AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sözcü Çelik, Türkiye Futbol Federasyonu'nun İstanbul Riva'daki binasına düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili şunları söyledi:
"Türkiye Futbol Federasyonu'na bir saldırı olduğu haberi vardı. Sayın Büyükekşi ile görüştüm. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Şu anda tabii elimizde bir bilgi yok. Daha yeni bu olay gerçekleşmiş. Bunun tabii emniyet ve adliye bütün boyutları ortaya çıkaracaktır. Sayın Başkan'a geçmiş olsun dileklerimi ilettim."
[TFF binasına silahlı saldırı]
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Şu anda elimizde bilgi yok. Daha yeni bu olay gerçekleşmiş. Bunu emniyet, adliye bütün boyutlarıyla ortaya çıkaracaktır. https://t.co/kVyDgiK7GT pic.twitter.com/GKeYEsCOq5
TFF binasına silahlı saldırı
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) Riva'daki Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde yönetim kurulunun toplantı yaptığı sırada silahlı saldırıda bulunuldu.
TFF binasında başkanlık ofisi ve hemen alt katında bulunan yönetim kurulu odasına 7 kurşun isabet ettiği öğrenildi.
Saldırıda yaralanan olmadı
Gerçekleştirilen saldırıda kimsenin yara almadığı ve kamera kayıtlarının incelendiği aktarıldı.
Riva Tesisleri'nin hemen yakınındaki derenin kenarından binaya ateş açıldığı ve 7 kurşun isabet ettiği ve olay yerine intikal eden güvenlik güçleri TFF binasındaki bütün kameraları incelemeye aldı.
'Tahıl Koridoru Antlaşması'nda 'Ambargo deliniyor' tutumu barışı istemeyen adresler'
Çelik tahıl koridoru anlaşmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Taşınması gereken 22 milyon ton gıda var. Bu, dünyada bir gıda krizinin ortaya çıkmaması için çok önemli. Fakat tüm bunlar yapılırken her zaman olduğu gibi bazıları 'Türkiye Rus ambargosunu deliyor' şeklinde bir kara propaganda ile bütün bu barış süreçlerini sabote etmeye çalışıyor. Burada hedef alınan şey Türkiye değildir, Türkiye'nin ortaya koyduğu bu müzakereci diplomasiyi devreye sokan ve sonuç alan iradedir. Eğer ortada bir barış ihtimali olacaksa da göreceğiz, Türkiye'nin önderlik ettiği bu inisiyatifler sayesinde barışın taşları döşenecek, barış böyle bir platformun üzerine oturacaktır. Dolayısıyla biz bu Tahıl Koridoru Antlaşması'nda Türkiye'nin ortaya koyduğu tutumu 'Ambargo deliniyor' şeklinde sunanların barışı istemeyen, barışı sabote etmek isteyen adresler olduğunu görüyoruz. Bu adresleri de not ediyoruz, bunlarla ilgili mücadelemizi sürdüreceğiz."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Biz bu tahıl koridoru anlaşmasında Türkiye'nin ortaya koyduğu tutumu, "Ambargo deliniyor." şeklinde sunanların barışı istemeyen, barışı sabote etmek isteyen adresler olduğunu görüyoruz. Bu adresleri de not ediyoruz. https://t.co/kVyDgiK7GT pic.twitter.com/HB7mFFNtRj
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
"Uçaklarımıza radar kitlemesi yapılması düşmanca yaklaşımdır"
Çelik, Yunanistan’ın Türk jetlerine S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından radar kilidi atmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Uçaklarımıza Girit Adası'nda konuşlandırılmış S-300'ler vasıtasıyla radar kilitlemesi yapılması, NATO standartlarına göre düşmanca bir hareket olarak tanımlanır. Uçaklarımıza radar kilitlemesi yapılmasının NATO literatüründeki adı 'düşmanca harekettir'. Şimdi bir NATO ülkesinin Türkiye gibi büyük bir NATO ülkesinin uçaklarına bir radar kilitlemesi yapması haddini aşmanın ötesinde, NATO birliklerine dönük düşmanca bir yaklaşımdır. Üstelik burada Türkiye S-400'leri aldığı için bu kadar gürültü çıkaranların dikkat etmesi gereken bir çelişki vardır. Türkiye S-400 aldığı için F-35 programından diğer alanlara kadar Türkiye'ye eleştiri getirenlerin, bir NATO ülkesi olan Türkiye'nin NATO içerisinde görev yapan hava kuvvetlerine ait uçaklara Yunanistan'ın S-300 sistemleri ile radar kilitlemesi yapmasındaki çelişkiyi net bir şekilde görmeleri gerekir.
