TBMM Genel Kurulunda görüşülen Bilirkişilik Kanun Tasarısı üzerinde hükümet adına söz alan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tarafsız, objektif hareket eden, bilim ve fennin kurallarına uygun rapor hazırlayan, raporunu da süratli bir şekilde takdim eden bilirkişinin, her şeyden önce, adalet terazisinin doğru tartmasına hayati derecede katkı sağlayacağını belirtti.
Uygulamada, bilirkişilik müessesesinin hem uygulanış biçiminden hem bu alanda bir kurumsal yapının olmayışından hem de pek çok nedenden kaynaklı çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını dile getiren Bozdağ, "Bilirkişilik kurumuna yönelik ciddi eleştiriler var. Bilirkişi raporlarının standardı yok. O kadar ilginç ki bütün verileri aynı olan bir dosyada uzmanlıkları da aynı olan 2 tane bilirkişinin birbirinden neredeyse yüzde 100 denecek derecede farklı raporlar verdiğine kamuoyunda çıkan haberlerden, yorumlardan şahit oluyoruz." dedi.
"Bir kişiye bir yılda 3 bin 797 dosya gönderilmiş"
Bekir Bozdağ, şunları ifade etti:
"Bilirkişilikle ilgili dosyaların da müthiş bir tekel oluşturduğunu görüyoruz. Bazı ellerde toplanıyor, ondan sonra bilirkişilik üzerinden servetler de ediniliyor. Çok da kokular geliyor bu alandan. Bu kokuları ortadan kaldıracak mekanizmalara da bizim ihtiyacımız var. Şimdi, benim elimde 2015 yılında en fazla bilirkişilik dosyası kendilerine havale edilen 20 bilirkişinin ismi var. Bir kişiye 3 bin 797 dosya gönderilmiş bir yılda. Tatil yapmasa, uyumasa, her gün bir dosya çıkarsa 365 dosya yapar. Öte yandan, ikinci kişiye 3 bin 604 dosya; bir diğerine 2 bin 903 dosya; bir diğerine 2 bin 213 dosya gönderilmiş. En az dosya giden kişiye, 20. sıradaki kişiye bin 424 dosya gönderilmiş. Burada, dağılımda bir adalet yok. Mahkeme heyeti değişince bilirkişiler de değişiyor. Şimdi, burada objektif bir sistem kuracağız. Hakimlerin kafasına göre beğendiklerini bilirkişi atadığı bir sistem değil, UYAP'ta olduğu gibi otomatik bir mekanizma burada kurulacak.
Özel kanunlar gereği şu anda bilirkişilik yapan şirketlerin tamamını da bu kanunun öngördüğü esas ve usullere uymaya mecbur ediyoruz, sistemin içine alıyoruz, denetim yapıyoruz ve denetim dışında hiçbir bilirkişilik yapısının kalmasına izin vermemiş oluyoruz. Yeni bir şey getirmiyoruz, olan bir şeyi zapturapt altına alıyoruz."
"Tek kanun çatısı altında birleştiriyor"
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Yaptığımız bu düzenleme, Türkiye'de bugüne kadar ayrı ayrı kanunlarda dağınık düzenlenmiş bulunan bilirkişilik müessesesini bir kurumsal yapıya kavuşturuyor, tek kanun çatısı altında birleştiriyor. Yetkileri, sorumluları belirliyor, sınırlarını çiziyor, müeyyideleri ortaya koyuyor. Bilirkişilik müessesesi üzerine bugüne kadar yöneltilmiş bulunan bütün eleştirileri olmasa bile önemli bir kısmını ortadan kaldıracak çözümler ortaya getiriyor. Bütün bunlar yargı sürecinin sağlıklı işlemesi, adalet terazisinin doğru tartması için, yargı görevi yapanlara en büyük yardımı sunan bilirkişilerin sağlıklı çalışmasının sonucunu doğuracak ve kararların isabet oranını artıracak, yargıya olan güveni de en üst düzeyde tesis edecektir."