Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, özel bir televizyon kanalının canlı yayınında gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı.
AK Parti'nin Antalya'daki seçim çalışmalarına değinen Çavuşoğlu, anketlerin ittifaklarını önde gösterdiğini ve verimli bir seçim çalışması yürüttüklerini belirtti.
Seçime ilişkin uluslararası basında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtı haberlere işaret eden Çavuşoğlu, "Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı'mızın (Recep Tayyip Erdoğan) liderliğinde, liderler diplomasisiyle son 5 yılda dış politikada destan yazıyoruz. Bunun faydasını sadece Türkiye olarak biz görmüyoruz, tüm dünya görüyor." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin dış politikada attığı adımların dünya için çok faydalı olduğunu herkesin görmeye başladığını kaydederek, "Eskiden sadece biz derdik ki ‘Mazlum ülkeler ve toplumlar bize bakıyor, umudu bizde.’ diyorduk, şu anda zengin ülkeler de bize bakmaya başladı. Mesela Tahıl Anlaşması, fakir ülkeler veya haneler için önemli değil ki zengin için önemli, herkes için önemli. Gıda krizi herkesi etkiler." diye konuştu.
Türkiye’deki seçimlere yönelik dış müdahalenin eskisi kadar olmadığını yineleyen Çavuşoğlu, "Avrupa ülkelerinde bile Cumhurbaşkanı'mızın tekrar kazanmasının önemli olduğunu baş başa görüşürken söylüyorlar. Onların isimlerini söylemeye gerek yok, açıkça söylemeleri doğru olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye, daha bağımsız bir ülke oldu"
ABD ve Fransa başta olmak üzere bazı Batılı basın yayın organlarında "Erdoğan gitmeli" temalı haberlerin yer aldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bazı basın yayın organları 'Bu seçim önemli, Erdoğan gitmeli.' diyorlar. Neden Erdoğan gitmelidir? Onların da sebebi belli çünkü Erdoğan, artık teröristlere göz açtırmıyor çünkü Erdoğan, bazılarının haksız çıkarlarına çomak sokmuştur. Türkiye, daha bağımsız bir ülke olmuştur." dedi.
Çavuşoğlu, uluslararası üç beş zengin şirketin Türkiye ve Birleşmiş Milletlerin (BM) aracılığında imzalanan Tahıl Anlaşması'ndan rahatsız olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Eminim bu rahatsız olanlar dün (AK Parti’nin) İstanbul mitinginden sonra çok daha rahatsız olmuşlardır çünkü Türk milletinin iradesini görüyorlar. Zaten bu tür manşet atmalarının, dergilerinin kapağında özellikle buna yer vermelerinin de sebebi bu. Onlar rahatsız olmaya devam etsinler. Şunu bilmelidirler, Türkiye’nin iç siyasetini bunlar dizayn edemez, milletimiz karar verir. 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.' demiştir (Mustafa Kemal) Atatürk, buna inanıyoruz ve her zaman da buna saygımız var."
Batı’nın, Karabağ’da Azerbaycan bayrağının dalgalanması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını koruması, Ankara’nın Libya’da dengeleri değiştirmesi gibi konulardan rahatsız olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Bazı Batılı ülkeler, Suriye’de terör koridoru oluşturmak istiyor ve orada PKK/YPG’ye destek oluyorlar. Bizim operasyonlarımız bunlar için tehdit." diye konuştu.
"Beklenenden daha az Rus turist geldi"
Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, bu süreçte denge politikası izlediklerini ancak muhalefetin "Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılacağız." söylemleri sebebiyle beklenen Rus turistlerin yarısından fazlasının gelmediğini söyledi.