Burada hem hava sahamızı hem deniz sahamızı hem de gayri askeri statüdeki adalara dönük olarak Yunanistan'ın ortaya koyduğu tavrın herhangi bir şekilde hukukla bir alakası bir bağlantısı yoktur. Hak ve menfaatlerimize alakadar olduğumuz meşru ve hukuki meselelerimize kadar tüm bunlarda taciz eden taraf Yunanistan olarak gündeme gelmektedir. Dolayısıyla Yunanistan NATO angajman kurallarına göre düşmanca hareket olarak tanımlanan bir tutumla Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak bir yaklaşım sergilemektedir."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Uçaklarımıza S-300'ler vasıtasıyla radar kilitlemesi yapılması, NATO standartlarına göre düşmanca bir hareket olarak tanımlanır. pic.twitter.com/bwizpYDLKm
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
Yunanistan'ın taciz eylemlerine susanlara tepki
Türkiye'yi S-400 aldığı gerekçesiyle eleştirenlerin Yunanistan'ın elindeki S-300'lerle radar kilitlemesine karşı seslerini duymak istediklerini vurgulayan Çelik, "Türkiye konusunda haksız yere seslerini yükseltenlerin Yunanistan'ın bu haksız eylemi karşısında ve sistematik olarak devam eden taciz eylemleri karşısında suskunluğu çifte standartın ötesinde bir anlam ifade eder. Sonuçta hava kuvvetlerimiz gereken karşılığı vermiştir. Radar kilitlemesi ya da başka düşmanca hareketler bertaraf edilmiştir ve boşa çıkarılmıştır" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Uçaklarımıza S-300'ler vasıtasıyla radar kilitlemesi yapılması, NATO standartlarına göre düşmanca bir hareket olarak tanımlanır. pic.twitter.com/bwizpYDLKm
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
Çelik, Türkiye ile Yunanistan arasındaki meselelerin sahada değil, müzakere ve diplomasi masasında rahatlıkla çözülebileceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye büyük bir diplomasi devletidir, bu mesele radar kilitlemesi ile çözülecek bir mesele değildir. Bu mesele diplomasinin imkan ve kabiliyetleri ile çözülecek bir meseledir. Bununla ilgili olarak Türk diplomasisinin, Türk devlet geleneğinin çözüm kapasitesi yüksektir, çözüm formülleri de vardır. Ama çözüm istemedikleri için sürekli olarak bunu gündeme getirmektedirler. Sahadaki bu hareketlerinin tehlikeli sonuçları olabilecektir, bugün dünyanın hiç istemediği, hiç arzu etmediği bir şeydir bu. O yüzden Yunan makamlarına sağduyulu davranmalarını, diplomasiye önem vermelerini, tehdit, taciz, radar kilitlemesi ya da it dalaşı denilen bu hareketlerden literatürde bu şekilde kullanılan bu hareketlerden uzak durmalarını, uluslararası hava sahasında uçan Türk uçaklarına karşı sanki Yunan hava sahasında uçuyormuş gibisinden bir yalan propagandayla değerlendirme yapmalarını bırakmalarını tavsiye ediyoruz."
Ne olmuştu?
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı F-16’ların 23 Ağustos’ta Ege ve Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında gerçekleştirdiği görev uçuşları sırasında müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan büyük bir olay yaşadığını şu sözlerle duyurmuştu:
"Görevdeki Türk jetleri, Girit Adası’nda konuşlu Yunanistan’a ait Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından taciz edildi. S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarı Rodos Adası batısında 10 bin feet irtifada keşif görevindeki F-16 ‘ya yerden havaya füze kilidi attı. Taciz bir süre devam ederken yaşanan olay, Yunanistan’ın söz konusu bataryaları aktif olarak kullandığını da ortaya çıkardı. Uçaklar bu düşmanca harekete rağmen planlı görevlerini tamamlayarak üslerine emniyetle döndü."
"Batı ülkeleri çift taraflı bir politika sergiliyor"
Füze radar kilidi atılmasına yönelik olayların NATO Angajman Kuralları sistemine göre “düşmanca hareket” olarak ifade edildiği vurgusu yapan güvenlik kaynakları, Türkiye’nin bölgesel hava savunmasını ve güvenliğini daha etkin hale getirmek maksadıyla S-400 sistemi tedarik etmesinin ardından bazı NATO ülkeleri ve ABD tarafından gösterilen tavrı hatırlatmıştı.
