Aralarında Büyük Taarruz öncesinde ve sonrasındaki günlük harp raporları, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Büyük Zafer sonrası Türk ordusuna hitaben yayımladığı, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrinin yer aldığı bildirinin Fransızca kaleme alınmış hali ile Büyük Önder'in telgrafları ve yazılarına ait belgeler, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri'nde korunuyor.
Tarihin altın sayfalarının yazıldığı 26 Temmuz 1922'de başlayan ve 30 Ağustos'ta büyük bir zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi öncesinde, Erkanı Harbiye-i Umumiye'nin (Genelkurmay Başkanlığı) hazırldığı günlük harp raporlarında dikkat çeken ayrıntılar yer alıyor.
Yunan askerlerinin köy ve ormanları yakmaları tarihi belgelerde
Harp raporlarında Kocaeli, Eskişehir, Afyon, Sandıklı, Çivril, Çay ve Aydın taraflarındaki cephelerde, Türk ve Yunan orduları arasındaki mevzi ve lokal çatışmaları yer alıyor.
Ayrıca raporlarda şu konularda da ayrıntılı bilgiler veriliyor:
"İki taraf birliklerinin vaziyetleri, tahkimat faaliyetleri ve askeri hazırlıklarının yanı sıra Yunanların atış sahalarını genişletmek ve Türk birliklerinin ilerlemesini güçleştirmek amacıyla çıkardıkları orman ve köy yangınları ile Eskişehir-Afyon hava sahasında uçakla havadan keşif ve gözetleme faaliyetleri."
"Batı Cephesi'ndeki ordular 26 Ağustos'ta taarruza başlayacak"
Büyük Taarruz'un askeri durumunu bildiren Mustafa Kemal Paşa'nın çektiği telgraflarda da önemli detaylar var.
25 Ağustos 1922'de Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, İcra Vekilleri Heyeti Reisi Rauf Bey'e gönderdiği bir telgrafta, "Garp (Batı) Cephesi'ndeki orduların 26 Ağustos Cumartesi günü düşmana taarruza başlayacağı ve konunun Rauf ile Adnan Beyefendilere yazıldığı" bilgisini veriyor.
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Fevzi Paşa da Vekiller Heyeti Riyaseti'ne (Bakanlar Kurulu) telgraf göndererek, 26 Ağustos 1922'de sabah saatlerinde bütün cephelerden taarruz hareketine başlandığını duyuruyor.
Telgraflar tarihe ışık tutuyor
Mustafa Kemal Paşa, 27 Ağustos'ta Rauf Bey'e gönderdiği telgrafta düşmanla muharebenin sürdüğü ve düşmanların bölgeden atıldığı yerleri paylaşıyor.
Bir başka telgrafta ise "Birinci Ordu'nun taarruzunun başarıyla sonuçlandığı, Afyonkarahisar'ın işgal edildiği, geri çekilen düşmanın durup dinlenmeden takip edildiği ve geri çekilme sırasında koruma vazifesi yapan kıtalarıyla muharebe edildiği, bir hayli erzak, cephane, malzeme ve topun ganimet olarak alındığı, subay ve erlerin gösterdiği kahramanlığın tasvir edilemeyeceği, cephenin diğer kısımlarındaki hareketlerin de istenilen şekilde ilerlediği" bilgileri veriliyor.
Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey'e 29 Ağustos'ta yazdığı bir diğer telgrafında ise, Kocaeli mıntıkasında muharebenin devam etmekte olduğu, Eskişehir cephesinde tespit edilebilen düşman fırkalarında geri çekilme alameti görüldüğü gibi bilgileri paylaşıyor.
Afyonkarahisar Dumlupınar Meydan Savaşı telgrafta anlatılıyor
31 Ağustos 1922'de, Dumlupınar'dan Ankara'ya gönderilen, 36 saat süreyle devam eden Afyonkarahisar Dumlupınar Meydan Savaşı'nın durumu hakkında geniş bilgilerin verildiği telgraf da belgeler arasında yer alıyor.
