Duman 12.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
23.09.2016 21:37

'Bizler belediye meclisine parayla çalışan bir örgüt değiliz'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, "Bir tek Allah'ın kulu, eline parseli alarak bizim Bakanlığımıza gelmesin. Bizler belediye meclisine parayla çalışan bir örgüt değiliz." dedi.

'Bizler belediye meclisine parayla çalışan bir örgüt değiliz'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesinin açılış törenine katıldı.

Törenin açılış konuşmasını yapan Özhaseki, konuşmalara başlarken protokole hitaben gerçekleştirilen sıralamalarda önce söylenmesi gereken kişilerin sonra söylenmesi nedeniyle bazen can sıkıntıları yaşanabildiğini belirterek, "Bir Allah'ın kulu çıksa da şu konuşmalarda selam verip konuşmaya geçmeyi başlatsa emin olun ilk teşekkür mektubu benden gidecek. 'Merhaba' denilerek işe başlansın yetecek. Kamu yönetiminde 23. yılımdayım, hala protokolü sıralarken atladıklarımı görüyorum ondan da üzüntü duyuyorum. Bir an önce şuna bir son versek iyi olacak ama olmuyor bir türlü." diye konuştu.

"Sağlıksız yapılara sahibiz"

Türkiye'de şehircilik ve imarın gelişimine yönelik bilgileri paylaşan Özhaseki, şehir planlamalarının batıda Sanayi Devrimi ile birlikte çok daha eski dönemlere dayandığına, Türkiye'de ise 1930-1940'lı yıllarda başladığına işaret etti.

Özhaseki, 1950'li yıllardan itibaren şehirlere göçün başladığını aktararak, o süreçte belediyelerin hazırlıksız yakalandığını, kimi belediyenin ideolojik, kimisinin de popülist tavırlar sergilediğini belirtti. Bu tavırlar nedeniyle şehirlerin içinden çıkılmaz hale geldiğini ifade eden Özhaseki, kent merkezlerinin dışına çıkıldıkça bir sürü sorunlarla karşılaşılan bir ortam oluştuğunu dile getirdi.

Gelinen noktada Türkiye'de şehirciliğin sağlıksız ve kimliksiz yapılar olmak üzere iki temel üzerine oturduğunu aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"20 milyonun üzerinde yapı stoğu var ve 2000'den önce olanların büyük bölümü yapı standartları bakımından çok ilkel. Sağlıksız yapılara sahibiz. Kimliksiz yapılardan oluşuyor şehirlerimiz. Bu ikisinin de içimizi acıtması lazım. Kimseyi suçlama adına söylemiyorum, tespit yapıyorum. Bu kolektif bir sorumluluktur, suçluluktur. Hepimizin suçu var bunda. Ben kendimi de kenara çekerek söylemiyorum. Ne olur yanlış anlamayın ama sağlıksız yapılara sahibiz.

Anadolu coğrafyası binlerce yıldır sallanıyor. Deprem bölgesi, herkes bunu biliyor. Fakat gidiyoruz ilkel kavimlerin bile ev yapmadığı, Osmanlı'da bir tek çivi çakılmayan Adapazarı'na gidip şehri kuruyoruz. Ya bir gün batacak orası, bir gün sallanacak orası. Alt taraf balçık. Deprem olduğunda bütün ekibimi topladım, 4-5 gün oradaydım. Bütün hatalarını tespit ettim. Delilik orada bir şehir kurmak ama kuruyoruz. Şimdi hala birçok yapıya bakıyorum içim yanıyor."

"Geleneklerimizin dışında şehirler oluşuyor"

Özhaseki, şehirlerin kimliksiz olduğunu, büyükşehirlere bakıldığında "Burada arabesk bir toplum yaşıyor" denilebileceğini ifade etti.

"Bu şehirler bizi anlatmıyor, bize benzemiyor. Bizim geleneklerimizin çok dışında şehirler oluşuyor" sözlerine yer veren Özhaseki, müthiş ve çok hızlı bir değişim çağında olunduğuna, değişimin iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çekti.

Açılışı gerçekleştirilen fakültenin çok elzem olduğunu, bu tip fakültelerin revaçta olması gerektiğini dile getiren Özhaseki, tıbba insanların arada bir işinin düştüğünü ama insanların evi, sokağı gibi 24 saatinin geçtiği ortamın bilimsel bir karaktere oturtulmadığına işaret etti.

"Kimse yoğunluk artışı için bize gelmesin"

Belediye Yasası hazırlıklarına da değinen Özhaseki, herkesi rahatsız eden şehirlerdeki planların bozulması, haksız yere yapılan tadilatlar gibi vatandaşların içindeki adalet duygusunu sarsan sorun alanlarının giderileceğini ifade ederek, "Niye 5 katlı evler giderken birden bire aradan 25 kat yükselsin ki? Ne oluyor bütün parsellerdeki inşaat yoğunluğu 5 metreyken birisinin ki 25 metre olsun ki?" sözlerine yer verdi.

İstanbul'da geçen haftalarda müteahhitlerle bir toplantı gerçekleştirdiğini aktaran Özhaseki, şunları söyledi:

"İnşaat sektörünün önü nasıl açılır, kentsel dönüşümü nasıl hızlandırırız bütün bunlara cevap arıyoruz ama Bakanlık olarak da prensiplerimizi aktarmak istiyorum' dedim onlara.Kimse bundan sonra bizim Bakanlığımıza yoğunluk artışı için gelmesin. Bir tek Allah'ın kulu eline parseli alarak bizim Bakanlığımıza gelmesin. Bir, bizler belediye meclisine parayla çalışan bir örgüt değiliz. İki, yoğunluk artışları aslında birçok şehri katleden en önemli argümanlardır. İstanbul dönüşmek zorunda, şöyle bir mantıkla yapılıyor değişim, dönüşüm. Burada ne var, yoğunluk. Bir var, iki verirsek biri müteahhidin biri oturan adamın. Kaç konut vardı, 5 milyon konut, çıkardık 10 milyon konuta. Ne olacak bu 10 milyon konut? İstanbul'un nüfusu 15 milyondu, 30 milyon olacak. Yolu çekmeyecek, okullar yetmeyecek ve acayip bir manzarayla karşı karşıya kalacağız. Bu ilkelerimizde sıkı sıkıya durmaya çalışıyoruz. Yoğunluğa ihtiyaç yok. Bu şehirleri içinden çıkılmaz hale getiriyor."  

Sıradaki Haber
Hasan Cemal 'Özgür Gündem' soruşturmasında ifade verdi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz