Başbakan Binali Yıldırım, cuma namazı çıkışında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Başbakan Yıldırım ABD'deki 'Ambargo' davasının skandal kararının hukuki bir dava olmadığını belirterek, "Tamamen siyasi bir nitelik kazanmıştır. Uydurma delillerle kendileri suç işleyen insanların şahitliği ile oluşturulmaya çalışılan ve uluslararası hukuk normuna da hiçbir şekilde uymayan adeta bir tiyatro şeklinde bir dava. Sonucu önceden kararlaştırılmış, senaryosu hazırlanmış. Bir oyun gibi, bir davayı bütün dünya izledi. Bizim açımızdan hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye bir hukuk devletidir. Egemen bir ülkedir. Hak ve menfaatlerine nereden bir zarar verilmeye çalışılırsa karşılığını mutlaka verecektir" dedi.
"Evlenme yaşı Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında bellidir"
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın küçük yaşta evlilik ile ilgili fetva verdiği iddialarını da değerlendiren Yıldırım kanunları işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ergenlik, buluğa erme işi ayrı bir iştir. Ama evlenme yaşı, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında bellidir. 18 yaşını ikmal edenler evlenme hakkına kavuşmuş olurlar. Bundan önce yapılan evlilikler yasa dışıdır. Ayrıca büyük mağduriyetlere de sebep olmaktadır."
Başbakan Binali Yıldırım, cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını cevaplıyor. https://t.co/AAP9C6jPjT
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 5 Ocak 2018
"Yasal olarak da mümkün değil, suçtur"
Küçük yaşta evliliklerin hiçbir zaman kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bugün küçük yaşta evlenmiş, aileleri bölünmüş, kocası ya da eşi hapiste olan binlerce insan vardır. Bu bilgisizlikten, cehaletten ve o yaşların verdiği heyecandan kaynaklanan bir durumdur. Biz bunu hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda bir yasa ile bu mağduriyetleri gidermeye çalıştık maalesef kendimizi iyi ifade edemediğimiz için o mağduriyetler bugün de devam ediyor. Küçük yaşta evlilikler, hiçbir zaman hoş görülemez, kabul edilemez, yasal olarak da mümkün değil, suçtur." dedi.
"Bu bir hukuki süreçtir"
Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar'ın görevden uzaklaştırılması Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
"Bu bir hukuki süreçtir. Tabi ki kamu adına hizmet edenler, kamu gücünü kullananlar vatandaştan yetki alanlar bu yetkilerini yerli yerinde kullanmak, hizmet yaparken kamu menfaatini gözetmek durumundalar. Kayırmadan, görevi kötüye kullanmadan, memleket, millet adına iş yapan, hizmet adına iş yapana kimsenin söyleyecek sözü olmaz. Herhangi bir sıkıntı da yaşamaz. Yanlış yapanlar varsa bunların da hukuk içerisinde karşılığını görmesi gayet doğaldır."
"Hiç kimse hukukun üstünde değildir"
Başbakan Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamalarıyla ilgili, "Bilinmesi gerekir ki hayıflanarak yani bu işin ne kadar alçakça bir iş olduğunu, bu işin içinde olan çocuklarımızı zehirleyenlerin hiçbir müsamaha göstermeden en şiddetli şekilde üzerilerine gidilmesi gerektiğini açıklamaya çalışmıştır. Bu amaçla yaptığı bu açıklama tarzı, belki yanlış anlaşılmalara mahal vermiş olabilir. Şunu açıklıkla söyleyeyim; ister İçişleri Bakanı olun isten Başbakan olun ister sade bir vatandaş olun, hiç kimse hukukun üstünde değildir, ceza da olacaksa hukuk içerisinde herkes karşılığını görecektir. Mesele bundan ibarettir." diye konuştu.
Kaynak: AA