Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, "Haziran sonundan itibaren biz rakamların 500-400'lerin altına ineceğini umuyorduk. Ama maalesef o düşüş yavaşladı. Ben böyle gideceğini tahmin ediyorum. Böyle gitmesini istemiyorum; ama temmuz-ağustos ayında böyle giderse eylül-ekim aylarında yeniden kıpırdanma mevsimi gelebilir. Bu aylarda biz 100, 50, hatta 0 vakalarını görelim ki ekim ayında kasım ayında griple beraber 'ikinci atak' dediğimiz olay gerçekleşirse oraya hazırlık olsun" dedi.
Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı, Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal, bütün dünya ülkeleriyle beraber Türkiye'de de kısıtlamaların yavaşlatılması ve 'havalar ısınınca vakalar azalacak' diye yanlış haberin yayılmasıyla birden gevşemenin yaşandığını kaydetti. Prof. Dr. Ünal, "Haziran ayı içerisinde 3 tane büyük sınav atlattık ve belli bir toplum hareketliliği oldu. Bunlarla beraber vaka sayılarımızda düşme hızında yavaşlama ve yeniden bir artış meydana geldi. 900-800’lere gelen rakamlar yeniden 1400-1500’leri gördü. Sonra yeniden tedbirlerin bir daha hatırlatılması, özellikle de tedbirlerle ilgili kontrollerin yapılması, maskenin zorunlu hale gelmesi, zorunlu hale gelmesi yetmiyor, takılımın kontrol edilmesinin artmasıyla beraber yeniden bir düşüş meydana geldi ve 917’lere kadar geldik" dedi.
"Rakamların 500-400'lerin altına ineceğini umuyorduk"
Vaka sayılarındaki düşüşün bu aylar için yeterli olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, biraz daha tedbirli olmak gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Ünal, "Haziran sonundan itibaren biz rakamların 500-400'lerin altına ineceğini umuyorduk. Ama maalesef o düşüş yavaşladı. Ben böyle gideceğini tahmin ediyorum. Böyle gitmesini istemiyorum; ama temmuz-ağustos ayında böyle giderse eylül-ekim aylarında yeniden kıpırdanma mevsimi gelebilir. Bu aylarda biz 100, 50, hatta 0 vakalarını görelim ki ekim ayında kasım ayında griple beraber 'ikinci atak' dediğimiz olay gerçekleşirse oraya hazırlık olsun. Yine hazırlıklar yapılıyor; ama bir türlü sıfırlayamadık. Sonuç olarak yeniden düşmeye başladı; ama bu düşüş hızı yeterli değildir. Düşüş hızını artırmak için vaka sayısını azaltmak için bütün güç, alınacak her türlü tedbir vatandaşların elinde. Artık bunu bilmeyen yoktur; maske, mesafe, el temizliği. Ama bütün bunlar konuşulmasına rağmen bir türlü vatandaşlarımız tarafından maalesef belli adımlar atılamıyor" ifadelerini kullandı.
'Sıkı tedbirlere dönmek zorunda kalabiliriz'
Askere uğurlama törenlerinin yasaklanmasına değinen Prof. Dr. Ünal, şöyle konuştu:
"Yasaklanmasıyla beraber onları görmüyoruz ama şimdi de dün televizyonda seyrettim İstanbul’un bir semtinde gençler sokak partisindeydi. Şunu anlıyorum; sağlık personeli daha çok olmak üzere hepimiz yorulduk, bıkkınlık var. Ama zaman bunları kabullenecek zaman değil. Bunu üstümüzden atıp yeni bir enerjiyle söylenenlere sıkı sıkı sarılmamız lazım. Çünkü virüsün bir yere gittiği yok. Dünyada günde 240-250 bin vakalara ulaştı. ABD, hala daha günde 30-40 bin vakalarla gidiyor. Hızla bulaşmaya devam ediyor. O yüzden yokmuş gibi davranmak, onu yok yapmıyor. 'Sokakta karşımızda gördüğümüz her kişide mutlaka bulaştırma potansiyeli vardır'. Bu cümleyi içimize sindireceğiz ve buna göre davranacağız. Davranmazsak ne olur? Böyle binlerde gider; ama gün gelir 1500-2000 olur yeniden daha sıkı tedbirlere dönmek zorunda kalabiliriz."
Prof. Dr. Ünal, gerek 11 Mayıs'ta gerek 1 Haziran'da Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından bu kısıtlamaların azaltıldığı açıklanırken yakın takip edileceği ve gerektiği her an daha sıkı tedbirlere geri dönülebileceğinin duyurulduğunu aktararak, "Çünkü salgının karakteri böyle. Bu takipler yapılacak, daha artış olursa daha sıkı tedbirlere bu sıcak günlerde geri dönmek zorunda kalmayalım. Belli karar alıcılar tarafından rakamlar takip ediliyor, bulaşma sayısı, test sayısı takip ediliyor burada bıçak kemiğe dayanırsa yeniden geriye dönüş tedbirleri konuşabilir."