Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kocaeli'de "Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu" konulu Kartepe Zirvesi'nin açılış konferansında konuşma yaptı.
Bir gelenek inşa etmenin emek, sabır, metanet, hikmet ve gayret istediğini aktaran Kalın, geleneği olmayan hiçbir toplumun geleceğinin de olamayacağını ifade etti.
"Devlet ve millet, bu hainlere karşı kahramanlık hikayesi yazdı"
Yaklaşık 6 yıl sonra cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağını belirten Kalın, önümüzdeki 100 yılın da hesabını, planını yapmak zorunda olduklarını kaydetti.
Dünyada dönüp duran oyunların ve planların az çok bilindiğini anlatan Kalın, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımızın siyasi liderliği döneminde gerçekleştirdiği en önemli devrimlerden bir tanesi, devleti ve milleti birbirine kaynaştırması, aradaki mesafeyi ortadan kaldırması oldu. Devleti güçlendirirken milleti ayağa kaldıran ve bu güçlü devleti milletin hizmetine veren bir siyasi liderlikten bahsediyoruz. Devlet deyince soğuk, mesafeli, tepeden bakan buyurgan kimlikten, bugün artık millete hizmet için gece gündüz çalışan, bunun idrakinde olan bir devlet var. 15 Temmuz gecesi bu devlet millet yakınlaşmasının bütünleşmesinin en somut örneklerinden bir tanesini gördük. O gün devlet millet neredeydi diye bir ayrım mümkün bile değildi. Devlet ve millet bu hainlere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni işgal etme girişimine karşı bir kahramanlık hikayesi yazdı." diye konuştu.
"Demokrasi standartları açısından ciddi bir krizle karşı karşıyayız"
Kalın, 15 Temmuz darbe gecesinde demokrasinin beşiği olduğunu söyleyen Batılı ülkelerin, açıkçası durumu izlediğini, darbenin başarılı olması halinde destekleyeceklerini gördüklerini belirterek, "Burada demokrasi standartları açısından ciddi bir krizle karşı karşıyayız. Biz değil ama demokrasinin beşiği olduğunu söyleyen Batı demokrasileri." dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra Batılı devletlerin açıklamalarında bir cümleyle darbeyi kınadıklarına değinen Kalın, 9 cümleyle her gün darbecilere karşı bu milletin, devletin aldığı tedbirleri eleştirmeye başladıklarını aktardı.
Kalın, Batılı ülkelerin kendi ulusal güvenliklerini sağlama, kamu düzenini kurmak için tedbir aldıklarında bunun devletin doğal görevi olarak görüldüğünü, Türkiye'de aynı kanunların çıkartılıp uygulandığında bunun bir demokrasi ve insan hakları meselesi haline geldiğini vurguladı.
Bunun izah edilemeyeceğini dile getiren Kalın, şöyle devam etti:
"Terörle mücadele diyoruz, Batı için terör eğer kendisini hedef alıyorsa terördür. Ne zaman ki terör örgütleri Batılı hedefleri, Batılı menfaatleri vurmaya başlıyor, terör o zaman acil ve küresel bir sorun haline geliyor ama onları hedef almıyorsa onlara dokunmuyorsa bir terör meselesi olmuyor, bir ülkenin güvenlik meselesi oluyor. Somut örneğimiz PKK, FETÖ... PKK terör örgütü birkaç istisna dışında tarihinde Batılı hiçbir hedefe saldırmamıştır. FETÖ'nün de bugüne kadar herhangi bir Batılı hedefe saldırdığı görülmemiştir. Ne fiili olarak ne de söylem olarak. Onların yayın organlarında bile her ülke eleştirilirdi, her politika eleştiri konusu yapılırdı ama Batılı devletlerin ana çerçevesini rahatsız edecek bir cümle bile yayınlanmazdı. Bu bağlantıların nerelere gittiğini göstermesi açısından çok manidar bir tablo."