Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Reyhanlı Devlet Hastanesinde, Halep'in doğusundan tahliye edilen yaralı sivilleri ziyaret etti. Hastane yetkililerinden bilgi alan Kaynak, hasta yakınlarıyla da görüştü.
Kaynak, hastane çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Halep'ten tahliyelerin tamamlandığını belirterek, "Tahliyenin yaklaşık 40 bin olduğunu söyleyebiliriz. Bu insanlar genellikle İdlib civarındaki yakınlarının yanına yerleştiler. Muhtemel bir göç hareketi olabilme ihtimalini de bugün değerlendirdik." diye konuştu.
"Yoğun bir göç hareketiyle karşı karşıya kalmadık"
Veysi Kaynak, yine Suriye tarafında gösterilen 600 dönümlük bir alan üzerinde çalışmaların sürdüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sevindiğimiz bir hadise şudur; 2011, 2012'de Suriye'den göç hareketi başladığında olduğu gibi bu defa yoğun bir göç hareketiyle karşı karşıya kalmadık. Ama bu kalmayacağımız anlamına da gelmemeli. Devlet olarak gerekli tedbirleri alıyoruz."
AFAD'ın yanı sıra Türk Kızılayı, İHH ve çeşitli diğer sivil toplum kuruluşlarının bu alanda ciddi çalışmalar yürüttüğünü anlatan Kaynak, bütün bunların Hatay Valiliğinin koordinasyonunda yapıldığını kaydetti.
Kaynak, sınırın Suriye tarafında bir hastane oluşturulduğuna işaret ederek, "Çeşitli sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla doktorlarımız orada gerek ayakta tedavi gerekse hafif yaralıları tedavi ediyorlar. Bugüne kadar ülkemize toplam 233 yaralı girişi olmuştur. 88 hastamız, Sağlık Bakanlığımız koordinesiyle Osmaniye, Mersin hatta Konya'ya kadar hasta sevk edildi, 33 tanesi taburcu oldu ama maalesef 32 kişi de hayatını kaybetti." ifadesini kullandı.
"Şehitleri verdiğimiz bölge TSK ve ÖSO’nun hakimiyetine girmiş durumda"
Halep'ten tahliyelerin başladığı günden itibaren Hatay Valiliğinin koordinesinde bin 10 insani yardım malzemesini taşıyan tırın Suriye'ye gittiğini belirten Kaynak, bu yardımların Suriye'deki sivil toplum kuruluşları tarafından dağıtıldığını anlattı.
Kaynak, Katar RAF İnsani Yardım Kuruluşu, İHH ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca oluşturulan yaklaşık 950 çocuk kapasiteli "Yetim Köyü"nü gezdiğini, tesisin gerek barınma gerekse eğitim alanlarıyla çok modern olduğunu söyledi.
Bir gazetecinin, El Bab'a yapılan operasyonla ilgili sorususu üzerine Kaynak, El Bab'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteğiyle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından tamamen kuşatıldığını kaydetti. Kaynak, "Çok şehit verdik bildiğiniz gibi. Şehitleri verdiğimiz bölge tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu'nun hakimiyetine girmiş durumda. Operasyonu bitirmeyi arzu eder herkes ancak arazi şartlarından çok DAEŞ teröristlerinin araziye gömdükleri el yapımı bombalar gibi can alıcı hususlar dolayısıyla çok dikkatli bir çalışma yürütülüyor." şeklinde konuştu.
"Harekatın doğruluğu anlaşılıyor"
Kaynak, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Kilis'te Vali İsmail Çataklı, Belediye Başkanı Hasan Kara, AK Parti Kilis milletvekilleri Hilmi Dülger, Reşit Polat ve diğer yetkililerce karşılandı.
Suriye'de oluşan otorite boşluğu ve kalmayan devlet yapısı münasebetiyle Türk halkının bazı acılar yaşadığına işaret eden Kaynak, başta Kilis olmak üzere Gaziantep ve bazı sınır illerine roketler düştüğünü ve teröristlerce saldırılar gerçekleştirildiğini aktardı.
