Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Al Şark Forum tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı ve El Cezire'nin desteğiyle düzenlenen "Al Şark Gençlik Yıllık Konferansı 2017"de yaptığı konuşmada, bu kadar zorluklardan geçerken gelecek için bir vizyona ihtiyaç olduğunu, geleceğin anlaşılabilmesinin şu anın ve geçmişin de anlaşılmasını gerekli kıldığını söyledi.
Müslüman dünyasının tarihi bir geçmişi olduğunu, modern dünyada bunları anlamanın, tarihteki başarılara derinlemesine nüfus ederek mümkün olabileceğini belirten Kalın, gökyüzüne erişen dalların olması için derinlere erişen köklerin olması gerektiğini, bu köklere de bu kaos dünyasında çok ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
"Kim olduğumuzu unutmuş durumdayız"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, sosyal medyanın, herkesin eşit olduğu hakkı bireylere sağladığını anlatarak, "Gerçek dünyada biz biliyoruz çünkü gerçek güç bizde değil ve kimlerin kontrol ettiğini iyi biliyoruz. Bu denge de bunu sağlıyor. Bu küresel kaosun etkilerini Müslüman dünyasında da görüyoruz. Başkalarını suçlamak, bizim sorunlarımızı çözmeyecek. Kendi içimize bakmamız gerekiyor. Kendi sorunlarımızı, kendimiz çözebiliriz." ifadelerini kullandı.
Dünyanın her yerinde insanların kötü yönetimle boğuştuğunu aktaran Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü sıkıntılarımızın en büyüğünü aynı zamanda unutkanlık olarak nitelendirebiliriz. Çünkü biz kim olduğumuzu unutmuş durumdayız. Tarihimizi, geleneğimizi unutuyoruz. Ortadoğu kelimesini düşünürsek, kime göre orta, kime göre doğu. Bu aynı zamanda çok Avrupa merkezli bir terminolojidir. Biz bunu benimsedik ve takıldık kaldık. Bugün Ortadoğu dediğimizde insanların aklına fakirlik, kötü yönetim ve terörizm geliyor. Ama aynı coğrafyada bilim, mimari ve medeniyet üretilmiştir. Aynı zamanda binlerce yıldır medeniyetin beşiği olmuştur. Artık bu başarılardan söz edemiyoruz. Artık bu başarıları mümkün kılan şeyin neler olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Çünkü akıllarımızda ve kalbimizde aynı ilkelerimizin, köklerimizin var olduğunu biliyoruz. Eğer o ilkelere tutunursak, İslami kültürel geleneği canlandırabiliriz."
İbrahim Kalın, kültürün ve kimliğin tek bir tanımı olmadığını, herkesin birbirine bir şekilde hem bağlı hem de ayrılmış durumda bulunduğunu dile getirerek, "Aslında bizim kendi kimlik arayışımız var 21. yüzyılda." dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısına değinen Kalın, şunları kaydetti:
"Buradaki Güvenlik Konseyi'nin üyeleri hiçbir şekilde ayrıcalıklarını bırakmak istemiyor. Güvenlik Konseyi şimdiki gibi devam ederse, bütün Birleşmiş Milletler sistemi işlevini yürütmüyor demektir. Anlamını kaybetmektedir. Suriye krizi ve nükleer meseleler gibi sorunları çözmekte işlevsiz kalıyor ve çözemiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuştu ama bugünün gerçekliğine hitap etmiyor. Bunun için de ciddi bir reform geçirmesi gerekiyor. Bununla ilgili olarak 'Dünya 5'ten büyüktür.' diye bir formül geliştirildi. Dünya sadece 5 ülkeden ibaret değil. Dünya bu 5 üyenin gözlerinden görülemez sadece. Bu, konseydeki üyelerin sayısını artırabilmekten daha fazlasını gerektiriyor. Bizim kültürü, politikayı, ekonomiyi anlamamızı değiştirmemiz gerekiyor. Avrupa merkezli politikayı artık tarih yapmamız gerekiyor. Çünkü biz hala Avrupa merkezli anlayışın gölgesinde yaşıyoruz. Müslüman dünyasında bile bu böyle."
"Uykumuzdan uyanmamız gerekiyor"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Avrupa'nın göçmen krizine yaklaşımına ilişkin de şunları söyledi:
"Avrupa aydınlığın, medeniyetin merkeziydi, milyonlarca göçmene arkasını döndü. 'Bizim kapımıza gelmedikten sonra bizim için sorun teşkil etmiyorlar.' dedi. Mülteciler Avrupa sokaklarında görüldüğünde sorun teşkil etti. Türkiye'yi çağırdılar 2015'te ve bir anlaşma yapıldı. Bu konuda bile sözlerini tutmadılar. Türkiye bu konuyu üstlenmek zorunda kaldı. 3 milyon mülteciyi ağırlamak zorunda kaldı. Biz sözümüzü tutmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Paylaşacak ekmeğimiz olduğu sürece bunu yapacağız. İnsanlığı temsil ettiklerini iddia eden ülkeler neredeler? Çoklu kültürü temsil eden ülkeler neredeler? Lafa gelince çok hoş kavramlardan söz ediyorlar ama bunlar sadece sözde kalıyor."
Avrupa'da aşırı sağcılığın, İslamofobi'nin ve semitizmin yükselişinin görüldüğünü anlatan Kalın, "Bunu kim durduracak? Avrupa'nın büyük şaşalı liderlerinin olduğu dönemler geride kaldı. Avrupa'da neyi görüyoruz? Daha da sağa doğru ilerliyor. Neonazi politikalarına doğru ilerliyorlar. Gerçekten ne olup bitiyor? Buradaki büyük resmi kaçırmadan bunları değerlendirmeliyiz." şeklinde konuştu.
Bunlar karşısında yapılması gerekenler noktasında "Uykumuzdan uyanmamız gerekiyor. Çok uzun bir uyku yaşadık." diyen Kalın, bu konunun, sorunun ne kadar ciddi olduğunun fark edilmesi gerektiğini vurguladı.