Başbakan Yıldırım, 696 sayılı KHK'nin 121. maddesiyle ilgili tartışmalarla ilgili, "Darbeyi önlemek adına memleketin, milletin geleceği yönünde durumdan vazife çıkaran vatandaş varsa ki oldu 15 Temmuz gecesi, milyonlar sokağa indi. Bu insanları korumak bizim boynumuzun borcudur. Aksi halde darbelere göz kırpmak anlamına gelir. Darbelere karşı vatandaşın kararlı duruşunu, cesaretini kırmak anlamına gelir. Mesele doğru zeminde ele alınmalıdır. Yapılan düzenleme darbe teşebbüsü ve akabinde meydana gelen olayları önlemek için sokağa inen, hayatına ortaya koyan vatandaşlarımızı korumaya yönelik bir düzenlemedir. Mesele bu kadar açık ve nettir. Kimse başka bir tarafa çekmesin." dedi.
'Ana muhalefet partisi darbeye karşı mıdır, değil midir?'
Yıldırım konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bu konuşmaların hepsi boş konuşmalardır, onu açıkça söyleyeyim. Sebebi şu, ülkemizde bir 15 Temmuz darbesi olmuştur, 16 Temmuz günü de darbe girişimi ve akabindeki terör olayları bastırılarak milli irade hakim hale gelmiştir. Ben şunu sormak istiyorum, bu görüşlerini ifade edenler özellikle ana muhalefet partisi darbeye karşı mıdır, değil midir? Darbe zamanı millet sokağa çıkmış, resmi görevli olan, olmayan, ülkesine, bayrağına, vatanına sahip çıkan herkes bu darbeye karşı koymuştur. Dolayısıyla darbeye karşı koyan vatandaşlarımızın kanuni koruma altına alınmasından daha doğru bir şey yoktur. Buna karşı çıkmak demek vatandaşlarımıza 'Niye bu darbeye karşı çıktınız' demektir."
'Ana muhalefet partisi şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor'
Başbakan Yıldırım, "CHP'nin belli ki darbe konusunda kafa karışıklığı devam ediyor. Başından beri bu darbe teşebbüsüne bir türlü inanmamıştı ve aynı tutumunu belli ki sürdürüyor. Ana muhalefet partisi böyle davranmakla şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor, gazilerimizi ve yakınlarını fevkalade rahatsız ediyor. Bu tutum ve davranış asla kabul edilemez." dedi.
'KHK'nin 121. Maddesinde Hiçbir düzeltme yapılmayacak'
Yıldırım, 696 sayılı KHK'nin 121. maddesiyle ilgili tartışmalar hakkında şunları söyledi:
"Hiçbir düzeltme yapılmayacak, dilinde falan da bir sorun yok. Düzenleme, 667-668'deki düzenlemedeki kullanılan hukuki terimlerin tamamen aynısıdır. Darbe zamanı yapılmış bu düzenleme hiç konuşulmuyor, ona yapılan küçük bir ilave, sivillerin de o darbede karşı koyan, darbecilerle mücadele eden sivillerin de korunmasını esas alan bir ilave yapılmıştır. O zaman gündem olmayan, sorun olmayan şey bugün neden gündeme taşınmıştır; bunu anlamak mümkün değil."
Kaynak: AA