Başbakan ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, İzmir’de esnaf buluşması programında konuştu.
16 yıldır esnafa çok önem verdiklerini, esnafı ve sanatkarı güçlü, ticareti canlı olan şehirlerin geliştiğini söyledi.
Yıldırım, 24 Haziran seçimlerinde Türkiye'yi gelecek 5 yılda yönetecek cumhurbaşkanı ile halkı temsil edecek milletvekillerinin seçileceğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Geçmiş dönemde parlamenter sistemde var olan ve zaman zaman da büyük sorunlara sebep olan vesayet uygulamaları, darbe girişimleri, çeşitli engellemeler, siyasi zaaflar, bunların hepsi bir anlamda tarihe karışıyor. Çünkü seçeceğiniz, ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanı sandıkta güvenoyu alıyor. Güvenoyunu siz veriyorsunuz, seçmen veriyor. 'Ankara'ya gönderelim vekilleri orada hükümet kursunlar' mevzusu ortadan kalkıyor.
24 Haziran seçiminin ilk onayı 16 Nisan'da yapıldı.16 Nisan'da iki fikir kampanya yaptı. Birisi hayır grubu, birisi evet grubu. Hayır grubu, 'biz iyiyiz böyle darbeler devam etsin, vesayetler devam etsin, Türkiye zayıf siyaseti hükümetlerle zaman zaman tökezlesin, kalkınması, büyümesi geciksin, biz durumumuzdan memnunuz' dedi.
Bunun yanında o seçim 'artık vesayetler bitsin, Türkiye zaman kaybetmesin, 2023 hedeflerimize 2053 vizyonumuza daha kararlı bir yürüyüş içinde olalım diyenler arasında geçti."
“Millet 'var'a 'yok'a konuşmaz”
Yıldırım, 16 Nisan'daki referandumda "evet"in yaklaşık 1 milyon 400 bin oy daha fazla çıktığını anımsattı.
Yaklaşık 40-50 gündür herkesin meydanlarda olduğunu anlatan Yıldırım, "Herkesten bir şey alıyorsunuz, kıyaslama yapıyorsunuz, kararınızı vereceksiniz. Vereceğiniz karar mutlaka ülkemiz için en doğru karar olacak. Bundan hiçbir şüphem, tereddüdüm yok.
Bugüne kadar milletimizin terazisi milim şaşmadı, siyasetçiler yanlış yapabilir ama millet yanlış yapmaz. O yanlışı da düzeltir. Nerede düzeltiyor, sandıkta. Millet 'var'a 'yok'a konuşmaz. Günü geldiğinde bir konuşur, pir konuşur, kararını verir, ona göre ülke gideceği yönü, yolu belirlemiş olur." diye konuştu.
"Tarımda kullanılan mazotun yarısını biz karşılıyoruz”
Yıldırım, esnaf için çok şey yaptıklarını, yapılması gereken konuları da takip ettiklerini dile getirdi.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu'nun taleplerini not aldığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"(Taleplerin tamamını yapacağız) desem yanlış olur, bir kısmı makul, yapılabilir, hakikaten düzeltilmesi gereken, bürokrasinin dar yorumlarından kaynaklanan akla da izana da çok uymayan hususlar var.
Bağkur borçlanmasında daha sonra işe devam ettiğinde prim gününe ilaveler getirmiş, önceki bir hakta beş binde ısrar etmenin anlamı yok, ne kadar açığı varsa o kadar versin. Makul olan budur, doğru olan budur, bu düzeltilebilir. Perakende Kanunu ile ilgili uygulamada bazı sorunlar var, bunu tekrar ele almak gerekiyor."
Nakliyecilerin ÖTV beklentisine ilişkin görüşünü dile getiren Yıldırım, petrol kaynaklı yakıtlardan yavaş yavaş elektriğe, başka kaynaklara, doğalgaza geçmeye çalıştıklarını, çeşitlendirme yaptıkça iyileştirme yapabileceklerini kaydetti.
ÖTV'nin orta ve uzun vadede ele alınması gereken bir konu olduğunu belirten Yıldırım, "Tarımda kullanılan mazotun yarısını biz karşılıyoruz. Şu ana kadar 2017'ye ait 3 milyar lira mazot desteği yaptık. 5,5 liraysa yarısı kadar maliyet gelmiş oluyor, yarısını biz karşılıyoruz. Bu uygulama devam edecek." dedi.