Çavuşoğlu, yaptırımlara katılım talebinin ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden geldiğini belirterek, "ABD de söyledi, AB ülkeleri de söyledi. Biz de onlara 'Yaptırımlara katılmayacağız.' ama 'Sizin yaptırımlarınızın Türkiye üzerinden delinmesine, sizin Rusya'ya yasakladığınız ürünlerin Türkiye üzerinden Rusya'ya satılmasına da izin vermedik, vermeyeceğiz.' diyoruz, biz ilkeli davranıyoruz. Montrö Anlaşması'nın uygulanması dahil." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin milli çıkarları ve refahını öncelik edindiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Avrupa kıtasının güvenliğine ve ekonomisine en çok katkı sağlayan ülkenin de Türkiye olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, her zaman Avrupa'nın içinde olduklarını ancak vize serbestisi konusunda AB'nin "ayak direttiğini" dile getirdi.
Sadece Rusya'ya yönelmediklerini, "360 derece dış politika" anlayışına sahip olduklarını anlatan Çavuşoğlu, ekonominin güç merkezinin Asya olduğunu, Afrika'nın uyandığını, dolayısıyla sadece AB merkezli dış politikanın izlenemeyeceğini ifade etti.
Çavuşoğlu, Asya, Latin Amerika, Afrika'nın yanı sıra Türk Dünyası ve İslam ülkeleri ile de ilişkileri önemli seviyelere getirdiklerini söyledi.
"ABD veya başka bir ülke bu teröristleri kurtaramaz"
Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü en çok destekleyen ülkelerin başında olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu konunun Ankara için hayati derecede önemli olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, Türkiye’den dönecek Suriyelilerin güvenli şekilde ülkelerine gitmesi, terörle mücadelenin birlikte yürütülmesi, insani yardımların devam ettirilmesi gibi konularda Esed rejimi ile işbirliği yapılması gerektiğini dile getirerek, “Herhangi bir ön şartla, illa (Suriye’deki Türk askerleri) çekilin ondan sonra adımlar atarız olmaz. Ülkede (Suriye’de) kalıcı bir istikrar olursa ve Suriye yönetimi Adana Mutabakatı’nı tekrar uygulayabilecek bir kapasiteye ulaşırsa ancak bu olur.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin terör hedeflerine yönelik operasyonlarına işaret eden Çavuşoğlu, "ABD veya başka bir ülke bu teröristleri kurtaramaz. Bunları hedef almaya devam edeceğiz. Bizim için meşru hedeftir ve bir terör devleti ya da koridoru oluşturmalarına da izin vermeyeceğiz. Irak için de Suriye için de geçerli." dedi.
Çavuşoğlu, '3,7 milyon Suriyeliyi göndereceğiz.' dersek bunun aldatıcı olacağını kaydederek, epeyce dönmesi gerekenler olduğunu, 550 binden fazlasının güvenli bölgeye gönderildiğini ve rejimin kontrol ettiği bölgelere de gönderilmeleri gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Biz geldik, kamyonlara istifledik, tırlara, attık öbür tarafa. Böyle bir yöntem olmaz. Bu, insani de değil, hukuki de değildir. Burada rejimle de angajmana girerek onların güvenliğini temin edip temel ihtiyaçlarını karşılayarak döndürmemiz lazım bizim. Bu, birçok açıdan önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Esas hayati meselenin terörle mücadele olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Peki neden (muhalefet) 'Suriye'den çekileceğiz.' diyorlar? Esed'in talebini karşılamak için mi yoksa PKK'nın talebini karşılamak için mi? Ben bir şeyden eminim ki PKK'nın talebini karşılamak için taahhütlerde bulunuyorlar yani HDP'nin ve PKK'nın desteğini, oyunu alabilmek için. Zaten PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri de sürekli Kılıçdaroğlu'na oy verilmesi gerektiğini söylüyor. DHKP-C de söylüyor. Diğer taraftan FETÖ aynı şeyleri söylüyor. Irak'tan da aynı şekilde çekileceğimizi söylüyorlar." diye konuştu.