Telgrafta düşmanın nasıl geri çekilmeye zorlandığını anlatan Büyük Önder, telgrafında şunları yazdı:
"Çeşitli safhalarda bu çarpışmalar sırasında topçularımız büyük bir faaliyet ve ustalıkla düşmanı sıkıştırdı. Piyadelerimiz kısa kısa ateş savaşlarından sonra gece ve gündüz süngü hücumları ve bomba baskınlarıyla düşman birliklerinin büyük karargahlarının içlerine kadar girdi. Düşmanın kaçış güzergahları üzerinde bulunan atlı birliklerimiz bir taraftan topçularını kullanırken diğer taraftan yalın kılıç düşman içlerine saldırdı. Savaş ve keşif uçakları bomba ve makineli tüfekleriyle yukarıdan saldırdı. Her taraftan yıldırım etkisi yapan bu saldırılar karşısında düşman ordusunun büyük bölümü yenilerek kıtaları birbirine karışmış halde ikiye bölündü."
"Düşman birlikleri varını yoğunu terk etti"
Birliklerin düşmandan önce Dumlupınar mevzilerini tutması ve süvari birliklerinin savaş alanının kuzeybatısından yollara hakim olması sayesinde Kızıltaş deresi içinde düşmanın sıkıştırıldığını belirten Mustafa Kemal Paşa, birliklerin düşman içine dalıp yenilgiye uğrattığını, varını yoğunu bırakan düşmanın dere ve ormanların içinde perişan bir hale geldiğini bildirdi.
Mustafa Kemal Paşa, düşman askerlerinin yüzlercesinin teslim olmaya başladığı ve savaşta ele geçen çok sayıda malzemeye dair bilgi verdiği telgrafta şunları yazdı:
"Bu başarının Allah'ın bir lütfu olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar tespit edilebilen düşmanın Eskişehir grubundan bir fırkadan fazla kuvveti 29 Ağustos 1922 günü Seyitgazi civarından Meydan Muharebesi istikametine yetişip yardıma teşebbüs ettiği anlaşılmıştır. Vaziyet ve manzaradan etkilenen bu düşman kuvveti kuzey istikametine çekildi. Gerek bu kuvvetin ve gerek Eskişehir'de bulunan diğer düşman kuvvetlerinin imhası için de önlemler alınmaktadır. Bütün düşman kuvvetleri sürekli takip sayesinde mevzilerini terk ederek çekilmeye başlamışlardır."
''Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"
Belgeler arasında Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Türk ordusuna hitaben yayımladığı, "Ordular, İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrinin yer aldığı bildirinin Fransızca kaleme alınmış hali de özenle saklanıyor.
Öte yandan Mustafa Kemal Atatürk'ün, 30 Ağustos 1922'de milletle tek yürek olarak kazandığı zaferde, milletin maddi ve manevi desteğinin istendiği de belgelere yansıdı.
Tebrik telgrafı da bulunuyor
Ordunun muharebeye başlaması sebebiyle cami, medrese ve tekkelerde Kuran-ı Kerim okunup, dua edilmesi istenirken, TBMM İcra Vekilleri Heyeti Reisi Hüseyin Rauf (Orbay) tarafından vatanın istiklalini kurtarmak için başlatılan Büyük Taarruz da halktan orduya maddi ve manevi destek beklendiğine dair bazı illere telgraf gönderildi.
Ayrıca, Büyük Taarruz'un ilk 2 gününde ordunun elde ettiği başarıdan dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi İcra Vekilleri Heyeti'nin Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa'yı tebrik telgrafı da belgeler arasında.
Zaferin ardından Fevzi Çakmak'ın yazdığı 6 Eylül 1922 tarihinde düşmanın Söke’yi tahliye ettiği ve daha sonra düşmanın İzmir’den uzaklaştırıldığına dair harp raporu ile 7 Eylül 1922 tarihinde Aydın'ın kurtarıldığı ve Söke civarını düşmandan temizlemek üzere askeri birlik gönderildiğine dair 15 Eylül 1922 tarihli harp raporu da tarihe ışık tutuyor.
Kaynak: AA