“Stopaj konusunda bir haksızlık var”
"Engelli rampası" konusunun önemli olduğunu ifade eden Yıldırım, "Engellileri yok sayamayız, onların hayatlarını kolaylaştıracak tedbirleri almamız lazım ama bu esnaf üzerinde baskı yapıyorsa, bunun da çaresine bakmamız gerekiyor. Yani bunu terk etmek çözüm olmaz." dedi.
Yıldırım, stopaj konusunda bir haksızlık olduğunu, yeni dönemde ele alacaklarını aktararak, "e-haciz" konusunu da düzeltebileceklerini söyledi.
Yıldırım, esnafın sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu'nun toplantıda ilettiği konulara ilişkin çalışmaları önceden başlattıklarını belirtti.
"Reformu tekrar bozmanın anlamı yok”
BAĞ-KUR borçlanmasına ilişkin talebi değerlendiren Yıldırım, "Reformu tekrar bozmanın anlamı yok. Onun altından kalkamayız. Türkiye'de, 1992-1993'te rahmetli Demirel döneminde sistem bozuldu, krize sürüklendi. Sistemle oynamak Türkiye'ye kaldıramayacağı yük getirebilir." dedi.
Başbakan Yıldırım, esnafın katı atık ödemeleri konusundaki sorununu da daha önceden ele aldıklarını anımsatarak, "Bu belediyelerin uygulamaları. Bazıları az uyguluyor, bazıları uygulamıyor. Başka kalemlerin üzerine koyuyorlar. Nihai ödediğin paraya bak, katı atık diye yazmıyor, hizmet bedeli diye yazıyor. Cebinden çıkan para değişmiyor. Katı atık bedeli ile ilgili tahdit getirdik. Onu kafasına keyfine göre yapamayacak." ifadesini kullandı.
“Fikri Mülkiyet Kanunu yeni baştan ele alınıyor”
Fikri mülkiyetin önemli bir konu olduğunu, konuya ilişkin zaman zaman ifrada kaçmanın söz konusu olduğunu aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
"Herkesin emeğinin karşılığı olmalı. Buna karşı çıkmak doğru değil. Bu alışkanlığın toplumda yerleşmesi lazım. Ticaretini yapanların önüne geçmek lazım. 8-10 dernek her biri ayrı telden çalarsa olmaz. Fikri Mülkiyet Kanunu yeni baştan ele alınıyor. Bu ve benzeri konular var. Bunların hiçbiri çözülemeyecek işler değil.
Bu işleri bilen çözüm üreten kadrolarla çözülür. Bir tecrübesi olmayan, memlekette en ufak bir izi olmayan, emeği olmayan eseri olmayanla bu iş çözülmez. Onun için istikrar lazım, istikrar için ne lazım durmak yok, yola devam lazım. Bu kadar basit.
Yeni baştan 'şunu nasıl, bunu nasıl yapacağız' deyip Türkiye'nin zaman kaybetmesine gerek var mı? Konuları bilen bugüne kadar çözüm üreten kadrolar aynı şekilde bu sorunların üstesinden de pekala gelebilirler."
Ekonomide durgunluk tartışması
Esnafın bir başka ilettiği konunun da "ekonomideki durgunluk" olduğuna işaret eden Yıldırım, "Durgunluğun seçim süreci ile alakalı olduğunu bilmenizi istiyorum. Seçim öncesi ihtiyacı olan da olmayan da herkes 'hele dur bir bakalım seçimleri görelim' der, genel kaidedir bu. Bu sefer de aynı. İnşallah seçimden sonra herkes gelecek, yatırım planlarını yapacak, hedeflerini ortaya koyacak ve yolumuza devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Yıldırım, ekonomide bazı gelişmelerin, değişimlerin olduğunu dile getirerek, küresel ekonomide son 1 yılda yaşanan değişimin gelişmekte olan ülkelerin aleyhine bir durum oluşturduğunu belirtti.
Özellikle Amerika'nın, bütün dünyada, gelişmekte olan ülkelerde 4,5 trilyon dolar fonu olduğuna değinen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu fonu tekrar yuvaya döndürmek için faiz artışı yapıyor. Diyor ki 'dışarıda yapmayın, ülkenizden yatırım yapın.' Benzer şeyi Avrupa Birliği de yapıyor. Bu tabi dış kaynağa ihtiyacı olan, bizim gibi bize benzer Meksika, Arjantin, Venezuela, Rusya ve İran gibi ülkeleri olumsuz etkiliyor. Kaynak çıkışı olunca yerli parada dalgalanmalar meydana geliyor. Bu bir sorun, bunun için tedbirlerimizi alıyoruz. İnşallah seçimden sonra yapısal reformları, vergi reformu başta olmak üzere yerli sektörü daha fazla destekleyecek üretimi, ihracatı artıracak birtakım düzenlemeler yapıyoruz."
