Türkiye’nin insansız hava araçları konusunda dünyanın en iyilerinden olduğu gerçeği otoritelerin de üzerinde hemfikir olduğu bir konu. Özellikle TB-2 ile sahada ciddi etkiler sağlayan Baykar’ın, kanatları katlanabilir olan TB-3 için de hızlı bir çalışma takvimi içinde olduğu sır değil.
Kısa mesafeli pistlerden kalkış kabiliyetine sahip olacak Bayraktar TB-3 geçtiğimiz günlerde ilk kez üretim hattında görüntülendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tesisi ziyaretinde arka planda görünen TB-3’ün bu yıl içerisinde ilk uçuşunu yapması bekleniyor.
ABD’li firma da benzer bir adım attı
Yerli ve milli savunma sanayiinin tek seferde yaptığı en büyük platform olan TCG Anadolu bu yıl göreve çıkacak. Kısa bir piste sahip olan TCG Anadolu’ya F-35B’lerin inemeyeceğinin netleşmesinin ardından Türkiye farklı alternatifler üzerinde çalıştı.
Bu süreçte kolları sıvayan firmalardan biri olan Baykar, TCG Anadolu’dan insansız silahlı bir hava aracını kaldırabileceğini duyurdu. Çalışmalar hızla ilerlerken ABD’den de kanatları katlanabilir S/İHA için benzer bir adım geldi. MQ-9B Reaper’ın katlanır kanatlı ve MQ-9B STOL ismini alacak bir varyant üzerinde çalışıldığı duyuruldu.
Hatırlanacağı üzere Baykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, “Amerikalı bir firma, 'kısa pistli gemiler için S/İHA’yı ilk biz yapacağız' diye yayında bulundu ancak bakalım kim önce yapacak.” cümlesiyle ABD’li rakibine meydan okumuştu.
TCG Anadolu ile kritik bir güç çarpanı olacak
Türkiye, elindeki S/İHA’ları en aktif kullanan ülkelerden biri. Ancak bugüne kadar ağırlıklı olarak karada konuşlu ve normal pistlerden iniş-kalkış yapan S/İHA’lar kullanıldı.
Bayraktar TB-3 ile bu durum daha farklı bir hal alacak. TB-3 ile kısa pistlerden kalkış imkanına kavuşacak olan Türkiye, bu yıl ilk görevine çıkacak olan TCG Anadolu üzerine de bu araçları konuşlandıracak.
Böylece ilgili hedefe su üzerinden havalanan bir araç ile hamle yapabilme kabiliyetine kavuşulacak. Normal şartlarda örneğin deniz üzerindeki ya da bir adadaki hedef için hava aracının ciddi bir mesafe kat etmesi gerekebiliyordu. Ankara, TB-3 ile bu kısıtlamadan da kurtulmuş olacak.
Bu noktada bir başka detaya da dikkat çekmekte fayda var. TCG Anadolu’nun uçuş güvertesi aslında bir bakıma ‘vitrin’ görevi görüyor. Platformun alt kısımlarında oldukça geniş alanlar mevcut ve bu kısımlar asansör aracılığıyla piste bağlanabiliyor. Böylece TCG Anadolu güvertesinde taşıyacağı TB-3’lerin yanı sıra alt kısımlarında da hatırı sayılır miktarda TB-3’e ev sahipliği yapabiliyor.
TB-3 için hangi motor kullanılacak?
Bayraktar TB-3 için en çok merak edilen konulardan biri de platformda hangi motorun kullanılacağı. Baykar’ın ürettiği tüm platformlar için en uygun motoru kullanma hassasiyeti biliniyor. Diğer yandan Türk savunma sanayii ürünlerine yönelik gizli ya da örtülü ambargoların varlığı da bir sır değil.
TB-3 için ilk etapta TEI imzalı PD serisi motorlardan birinin kullanılması yüksek ihtimal olarak öne çıksa da konuya yakın kaynaklar Baykar’ın kendi imkanlarıyla geliştireceği bir motorun da söz konusu platformda kullanılabileceği görüşünde.
TB-3 üzerinde farklı mühimmat görebiliriz
Türk S/İHA’ların bu denli etkili olabilmesinde başka faktörler de oldukça kritik. Elektronik harp desteği ve S/İHA’lardan atılan yerli ve milli mühimmat akla ilk gelenler.
Türkiye aradan geçen süre içinde mühimmat konusunda hem ciddi bir çeşitlilik sağladı hem de neredeyse kusursuz bir vuruş kabiliyetine erişti. TB-3 ağırlıklı olarak deniz ortamında kalkış yapacak. Karadaki hava dinamikleriyle denizin ortasındaki şartlar birbirinden çok farklı olabiliyor. Bulutlu havalar, yoğun sis ve korozyon akla gelen ilk dezavantajlar olarak öne çıkıyor.
Lazer güdümlü mühimmat bu tür havalarda haliyle pek etkili olamıyor. Bu kapsamda görüntüleyici kızılötesi güdüme sahip ya da radar güdümlü mühimmatın TB-3 ile daha da öne çıkması sürpriz olmaz. SAHA EXPO’da Baykar ile Roketsan’ın imzaladığı anlaşmayı bu gerçeklik üzerinden okumakta fayda var.
Japonya ve Güney Kore’nin radarında
Baykar imzalı insansız hava araçlarının dünyanın dört bir yanından ciddi ilgi gördüğü biliniyor. Sadece TB-2 için 28 ülkeyle imzaların atıldığı bilgisi dahi başlı başına önemli bir kriter.
TB-3’ün kanatları katlanabilen çok az sayıdaki insansız hava aracından biri olacağı gerçeği, söz konusu platformun ihracat potansiyelini de oldukça yukarı taşıyor. Bu noktada özellikle adalara yakın ülkeler öne çıkıyor. Japonya’nın TB-3 ile ilgilendiği bilinen bir gerçek.
Sadece Japonya da değil TCG Anadolu benzeri deniz platformlarına sahip hemen tüm ülkelerin TB-3 ile yollarının kesişme ihtimali bir hayli yüksek. 2023 yılında ilk uçuşunu yapacak olan TB-3’ün dünyanın dört bir yanında bayrak göstermesi Türkiye için diplomasi masasında da önemli bir kilometre taşı olabilir.