Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Esenler Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Yozgat Konfederasyonu 1. Olağan Genel Kurulu Toplantısı öncesi, basın mensuplarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'den İYİ Parti'ye geçen 15 milletvekilinin belirli bir süre sonra geri dönecekleri açıklamasına ilişkin sorusunu yanıtladı.
Bozdağ, "Kurmaya çalıştıkları çatı daha inşaat aşamasında başlarına yıkıldı, CHP de diğer partiler de bu çatının altında kaldılar." diye konuştu.
CHP'den 15 milletvekilinin İYİ Parti'ye geçmesini değerlendiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Demokrasi kahramanlıkları fazla uzun sürmedi"
15 milletvekilini ağlata ağlata başka partiye gönderdi. Onları demokrasi kahramanı olarak ilan etti. Kumpası bozduklarını söyledi ama demekki demokrasi kahramanlıkları fazla sürmedi.
"Şimdi ne değişti de geri dönme ihtiyacı duydular?"
Şimdiden genel başkan geri dönüşleri için altyapı oluşturuyor. Ben buradan soruyorum, Sayın Kılıçdaroğlu, bu 15 vekili hangi kumpası bozmak için gönderdi? Bu 15 milletvekilini demokrasi kahramanı ilan etti ama hangi konularda demokrasi kahramanlığı yapmak üzere bir başka partiye ağlata ağlata gönderdi. Şimdi ne değişti de demokrasi kahramanı olarak giden vekiller, kahramanı oldukları partiden, demokrasiden hemen gerisin geri dönüp CHP'ye gelme ihtiyacı duydular. Baktığımızda bu olay Güneş Motel hadisesinden daha çirkin bir siyasi ahlaksızlık fotoğrafıdır.
"CHP siyasi öngörüsüzlüğün kurbanı oldu"
Milletvekillerinin, grup başkanvekili ve genel başkan yardımcısının arkasındaki fotoğrafı ben hiç unutamıyorum. Koca koca vekiller ağlıyorlar, yüzlerinden düşen bin parça ve Genel Başkan kendi vekillerini boynu bükük bir şekilde, ağlaya ağlaya bir başka yere gönderdi. Bunlar kader kurbanı felan da değil CHP'nin genel başkanının siyasi beceriksizliğinin ve öngörüsüzlüğünün kurbanı oldu.
"Neden bu yola tevessül ettiler?"
Siyasi hayatları, itibarları, ahlakları toplum nezdinde tartışılır hale gelmiştir. Şimdi tekrar ağlaya ağlaya gidenler, öyle gözüküyor ki bu sefer güle güle herhalde geri gelecekler. O zaman sormak lazım bu milletvekillerine ve bu vekilleri oraya gönderen genel başkana, dün bunlar ağlata ağlata gönderdiğinizde CHP'nin vekilleriydi. Zaman geçti, bunları tekrar partiye alıyorsun, yine bunlar CHP'nin vekilleri. O zaman ne değişti? Peki neden bu yola tevessül ettiler? O gün de vekildiler CHP'de, şimdi de gene vekil olacaklar CHP'de. Peki bu rezaleti, bu kepazeliği, bu siyasi ahlaksızlığı, bu kişilere yaşatmanın anlamı neydi? Onu anlamakta zorlanıyorum.
"Milletvekilleri ucuza gittiler"
Öyle gözüküyor ki milletvekilleri ucuza gittiler, çok ucuza gittiler. Ama o ucuz bedeli de tahsil etme zorluğu ortaya çıkınca tekrar CHP'ye alınacaklarının işaretini Sayın Genel Başkan veriyor. O zaman ben bu milletvekillerinden, genel başkanlarına şunu sormalarını isterim; (Biz size hangi kötülüğü yaptık ki aile şerefimizi, kişi olarak şerefimizi, itibarımızı bu kadar ayaklar altına aldın, ağlattın ve bu hale getirdin, rezil kepaze ettin? Sayın Genel Başkan neden bizi bu hale getirdin?) diye eminim sormaları gerekir. İnşallah sorarlar yoksa ortada bir kahramanlık, bozulan bir kumpas yoktur. Çünkü gönderdikleri partinin seçime gideceğini bile bile, ağlatarak gönderme hadisesi vardır. O zaman Kılıçdadoğlu'na düşen bir şey var. Bu kirli operasyonu neden yaptı? Bunun arkasında hangi kirli pazarlıklar vardı. Onu açıklaması lazım. Hepimiz bekliyoruz. Öyle beylik laflarla değil, gerçek cümlelerle bunu izah etmesine ihtiyaç vardır.
"Çatı konusunda da ustalıkları yok"
Bir çatı meselesi vardı. Çatı meselesinde de ustalıkları yok. Kurmak istedikleri çatı daha inşaat halindeyken başlarına yıkıldı. Altında kaldılar. Bu işler usta işi. Öyle aklına gelen her işin en iyisi gibi hareket eden beceriksizlerin işi değil. Bu işi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Çünkü niyetleri halis değil. Şu anda çatının altındalar, çatının altından nasıl çıkacaklarını düşünüyorlar?
"Niye siyaset yapıyorsunuz? 80 milyonu kucaklamıyorsanız"
Belediye başkanları CHP'nin listesinden seçilmiyor mu? İzmir belediye başkanı diyelim, onların listesinden seçildi. İzmir'de yaşayan vatandaşlarımızı onların belediye başkanları kucaklamıyor mu yoksa? İl genel meclis üyeleri de belediye meclis üyeleri de partiden seçiliyor, o zaman bunlar da mı kucaklayamıyor milleti? Milletvekilleri de bir partinin üyesidir. Ben de AK Parti'nin üyesiyim, milleti temsil ediyoruz, o zaman bir partinin üyesi olan biri milletvekili seçilmesin, seçilirse milleti temsil edemez mi?
CHP'nin Genel Başkanına düşen bir şey var; 'Siyaset kötü şeydir, siyaseti yapan milleti temsil edemez, tarafsız olamaz, siyaseti bırakalım' demesi lazım. Bu siyasete kem gözle bakma anlayışı, millete güvenmeyen, inanmayan, esasında gerçek anlamda demokrat olmayanların bir hastalığıdır. Bu hastalık CHP'de daha fazla nüksetmiştir. Kılıçdaroğlu'nun bu açıklaması, kendisinin Türkiye'yi yönetmeye talip olmamasının gerekçesi, öyle ortaya koyuyor, öyle anlaşılıyor.
Kaynak: TRT Haber, AA