Bakan Yumaklı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğince (MÜSİAD) Mersin'deki bir otelde "Topraktan Geleceğe" temasıyla düzenlenen "Türkiye Yüzyılında Üretim Zirvesi"nde, 6 Şubat 2023'teki depremlerde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Tarım sektörünün geleceğinin tartışıldığı bu tür programları önemsediklerini dile getiren Yumaklı, zirvenin sonuçlarını takip edeceklerini vurguladı.
Yumaklı, Türkiye'nin yatırım ve uluslararası ticarette ciddi potansiyele sahip olduğunu belirterek, "Bu potansiyeli harekete geçirmek için girişimcilerimizin hakikaten dünya çapında çok ciddi gayretleri var. Bunların birçoğuna yakinen şahidiz." diye konuştu.
Hem Türkiye'nin hem de ihracat yapılan ülkelerin ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretim planlamasını tamamlamaları gerektiğini dile getiren Yumaklı, şöyle konuştu:
"Biz 2023'te planlı tarımla ilgili bütün yasal düzenlemeleri bitirdik. O dönemden itibaren bunun alt çalışmalarını da yaptık. Şu anda bütün arkadaşlarımız nisan ayı itibarıyla kendi iç süreçlerini de bitirecekler ve sahada konuşmaya, anlatmaya başlayacağız. Tarımsal üretim planlaması, kabaca suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar üretmemiz ve nasıl üretmemiz gerektiğini ortaya koyan bir programdır, disiplin manzumesidir."
Yumaklı, tarımsal planlamanın katılımcılığı gerektirdiğini, bu nedenle paydaşların desteğine ihtiyaçlarının olduğunu anlattı.
Türkiye'nin, jeopolitik önemine değinen Yumaklı, "Enerji kaynaklarına da yakın olmamızı gösteren, avantaj sağlayan bu coğrafi üstünlük, 9 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin döndüğü coğrafyada bizim çok daha fazla gayret göstermemizi ve ortak akılla hareket etmemizi gerektiriyor." ifadesini kullandı.
Yumaklı, dünyadaki gelişmelerin, tarımsal üretimin stratejik öneminin daha çok hissedilmesini sağladığını belirterek, şöyle devam etti:
"Dünya nüfusu 2050'de 10 milyar olacak. Türkiye'nin 2050 nüfusu 105 milyon... Gelecek bir o kadar misafiri de düşünürsek 2050'de en az 210 milyonluk nüfusun gıda ve su ihtiyacını karşılamamız gerektiği ortaya çıkıyor. Nüfus artışıyla birlikte iklim değişikliği, göç, birtakım daha önce adını hiç duymadığımız hastalıklar gibi hususların bizi kısıtlayacağını da düşünürsek buradaki risk faktörünü görmüş oluruz. Biz, bunların hepsini 'yeni normal' olarak niteledik ve Bakanlığımız bütün çalışmalarını buna göre dizayn etmeye başladı ve devam ediyor."
Nüfus artışıyla daha fazla su ve gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizen Bakan Yumaklı, "Tarım politikalarımızı hem bugüne hem bundan sonraki döneme yani gelecek kuşaklara bırakacak bir vizyonla oluşturduk ve 2024-2028 Stratejik Plan'ımızı yayımladık." dedi.
"Tarımsal üretim planlaması, suyu merkeze alarak yapıldı"
Yumaklı, Türkiye'nin "su stresi" altındaki ülkelerden olduğunu belirterek, "Tarımsal üretim planlaması, suyu merkeze alarak yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Bütün şehirlerin dinamiklerinin, üreticilerinin, üretici birliklerinin, ticaret odalarının, sivil toplum kuruluşlarının bu üretim planlamasının ilk safhasında çalışması üzerine bir model kuruldu. Daha sonra bütün bunlar Türkiye bazında konsolide edilerek Türkiye'nin üretim planlaması tamamlanacak." ifadelerini kullandı.
Arazi toplulaştırma çalışmalarının hızla devam ettiğini aktaran Yumaklı, yeşil vatanı korumak için 7 milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu söyledi.
Bakan Yumaklı, Mersin'e 21 yılda tarım, orman ve su alanında 60 milyar liralık yatırım yapıldığını, kentte bitkisel üretim miktarının yüzde 85, büyükbaş hayvan varlığının yüzde 39, küçükbaş hayvan varlığının yüzde 75, su ürünleri üretiminin de 45 kat yükseldiğini anlattı.
Çalışmaları ve politikaları oluştururken "Önce paydaşlarımız, önce milletimiz" dediklerini aktaran Yumaklı, şunları kaydetti:
"Bize verilen sorumluluk kapsamında milletimize en iyi hizmeti yapma gayreti içerisindeyiz ve bu şekilde de devam edeceğiz. Sektörümüz, alt ve üstyapısı ile kurumları itibarıyla güçlü yapıya sahip. Bizlerin, gerekli altyapı çalışmaları ve teşvikleri, sizler gibi ülkesini seven üreticiler ve girişimcilerimiz sayesinde evelallah üstesinden gelemeyeceğimiz herhangi bir sorun olmadığını düşünüyorum. Teorik değil pratik olarak, devleti ile milleti yani üreticisi, girişimcisi omuz omuza vererek bizim etki edebileceğimiz ya da edemeyeceğimiz birçok gelişmenin bizi hangi yöne götüreceğine hep birlikte karar vermemiz gerekiyor ki öyle yapacağız inşallah. Bizler, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi güçlü Türkiye'nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğine inanıyoruz."