Başbakan Yıldırım, Van Beşyol Meydanı'ndaki mitingin ardından Kanal M televizyonundaki "Gündem Özel" programına katıldı.
Partisince Hakkari ve Van'da düzenlenen mitinglere değinen Yıldırım, buralarda oldukça yoğun, heyecanlı ve coşkulu kalabalıklar tarafından karşılandıklarını anlattı.
Yıldırım, miting alanında toplanan kalabalığın 24 Haziran'da Türkiye'nin aydınlık yarınları için "Evet" demek konusunda gün saydığını, sabırsızlandığını gördüğünü belirtti.
"Hükümet artık sandıkta belli olacak"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlatan Yıldırım, "Yeni sistemin kararı geçen yıl 16 Nisan'da verildi. 16 Nisan Halk Oylaması öncesi de Van'daydım. Sistemi enine boyuna Van'daki vatandaşlarımıza anlatma fırsatı buldum. Yeni sistem 94 yıllık Cumhuriyet tarihimizin yönetim şeklini yani parlamenter sistemi değiştiriyor, başkanlık sistemi getiriyor. Fark nedir, iki başlılık ortadan kalkıyor. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı da güçlü, Başbakan da güçlü. Dolayısıyla sistem iyi işlemiyor. Bugün bir sorun yok, bizim Cumhurbaşkanımızla aramızda bir sorun yok, her konuda anlaşıyoruz gayet güzel işler yapıyoruz ama bu her zaman böyle olacak diye bir şey yok. Geçmişte gördük, (Bülent) Ecevit, (Ahmet Necdet) Sezer'i getirdi, en önce kavga kendisi etti. Hatırlayın o anayasanın fırlatılması, Türkiye'nin krize sürüklendiği günleri hatırlayın. Dolayısıyla bu sistemde aynı gün 24 Haziran sabahı, sandık kurulacak, hem Cumhurbaşkanı seçilecek hem de milletvekilleri seçilecek. Yani Van'ı temsil edecek 8 milletvekilinin seçimi de aynı anda olacak. Aslında önemli fark, hükümet artık sandıkta belli olacak." diye konuştu.
"Eski sistemde vekiller seçiliyordu, Ankara'ya gidiyordu, orada abidik gubidik işlerle siz başkasını seçiyorsunuz bir bakıyorsunuz ki hükümet olarak karşınıza başkası çıkmış." diyen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bunlar artık geride kalıyor. Milletin iradesi sandıkta neyse o irade yönetime yansıyor. Güçlü Cumhurbaşkanı, güçlü Meclis diyoruz. Neden güçlü Meclis? Cumhurbaşkanını seçtiniz güzel, AK Parti'den Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı olarak Vanlı kardeşlerim seçti ama Meclis'te cumhur ittifakını AK Parti'nin güçlü olması lazım ki Cumhurbaşkanı, bakanları ve yardımcıları daha hızlı iş yapsın. İstedikleri kanunlar gecikmeden çıkmış olsun. Dolayısıyla güçlü Meclis, beraberinde güçlü hükümeti getiriyor. Güçlü Meclis, güçlü hükümet bir araya gelince güçlü Türkiye anlamına geliyor."
"Terör örgütü gençlerin hayallerini istismar etti"
Terör örgütü PKK'nın bu toprakların genç evlatlarını kandırıp, onların hayallerini istismar ederek dağa çıkardığını hatırlatan Yıldırım, "Kalem tutması gerekirken, kitap tutması gerekirken bu ellere silah verip onların genç yaşta hayatlarını karartan alçak bölücü terör örgütü, son 35 yıldır ülkemize büyük bedel ödetti ama en büyük bedeli bu bölge ödedi. Kürt kardeşlerim ödedi. Van'daki, Hakkari'deki, Siirt'teki, Şırnak'taki, Diyarbakır'daki, Bingöl'deki, Muş'taki Kürtler, Araplar, Türkler, Türkmenler bütün insanlar ödedi." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Kalkınmamız gecikti, buralarda fabrikaların kurulması gecikti, altyapı hizmetleri gecikti yani bu şehirde huzur ve güvenlik olmazsa, terör kol gezse burada insanlar yaşamak ister mi? Bırakın yaşamayı gelip burada iş kurmak ister mi? Nasıl kuracak, geleceğini güvende hissetmezse insanlar buraya nasıl gelecek. Onun için biz önce terör dedik, terörü gündemden çıkaralım, aynı zamanda altyapıyı tamamlayalım, havayoluyla, demiryoluyla, karayoluyla, bölünmüş yollarla, internetiyle, iletişimiyle, hastaneleriyle, okullarıyla, tarım, sanayi tesisleriyle organize sanayi bölgeleriyle hazırlığı yapalım terör biter bitmez de göreceksiniz Van o kadar cazip hale gelecek ki, zaten cazip. Van'ın denizi var, hangi ilde deniz var. Denizi, mavisi, yeşilliği harika yaylaları var."
