"Bizim onlardan alacak dersimiz yok"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen "Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi"ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telekonferans yöntemiyle bağlanıp halka hitap etmesinin Almanya Anayasa Mahkemesi kararıyla engellenmesiyle ilgili, "Almanya'nın Anayasa Mahkemesi, nezaketsiz, hadsiz, hukuksuz bir biçimde Türkiye'nin Cumhurbaşkanına yasak getirdi. Hani demokrasi vardı? Hani ifade özgürlüğü vardı?" dedi.

15 Temmuz gecesi yaşanan hareketliliğin ardından Konya gibi 81 ilin ayağa kalktığını aktaran Bozdağ, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümetin de ayakta olduğunu söyledi.

"Şapkayı alıp kaçmak yok" diyen Bozdağ, "Cesetlerimizi çiğnemeden milletin emanetine el koyamazsınız" anlayışının her yerde egemen olduğunu vurguladı.

Bozdağ, darbecilerin inanmış halkı yenemediğini, halkın gücünün tankın gücünden büyük olduğunun gösterildiğini ifade etti.

"Bizim onlardan alacak dersimiz yok"

Türkiye'ye demokrasi dersi veren Batılı ülkelerin sadece kendilerine demokrasi istediğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bugün Almanya'da Alman vatandaşı olan soydaşlarımız bir miting yapmak istedi. Cumhurbaşkanımız telekonferansla bağlanıp görüşlerini açıklayacaktı. Almanya'nın Anayasa Mahkemesi, nezaketsiz, hadsiz, hukuksuz bir biçimde Türkiye'nin Cumhurbaşkanına yasak getirdi. Hani demokrasi vardı? Hani ifade özgürlüğü vardı? Teröristlerin ifade özgürlüğünü savunanlar, Türkiye'de 'terörün propagandası suç olmaktan çıksın' diyen Avrupa Birliği'ne üye ülkeler, Merkel, hepinize soruyorum; Türkiye'nin Cumhurbaşkanının, eli kanlı teröristler kadar ifade özgürlüğü yok mu? Sizin lügatinizde demokrasinin anlamı, teröristlere hürriyet, milletin hukukunu ve demokrasiyi savunan meşru cumhurbaşkanlarına yasak anlamına mı geliyor? Çok net, yasak koydular. Darbeyi doğru dürüst kınamıyorlar, darbecilerin karşısında milletin yazdığı destanı görmüyorlar ama Türkiye'yi, hepimizi suçlamaya devam ediyorlar. Bizim onlardan alacak dersimiz yok. Türk milletinin ve vatandaşlarımızın demokrasi bilinci, bu ayrımcı ve ırkçı Batı'dan bin defa daha üstün ve güçlüdür. Demokrasiyi de sonunda biz öğreteceğiz onlara."

"Karanlık bir Türkiye'nin doğmasına engel oldunuz"

Darbecilerin başarılı olması halinde Türkiye'de sadece Anayasanın kalkmayacağını, Meclisin kapanmayacağını, hükümetin düşmeyeceğini belirten Bozdağ, "Kan gövdeyi götürürdü. İkincisi; rejim değişirdi, rejim... Ben, 'Humeyni gibi Pensilvanya'dan gelecek' deyince farklı anlıyorlar. Ama onlar Türkiye'de güvenliği ve her türlü tertibatı alıp kanlı şekilde devleti ele geçirdikten sonra Fetullah Gülen, Türkiye'ye muzaffer komutan edasıyla gelecek ve Türkiye'de rejim de değişecek, onların istediği apayrı bir rejim kurulacaktı. Sermaye, medya el değiştirecek, bambaşka bir yapıya Türkiye evrilecekti. Siz sadece darbeyi önlemediniz, torunlarımızın yaşayacağı karanlık bir Türkiye'nin doğmasına engel oldunuz. Allah razı olsun, iyi ki varsınız." diye konuştu.

"Devletin yapısı içinden bunlar temizlenecek"

Bozdağ, darbecilerin yaptıklarının hesabını milletin yargısına vereceğini belirterek yargıya teslim edildiklerini, soruşturmaların sürdüğünü ve bunların hak ettiği en ağır cezayı alacağını vurguladı.

Meydanların mesajını aldıklarını vurgulayan Bozdağ, "Bunlar cezalandırılmaz, devlet aygıtı içinden temizlenmezlerse bu sapık anlayış varlığını devam ettirecek. Bugün bertaraf edilmiş olan tehdit ve tehlike başka bir zaman yeniden hortlayabilir. Devletin yapısı içinden bunlar temizlenecek. Artçı darbe teşebbüslerinin ortaya çıkma ihtimali ortadan kaldırılmalıdır. Hem Fetullah Gülen'in emir komutasında yeni bir kalkışma veya başkalarının yeni bir kalkışma ihtimalini ortadan kaldırmak, onun da gereğini yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Tarihi adımlar atıldı

Bozdağ, GATA'nın Sağlık Bakanlığına bağlandığını hatırlatarak askeri liselerin kaldırıldığını, imam hatipler ve dengi okulların harp okullarına girmelerinin önündeki engel, ayıp ve utancı kaldırdıklarını söyledi.

Demokrasi tarihi bakımından siyasi hayat açısından son derece tarihi adımlar attıklarına işaret eden Bozdağ, 15 Temmuz'un TSK'nın kendi içine dönük sızmalara karşı korunaklı olmadığını gösterdiğini dile getirdi.

Bozdağ, TSK'yı yeniden milletin ordusu ve Peygamber ocağı yapmak için büyük gayretle yola devam edeceklerini ifade ederek bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini belirtti.

Demokrasi nöbetinin finali 7 Ağustos'ta

Demokrasi nöbetini 7 Ağustos'a kadar devam ettireceklerini bildiren Bozdağ, demokrasi nöbetinin İstanbul'da bir finalle bitirileceğini anımsattı.

ABD'den Fetullah Gülen'in yakalanması ve tedbiren hapse atılması için talepte bulunduklarını hatırlatan Bozdağ, "Onlara dedik ki 'bunu Türkiye'ye iade etmeniz lazım.' Çünkü bu darbe teşebbüsünün sevk ve idaresinin bir numarası odur. Türkiye'deki bir numara farklı ama bunun bağlı olduğu bir numara odur, o sevk ve idare etmiştir. Amerika bunu biliyor mu, biliyor. Darbeyi yapanın Fetullah Gülen olduğunu biliyor. Neden, güçlü bir istihbaratı var. Eğer Amerika bilmiyorsa o zaman büyük bir Amerika ve büyük bir devlet değil." diye konuştu.

"ABD'nin izni olmadan tuvalete dahi gidemez"

Bozdağ, ABD yönetimine seslenerek "Bu saatten sonra Fetullah Gülen'i himaye etmek Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vereceği ve demokrasiye inanan Amerikalıların yönetime olan bakışını olumsuz etkileyeceği gibi, Türk halkının da ABD'ye bakışını da olumsuz etkiler." dedi.

Fetullah Gülen'in ABD'den kaçacağına dair bilgiler aldıklarını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:

"İstihbarat bilgileri var. Avustralya'ya, Meksika'ya, Güney Afrika'ya, Mısır'a ve Brezilya'ya gideceğine dair istihbari bilgileri geliyor. Çok net söylüyorum, açıkça ifade ediyorum; Pensilvanya'dan ayrılır Kanada'ya veya diğer ülkelerden birine giderse bu, Amerika izin verdiği için gitmiş demektir. Çünkü Fetullah Gülen Pensilvanya'da ABD'nin izni olmadan tuvalete dahi gidemez. Onun haberi olmadan bir yere kıpırdayamaz. Eğer oradan ayrılırsa bunun anlamı şudur; ABD Fetullah Gülen'in başka bir ülkeye gitmesine izin ve onay vermiş demektir. Bu da bizi yaralar. Bu ülkeye bu kadar büyük düşmanlık yapmış ve zarar vermiş örgütün elebaşının himayesi anlamına gelir. Bu, Türkiye-ABD arasındaki ilişkilere ve Türk halkının ABD'ye bakışına büyük zarar verir. Umuyor ve diliyoruz ki ABD artık kullanışlı bir maşa olma vasfını kaybeden bu yapının elebaşını Türkiye'ye iade eder. Beklentimiz budur. Mevlana Meydanı'ndan bu mesajı ABD'ye tekrar iletiyorum."