Hükümetin sınır güvenliğinin o noktadan başlaması gerektiğine dair karar verdikten sonra Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlatıldığını vurgulayan Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah'a hamdolsun başarıyla yürütülüyor. Operasyonun ardından sanırım bir tek hadise oldu. Dolayısıyla operasyonun ne kadar doğru bir karar olduğu, stratejinin ne kadar doğru bir strateji olduğu anlaşılıyor. Biz şunu biliyoruz yapılan iş Türkiye'nin güvenliği ve bölünmez bütünlüğünü muhafaza içindir. Yapılan iş insanımızın geleceği ve güvenliği içindir ancak müttefiklerimizin şunu bilmeleri gerekir Türkiye nasıl kendi güvenliği için bu operasyonu yapıyor ve Allah'a hamdolsun başarılı oluyorsa, müttefiklerimiz şunu bilmeliler ki Avrupa'nın güvenliği de Türkiye'den başlar. Bizim güvenliğimiz Suriye ve Irak'tan başlar. Sınırlarımızı sağlama almalıyız ama Avrupa da kendi güvenliğinin Türkiye'den başlayacağını unutmamalıdır. Türkiye, asla bir işgal, bir istila, bir ilhak ve topraklarını genişletme heveslisi değildir. Bizim 786 bin kilometrekare vatan toprağımız var. Şehit kanıyla sulanmış bu topraklar milletimize bol bol yeter de artar da. Refah içerisinde, huzur içerisinde özgürlük içerisinde yaşamamıza yeter."
"Çobanbey'e yeni merkez kuruluyor"
Başta Azez olmak üzere bölgede 180-190 bin insanın ağır kış koşullarıyla karşı karşıya kaldığını anlatan Kaynak, Arap, Kürt, Türkmen, Şii, Sünni ayırımı yapılmaksızın bu insanların hem barınmalarını hem iaşelerini hem organizasyonlarını yapmanın hesabını yaptıklarını belirtti.
Türk milletinin cömert olduğunu ve yıllardır Suriye'deki kardeşlerine destek vermeye devam ettiğini dile getiren Kaynak, sadece Halep'in tahliyesinden sonra yaklaşık 10 günde bin 10 tır insani yardım malzemesinin sınır ötesine yollandığını belirterek, "Tarihi bir gümrük kapısı olan Çobanbey Gümrük Kapısı yeniden hayata geçirilecek ve bölgeye Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı olarak gelişmiş ve modern bir lojistik merkezi kurma kararı aldık. Bu sayede gönderilen yardımlar doğru yerlere, doğru zamanda ulaşacak." dedi.
Kilis'in Suriye'deki insanlık dramı sonrası mazlum insanların sığındığı ilk liman olduğunu hatırlatan Kaynak, nüfusunun 1,5 misline yakın "muhacir" kardeşine "ensar" görevi yaptığını, Valilik, belediye dahil bütün Kilis'in, gerçekten her türlü takdire şayan hizmetler ürettiğini söyledi.
"Barzani'nin başarılı olmasını diliyoruz"
Barzani yönetiminin Şengal kararını da değerlendiren Kaynak, şu ifadeleri kullandı:
"BM sözleşmesi sınırımız dışından bize gelen her türlü terör faaliyeti, ülke güvenliğine tehlike ve tehdit getiren her türlü faaliyeti yok etme görevi veriyor. Zaten o yüzden sözleşmenin verdiği o yetkiye istinaden Fırat Kalkanı Operasyonu'nu ve Kandil'e hava operasyonlarını yapıyoruz. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız çeşitli defalar ilan ettiler MGK'nın çeşitli toplantılarının sonuç bildirisinde bunları açıkladılar, Şengal'de yeni bir Kandil oluşumuna asla müsaade etmeyiz. Bu ülkemize yeni bir mikrop yuvası kapısı açmak demektir. Ülkemize yeni bir mikrop sirayet edecek bir merkezin oluşmasına Türkiye Cumhuriyeti hükümeti asla müsaade etmez. Tabii Barzani kendi egemenlik sınırları içerisinde olduğu için kendi görevini yapıyor. Sayın Barzani'nin başarılı bir netice alması en büyük dileğimiz ama olmadığı takdirde bunun gereğini Türkiye TSK marifetiyle yerine getirecektir."