Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Avrupa Birliği Adalet Divanının, işverenlerin çalışanların başörtüsü takmasını yasaklamaya hakkı ve yetkisi olabileceği kararına ilişkin, "Bu, insan haklarının, din ve vicdan hürriyetinin, çalışma hakkının tartışmasız ihlalidir. Irkçı ve gerici bir tutumdur. Avrupa'da son zamanlarda irtica eğilimi görüyorum." dedi.
Akdağ, Cibuti Sağlık Bakanı Djama Elmi Okieh ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenledi.
Cibuti'nin konumu itibarıyla Afrika'da önemli bir ülke konumunda bulunduğunu belirten Akdağ, iki ülkenin 16'ıncı asırdan itibaren ortak tarihinin olduğunu hatırlattı.
Akdağ, Türkiye ve Cibuti'nin aynı dine ve kültüre sahip ülkeler olduğunu ifade ederek, iki ülkenin sevinçleri ve kederlerinin de ortak olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2015'te Cibuti'yi ziyaret ettiğini anımsatan Bakan Akdağ, o ziyarette TİKA tarafından ülkeye bir hastane yapılmasının planlandığını ve çocuk hastanesinin yakın zamanda hayata geçirileceğini bildirdi.
Akdağ, Cibuti Sağlık Bakanı Okieh ile görüşmelerinde, tıp fakültesi öğrencilerine hizmet verilmesi ve Cibuti hükümetinin uygun gördüğü bazı hastaların da Türkiye'de tedavi edilmesi konularında mutabık kaldıklarını aktardı.
Cibuti'yi 16 Nisan'dan sonra ziyaret edeceğini aktaran Akdağ, ziyaret öncesinde oluşturulacak ortak bir çalışma grubunun Cibuti ve Türkiye'de birlikte çalışacağını ifade etti.
"Türkiye dünya Müslümanlarının lideri konumunda"
Cibuti Sağlık Bakanı Djama Elmi Okieh ise Türkiye'nin dünya Müslümanlarının lideri konumunda olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:
"Bütün dünyaya onların nezdinde ders veriyor. En son vermiş olduğu derslerden biri de askeri darbeydi. Derin analizler yaptığımız zaman bu askeri darbenin başarısız olmasını sağlayan Türklerin ülke aşkı. Bir halk ki ülkesini seviyor ve cumhurbaşkanlarını seviyor. Hiçbir halk görmedik ki sokaklara insin, tankların ve kurşunların karşısına geçsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tebrik ediyorum. İleri görüşlü oldu, ülkesini terk etmedi, İstanbul'a gitti. Onun konumunda olan çoğu insan kaçardı ama o kurşunların karşısına geçmeyi tercih etti. Halkına, 'ben sizi terk etmedim' dedi. Bu da dünyaya bir dersti. Bilin ki biz de 4 bin kilometre uzakta endişelendik, bu olayları görmekten dolayı üzgündük. Biz de Türk halkı ile beraber ağlıyorduk. Darbe girişiminin başarısız olduğunu gördüğümüz zaman çok mutlu olduk."
Türkiye'nin fakir ülkelere yardım eden öncü ülkelerden olduğuna dikkati çeken Okieh, tüm dünyanın, Türkiye'nin bu yardımlarını çok iyi bildiğini söyledi. Okieh, Cibuti ve Türkiye arasında sağlık alanındaki iş birliklerinin farkı alanlarda devam edeceğini dile getirdi.
"Avrupa'da irtica eğilimi görüyorum"
Sağlık Bakanı Akdağ, daha sonra bir gazetecinin, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın, işverenlerin çalışanlarına başörtüsü yasağı getirebileceği yönündeki kararına ilişkin sorusuna, "Bu, insan haklarının, din ve vicdan hürriyetinin çalışma hakkının tartışmasız bir ihlalidir. Irkçı ve gerici bir tutumdur. Avrupa'da son zamanlarda irtica eğilimi görüyorum." yanıtını verdi.
"Avrupa medeniyet yürüyüşünden geriye mi dönüyor?" diye soran Recep Akdağ, şunları kaydetti:
"Bu kadar yüzyılın oluşturduğu dünya mirası insan haklarından geriye dönme eğilimi olan bir Avrupa görüyoruz. Bu Avrupa açısından bir çıkmaz sokaktır. Nüfusu artmayan, genç ve yetişmiş insan gücüne büyük ihtiyacı olan bir bölgedir Avrupa. Bu tür tutumlar yalnızca Avrupa'ya zarar verir. Başörtüsü takan Avrupa'daki kardeşlerimize böyle bir karar zarar verebilir. Bunun nihai zararı Avrupa'ya olacaktır. Faşizan, baskıcı din ve vicdan hürriyetinin insan haklarının, çalışma hakkının ihlali anlamına gelen bu ve benzeri kararlar asla kabul edilemez kararlardır. Avrupa'daki bazı politikacılar, ırkçı eğilimlerin baskısı altında tutundukları bu tavırdan vazgeçmelidir. Almanya, Hollanda ve bazı Avrupa ülkelerinde 16 Nisan'da yapılacak referandumla ilgili takınılacak tavır, çifte standartlı medeniyet dışı bir tavırdır. Biz bunları kabul etmiyoruz. Umut ediyorum ki Avrupa'daki sağ duyulu politikacılar, devlet adamları, entellektüeller bu gidişe bir dur diyecektir."