TBMM'de Başbakanlık bütçesi ele alındı.
Başbakan Yardımcıları Bekir Bozdağ ve Recep Akdağ kendilerine bağlı kuruluşların ve Başbakanlık merkezi bütçesinin sunumunu gerçekleştirdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz gecesi FETÖ darbesini önlemede büyük bir görev üstlenen Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hizmetleri hakkında bilgi verdi.
Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2018 yılı bütçesini 7 milyar 774 milyon lira olarak açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, OHAL uygulamasına ilişkin daha önce "Üç aydan sonra buna ihtiyaç kalmaz hatta daha erken de bitirebiliriz." dediğini hatırlattı.
Türkiye'nin 15 Temmuz'da karşılaştığı tehdit ve OHAL ilan edildikten sonra yapılan çalışmaların, görülenin buz dağının bir kısmı olduğunu ortaya koyduğunu dile getiren Bozdağ, şunları söyledi:
"Örgütün yapısı, çalışma yöntemi, takiyeyi esas alması ve bunların tespiti konusundaki zorluklar, bu örgüte terör örgütü nazarıyla bakışın sonradan olması ve geçmişte böyle kriminal bir yaklaşım olmaması, eldeki bilgi, belge, delil durumu nedeniyle mücadelenin zaman alacağı görülmüş ve bu nedenle bu tehdidi bertaraf etmek maksadıyla bu zamanı da dikkate alarak OHAL'in uzatılma ihtiyacı doğmuştur. Ayrıca OHAL sadece FETÖ için değil PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele için de kullanılmaktadır. Vatandaşımızın şu anda OHAL'den dolayı rutin hayatında bir değişiklik yoktur.
FETÖ ile mücadeleye de değinen Bozdağ, "FETÖ ile alakalı Diyanet İşleri Başkanlığı hem Cumhurbaşkanımızın hem de önceki Başkanımızın görevden ayrılırken ifadesi çok açık ve net. Burada bir geç kalmışlığı vardır. Çünkü FETÖ ve dini konularda sapkınlık içinde olan gruplarla ilgili elbette Diyanet İşleri Başkanlığının toplumu bilinçlendirme, aydınlatma ve onlara karşı uyarma görevi vardır. Bunu tam yapması lazım. FETÖ raporu, 15 Temmuz'dan sonra değil de daha önce yayınlanmış olması gerekirdi." dedi.
Bekir Bozdağ ayrıca devlet hizmetlerinin e-Devlet kapısına aktarılmasını hızlandırdıklarını açıkladı, Hizmetlerin tamamının 2018 yıl sonuna kadar elektronik ortama taşınacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise Türkiye'nin insani yardım konusunda öncü ülke olduğunu hatırlattı, rakamlar verdi.
Akdağ, ''Ülkemizde 3 milyon 221 bin Suriyeli kayıtlı olarak bulunmaktadır. Aynı şehilde Irak'da yaşanan insani kriz nedeniyle sıfır noktasında 1161 tırla bunların içinde insani yardım var. İnsanların hiçbiri ayırmadan Türkiye Cumhuriyeti olarak ulaştırdık, ulaştırmaya da devam edeceğiz.'' dedi.
''Avrupalıların bize verecekleri hiçbir ders yok"
Diyarbakır Fidanlık Kampı'ndan Ezidilerin zorla Mardin'in Midyat ilçesine götürüldüğüne yönelik iddialar hakkındaki soruyu da yanıtlayan Akdağ, Diyarbakır'daki söz konusu bölgede çok zor ve olumsuz koşullarda yaşayan Ezidilerin, Midyat'ta daha iyi şartlardaki bir kampa taşındığı bilgisini verdi.
Akdağ, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki örgütlerin kamplara sürekli girip çıktığını dile getirerek, "Sivil toplum girip girmiyor olduğu zaman hangi sivil toplumun buraya girmeye hakkı olduğu tartışılabilir. BM'nin işin içinde olması benim için önemlidir. Türkiye'deki kamplarda verilen hizmetlerin dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar sığınmacılara verilemediğini iddia ediyorlar. Çok özel bir iş yapıyoruz. Elbette bu kamplarda farklı kültürler farklı insanlar, farklı yapılar arasında zaman zaman sıkıntılar yaşanmış olabilir. Sonuçta bir şehirden bahsediyoruz." açıklamasını yaptı.
Bu kapsamda yürütülen çalışmaların hepsinin insani amaçlarla yapıldığını kaydeden Akdağ, şöyle devam etti:
"Batılılarla yapılan anlaşmalarda, 'şöyle oldu, böyle oldu', bizi eleştiriyorlar. Gerçekten ben buna gülümsüyorum. Adamlar bir tane mülteciyi ülkelerine almamak için uğraşıyorlar ondan sonra mültecilerin hakları hususunda bize akıl öğretecekler. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Hadi 3 milyonun yarısını da onlara verelim, baksınlar. Dikenli teller mi çevirmediler, yapmadıkları edepsizlik kalmadı. Burada biz kendi milletimizin karakterinden, tarihinden, kültüründen gelen bir insaniliktir. Avrupalıların bu konuda bize verecekleri hiçbir ders yok."
Kaynak: TRT Haber