.
Kadınlar kendi kurdukları kooperatiflerle yerel imkanlarını önemli girişimcilik hamlelerine dönüştürüyor hem güçleniyor hem de ekonomiye artı değer katıyorlar. Biz, kadınlara yönelik politikalarımızı bütün kadınları kapsayacak şekilde belirliyoruz. Ülkemizde ne eğitimde ne istihdamda yer alan yani dünyada 'NEET' olarak nitelenen 18-29 yaş arasındaki genç kadınların toplumsal ve ekonomik hayata aktif katılımlarını sağlamak amacıyla harekete geçtik. Projeyle kadınların istihdam olanaklarının iyileştirilmesi için kapasite geliştirme çalışmaları ve mesleki eğitimlerle birlikte, danışmanlık ve mentörlük programları planlıyoruz."
"Son yirmi yılda Kadın Konukevi sayısını 11'den 149'a çıkarttık"
Kadınların güçlenmelerinin ve kamusal hayata katılımının önünde büyük bir engel olan şiddet gerçeğiyle çok yönlü bir mücadele tarzını benimsediklerini vurgulayan Yanık, hukuki düzenlemelerin yanı sıra şiddetin her iki tarafını odağa aldıklarını söyledi.
Şiddet mağdurunun yaşadığı hak ihlallerinin giderilmesi kadar şiddet failinin rehabilite edilmesini de programlara dahil ettiklerini aktaran Yanık, "Böylelikle farklı açılardan ilerleyerek geniş bir perspektifle şiddet döngüsünü parçalamayı ve tamamen sonlandırmayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak 81 İlimizde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri açtık. Ülke genelinde hizmet veren 383 Sosyal Hizmet Merkezimizde Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları oluşturduk. Son yirmi yılda Kadın Konukevi sayısını 11'den 149'a çıkarttık." ifadelerini kullandı.
Yanık, şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalarla mücadele alanını genişlettiklerini de belirterek, şunları dile getirdi:
"2007 yılından bu yana er ve erbaşlar, polis, jandarma, sağlık ve din görevlilerine yönelik şiddetle mücadele konusunda eğitimler veriyoruz. Kamu personelinin konuya ilişkin farkındalığını artırarak toplumsal seferberlik boyutunda çaba sarf ediyoruz. Türkiye 2021 yılı sonu itibarıyla 8. kez dünyanın en çok mülteci ağırlayan ülkesi olmuştur.
Ülkemizdeki göçmenlerin çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bunu göz önünde bulundurarak, geçici koruma altındaki kadınlara ve çocuklarına, hiçbir ayrım yapmadan, Türk vatandaşları ile eşit şartlarda hizmet sunuyoruz.
Türkiye olarak kadın çalışmaları alanında kendi kültürel dinamiklerimizle şekillendirdiğimiz, sorunları tüm yönleriyle derinlemesine değerlendirdiğimiz bir mekanizma oluşturmaya gayret ediyoruz. En son Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonunun Mart ayında gerçekleştirilen 66. oturumunda yaptığımız görüşmelerde de Türkiye'nin bu çalışmalarının merak ve ilgi uyandırdığını gözlemledik."
"Sosyal politikalarda ayrımcılıktan uzak yaklaşımla ilerlemeye kararlıyız"
Dünya kadınları olarak, kadınların temel insan haklarını koruyacak, hak, imkan ve fırsatlardan eşit faydalanmalarını sağlayacak çalışmaların hep birlikte yürütülmesi gerektiğini belirten Yanık, bunun yanında dünya barışına katkı sunacak her çabanın desteklenmesi ve bu çalışmalarda da ortak hareket edilmesi gerektiğini bildirdi.
Bakan Yanık, "Bizler dünya barışının tesisi ve kadınların insan haklarına tam erişiminin sağlanması için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde fedakarlık ve sorumluluk duygusuyla çalışmaya hazırız. Türkiye olarak belirlediğimiz bütün sosyal politikalarda insan odaklı ve ayrımcılıktan uzak bir yaklaşımla ilerlemeye kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, bu çerçevede gerçekleştirdikleri bu ilk buluşmanın bugüne kadar kadın hakları konusunda sağlanan gelişmeleri bir adım daha ileriye taşımasını diledi.