Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu" iddialarına ilişkin, "Sayın Kılıçdaroğlu'nın dile getirdiği şeyler esasında bir iddia değil, bir iftira. 'Kontrollü darbe', FETÖ iftirasıdır ve CHP'nin Sayın Genel Başkanı da FETÖ kontrollü bu iftirayı Türkiye'de anlatıyor, yerleştirmeye, meşrulaştırmaya çalışıyor ve FETÖ'nün bu propagandasının Türkiye'deki müdafisidir." dedi.
Bozdağ, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Kadın Kolları tarafından Sancaktepe'de kadın seçmenlerle bir araya geldiği toplantı öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu" iddialarını değerlendiren Bozdağ, şunları söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nın dile getirdiği şeyler esasında bir iddia değil, bir iftira. İftirayı dile getirmek, onu hakikat yerine geçirmez. Türkiye, 15 Temmuz 2016'da büyük bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldı. 249 insanımız şehit oldu, 2 bin 194 insanımız yaralandı, gazi oldu ve 80 milyon aziz Türk milleti, o geceyi hep beraber yaşadı. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Ana Muhalefet liderimiz, diğer liderlerimiz ve 80 milyon aziz halkımız, birebir yaşadı. Olaylar bizim gözümüzün önünde cereyan etti. Meclisimiz bombalandı çalışırken. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombalandı ve oraya toplanan sivil halk bombalandı. Özel Harekat bombalandı, Genelkurmay işgal edildi. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü tutuldu ve İstanbul'da, Ankara'da, pek çok yerde savaş uçaklarıyla savaş helikopterleriyle tanklarla otomatik silahlarla halka saldırılar yapıldı ve pek çok vatandaşımız şehit ve gazi oldu. Bütün bunları yaşanmamış farz etmek, milletin gözü önünde yaşanmışlıkların hepsini yok saymak ve bunlar üzerinden başka başka değerlendirmeler yapmak, gerçeği görmemek ya da gördüğü gerçeği halka başka gösterme gayretinden başka bir şey değildir. Darbe teşebbüsünün başarısızlığının anlaşılması üzerine FETÖ elebaşı terörist Gülen, açıklama yaptı ve o gün, o gece bunun tiyatro olduğuna dair değerlendirme yaptı. Terör örgütünün açıklamasıdır, hatta FETÖ'cülerin tamamını 'Meydana inin, fotoğraf çekin, görüntülerinizi paylaşın.' diye talimatlandırdı. Şimdi o günden itibaren bunun altını doldurmak için FETÖ, büyük bir gayretin içerisinde. Uluslararası destekçilerinden de destek alarak bunları yapıyor ve Türkiye'de de maalesef bu darbe teşebbüsünü bütün çıplaklığıyla yaşayan CHP'liler de yaşadıklarını inkar edercesine başka bir noktaya gidiyor."
Bakan Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun iddiayı dile getirirken dayanak noktasını açıklaması gerektiğini ifade ederek, "Bugün bir gazetede köşe yazısı içerisinde birtakım emarelerden hareketle kendince asılsız yorumlar yapıyor. Bunlar, yorumla söylenecek iş değil. Siz, FETÖ'nün dediği ağızla konuşuyorsunuz. FETÖ'nün ağzıyla konuşuyorsunuz, FETÖ kontrollü bir iftirayı yapıyor Kılıçdaroğlu. 'Kontrollü darbe' FETÖ iftirasıdır ve CHP'nin Sayın Genel Başkanı da FETÖ kontrollü bu iftirayı Türkiye'de anlatıyor, yerleştirmeye, meşrulaştırmaya çalışıyor ve FETÖ'nün bu propagandasının Türkiye'deki müdafisidir." diye konuştu.
17-25 Aralık hukuk darbesini yapma teşebbüsüne kalkışan FETÖ'nün iftiralarının Meclis'te ve her platformda savunucusu ve doğru gibi takdimcisi, müdafisinin CHP ve yöneticileri olduğunu kaydeden Bozdağ, "Görüyoruz ki darbe konusunda da aynı şeyleri ifade ediyorlar." dedi.
