Bangladeş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICT), 66 yaşındaki Abdul Mazid, 67 yaşındaki Abdul Halek, 70 yaşındaki Kabir Han, 68 yaşındaki Abdus Salam ve 70 yaşındaki Nur Uddin'i Pakistan'a karşı bağımsızlık savaşı sırasında cinayet ve tecavüz suçlarından gıyabında idam kararı verdi.
Mahkeme heyeti, kaçak olan bu kişilerin yakalanması gerekliliğine işaret etti.
6 kişinin yargılandığı davada bir kişi gözaltındayken ölmüştü. İdam cezasına çarptırılan diğer 5 kişinin polis tarafından arandığı belirtildi.
ICT ve daha önceki kararları
Başbakan Şeyh Hasina tarafından bağımsızlık savaşı sırasında işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009'da kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, çok sayıda kişi hakkında idam kararı verdi. Bunların büyük kısmı, ülkenin İslami değerleri savunan en büyük partisi Cemaat-i İslami liderlerinden oluşuyor.
Mahkeme tarafından suçlu bulunan ve ilk kez mahkum edilen kişi Cemaat-i İslami Partisinden Abdülkelam Azad oldu. Ülkeden ayrıldığı için gıyabında yargılanan Azad, Ocak 2013'te idam cezasına çarptırıldı.
Benzer gerekçelerle yargılanan parti yöneticilerinden Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla Aralık 2013'te, parti lideri Motiur Rahman Nizami 10 Mayıs 2016'da, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman 11 Nisan 2015'te, Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Mir Kasım Ali de 3 Eylül 2016'da idam edildi.
Mahkemenin 90 yıl hapse mahkum ettiği Cemaat-i İslami'nin 92 yaşındaki lideri Gulam Azzam da 23 Ekim 2014'te hapishanede öldü.
Partinin önde gelen isimlerinden Furkan Malik, eski genel sekreter Ali İhsan Mücahid ve eski milletvekili Sakhavat Hüseyin de mahkeme tarafından idama mahkum edildi.
Mahkemenin kararları eleştiriliyor
Bazı muhalefet partileri ve uluslararası gözlemciler, Hasina hükümetince kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin adil yargılama standartlarına uymadığına ve siyasi kararlar aldığına dikkati çekiyor.
Cemaat-i İslami Partisi de lider kadrosuna yönelik mahkeme kararlarının siyasi olduğuna işaret ederek, hükümetin muhalifleri bastırmak için kitlesel cinayetler, keyfi tutuklamalar, yargısız infaz ve işkence gibi suçlar işlediğini savunuyor.
Cemaat-i İslami yetkilileri, bağımsızlık savaşının ardından 1973'te çıkarılan Savaş Suçları Kanunu'na göre ancak silahlı savunma ya da yardımcı gruplara üye kişilerin savaş suçları ya da insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabileceğini, buna karşın üyelerinden hiçbirinin silahlı gruplara üye olmadığını, dolayısıyla bu suçlamalarla yargılanamayacağını vurguluyor.
Hindistan'dan 1947 yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Pakistan'ın doğusu ile batısı arasında 1971'de başlayan iç savaş, bağımsız Bangladeş devletinin kurulmasıyla son buldu.
Pakistan, ülkenin doğusundaki halkın bir bölümünün bağımsızlık talep etmesi üzerine bölgeye çok sayıda asker gönderdi. İç savaş sırasında Doğu Pakistan'dan 10 milyon sivilin evlerini terk ederek Hindistan'a göç etmesi üzerine Hindistan hükümeti, Aralık 1971'de bugünkü Bangladeş olarak bilinen Doğu Pakistan'ı işgal etti.
Pakistan askerlerinin çekilmesinin ardından 16 Aralık 1971'de "Doğu Pakistan", yeni adıyla "Bangladeş" olarak bağımsızlığını ilan etti. 9 ay süren bağımsızlık savaşı sırasında 3 milyondan fazla kişi yaşamını yitirdi, milyonlarca kişi yaralandı.
Bangladeş Hükümeti, El-Bedr Bahini güçlerinin 1971 Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan askerlerine destek verdiğini ileri sürüyor.
Kaynak: AA