Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'daki Türk vatandaşlarının tahliyesine ilişkin son durum hakkında açıklamalar yaptı.
Ukrayna'daki Türklerin güvenli şekilde tahliye edildiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, "Uyarılarımızla 5 bin kadar vatandaşımız Ukrayna'yı Rusya'nın saldırılarından önce terk etti. Toplamda bugün itibariyle yola çıkan vatandaşlarımızla 5 bin 850 vatandaşımızı tahliye ettik ve ediyoruz. Bugün 8 bin 50 vatandaşımızı tahliye ettik. Yaklaşık 20 bin vatandaşımız vardı. Her gün tahliye ilgili rakamlar değişiyor. Bizim tahminimizce 7 bin vatandaşımız halen orada. Yarından itibaren aynı gayretleri göstereceğiz" dedi.
Bugün Kiev, Harkiv, Odesa, Zaporijya ve Lviv’den Can #Azerbaycan vatandaşlarının da dahil olduğu 2604 kardeşimiz daha yola çıktı. Böylece tahliye ettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 8050 oldu.
— Mevlüt Çavuşoğlu (@MevlutCavusoglu) March 1, 2022
Vatandaşlarımızın güvenli tahliyesi için planlamalarımız devam ediyor. pic.twitter.com/qj3xM6hPUx
Habertürk'e konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ukrayna'ya Rusya'nın saldırması tüm dünyayı şoke etti. Kuzey, güney, doğu, batıdan Kiev'e kadar saldırısı oldu. Önemli şehirlerde çatışma ve saldırılar devam ediyor. Doğuda şehirler kuşatılmış durumda.
Rusya kısa bir süre içinde önemli şehirleri ele geçirmeyi planlıyordu. Özellikle bir çatışma, sokak savaşına dönüştüğü zaman, Libya'da da bu endişeyi paylaşıyorduk. Trablus'a yönelik saldırı durdurulmasaydı sokak savaşına dönüşecekti. Sokak savaşının ne zaman biteceği belli olmaz. Tabii bu savaş başladıktan sonra biz savaşın tamamen durdurulması, ateşkesin tesis edilmesi konusnuda çok çaba sarf ettik.
"Müzakere ertelenebilir"
İki ülke arasında müzakerelerin başlamasını telkinlerimizi ilettik. En son Ukrayna'ya yerin önemli olmadığını, elbette İstanbul'u Ukrayna tercih ediyordu. Biz memnuniyetle ev sahipliği yaparız ama şu aşamada yerin önemi yok. Orta yol buldular. Sınırın Belarus kenarında, nehrin kenarında ilk görüşmeyi yaptılar.
Şu anda taraflarla görüşüyoruz, genel bilgi alıyoruz. Son yaptıkları açıklamada bunu gizli götüreceklerini söylediler. İlk toplantıdan bir netice çıkmadığını biliyoruz. Sonuçta müzakere heyetine katılanları tanıyoruz. Oradan alınan mesajlar liderler düzeyine, başkentlere taşındı. İkinci toplantı konusunda zemin yokluyorlar. Biz olmasını arzu ederiz ama öyle görünüyor ki toplantı bir iki gün ertelenebilir. Bundan sonra müzakerelerin sonuç odaklı olmasını arzu ediyoruz. Ateşkesle sonuçlanacak müzakere olması lazım.
"Acil olan ateşkes"
Siyasi konuları müzakere etme bakımından yeterince zamanları olacaktır. Şimdi acil olan ateşkes. Çatışmalar, bombardımanlar devam ederken bir netice çıkmaz. Önce ateşkes diyoruz.
Kabine toplantımızda yaptırım konusu gündeme geldi. Elbette yaptırımlar Rus ekonomisini de etkiler. Bu yaptırım kararını alan AB'yi ve diğer ülkeleri etkiler. Biz tek tek yaptırım kararlarını inceliyoruz. Ekonomimize, enerji arz güvenliğine etkisi ne olacaktır, hava sahasına dahil.
"Yaptırımlara ilkesel olarak katılmadık"
Biz yaptırımlara ilkesel olarak katılmadık, katılma eğilimimiz yok. Telefonda görüştüğümüz muhataplarımız da 'Bu yaptırımlara katılacak mısınız' diye soruyorlar. Biz de kendilerine mevcut yaptırımların ekonomimizi nasıl etkileyeceğini sektörlerimizi nasıl etkileyebileceğini söyledik. Herhangi bir talep ve baskı gelmedi bu konuda Türkiye'ye.
"Montrö'nün 19. Maddesi uygulanacak"
Biz Montrö Anlaşması'nı harfiyen uygulayacağımızı söyledik. Kıyıdaş olmayan ülkelerin Karadeniz'e geçireceği gemilerin Boğazlardan geçişleri, Karadeniz'de kalma sürecini, toplam tonajını Montrö düzenliyor. Hiç merak etmeyin uygulayacağız diyorduk. Şimdi savaş durumu var. Bir savaş olduğuna göre bu sebeple savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili Montrö'nün 19. Maddesini uygulamak durumundayız.
Genel hükme istisna getiren paragraf da var, ona da uymak durumundayız. Bunu Ruslara da söyledik, diğer ülkelere de söyledik. 19. madde nedir? Şu anda savaş var, iki tarafı var. Rusya'nın savaş gemisinin fazla olması var. 19. madde savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin savaş gemilerinin boğazdan geçişinin engellenmesi. Şöyle bir istisna var. Eğer o savaş gemisi Karadeniz'de kendi üssüne, savaş öncesinde kayıtlı olan üssüne ya da bağlama limanına, daha çok sivil gemiler için kullanılıyor, döneceğini söylerse o zaman o savaş geminin geçişini engelleyemiyoruz. Çünkü üssüne dönecek. En son Rusların 27-28 Şubat'ta 4 gemisinin geleceğini söylemişti. Bunlardan 3 tanesi Karadeniz'de üslere kayıtlı değildir. Biz 'Bu gemileri göndermeyin' dedik. Montrö'ye taraf olan ülkelere bildirdik. Resmi şekilde bildirdik.