"Şimdi şehirde de yoklar, dağlarda da yoklar"
Başbakan Binali Yıldırım, terörle mücadelenin başarıyla devam ettiğini anlattı. Vatandaşların yaylalara çıkmaya başladığını belirten Yıldırım, "Hakkari'den gelirken baktım, yaylalara çıkmış insanlar, sürülerinin başında. 153 yayla şu anda açıldı, diğerleri de açılıyor peyderpey. Yani eskiden terör şehri esir almıştı, korku kol geziyordu. Şimdi şehirde de yoklar, dağlarda da yoklar. Dağlarda da şehirlerde de elhamdülillah devletin hakimiyeti devam ediyor. Vatandaşlarımız rahat bir nefes aldı. Van'ın Hakkari'nin çok genç nüfusu var. Bu gençlerin heyecanlarını, hayallerini kullanarak, dağa götürenler onların gencecik yaşta hayatlarını karartıyorlar. Annelerin yüreği yanıyor ve bundan hepimiz üzülüyoruz hepimiz kaybediyoruz. İstiyoruz ki artık gençlerimiz ölmesin, istiyoruz ki artık şehitlerimiz gelmesin, istiyoruz ki aynı bayrak altında, aynı vatanda bir millet olarak, bir devlet olarak yaşamaya devam edelim." diye konuştu.
"Kürtlerin PKK gibi bir sorunu var"
Terör örgütlerinin tümüyle mücadele edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Bizim Kürt kardeşlerimizle bir derdimiz yok. Hepsinin başımız gözümüz üstünde yeri var. Sersera, serçava. Bizim derdimiz, bizim sorunumuz PKK'dır, DEAŞ'tır, FETÖ'dür, PKK'nın Suriye'deki kolları PYD/YPG'dir. Onlar orada da Kürt kardeşlerimize zulüm ediyorlar. Çünkü bunların ipi başkalarının elinde. Bunların Kürt meselesi yok, Kürtlerin PKK gibi bir sorunu var. Bunun bilinmesi lazım." dedi.
Güvenlik güçlerinin Irak'ın kuzeyindeki terör unsurlarına yönelik operasyonlarının da devam ettiğini sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
Afrin'de yaptık, gerekirse yine yaparız
"Kuzey Irak'ta hudutlarımızın dışında bazı aldıkları modern silahlarla, kimlerin verdiklerini de biliyoruz, dost bildiğimiz ülkelerden aldıkları silahlarla alçakça ateş ettiler. Son birkaç günde şehitlerimiz oldu, korucularımız, jandarmamız. Şu anda Kuzey Irak bölgesinde birliklerimiz temizlik harekatını yapıyor. Şunu herkesin bilmesi lazım. Bizim masum insanlarla bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz derdimiz, terördür. Terör ister kendi topraklarımızda, 780 bin kilometrelik vatan toprağında olsun isterse Kuzey Irak'ta olsun, isterse kuzey Suriye'de olsun, nerede olursa olsun bunu yok etmek boynumuzun borcudur. Fırat Kalkanı'nda bunu yaptık, Afrin'de gidip oradaki Kürt kardeşlerimizi, Arapları bu terör belasından kurtardır, onların zulmünden kurtardık. Gerekirse başka yerlerde de aynısını yaparız."
"Zamanı gelince paylaşacağım"
Burada, "15 Temmuz gecesiyle ilgili sizin şimdiye kadar paylaşmadığınız, şimdi bizimle paylaşmak istediğiniz şeyler var mıdır?" sorusu üzerine Yıldırım, "O geceye yönelik çok şey var. Ama bunları paylaşmak istemiyorum. Zamanı gelince paylaşacağım." ifadesini kullandı.
O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendileri, kahraman millet ve medyanın birlik ve beraberlik içinde olduklarını anlatan Yıldırım, alçaklara hak ettikleri dersi verdiklerini dile getirdi.
Darbe girişiminde 23.05'te yaptıkları açıklamanın esasında darbenin seyrini değiştirdiğini vurgulayan Yıldırım, "Daha sonra Cumhurbaşkanı'mız İstanbul'a döndüğünde açıklamasını yaptı. Ve o gece boyunca biz boş durmadık. Bu alçak katillerin uçaklarını, tanklarını, toplarını, etkisiz hale getirmek için var gücümüzle çalıştık." diye konuştu.
"Türkiye o günlerden bugüne geldi"
Programda fıkra anlatması istenen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Yani çok fıkra var da şunu söylemekte yarar var. 2002 krizi aklıma geldi. O yazar kasaların atıldığı, esnafın isyan ettiği, 23 bankanın battığı kriz aklıma geliyor. Bu kriz neden oldu diye düşünmek lazım. Mesela şöyle bir fıkrayla onu anlatabiliriz. Bir Amerikalı, bir Alman, Türkiye'den de Temel bir araya gelmişler, aralarında bir mesele konuşuyorlar. Yani bir ülkenin ürettiği kaynakları, paraları o ülkenin yöneticileri nasıl dağıtıyor. Amerikalı demiş ki 'Biz Teksas ovasına gideriz, ovanın ortasında bir çizgi çizeriz, paraları da havaya atarız, çizginin sol tarafına düşeni devlet alır, sağ tarafına düşeni de millete dağıtırız. Alman da demiş ki biz Frankfurt'ta büyük bir ova var, orada çok büyük bir daire çizeriz. Ve ondan sonra paraları havaya atarız, dairenin içinde kalanları millete veririz, dışında kalanları da biz alırız. Bizim Temel'e gelmiş sıra. Temel de düşünmüş, taşınmış, 'Biz de Konya Ovası'na gideriz, paraları atarız havaya, yere düşenleri devlet alır, havada kalanları da millete veririz.' 2002'de durum buydu. Topladığımız 100 lira verginin 86 lirasını borca ve faize veriyorduk. Millete para kalmıyordu. Okul yapacaksın para yok, yol yapacaksın para yok, hastane yapacaksın para yok, memura maaş vereceksin para yok. Türkiye o günlerden bugüne geldi."
Türkiye'yi 16 yılda 3,5 kat büyüttüklerini anlatan Yıldırım, bunu yaparken de 16 yılda başlarına gelmeyen iş kalmadığını söyledi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Tabiri caizse şeytan taşlamaktan vakit buldukça da ülkenin kalkınması, gelişmesi için hizmet ettik, çalıştık. Elhamdülillah ülkemizi güzel bir yere getirdik. Bundan sonra da terörü tamamen gündemimizden çıkarırsak durmak yok, kararlı bir şekilde cumhuriyetimizin 100. yıl hedeflerine yürümeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde ülkemizi kalkındırmaya, refahı arttırmaya, artan refahın adilce bölüşümünü sağlamaya devam edeceğiz, milletimizi ayrıştıran değil, birleştiren olacağız. Kucaklatacağız, kardeş yapacağız. Ve bölgede sadece kendi milletimizin değil bütün bölge ülkelerindeki mazlumların da hamisi olacağız, onlara sahip çıkacağız."
Bedelli askerlik tartışmaları
Başbakan Binali Yıldırım, bedelli askerlikle ilgili soru üzerine, şunları kaydetti:
"Seçimden önce bedelliyle ilgili zaten bir çalışmaya zaman yok, yapılamaz. Ama bunun bir sorun olduğunu biliyoruz. Niye sorun? Askerlik çağına gelmiş 5 milyondan fazla gencimiz var. Bu gençler diyor ki 'Bizi askere alın. Bir an önce askerliğimizi yapalım ondan sonrada düzenimizi kuralım. Biz diyoruz ki 'Kusura bakmayın alamayız, bekleyin.' Yaş 21 oluyor, 22-23-25-30 oluyor, alamıyor çünkü ancak yılda 350 bin kişi alabiliyoruz. 5 milyondan fazla 5,5 milyona yakın. Eğer bu kadar alırsak her sene, 15 sene bu yığılmayı ortadan kaldıramayız. Bu sorun vatandaşlarımızın sorunu değil. Onların bu işte hiçbir kabahati yok. Biz hükümet olarak, yönetim olarak buna bir çare bulmak mecburiyetindeyiz. İnşallah seçimden sonra ele alacağımız en önemli konulardan biri bu olacak. Çünkü askerlik olmayınca kız vermiyorlar, evlenmen zor oluyor, iş kurman zor oluyor, hayata tutunman zor oluyor. Boşlukta bekliyorsun. Bunu yapmaya hakkımız yok insanlarımıza. Onun için mutlaka buna bir çözüm getireceğiz. Bunu getirirken Silahlı Kuvvetlerimizin, ordumuzun zafiyete düşmesine de izin vermiyoruz. Biz zaten 15 Temmuz'dan sonra profesyonel orduya geçtik. Şu anda silah altındaki erler operasyona katılmıyor. Operasyona gidenler profesyoneller. O bakımdan böyle bir sıkıntımız da yok."
Kaynak: AA