Neredeyse 50 yılı aşkın bir süredir ‘müttefik’ ya da ‘stratejik müttefik’ gibi tanımlamalarla ifade edilen Türkiye ve ABD ilişkileri, tarihinde hiç olmadığı kadar zorlu bir dönemden geçiyor.
Kamuoyunda her ne kadar Ankara-Washington hattının S-400 alımı ve F-35 cevabı ile bu noktaya geldiği düşünülse de PKK-YPG’den FETÖ’ye, Akdeniz ve Karadeniz’deki mevcut durumdan Balkanlar, Libya ve Filistin meselesine kadar her biri kendi içinde çok güçlü problemler mevcut.
Tansiyonun bir türlü düşmediği bu süreçte ABD’den kritik bir haber geldi… Ajansların servis ettiği bilgilere göre ABD Başkanı Joe Biden, eski Arizona Senatörü Jeff Flake'i Ankara Büyükelçisi olarak aday göstermişti. Flake'in adaylığı kabul ettiğine dair bilgi, Senato'nun onaylaması halinde Jeff Flake’in ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi olacağı dipnotuyla bitiyordu.
Flake ismi ne ifade ediyor?
Bu gibi durumlarda genelde ilgili ismin bir profili çıkarılır, daha önce görev yaptığı yerler, bildiği diller, kaç çocuğu olduğu gibi genel bilgilerin yer aldığı metinler hazırlanır. Biz farklı bir yol izleyelim ve Flake’in Ankara Kavaklıdere’deki büyükelçiliğin 1 numaralı koltuğuna oturmasının muhtemel etkilerine yakından bakalım…
Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Kaan Kutlu Ataç ile bir araya geliyoruz. Ataç, “Senato'da onaylanması halinde, dışişlerinden yetişen bir meslek memuru olmayan üçüncü büyükelçi Flake olacak” cümlesiyle anlatmaya başlıyor.
Çok zorlu bir dönem yaşanıyor
Bu gerçekten dikkate değer bir durum ama biz önce ABD ile ilişkilerin nasıl göründüğü sorusundan yola çıkıp mevcudun fotoğrafını çekmek istiyoruz.
Ataç da iki ülke arasındaki ilişkilerin dip noktasında seyrettiğine işaret ediyor. Hatta ikili ilişkilerin, her bir sorunun ardından daha da aşağı yönde seyir izlemesini dikkate değer buluyor. Bu süreçte ABD Dışişleri Bakanlığının kimi yıllık değerlendirme raporlarında Ankara’yı üst perdeden eleştirdiğini de aklımızın bir köşesinde tutmakta yarar var.
Yeni büyükelçi yeni başlangıç anlamına gelir mi?
Kutlu Ataç’ın anlattıkları iki ülke arasındaki çatlakları göstermesi açısından dikkate değer… Haliyle ‘Yeni bir büyükelçi bahçedeki dikenleri ayırabilecek mi?’ sorusunun yanıtını merak ediyoruz.
Bu soruya Ankara’nın yeni konuğu olması kuvvetle muhtemel Flake üzerinden cevap vermek yerine önce ABD’nin Ağustos 2019’da göreve başlayan Ankara Büyükelçisi David Satterfield üzerinden yanıtlıyor Ataç.
“Yaklaşık iki senelik görevi süresince dipten çıkış mümkün olmadı” dedikten sonra “Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisi'nin de göreve başlamasını, en azından açık kaynaklara yansıdığı haliyle, ilişkilerin seyri konusunda olumlu bir etkisini henüz görmedik” görüşünü paylaşıyor.
Güven sorunu masadaki en önemli konu
Halen ABD Dışişleri’nin en kıdemli meslek memuru David Satterfiled’in dahi pek varlık gösteremediği Ankara’da Flake’i neler bekliyor?
İki başkent arasındaki güven bunalımına işaret ederek başlıyor Ataç yanıtına. Ve ilginç bir örnek üzerinden devam ediyor:
“Karşılıklı güven, pek çok alanda gelişmiş 70 yıllık iş birliğinin en can alıcı noktası… Şubat 2021’de Türkiye’nin terör örgütü PKK’nın elinde rehin tutulan Türklere yönelik kurtarma operasyonunu hatırlayalım… O sürecin sonunda PKK’nın rehineleri infaz ettiği yönündeki Ankara’nın açıklamaları Washington’da itibar görmedi. ABD tarafı resmi açıklamasında aynen 'Eğer Türk vatandaşlarının terör örgütü PKK'nın elinde öldüğüne dair haberler teyit edilirse…’ cümlesini kullandı.
Bu ifade Washington’un Ankara’ya yönelik tutumunun en bariz örneği… Biden’ın yeni Büyükelçi adayı Flake’ın göreve başlaması halinde karşılaşacağı en büyük sorun bu güven konusu.”
Diplomat yerine siyasetçi tercihi nasıl okunmalı?
