İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, medya temsilcileriyle bir araya geldiği sabah kahvaltısının ardından yaptığı konuşmada, bu seçimlerde de vatandaşların gelecek 5 yıl için yerelde kendilerini temsil edecek başkanlarını seçeceğini hatırlattı.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, medya temsilcileriyle buluşmasında konuşuyor.https://t.co/WF8gPjat51
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 7 Ocak 2019
Bugünlerde partilerde çok hummalı çalışmaların olduğunu, belediye başkan adaylarının il ve ilçe bazında belirlendiğini ve kamuoyuna ilan edildiğini belirten Yıldırım, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Aralık günü İstanbul'da yapılan geniş katılımlı toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve 39 ilçenin belediye başkan adaylarını kamuoyuna tanıttığını anımsattı.
Yıldırım, 31 Mart seçimleri için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışacağını ifade ederek, "Partimiz karar verdi. İstanbul'da bu yarışta bulunmamızı istedi bizden. 'Başımız, gözümüz üstüne' dedik, böyle bir yola girdik. Allah hakkımızda hayırlısını versin. Ayrıca bu 39 ilçede, 3 arkadaşımız Maltepe, Beşiktaş, Silivri, Cumhur İttifakı içinde MHP'den belediye başkan adayı olarak seçimlere katılacak. 36+3. Cumhur İttifakı her ilçede seçimlere girmiş olacak." diye konuştu.
Sandığa gitmeye bugünden itibaren 84 gün kaldığını anlatan Yıldırım, bu süreç içinde bütün adayların olduğu gibi kendilerinin de ilçe ilçe, mahalle mahalle hemşehrilere çeşitli iletişim araçlarını kullanarak ulaşacaklarını, projelerini anlatacaklarını, ancak prensip olarak daha az konuşacaklarını, daha fazla dinleyeceklerini söyledi.
"İstanbul'u dinleyeceğiz, gözlerimiz kapalı değil"
"İstanbul'u dinleyeceğiz, gözlerimiz kapalı değil. Gözlerimiz açık İstanbul'u dinleyeceğiz, kulaklarımız delik İstanbul'u dinleyeceğiz. İstanbul'un gören gözü, işiten kulağı, düşünen aklı ve hisseden kalbi olmaya devam edeceğiz" diye konuşan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"31 Mart seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, İstanbul kazansın istiyoruz, ülkemiz kazansın istiyoruz. Bu bakımdan şu ana kadar İstanbul'da büyükşehir adına yarışacak belli iki aday var. Bunlardan bir tanesi CHP ve Millet İttifakı adına Ekrem İmamoğlu, birisi de Cumhur İttifakı adına benim. Arkadaşımıza da telefon ettim, başarılar diledim, tebrik ettim. Benim arzum 31 Mart yerel seçimlerinin İstanbul ölçeğinde, İstanbul merkezli, İstanbulluların sorunları, beklentileri ve geleceğini konuşacağımız bir seçim olması. Bu seçimlerin bir genel seçim havasına dönüştürülmesi, bir referanduma dönüştürülmesi bana göre İstanbul'a yapılabilecek bir iyilik değildir. İstanbul'un konularının, dünya şehrinin konularının güme gitmesi beni çok üzer. Bu bakımdan kampanya boyunca bu alanda kalmaya devam edeceğim. Mecbur kalmadıkça bu alan dışındaki konularda çok fazla mesai harcamayacağım. Ümit ederim ki diğer partiler de veya diğer ittifak da bu hassasiyeti gösterir. Bunun şüphesiz en büyük faydası, bu güzel şehre olacaktır, bu şehirde yaşayan 15 milyon 250 bin hemşehrimize olacaktır."