Proje bazlı teşvik sistemi uyguladıklarını, döviz kazandırıcı projelere ise yüksek teknoloji katma değer getiriyorsa bu projelere özel destek verdiklerini vurgulayan Yıldırım, bu konuda 23 projeyi onayladıklarını söyledi.
"Terör bitme noktasına geldi"
Başbakan Yıldırım, cari açığı azaltacak projeleri uygulamaya aldıklarını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun cazibe merkezi olması için düzenlemeler yaptıklarını belirtti.
Yıldırım, "Bölgede terör Allah'a şükür tamamen bitme noktasına geldi. Şehirlerde, kırsalda terörden ziyade devletin otoritesi ağırlığı geçerli. Bu şartlar altında yatırımların bölgeye kazandırılması lazım. Bu yatırımları çekmek için bütün o bölgedeki illere 6. bölge teşviki veriyoruz, ister OSB'de olsun ister olmasın teşvikten yararlanacaklar. Can ve mal güvenliği meselesi hallolduktan sonra artık oralarda gençlerimizin, orada yaşayan vatandaşlarımızın daha ziyade üretim yapması yeni iş yerlerinin açılması için teşvik vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
“'Ben siyasi değilim, siyasetle aram yok' diyen kimse yok, en azından oy veriyor”
Yıldırım, taksicilerle ilgili düzenlemeler de yaptıklarını, birçok düzenlemenin sessiz sedasız yapıldığını belirtti.
Esnaf odası temsilcilerinin de siyaset merakını gidermeyi hedeflediklerine değinen Yıldırım, "Merak etmeyin siyaset herkesin hakkıdır. Bu ülkenin derdiyle dertlenen herkesin içinde olması gereken bir durumdur. 'Ben siyasi değilim, siyasetle aram yok' diyen kimse yok, en azından oy veriyor. Oy vererek ülke hakkındaki kanaatini belirtiyor, kendini ifade ediyor. Bu konuda biraz hukukçuların çalışması lazım." dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin birçok sorunu aştığını, seçimden sonra geçim sürecinin başlayacağını, herkesin normal hayatına döneceğini belirtti.
AK Parti döneminde 12 yıl Ulaştırma Bakanlığı yaptığını anımsatan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ülkeye hizmetler götürdüklerini, bölünmüş yol projelerinin Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası tarafından dünyaya örnek gösterildiğini de dile getirdi.
İzmir Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı'nın katı atık bedeli adı altında 100 metrekare üstündeki kahvehanelerden her ay 280 lira atık bedeli alındığını ve katı atık yönergesinin kaldırılmasını istediklerini söylemesi üzerine Yıldırım, bunun yasal dayanağının olmadığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Kafasına göre para alırsa bu iş nasıl olacak. Dava açın biz destek verelim. Değiştireceğiz zamanı var ya da dava edeceğiz. Başka çaresi mi var, 'biz seni bunun için mi seçtik' deme hakkımız da var."
Kırdı da dava açacaklarını söyledi.
Kuzey Otoyolu'nun Menemen'e kadar yapıldığını, buranın ikinci bir çevre yoluyla birleştirilip İstanbul-İzmir Otoyolu'na bağlanması için etüd çalışmaları yürütüldüğünü belirten Yıldırım, İzmir-Manisa arasına Sabuncubeli Tüneli'ni yaptıklarını, Alaçatı Havalimanı'nın da ihalesinin gerçekleştirildiğini anlattı.
Türkiye'de aynı anda iki büyük proje yapılan bir şehir olmadığını ifade eden Yıldırım, İstanbul-İzmir Otoyolu ile İzmir-Ankara hızlı tren projelerinin İzmir'e yapıldığını, bunların ikisinin de Türkiye'nin kaderini değiştirecek, İzmir'in kalite, marka değerini yükseltecek projeler olduğunu dile getirdi.
“Kentteki yapı stokunun yüzde 62’si imara aykırı”
İmar Barışı'ndan en fazla faydalanacak ilin İzmir olduğunu belirten Yıldırım, kentteki yapı stokunun yüzde 62'sinin imara aykırılıklarla dolu olduğunu söyledi.
Yıldırım, "Ya ruhsatsız, ya imarsız, ya mülkiyet sorunu var, ya imar aykırılıkları var. Bütün bunları kökünden halledecek, İzmir'in kentsel dönüşümü için bir hukuki zemin hazırlayan çok önemli bir reform. Çok büyük bir reform. Türkiye'de 13 milyon yapı stokunu ilgilendiriyor. İzmir'de 1 milyon 200 bin yapı stoku varsa yarıdan fazlasını ilgilendiren bir kanundur. İzmirli hemşehrilerimizin en iyi şekilde değerlendirmesini, bu fırsatı kaçırmamalarını anlatmak istiyorum." diye konuştu.
