Gümüşhane'de konuyla ilgili bilgiler veren Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, çocuğa cinsel istismarın önlenmesi için tedbirlerin belirlenmesi adına kurulan komisyonun çalışmalarına değinerek, hazırlanan kanun tasarısı taslağını kısa süre içerisinde TBMM'ye göndereceklerini söyledi.
Akdağ, komisyonda koordinasyon başkanlığını kendisinin yürüttüğünü hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Çalışmalarımızı aşağı yukarı sona yaklaştırdık. 7 bakanla birlikte çalışıyoruz. 6 bakan olarak tasarlanmıştı, bir bakanımız daha iştirak etti toplantılara. Büyük ölçüde çalışmaları belirli bir noktaya getirdik. Bir taraftan risklerin azaltılması, bir taraftan cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi, yer yer ağırlaştırılması, öbür taraftan mağdurun ve ailesinin hassasiyetle korunması, ifşa edilmemesi konularında önümüzdeki aylarda çok ciddi adımlar atmış olacağız. Bir kanun tasarımız var, taslağını hazırladık. Bu taslağı kısa bir süre içerisinde kesin şeklini verip TBMM'ye götüreceğiz. Elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın bu husustaki son talimatlarını alıp bu şekillendirmeyi tamamlamış olacağız."
"Hükümet olarak son derece hassasız"
Çocuğa şiddet ya da cinsel saldırılara müsamaha göstermelerinin düşünülemeyeceğini vurgulayan Akdağ, "Bu hususta hükümet olarak son derece hassasız. Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti çok yüksek. Milletimizin hassasiyetinin de çok yüksek olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla meseleyi bütün yönleriyle ele almış durumdayız. Vatandaşımızın ve insanlarımızın taleplerine karşılık verecek tedbirleri gerçekleştireceğiz" dedi.
Akdağ, çocuk istismarı meselesinin tüm dünyanın ortak problemi olduğuna işaret etti.
"Batıda, ABD'de, diğer ülkelerde ciddi bir problem. Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz yılki raporunda çocuk yaştaki cinsel saldırı vakalarının aşağı yukarı çocukların yüzde 12'sine yapıldığını ifade ediyor. Tabi bu en ağır tecavüzden bir tacize, sarkıntılığa kadar geniş bir tanımlama içerisinde ama oranın ne kadar yüksek olduğu dikkatinizi çekmiştir. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bunu en asgariye indirmeye, elimizden gelse tamamen ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz, bu gayretlerimiz devam edecek."
"Esed rejimi kendi halkının üzerine bomba yağdırırken neredeydi?"
Akdağ konuşmasında ayrıca, Afrin'de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na değindi; Türkiye'nin verdiği mücadelelerin görülmesi gerektiğini vurguladı.
"Bugün ordumuz Afrin'de ve Allah'a şükürler olsun büyük bir muvaffakiyetle yoluna devam ediyor. Eğer harekat Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi çok süratle derhal sonlandırılmıyorsa bunun bir tek sebebi var, Afrin'deki sivilleri korumak. Zaman zaman batılı kaynaklardan sivillerle ilgili endişeler ifade ediliyor gerek ABD gerekse diğer batılı ülkeler tarafından. Acaba bu ülkeler Suriye'de zalim bir rejim, Esed rejimi kendi halkının üzerine bomba yağdırırken neredeydi ya da kendileri buralarda operasyon yaparken Türkiye Cumhuriyeti'nin gösterdiği hassasiyeti gösterdiler mi acaba? Bunun sorgulanması gerekiyor. Bizim tarihimiz inançlarımızdan kaynaklanan duruşumuz, miras olarak kazandığımız özellikler insana büyük kıymet vermemiz gerektiriyor. Bu silahlı bir mücadele yapılırken de böyle. Biz bunu tarihimiz boyunca farklı uygulamadık. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti olarak farklı uygulamıyoruz, sivilleri koruyarak yolumuza devam ediyoruz."
Akdağ, Afrin'deki harekatın ana amacının insanları korumak olduğunun altını çizerek, "Bir taraftan Türkiye'ye terör ithalini engellemek, öbür taraftan Suriye'deki kardeşlerimize huzur ve emniyet içerisinde yaşayabilecekleri bir ortam sunmaktır. Yolumuza bu şekilde devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Zeytin Dalı Harekatı'nda şehit düşen askerlere rahmet dileyen Akdağ, "Bütün milletimizin meselenin arkasında olduğunu biliyoruz. Zaman zaman muhalefetteki bazı siyasilerden zaman zaman başka çevrelerden çatlak sesler çıkmıyor değil ama milletimiz bu hususta topyekun kararlılıkla meselenin farkında olarak yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.
Kaynak: AA