"Yeni dönemin ilk durağı 2023'tür"
Binali Yıldırım, İstanbul yerel yönetiminde 25 yıllık bir geçmişlerinin olduğunu belirterek, "27 Mart 1994 Recep Tayyip Erdoğan... O zaman AK Parti yoktu ama AK Parti İstanbul hareketiyle başladı. Dolayısıyla geçen çeyrek asrın her türlü sevabıyla, günahıyla sorumlusu biziz. Bunu, herkesin bilmesini istiyoruz. Şimdi 31 Mart seçimleriyle beraber yeni bir dönemin belki bir 25 yıl daha sürecek yeni bir dönemin kapılarını aralamayı hedefliyoruz. Bu, yeni dönemin ilk durağı Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü 2023'tür. 2023'e bir yandan Türkiye daha önce koyduğu hedeflerle yürürken, diğer yandan da İstanbul'da biz aynı şekilde İstanbul ölçeğindeki hedeflerle beraber yürüyeceğiz." diye konuştu.
"Ben bu şehre 1967'de geldim..."
İstanbul'a geliş hikayesini anlatan Yıldırım, şunları aktardı:
"Ben bu şehre 1967'de geldim. İlkokulu bitirmiş, köyünden başka hiçbir yer görmemiş birisi olarak bir gece yarısı bol ışıkların olduğu bir yere geldim. Harem'miş orası daha sonra öğrendim. Oradan bir yere geçtik. Büyük bir ev gibi... Biraz sonra hareket etmeye başladı, ben şaşırdım. Bulunduğumuz mekan hareket etmeye başladı diye endişelendim. Sonradan öğrendim o arabalı vapurmuş. Oradan Sirkeci'ye gittik. Amerikan taksileri vardı. Onlardan birine bindik. Amcam ile beraber Beyoğlu'na dedemin evine gittik, yerleştik. Ondan sonra da Kasımpaşa Piri Reis Ortaokulu'na kaydımız yapıldı. 1967'den 2003 Kasım'ına kadar sürekli İstanbul'da oldum. O dönemler İstanbul'un bilmediğim noktası kalmamıştı. Avrupa'da, Asya'da hala o dolaştığım semtler hafızamdadır. Her ne kadar büyümüş olsa da değişmiş olsa da mekan olarak çok rahat hatırlayabiliyorum. Ancak en son durumunu İstanbul'un görmek için bir ay her tarafını dolaşmak lazım."
"İstanbul'da sorun ulaşım ve trafik"
Binali Yıldırım, "İstanbul'da 'sorun nedir' diye sordurdum vatandaşlara. Birinci şey; ulaşım ve trafik. İstisnasız bütün ilçelerde, her yerde ulaşım ve trafik telaffuz edilen sorun."
"Binali olarak geldim. Kasımpaşa'da, burada Binali Yıldırım oldum." ifadesini kullanan Yıldırım, "Her türlü sorunuzu cevaplamaya amadeyim. Her şeyi sorabilirsiniz. İsterseniz ayakkabı numaramı da sorun. Kaç yaşında olduğumu sorun. Kaç torunum olduğunu sorun. Hobilerimi, korkularımı sorun. Ne sorarsanız sorun, hiçbir sınırlama yok. Ama daha çok İstanbul'u sorun. İstanbul'un yeni vizyonu, yeni hizmet dönemini de bir şekilde 'Endüstri 4.0'a benzer, 'İstanbul 4.0' olarak kabul edebiliriz. 'İstanbul 4.0'ın içinde neler var, bunları zaman içerisinde konuşacağız, değerlendireceğiz. diye konuştu.
Yıldırım'dan istifa açıklaması
TBMM İç Tüzük Yönetmeliği'nin 94. maddesinin tamamen yasama faaliyetleriyle ilgili olduğunu anımsatan Yıldırım, "Bu madde seçimle ilgili hususu düzenlemiyor. Seçimi düzenleyen 2772 sayılı Mahalli İdareler Kanunu, 298 sayılı Seçimleri Genel Hükümleri Kanunu ve 2822 Siyasi Partiler Kanunu. Buralara bakıldığı zaman çok açık bir şekilde bugün bizim durumun, hukuki bir durum, hukuki bir sorun teşkil etmediği ortadadır. Yüksek Seçim Kurulu, ‘şöyle yapar, böyle yapar’ gibi varsayımlarla hüküm tesis edilmez. Günü gelince hep beraber göreceğiz." şeklinde konuştu.
