Başbakan Binali Yıldırım cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Doğru kararı verecek olan birinci derece mahkemesidir"
Yıldırım, Anayasa Mahkemesi'nin FETÖ sanıkları Şahin Alpay ve Mehmet Altan'ın tahliye taleplerine ilişkin kararı için yerel mahkemeyi adres gösterdi.
Başbakan, şunları söyledi:
"Mutlaka alınan kararlar bir kesimi mutlu eder, bir kesimi mutsuz eder. Bu gayet doğal bir şey. Yargılamada da mahkum olan var, beraat olan var ancak her karar üzerinden mahkemelerimizi alıp hırpalamak, onları keselemek, itibarını azaltmak doğru bir şey değildir. Türkiye'de hak arama yolları açıktır. Anayasa Mahkemesi'nin kararını beğeniriz beğenmeyiz, bunun incelenmesi, değerlendirilmesi ayrı bir şeydir. Ancak takdir edersiniz ki ilk derece mahkemesi dosyaya hakimdir. Dosyanın içeriğini biz de bilmiyoruz Anayasa Mahkemesi de bilmiyor. Doğru kararı verecek olan birinci derece mahkemesidir. FETÖ ile mücadelenin zaafa uğramasına sebep olacak kararlar alınmamalı. Daha duruşması yapılıp, son kararı verilmiş bir dava da değildir. O bakımdan acele yorum yapmak mahkemeye de haksızlık olur ve davaya da bir anlamda gölge düşürür. O bakımdan takip edeceğiz."
"Amblem ve tüzel kişiliklerini muhafaza ile seçime birlikte gidilmesine sıcak bakıyoruz"
"MHP'nin ittifak ile bakanlık isteyeceği" iddialarını yanıtlayan Başbakan Yıldırım, böyle bir şeyin gündemde olmadığını söyledi.
Başbakan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görüşülen husus çok açıktır. MHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın daha önce kamuoyuna da net bir şekilde açıkladığı gibi 2019'daki seçimde aday çıkarmayacaklarını, ittifak olursa da olmazsa da Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığını destekleyeceğini ifade ettiler. Biz de AK Parti olarak ittifaka olumlu bakıyoruz. Bir partinin listesinden değil amblem ve tüzel kişiliklerini muhafaza ile seçime birlikte gitmelerine yönelik düzenlemeye sıcak bakıyoruz. Komisyonun görevi de bunun detaylarını çalışmak ve önümüze getirmektir. Bunun dışında başka bir gündem yoktur."
"İdlib'te saldırıların artması yeni mağduriyetlere sebep olacaktır"
Başbakan Yıldırım, Esed rejiminin İdlib'teki saldırılarının mağduriyeti artıracağının altını çizdi.
Yıldırım, "Suriye'de kalıcı barışın sağlanması için başta Türkiye olmak üzere Rusya ve İran inisiyatif aldı ve başarı kaydedildi. Birlikte çalıştığımız ülkelerle bu hususu görüşüyoruz bunun doğuracağı vahim sonuçların oluşmaması için de gerekli çalışmaları yapıyoruz. İdlib'te saldırıların artması orada yeni bir göç hareketine, yeni mağduriyetlere sebep olacaktır. Suriye'nin barış sürecini kesintiye uğratmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Rusya ve İran'ın bu konuda daha fazla telkinde bulunması zorunlu hale gelmiştir." diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı'nın soruşturması
Yıldırım, İçişleri Bakanlığı'nın Halk Özel Harekatı Derneği hakkında inceleme başlatması için, halk gerektiği yerde gereğini yaptığını vurgulayarak şunları söyledi:
"Halkın ne zaman hareket edeceği 15 Temmuz'da belli olmuştur. Ülke tehdit altındaysa halk zaten durumdan vazife çıkarıyor ve gereğini yapıyor. Tarhi kitaplarında büyük harflerle yerini alacaktır. Bunun dışında bir takım oluşumların bizden müsamaha görmesi asla ve asla mümkün değildir."
"Ankara, Washington ve NewYork'tan daha güvenlidir"
ABD'nin vatandaşlarına Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısını da değerlendiren Başbakan, terörün küresel olduğuna dikkat çekerek, "Bunlar güzel şeyler değil. Yani "Türkiye güvenli ülke değil" algısı oluşturmak hem haksızlıktır hem de ABD Türkiye ilişkilerine olumlu katkısı olmaz. Ankara ve İstanbul, Washington ve New York'tan daha güvenlidir. Ankara ne kadar güvenliyse Washington o kadar güvenli. İstanbul ne kadar güvenliyse New York o kadar güvenli. Seyahat yasağı koymak çözüm değil. Küresel terör sınır tanımıyor. Oralarda terör hadisesi olmuyor mu, oluyor. Ümit ederiz ki hiçbir yerde terör olmaz, masum insanların hayatına mal olmaz. Bunun için küresel teröre karşı daha fazla dayanışma, birlik gerekir." dedi.
Kaynak: TRT Haber