"ABD, Suriye'de koridor oluşturmak istiyor"
ABD'nin Suriye'deki planının ilk önce koridor oluşturmak, petrolün o koridor üzerinden denize ulaştırılması ve oradan da uluslararası piyasalara götürülmesi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Kim için bu? YPG/PKK. Şimdi, Suriye'nin kuzeydoğu bölgesini Suriye'den bölmek, PKK'nın gündemi bu. Fırsat bulsalar o koridoru oluşturmak isterler ama bunun mümkün olmadığını görüyorlar." dedi.
Çavuşoğlu, bölgenin yalnızca zenginliğinden dolayı değil jeopolitik dengeleri değiştirmek bakımından da önemli olduğunu belirterek, "Terörün niye üretildiği zaten belli, Türkiye'yi bölmek ve Türkiye'yi sürekli huzursuz, rahatsız etmek. Ekonomisini ve enerjisini buraya harcatmak. Bu, sadece terörden arındırmakla da olmuyor." ifadelerini kullandı.
Petrol ve doğal gaz aramada Türkiye'nin kendi imkanları, teknolojileri ve gemilerinin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bunlar olmasaydı petrolü bulmanın da kolay olmayacağını, doğal gazda olduğu gibi petrolde de kendi kendine yeterli olmayı hedeflediklerini ve ihracat yapacak duruma gelene kadar çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
"Ermenistan, samimiyetsizliğini gösterdi"
Ermenistan'la normalleşme süresince Türkiye'nin bazı jestler yaptığını anlatan Çavuşoğlu, amaçlarının Ermenistan'la normalleşme konusunda bazı adımlar atmak ve Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki normalleşme ve barış müzakerelerine katkı sağlamak olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, sadece Türkiye ile Ermenistan arasındaki uçuşlara değil Türkiye üzerinden de birçok ülkeye uçuşların ve kargo ticaretinin başladığını anımsatarak, Ermenistan'ın sınırdan üçüncü ülke vatandaşlarının ve diplomatik pasaport sahiplerinin geçişi konusunda taleplerinin olduğunu ve 'Bu konuda gerekli altyapıyı güçlendirelim.' dediklerini söyledi.
Ermenistan'ın bu süreçte samimi olmadığını bir kez daha gösterdiğine ve Nemesis'in anıtını diktiğine işaret eden Çavuşoğlu, diplomatları, Osmanlı subay ve paşalarını ve Azerbaycanlı kardeşleri şehit eden teröristlerin heykelini dikmenin kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Çavuşoğlu, konuya ilişkin, "Kendilerine söyledik. 'Eğer siz bu heykeli ortadan kaldırmazsanız sizinle normalleşmeyi bırakın, tersine adımlar da atarız.' dedik. Biz Dışişleri Bakanlığı olarak, güvenlik personelimizden, kurumlarımızdan sonra en çok şehit vermiş kurumuz. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Ermenistan'ın bu heykelin belediyenin yaptığı bir şey olduğunu ve buna karışamayacaklarını söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Bunlar geçerli mazeretler değil. Gerekli mesajları gönderdik, hem özel temsilcimizle hem de başka kanallarla. Aldığımız karardan geri adım atmamız söz konusu değil. İlave tedbirler almayı düşünüyoruz, çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'na da arz edeceğiz." dedi.
Çavuşoğlu, bunu Türkiye'nin kabullenmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, terör örgütünü yücelten bir adımı desteklemelerinin mümkün olmadığını ve bunun onların samimiyetsizliğini gösterdiğine dikkati çekti.
Yurt dışındaki oylama süreci
Bakan Çavuşoğlu, yurt dışında yaşayan Türklerin seçimlere yoğun katılım gösterdiğini belirterek, yurt dışındaki seçimlerin şeffaf şekilde yapılması ve kullanılan oyların güvenli şekilde Türkiye’ye getirilmesi konusunda hiç kimsenin şüphesinin bulunmadığını sözlerine ekledi.