Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında milletvekili sayısının artırılmasına yönelik eleştirilere ilişkin "Eğer 50 milletvekili arttığında bu ülkeye masraf olacak diye düşünüyorsanız, kusura bakmayın da Başkanlık Divanındaki bir tane milletvekiliniz iki ayda 2 trilyon telefon faturası ödedi. Demek ki dert o değil, dert bir şeyler söylemiş olma derdi." dedi.
Arslan, Kars-Ardahan-Iğdır Dernekler Federasyonu temsilcileriyle Gölbaşı Yunus Emre Kültür Merkezinde bir araya geldi.
Mogan Gölü için getirdikleri üç gemiyle Avrupa'nın en büyük temizliğini gerçekleştireceklerini anlatan Arslan, 14 Nisan'da Gölbaşı'na değer katacak Ankara-Niğde Otoyolu projesi için teklif alacaklarını anımsattı.
Hainlerin 15 Temmuz'daki girişiminde Gölbaşı'nda bir destan yazıldığını dile getiren Arslan, şehitleri rahmet ve minnetle andı. Darbe girişiminde Bakanlığına bağlı Türksat'ın önemine işaret eden Arslan, 15 Temmuz'da Gölbaşı yerel yöneticilerinin ve vatandaşlarının Türksat'a kendi canı ve malı gibi sahip çıktıklarını söyledi.
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında vesayet odaklarının baskısı altında icraatlarını hayata geçirmeye çalıştığını anlatan Arslan, 2002-2007 arasında hükümetin atama ve icraatlarının cumhurbaşkanlığınca onaylanmadığını anlattı.
Arslan, AK Parti hükümetlerinin Türkiye'yi 14 yılda üç kat büyüttüğünü, ayaklarına takılan prangalar olmasaydı bu oranın 10 kata çıkabileceğini söyledi. Söz konusu dönemde bazı bürokratların hükümete programının uygulanması konusunda zorluk çıkardığını da ifade eden Arslan, "bürokratik oligarşi" olarak adlandırılan bu durumun, mahkemelerin bu kişiler lehine aldığı kararlarla devam ettiğini dile getirdi.
Arslan, "40 yıldır PKK diye bir terör örgütünü başımıza bela ettiler, bu ülkeyi parçalayamadılar. O da yetmedi DEAŞ'ı bela ettiler yine parçalayamadılar. 80 öncesi bela ettikleri DHKP-C'yi saymıyorum, onlar da devam ediyor. Bir de FETÖ'yü bela ettiler. Baktılar terör olaylarıyla bu ülkeyle baş edemiyorlar, her türlü engellemeye rağmen bu ülke büyümeye, büyük projeler yapmaya devam ediyor. 'Eyvah Türkiye'nin etrafındaki coğrafyadaki ticaretin pastasını kendi aramızda paylaşıyorduk, Türkiye bütün engellemelere rağmen durmuyor, bu pastadan pay alıyor.' Etrafımızda bugün 'hayır' diyenlerin kendi aralarında bölüşmeye alıştıkları pastadan." diye konuştu.
"Hariçten gazel okumak kolay"
Herkesin 1982 darbesinin ürünü olan anayasanın değişmesi gerektiği yönünde söylemlerde bulunduğunu ancak AK Parti'nin bunu unutmadığını belirten Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis'te her türlü engellemeye rağmen, bacaklar ısırıldı, burunlar, mikrofonlar kırıldı, kürsüler işgal edildi, eller kelepçelendi... Allah razı olsun 1999-2002 arasında başbakan yardımcılığı yapmış, hükümet sorumluluğu almış, sorumluluk almak başka bir şey, hariçten gazel okumak kolay, Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanı ile başbakan anlaşamayınca bu ülkenin neler çektiğini o biliyordu. O yüzden dedi ki 'AK Parti'nin getirdiği bu değişiklik doğrudur, arkasında duruyorum.' Onlarla birlikte biz 339 milletvekili sözümüzün arkasında durduk, kararı size getirdik. Söz de karar da sizin."
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin devlet yönetiminde çift başlılıkla birlikte çekişmeleri de sona erdireceğini belirten Arslan, başbakan ve cumhurbaşkanı arasındaki tartışmaların ülkeye ve ekonomiye zarar verdiğine dikkati çekti.
Arslan, "(Tayyip Erdoğan ile Binali Yıldırım çok iyi anlaşıyor, böyle devam ediyor) diyorlar. Hayır. Çok iyi anlaşsalar da vesayet odakları ve bürokratik oligarşi ile istediğimiz hızla büyüyemiyoruz. Allah selamet versin, Sayın Cumhurbaşkanımız bir dönem daha başta. Kim garanti verebilir, tekrar birbiriyle anlaşamayan iki kişinin gelmeyeceğine, tekrar 2002 öncesine dönüp IMF kapılarında dilenmeyeceğimize? Diyoruz ki, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle tek merkezden yönetildiğimiz bir sistem gelmeli, hükümet ömürleri geçmişte olduğu gibi 14-15 ay olmamalı." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde milletin temsil edileceğini ve yüzde 50'den fazla oy alan partinin iktidar olabileceğini bildiren Arslan, düzenlemenin kabul edilmesi halinde milletvekili sayısının da 550'den 600'e çıkarılacağını söyledi.
Birçok Avrupa ülkesinde nüfusuna göre Türkiye'den daha fazla milletvekili bulunduğunu kaydeden Arslan, "Başka zaman söylüyorsunuz ya 'Medeni Batı, demokratik hukuk devleti Batı.' Almanya, Fransa, İngiltere... Onlarda 900, 1700 olunca masraf olmuyor da bizde 600 olunca mı masraf oluyor? Eğer 50 milletvekili arttığında bu ülkeye masraf olacak diye düşünüyorsanız, kusura bakmayın da Başkanlık Divanındaki bir tane milletvekiliniz iki ayda 2 trilyon telefon faturası ödedi. Demek ki dert o değil, dert bir şeyler söylemiş olma derdi." diye konuştu.
Arslan, milletvekili seçilme yaşının 18 yaşa düşürülmesi konusunda da gençlerin TBMM'ye girmesine halkın karar vereceğine işaret ederek, 15 Temmuz'da ülkenin bekası için mücadele eden gençlerin TBMM'ye girmesi ve onlardan korkulmaması gerektiğini vurguladı.
Referandum sonuçlarına ilişkin de Arslan, "Benim 'evet' çıkacağından hiç şüphem yok. Sebebi şu, AK Parti olarak her ne yaparsak istişare ile yapıyoruz. Danışıyoruz, konuşuyoruz, fikirlerinizi ve önerilerini alıyoruz. Sizi dinleyerek karar oluşturuyoruz. Gün sonunda huzurunuza geldiğimizde zaten sizin fikrinizin tezahürü olduğu için sonuna kadar arkasında duruyorsunuz. Bugüne kadar böyle oldu, Allah'ın izniyle 16 Nisan'da da böyle olacak." ifadelerini kullandı.
Arslan, kendisini dinleyenlerden, memleketlerindeki hemşehrilerine ulaşarak referandum konusunda kanaat önderliği yapmalarını da istedi.