"Münbiç'ten sonraki hedef Kobani, Kamışlı, Haseke"
4 gün sonra sandığa gidileceğini anımsatan Yıldırım, kendisinin başbakanlığı bıraktığını ama İzmir'i bırakmadığını, İzmir milletvekilliğine tekrar aday olduğunu ifade etti.
İzmirlilerden hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için hem de milletvekilleri için destek isteyen Yıldırım, bu sözlerinin alkışlanması üzerine, "Bunu destek bizden hizmet sizden diye anlayabilir miyiz?" dedi.
"İstikrar sürsün Türkiye büyüsün." diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin güçlü olması lazım. Güçlü kalması lazım. Her türlü siyasetten ayrı söylüyorum, Türkiye'nin bugün tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar güçlü olmaya ihtiyacı var. Çünkü bölgemizde bir plan var. Bu plan, güney sınırlarımıza bir terör devleti kurulmak isteniyor, açık. Emperyal güçler burada 100 yıl sonra tekrar bir oyun peşindeler.
Bu oyunu ilk defa biz Fırat Kalkanı ile bozduk. 2 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldık. Daha sonra Zeytin Dalı operasyonuyla bir 2 bin kilometrekareyi daha kontrol altına aldık. Şimdi Kuzey Irak'ta Kandil'e kadar uzanan o bölgeyi kontrol altına almak için uğraşıyoruz. Münbiç'te ABD ile uzun görüşmeler sonucu bir mutabakata vardık, bir sıcak karşılaşmaya meydan vermeden.
O operasyonu yürütüyoruz. Fırat'ın doğusuyla Kamışlı'ya kadar yani yaklaşık 650 kilometrelik alanın, Kobani, Kamışlı, Haseke bu bölgelerde de maalesef şu anda PKK'nın uzantısı PYD, YPG ciddi anlamda ABD'nin de silah desteğiyle güçlü duruma geldi. Bundan sonraki hedef o bölgeleri de güvenli bölge haline getirmek."
Başbakan Yıldırım, hudutlar içinde terörü temizlemenin yetmediğini belirterek, Suriye'de, Irak'ta otorite boşluğu olduğu için oradan sürekli terör sızmaları olduğunu, canların yandığını, ülkenin güvenliğinin tehdit altında olduğunu ifade etti.
"Kürtler Türkler etle tırnak gibi"
Bu nedenle Türkiye'nin güçlü olması gerektiğini yineleyen Yıldırım, "Güçlü olması için de güçlü iktidara ihtiyaç var. Bu oyunları ancak öyle bozarız. Şimdi diyorlar ki 'efendim biz Kürtlere devlet kuracağız.' Size mi kaldı Kürtlere devlet kurmak. Kürtlerin devleti var. Bin yıldır Anadolu topraklarında Kürtler Türkler etle tırnak gibi. Savaşlarda da tasada da sevinçte de İzmir'de de Hakkari'de de beraberiz. Bizi hiç kimse bölemez. Aramıza hiç kimse nifak tohumları sokamaz. Onun için terörün akıl hocalarının oyununa gelmeyeceğiz." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım cumhuriyeti kuran partinin bugün ne yapmak istediğini anlayamadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı adayı Edirne'ye gidince herhalde dedim ki Edirne fatihi Şükrü Paşa'nın kabrine gidip Fatiha okuyacak. Edirne cezaevine gitti, Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Bunun Türkiye'nin birliğine bir faydası yok.
Kürtlerin de Türklerin de bir numaralı sorunu PKK'dır. İzmir'de de böyledir Hakkari'de de böyledir. Türkiye'nin her tarafında böyledir. Onun için iki işi birbirinden ayıralım. PKK'ya destek olacak hiçbir hareketi hoş karşılamamız mümkün değildir.
Orada büyük bedeller ödedik. Çukurda, hendek siyasetinde ödediğimiz bedellerin haddi hesabı yok. Bırakın maddi kayıpları, 9 il, ilçe yerle bir oldu. Tarihi eserlerimiz yok oldu. Hepsini yaptık. 26 bin konut yaptık bir senede.
Yıkılan yerler yerine geliyor ama yok olan insan, canlar yerine gelmiyor. Onun için yapmamız gereken bir olmak, beraber olmak, birlikte Türkiye olmak. Bunun için gayret ediyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun."
Kaynak: AA