Yıldırım, istifa edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya, "Milletvekili seçimlerine gidilirken bir vekilin istifa etme ihtiyacı yoksa ve TBMM üyesi olarak kampanyalara katılıyorsa, belediye seçimlerine giderken aynısını yapmasını yadırgamak, kabul etmemek ne hukuki ne de adil bir değerlendirme olabilir." cevabını verdi.
İstanbul'un tüm meselelerini çok iyi bildiklerini ve gerekli fotoğrafı çektiklerini, bu sorunların başında ise trafiğin geldiğini vurgulayan Yıldırım, hem kampanya boyunca hem de seçilmesi halinde çok rahat çalışacaklarını ve önemli icraatlara imza atacaklarını ifade etti. Yıldırım, "Çok rahat çalışacağız. Çünkü bu sıralardan geçmiş bir Cumhurbaşkanımız var. Dolayısıyla İstanbul’u en iyi bilen Cumhurbaşkanımız ve 40 yıllık yol arkadaşım ile çalışacağım. Bunu büyük bir sorun olarak görmüyorum. Fikir ayrılığı konusuna gelince; bizde fikir ayrılığı olur ama sonunda bir lider var." diye konuştu.
Belediye başkanlığı yarışının ittifaklar, partiler mi yoksa adaylar arasında mı olacağına ilişkin bir başka soruya ise Yıldırım, şimdilik iki adayın olduğunu ve yarışın da kendisi ile CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçeceğini dile getirerek "Ben meseleye ittifaklar ötesinde İstanbul çerçevesinde bakıyorum. Türkiye'yi sırtlayan bir kent olarak İstanbul'u ele almalı ve ona göre değerlendirme yapmalıdır. İstanbul'a kim bir şey katacaksa ona destek olmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun, tanıtım toplantısında, "İstanbul Ankara'dan yönetilemez" dediği hatırlatılarak yorumu sorulan Yıldırım, şu cevabı verdi:
"İmamoğlu, 'İstanbul, Ankara'dan yönetilemez' dedi. Ardından 'Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği talimat gereği asgari ücret 2 bin 200 lira olacak' diye konuştu. Peki, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? İstanbul, Ankara'dan yönetilemez. İstanbul, Ankara'sız da yönetilemez. İstanbul'un Ankara'ya ihtiyacı var. Ankara'nın da, İstanbul'a destek verme yükümlülüğü var."
Kentsel dönüşüm konusundaki soruları da cevaplayan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:
"İlçeler bazında bizim mikro düzeyde zemin yapısı bile belli değil. Zemin yapısı demek, her bölgesinin 50 metrede bir sondaj yapıp zemini bilmek gerekiyor. Bundan emin değiliz. Sadece kabuller var. ‘Hat şuradan geliyor, şuradan’ gidiyor. Kızımızı çizgiler çiziyoruz. Bunlar tamam da bunların acaba Bahçelievler'e, Kağıthane’ye, Beylikdüzü’ne, Tuzla’ya yansıması nedir? Bunların mikro çalışmaları mevcut değil. Deprem ile ilgili çalışmaları yenileyeyim ama yerin altında sonun varsa ne olacak? Hem para hem emek boşa gitti. Hem de insanlar yine güvende değil. Bir kere bu yapılacak. Deprem ile ilgili dönüşümde hiç müsamahakar olmayacağız. Vatandaş karşı da çıksa yapacağız. Bizim olmazsa olmazımız. Bu belki de bir belediye başkanınından duyacağınız önemli bir başlık. Eğer belediye başkanı olsam, İstanbul'da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündeminin en önemli konusu imar plan tadilatı olamayacak. Bugün meclislerin gündeminin yüzde 75'i bunlar. Burada açıklıyorum: İmar komisyon fonksiyon değişiklikleri olmayacak. Bütün yanlışlar buradan."
Kaynak: AA