Gazi Mustafa Kemal Paşa işgalin daha ilk günlerinde hedefi belirlemişti.
Vatan, düşman işgalinden ancak cephede savaşarak kurtarılabilirdi.
"Geldikleri gibi giderler"
Yıldırım ordularının kapatılmasının ardından İstanbul'a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Haydarpaşa Garı'ndan Kartal İstimbotuna bindi. Yaveri karşıya geçerken düşman gemilerinin İstanbul Boğazı'nda demirlediğini görünce ağlamaya başladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise, "Geldikleri gibi giderler" dedi. İşte Büyük Taarruz'un ruhu o cümlede gizlidir.
"Önce meclis sonra ordu kuruldu"
Ankara'da Meclis kuruldu. Ardından işgale karşı tüm hareketler düzenli ordu bünyesinde birleştirildi.
"Düşman bize göre güçlüydü"
Savaşa hazırlık sürecini anlatan Akademisyen Dr. Zekeriya Türkmen, "Dönemin küresel gücü İngiltere tarafından desteklenen bir Yunan ordusu vardı. Bize göre güçlüydü. Ordunun silah ve teçhizatının artırılması, Sovyetler'den yardımların talep edilmesi, dolaylı yoldan İtalya ve Fransa üzerinden bir takım yardımların alınması söz konusuydu. Silah, teçhizat eşit değildi. Onların 10 uçağı, bizim 2 uçağımız vardı. Onların 4 bin kamyonu, bizim 1200 kamyonumuz vardı" dedi.
Topyekun harp ilkesi benimsendi
Bütçenin yüzde 80’i ordu için kullanıldı. Yoksulluk ve yokluğa rağmen "Topyekun Harp İlkesi" benimsendi. Yurtta umudu diri tutmak için çalışıldı.
Dr. Zekeriya Türkmen, "1920'nin Temmuz ayında Ankara Abidinpaşa'da Subay Talimgahı açıldı. 3 aylık hızlandırılmış kurslarla zabit vekillerini mezun ettik. 7-8 ağustos tarihinde Milli Yükümlülük Emirleri yayınlanacaktı. 10 farklı emirdi bunlar. Bu emirlerde ordunun donanımı, teçhizatı, silahlandırılması, iaşe ve ibadetesinin oluşturulmasında önemli kararlar yer alıyordu" açıklamasını yaptı.
11 yıldır kesintisiz savaşan bir halk ile İnönü ve Sakarya Muharebelerinin ardından taarruz için sabırsızlanan bir Meclis vardı. Cepheden Meclis'e mekik dokuyan Mustafa Kemal Paşa, son darbeyi vurmak için tek bir şansı olduğunu biliyordu.
"Harekatı beklenmedik zamanda başlattı"
Harekatın başlama sürecini anlayan Dr. Zekeriya Türkmen, şunları söyledi:
"1922'nin Ağustos başından itibaren Ankara'da yapılan görüşmelere baktığımız zaman, Büyük Taarruz öncesi bir futbol maçı bahanesiyle milleti Ankara'ya toplayıp kendisi gizli bir şekilde Batı Cephesine gidip harekatı o beklenmedik zamanda başlattı."
Kurt Kapanı taktiği uygulandı
Hedef, Yunan ordusunu Kurt Kapanı taktiği ile çember içine almaktı. Taarruzdan bir gece önce 1'nci Ordu, yer değiştirdi. Büyük Taarruz, sabaha karşı topçu ateşiyle başladı. Yunan ordusu, asıl hamleyi doğudan beklerken, ordu güneyden Şuhut Dağları arasından taarruza geçti.
3-4 ayda geçilemez denilen Kocatepe’deki tüm siperleri Türk Ordusu 3-4 saatte dağıttı.
Cepheden gelen büyük zaferin ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, hafızalara kazınan o emrini verdi: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz, ileri!”
Haber: Sezen Ceceli Köse
Kamera: Fatih Özdemir
Kurgu: Bedri Pasin