Ataç ile konuşmaya başladığımızda Flake’in bugüne kadar Ankara’da görev yapmış büyükelçiler arasında ‘dışişlerinden yetişmeyen üç isimden biri’ olacağını söylemişti hatırlarsanız… Biraz da bu konuya değinmek istiyoruz ve Ataç’a bu resmi nasıl okuduğunu soruyoruz:
“Cumhuriyetçi Parti’den Kongre’nin her iki kanadında, Temsilciler Meclisi ve Senato üyelikleri yapmış ve her iki Dış İlişkiler Komitesi'nde de yer almış bir isim. Kongre tecrübesi muazzam.
Bunun Ankara’ya yansıması ne olur derseniz, Türkiye’nin ABD’de dış politika yapım sürecinde Kongre üzerindeki etkisinin çok sınırlı olduğu hatırlatmak isterim. Kongre’nin Türkiye ile ilgili konularda Beyaz Saray’a ağır baskı uyguladığı bir dönemden geçiyoruz.
Bu anlamda Beyaz Saray, Kongre, ABD Dışişleri gibi kurumlar ve milli güvenlik gibi konularda tecrübeli ve partiler üstü bir ismin Ankara’da büyükelçi adayı olarak gösterilmesi önemli.”
Düzeltemese bile daha kötüye gidişi engelleyebilir
Kısa bir hatırlatmak yapmak gerekirse, buraya kadar önce Ankara-Washington hattının fotoğrafına baktık, ardından diplomat yerine siyasi bir isim tercih edilmesinin ne anlama geldiği sorusuna cevap aradık. Son olarak Ankara’daki ABD Büyükelçilik Binası’nın muhtemel 1 numarasını nelerin beklediği konusuna geliyoruz…
Kaan Kutlu Ataç’a göre Flake’in iki başkent arasında kilit bir rol oynayabilmesi oldukça zor. Ağır darbeler sonrası hayli örselenmiş ilişkiye sahip Ankara-Washington hattından Flake’in belki de ilişkilerin daha da kötüye gitmemesi için rol üstlenebileceğini anlatan Ataç, “Pansuman için doğru bir isim olabilir” fikrinde.
Afganistan konusu denklemi nasıl etkiler?
S-400 çıkmazı, F-35 krizi, PKK-PYD ve FETÖ konularındaki görüş ayrılığı, devam eden davalar derken son olarak yeni bir kriz kendini gösterdi… Gerçi bu durum şimdilik bir kriz mi yoksa iki başkent arasında yeni yol haritasının başlangıç noktası mı kestirmek zor. Sizin de tahmin ettiğiniz üzere Afganistan’dan bahsediyoruz…
“Afganistan’da ABD’nin çekilmesi sonrası rol üstelenmesi beklenen süreç dahi, kısa vadede ciddi sonuçlar ortaya çıkaramaz” diyor Ataç ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Hatırlamak gerekir ki önümüzde Kongre’nin ara seçimleri var. Akabinde de 2024 başkanlık seçimleri. Biden’ın siyasi nitelikteki bu adaylar üzerinden hem Kongre’deki Demokrat çoğunluğunu devam ettirebilme hem de 2024 başkanlık seçimlerinde Arizona’da üstünlüğü korumaya çalıştığı görülüyor. Tek cümleyle özetlemek gerekirse; ABD iç siyasetinde bu denli yoğun rekabetin yansımasını Anadolu’da göreceğiz.
Siyasi bir tercih üzerinden Ankara’ya büyükelçi olması düşünülen Flake’ten Türkiye ile ilişkilerin hemen düzeltilebileceğini beklememek gerekir. Böylesi örselenmiş bir ilişkiler yumağında Biden yönetiminin siyasi bir isim üzerinden Ankara-Washington hattındaki beklentilerinin ne olabileceği ile ilgili soruların yanıtı ise kısmen Flake’in Senato oturumundaki ifadesinde ortaya çıkacak.
Kongre’nin Türkiye tutumu önemli bir etken
Flake’in bu oturum için Türkiye üzerine çok yoğun çalışmaya başladığını, bu süreçte hayli terleyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Senatörlerin Türk-Amerikan ilişkilerindeki çok çetrefilli konulardaki teknik detayların yanı sıra Flake’i bekleyen bir diğer zorluk Kongre’nin Türkiye aleyhtarı tutumuna mesnet teşkil eden diğer konular olacak.
Washington’daki kurumların ve liderlik yapısının her bir sorunu ‘kompartıman’ mantığıyla ele alması çok muhtemel. Bu durumu ‘her konuyu kendi içinde ve diğerlerinden bağımsız bir şekilde ele almak’ olarak tanımlayabiliriz. Bu da diplomaside hayli meşakkatli ve sonucu kestirilemeyen bir sürece işaret ediyor.
Ankara son dönemde ABD büyükelçileri için Anadolu bozkırının kavurucu sıcağı/dondurucu soğuğunun girdabında öğütülme yeri oldu. Satterfield sonrası dönemde bu ateşten gömleği giyecek büyükelçinin karşılaşacağı sorunlar seleflerinden hafif olmayacak.”