"Bu millet senden de benden de çok zekidir"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Kılıçdaroğlu'na bir yerden bir mail geldi mi?" diye sorduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Dün de diyor ki 'Adalet Bakanı beni mi izliyor?' Ben kendisini izlemiyorum. Sanki üstü kapalı bir itiraf yapıyor. Var mı yok mu? Varsa 'Var' de yoksa 'Yok' de. Ama çok net bir şekilde CHP, FETÖ'den ve FETÖ ile beraber çalışan diğer bazı çevrelerden kendilerine ulaştırılan iftiraları toplumun gözü önünde hakikat gibi söylemekten artık vazgeçsin. Eğer dürüstse, samimiyse bu belgeleri, bilgileri, Cumhuriyet savcılarına versin. Kendini de izleyen televizyonlar var, onlara versin, çıksın açıklasın. 'İşte belge, delil bu. Bütün bunlar var. Aziz millet siz karar verin.' desin, gitsin savcılara versin. Ne savcılara veriyor ne medyaya veriyor, ondan sonra kalkıyor 'Hükümet bunu açıklasın.' diyor. Ya senin iftiranı hükümet doğrulama noktası değil ki. Sen iftira yapıyorsun, hükümet de sana 'İftira yapıyorsun.' diyor. O zaman iftirasını, o iddia diyor, ben iftira diyorum, herkes ispatla mükellef değil mi? İspatla mükelleftir. İspat etmeyen de müfterinin ta kendisidir. Eğer dürüst, namuslu, ahlaklı bir siyaset yapıyorsak, söylediğimiz lafın altını dolduracağız, hem de delille dolduracağız. Siz çok ağır bir laf söylüyorsunuz, 'Kontrollü darbe' diyorsunuz. Bu, böyle rastgele söylenecek bir iş değil. Bu, Türk milletine de şehitlerimize de gazilerimize de büyük bir saygısızlıktır, hakarettir. Ayrıca Türk milletinin aklıyla da alay etmektir.
Sayın Kılıçdaroğlu, bu millet senden de benden de çok zekidir, FETÖ'nün haşhaşileri gibi uyuşuk bir vaziyette olup bitene bakmaz, bakamaz da. Ben soruyorum, 'Bu bilgileri sana kim getirdi? Sen getirenleri bir açıkla. Bir mail geldi mi gelmedi mi?' Geldiyse 'Geldi' de. Yüksek sesle 'Gelmedi' de diyemiyor. 'Yoksa izliyorlar mı?' diyor. Senin neyini izleyeceğiz. İzlemek hukuk dışı bir şeydir, böyle bir şey yok. O da ayrı bir iftira. 'Böyle bir şey geldi mi gelmedi mi? Geldiyse siz bunları herhangi bir yere verdiniz mi vermediniz mi?' diye soruyorum, açıklamaları lazım. Açıklamıyor. O zaman belgeni, delilini koy. Onu da koymuyor."
CHP'li Bozkurt'un açıklamaları
Kılıçdaroğlu'nun, AK Parti içerisinde 120 ila 180 arasında ByLock kullanıcısı bulunduğunu iddia ettiğini aktaran Bozdağ, "120 mi 180 mi karar ver. Yoksa ikisinin arasında mı? Daha onun kararını vermemiş. Milletvekillerin 'Evet diyenleri denize dökeceğiz' safsatalığını, saçmalığını dile getireceğine, sen elindeki ByLockçuların listesini şöyle bir medyaya ver, gazetecilerle konuşurken de ki 'İşte liste, bilgi, belge alın bakın'. Niye bunları yapmıyor? Elinde dürüst insanların sahip olacağı, bilgi, belge olmayanlar çamuru atıyorlar, 'Hükümet bunu açıklasın.' diyorlar. Olmayanı neyle açıklayacağız, biz 'Yok' diyoruz. Yalandan öte iftira yapıyor Kılıçdaroğlu. Yalan konusunda ustalığı var." ifadelerini kullandı.
Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı Mitingi'ne katıldığının da hatırlatılması üzerine, "Madem öyleydi, niye o günlerde geldin Yenikapı'ya katıldın, 'Buna karşı birlikte mücadele edeceğiz.' dedin. Ama şimdi bambaşka bir noktada duruyor. Dürüst, samimi, ahlaklı olmak lazım. Dürüst, samimi, ahlaklı olan kişi kendini terör örgütlerinin taşeronu pozisyonuna düşürmesin. Maalesef şu anda FETÖ, 17-25 Aralık'ta CHP'yi nasıl kullandıysa, 15 Temmuz'dan sonra kullandığını da gösteren emareler bunlar." diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un 16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Çok büyük bir saçmalık bu. Saçmalığı değerlendirmek yanlış olur. Hani derler ya eskiler 'Zırva tevil götürmez.' diye. Bu büyük bir zırvadır ve tevil de edilemez. Anlaşılır gibi değil. Kalkıyor 'evet' diyen insanları, denize dökülecek bir düşman olarak gösteriyor. 'Biz bunu yapacağız, sokağa çıkacağız, yani Samsun'a, Amasya'ya, Sivas'a gideceğiz, Sakarya, oradan denize gideceğiz.' Bu Türk halkına, Türk milletine düşmanlık yapmak ve halkı birbirine kin ve düşmanlığa tahrik etmektir. Ağır bir suçtur. Ben de ona diyorum ki, 'İnsanları yaşatmak en büyük vazifemizdir. Biz kardeşlerimizi denize dökmek, komşularımızı denize dökmek değil, onları yaşatmakla mükellefiz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nde görüyoruz ki çok ilkel bir anlayış var. Bu ilkel anlayışın somut bir göstergesi. Bu lafı söyleyen adam bundan sonra Samsun'a gidebilecek mi merak ediyorum. Samsunlular ne diyecek merak ediyorum. Sivas'a gidecek mi merak ediyorum. Sivaslılar ne der kendisine. Memleketi Konya. Konyalılar ne diyecek onu da merak ediyorum."
Yanı başındaki komşusunu denize dökülecek düşman gibi, Yunan gibi görmenin çok büyük bir ahlaksızlığı, seviyesizliği gerektirdiğini belirten Bozdağ, bu alçaklık ve seviyesizliğin çok aşağılarda olduğunun görüldüğünü kaydetti.
Bozdağ, bu durumun izah bile edilemediğini dile getirerek, "Yani çukurdan daha çukur. Söyleyecek laf yok." görüşünü dile getirdi.
Kendilerinin "evet" veya "hayır" diyen bütün vatandaşları yaşatacak bir siyasetin sahibi olduklarını vurgulayan Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İnsanlarımızı severek, sayarak, farklılıklarını baş tacı ederek yola gideceğiz. Kardeşlik hukukundan da haberi yok. Komşuluk hukukundan haberi yok. Mahalle hukukundan haberi yok. Türk medeniyetinden, kültüründen haberi yok. Türk milleti, Türkiye devletini ve milletini yok etmeye çalışan düşmanları denize döker. Kardeşlerine kılıç çekip onları denize döken Türk milleti tarih boyunca hiç olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Hüsnü Bozkurt'u yaşatmak ve onun mutlu olmasını sağlamak için demek ki daha çok uğraşmamız lazım. Bu ancak hastalıklı birinin söyleyeceği bir şey. Hasta bu. Bunun tedavisi de evetten geçiyor. Sandıkta 'evet' diyelim. Hüsnü Bozkurt'u görelim, gelsin yanımıza, nasıl denize döküyormuş adam hem bize göstersin hem biz ona insanlar nasıl yaşatılıyor öğretelim."
Sancaktepe'deki hayır çadırı ziyareti
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Hayır" çadırına yaptığı ziyarete ilişkin soru üzerine, Sancaktepe'de çok güzel bir örnek olduğunu, "evet" ve "hayır" çadırının yan yana bulunduğunu belirterek, öte yandan MHP'li, AK Parti'li ve CHP'lilerin yan yana durduğunu söyledi.
Bozdağ, "Hüsnü Bozkurt'un eğer cehaletini yenmek isterse gelsin Sancaktepe'ye baksın. 'Kardeşlik nasıl oluyormuş, dostluk nasıl oluyormuş, yan yana insanlar aynı platformda evetin, hayırın propagandasını nasıl yapıyormuş' gelsin buradakilerden öğrensin, Sancaktepeliler'den öğrensin." dedi.
Bakan Bozdağ'ın kadın seçmenlerle bir araya geldiği toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.