Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çatışmaların önlenmesi ve barışçıl çözümü anlayışının, Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikasının temel özellikleri arasında yer aldığını belirterek, "Türkiye, Afrika'dan Ortadoğu'ya, buradan Balkanlar'a ve Kafkaslar'a kadar geniş bir coğrafyada çok çeşitli ara buluculuk çabaları üstlenmiştir." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu'nun "Güçlü Diplomasi, Etkin Arabuluculuk" temasıyla İstanbul'da düzenlenen 4. İstanbul Arabuluculuk Konferansı vesilesiyle kaleme aldığı makale Daily Sabah Gazetesi'nde yayımlandı.
Konferansa dünyanın dört bir yanından katılan uzman, diplomat, uygulayıcı ve akademisyenin, önde gelen bir çatışma önleme ve çözüm yöntemi olarak ara buluculuğun ilerletilmesinin yollarını ve araçlarını keşfedeceklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye ve Finlandiya'nın Birleşmiş Milletler'de (BM) "Barış için Arabuluculuk" girişimine öncülük ettiği günden bu yana ara buluculuğun profilinin küresel planda yükseldiğini vurguladı.
Söz konusu girişimin bir sonucu olarak kurulan "Arabuluculuk Dostlar Grubu"nun 48 ülke ve beş uluslararası kuruluş olmak üzere toplam 53 üyesinin olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, BM, bölgesel ve alt bölgesel kuruluşlar ile sivil toplum bünyesinde de önleyici diplomasi ve ara buluculuk alanında uluslararası kapasite konusunda kaydedilen ilerlemeye işaret etti.
Çavuşoğlu, ara buluculuğun ilerletilmesi konusunda BM'de önde gelen bir platform olan grubun, ara buluculuğun normatif ve kavramsal çerçevesinin geliştirilmesine zemin hazırlayan dört BM Genel Kurul Kararının kabul edilmesine önayak olduğunun altını çizdi.
Bakan Çavuşoğlu, "Arabuluculuk Dostlar Grubu"nun dünya genelinde akademisyenlerden uygulayıcılara kadar arabuluculuk alanında faaliyet gösteren herkes için temel belge niteliği taşıyan 2012 tarihli "Birleşmiş Milletler Etkin Arabuluculuk Rehberi"nin hazırlanmasına da önemli katkı sağladığını belirtti.
"Çatışmaların önlenmesi ve barışçıl çözüm"
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, BM'nin ara buluculuk destek kapasitesini daha çok geliştirme konusundaki istekliliğini ifade ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Genel Sekreterin bu çabaları takdire şayandır. Biz de Türkiye olarak, bütün BM üyelerine, günümüz çatışmalarını engellemek ve çözmek amacıyla BM Genel Sekreteri Guterres'in kapsamlı vizyonunu ve çabalarını destekleme çağrısında bulunmaktayız. Türkiye ise üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmektedir. Nitekim Türkiye, akut ve donmuş ihtilafların varlığını sürdürdüğü geniş bölgenin yanı başında konumlanmış bir ülkedir. Bu nedenledir ki, çatışmaların önlenmesi ve barışçıl çözümü anlayışı, Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikasının temel özellikleri arasında yer almaktadır. Türkiye, Afrika'dan Ortadoğu'ya, buradan Balkanlar'a ve Kafkaslar'a kadar geniş bir coğrafyada çok çeşitli ara buluculuk çabaları üstlenmiştir. Barışın teminini insani mukabele, kalkınma bağlamında ele alan yaklaşımı benimsemiştir. Bu yıl da Türkiye, kişi başına yapılan insani yardım bakımından dünyada en cömert ülke konumunu muhafaza etmiştir."
Türkiye'nin 2012 yılından itibaren İstanbul Arabuluculuk konferanslarına ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu mihenk taşı konferanslar, çatışma önleme ve arabuluculuk faaliyetleri alanında çok sayıda uygulayıcı ve akademisyeni bir araya getirmek üzerine tasarlanmaktadır. Konferansların amacı, teori ve uygulama arasında sinerjiyi teşvik etmek ve uluslararası toplumun ara buluculuk çabalarının kapsamını, erişimini ve etkinliğini arttırmaya yardımcı olmaktır." ifadesini kullandı.
Dünya genelinde her gün çeşitli çatışmalarda aktif rol alan ara bulucuların çabalarını şükranla anan Çavuşoğlu, bu yılki konferansın hedefinin, ara buluculuk metodolojisi ve uygulamasının bugünün ihtiyaçlarını temel almakta nasıl daha etkin hareket edilebileceğini araştırmak olduğunu aktardı.
"Çatışmaların barışçıl çözümü öncelik haline gelmeli"
Konferansta, çatışma döngüsünün bütün aşamalarında, yani önleme, çözüm ve uzlaşı sonrası barış anlaşmasının uygulanmasına kadar geçen bütün süreçte ara buluculuk potansiyelinin nasıl eyleme döküleceğine yanıt aranacağını belirten Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yanıt arayacağımız ikinci kilit soru, siyasi, etnik ve dini ön yargıların yol açtığı husumet ortamlarında, ara buluculuğun önleyici bir araç olarak daha fazla kullanımı için ne tür modellerin devreye sokulabileceği olacaktır."
Bunun, çeşitli siyasi, sosyal ve dini temelli düşmanlıklardan kaynaklanan aşırı eğilim türlerine tanıklık edilen günümüzde üzerinde durulmayı gerektiren bir alan haline geldiğine değinen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Avrupa'da Müslümanlara ve göçmenlere karşı gerçekleşen saldırılardaki artış bu durumun tipik örneğidir. Bu bağlamda 'önleme' kilit bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan bu türden ihtilafların önlenmesi ancak, toplumların birbirlerinin farklılıklarının bilincine varmaları, bu farklılıklara saygı duymayı kabul etmeleri ve gerçek bir diyalog ve etkileşimde bulunma yolunu seçmeleri ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, belli bir çatışma durumu ile ilgili kültürel davranış kuralları konusunda iyi donanımlı arabulucuların kayda değer başarıya ulaşabileceklerine inanıyorum. Bunun içinse, gençlerin arabuluculuk eğitimine daha fazla eğilinmesi, kadınların ara bulucu olarak faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve bu grupların doğru araçlarla donatılması karşımıza çıkan çözümler olabilecektir." değerlendirmesini yaptı.
Barışın hakim küresel gerçeklik haline getirilmesi yolunda büyük sınamaların olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Ancak, bu sınamanın barındırdığı fırsatları görebilmek de bizlerin sorumlulukları arasındadır. Bu itibarla uluslararası toplumun, arabuluculuk dahil olmak üzere çatışmaların barışçıl çözümü alanında kapasite artırımı yönündeki istek ve iradesi bir öncelik haline gelmelidir." ifadesini kullandı.
Dördüncü İstanbul Arabuluculuk Konferansı katılımcılarına "Türkiye'ye hoş geldiniz" mesajı veren Çavuşoğlu, uluslararası toplumu ara buluculuk konusunda eyleme geçmeye davet etti.