Yunanistan’ın söz konusu sistemin bir önceki versiyonunu 23 sene önce tedarik ettiğine dikkati çeken kaynaklar, NATO müttefiki bir ülkenin savaş uçaklarına Rus yapımı S-300 sistemi ile kilit atmasının NATO’nun müttefiklik ilkelerine aykırılı olduğu ve batı ülkelerinin bu konuda çift taraflı bir politika sergilediği değerlendirmesinde bulunmuştu.
Yunanistan ilk denemeyi 2013’te yaptı
Rus yapımı S-300 sistemi 1997-1998 yıllarında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından Kıbrıs’a konuşlandırılmak istenmiş ancak Türkiye’nin itirazları sonrasında 1999 yılında Yunanistan’ın Girit Adası’na konuşlandırılmıştı.
Yunanistan’a ait S-300 Hava Savunma Sistemi, 4 sistem ve 8 fırlatma rampasından teşkil edilmiş olup füze menzili yaklaşık 80 mildir. Yunanistan, sistemin ilk denemesini 2013’teki “White Eagle” tatbikatında yapmıştı.
"Toplantılardaki Macron'un tavrıyla dışarıdaki Macron'un tavrı arasında birbirine 180 derece zıt bir tutum var"
Türkiye'nin müttefiklerinden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Fransa dış politikasının tümünü neredeyse Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığına indirgemesini ibretle izlediklerini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"En son Cezayir'i ziyaretinde kendi sömürgeci geçmişiyle yüzleşmek yerine, önüne gelen, Fransa'nın özür dilemesi ve yüzleşmesi gereken sömürge problemleri hakkında konuşmak yerine Türkiye karşıtlığı üzerinden bu gündemleri örtbas etmeye çalışmasını kınıyoruz. Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanımıza dönük sözleri hiçbir şekilde siyasi açıdan ahlaki değildir. Macron göreve geldiğinden beri her özel görüşmesinde Cumhurbaşkanımıza, diyaloğu artırmaktan, karşılıklı iş birliğini arttırmaktan bahsediyor. O özel görüşmenin dışına çıkıp da kamusal alana gittiğinde Erdoğan ve Türkiye karşıtlığı üzerinden bir siyaset ortaya koymaya çalışıyor. Dolayısıyla toplantılardaki Macron'un tavrıyla dışarıdaki Macron'un tavrı arasında birbirine 180 derece zıt bir tutum var. Halbuki Fransa'yla beraber yapabileceğimiz gerek bölgede gerek Akdeniz'de beraber mücadele edebileceğimiz birçok meydan okuma vardır. Afrika'ya kadar gidip de o bütün bir enerjisini Türkiye karşıtlığına yoğunlaştırması sağlıklı bir yaklaşım değildir."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Fransa'nın özür dilemesi gereken, yüzleşmesi gereken sömürge problemleri hakkında konuşmak yerine, tutup Türkiye karşıtlığı üzerinden bu gündemleri örtbas etmeye çalışmasını kınıyoruz. pic.twitter.com/HX4rF4XLcD
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
Çelik, Türkiye'nin Afrika'daki varlığının, Afrika halklarının barış içinde yaşaması, kalkınması; ölümden, terörden, göçten uzak bir şekilde geleceğe umutla bakması için olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya gerçekleştirdiği bir ziyareti, yabancı basın kuruluşlarının, "Bu Fransa'ya karşıdır, şu ülkeye karşıdır, bu ülkeye karşıdır" şeklinde manşete taşıdıklarını belirten Çelik, Türkiye'nin Afrika'daki varlığının hiçbir ülkeye karşı olmadığını vurguladı.
"Arkeolojik kazılar Türk tarihi açısından son derece önemli"
Türk tarihi açısından önem taşıdığı değerlendirilen 2 keşfi çok kıymetli bulduklarını ifade eden Ömer Çelik, Türk Devletleri Teşkilatı bileşenlerinden Nur Sultan'da yerleşik Türk Akademisi ile Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü'nün ortaklaşa yürüttüğü arkeolojik çalışmalarda İkinci Göktürk Devleti'nin kurucusu Kutluk İlteriş Kağan'a ait olduğu değerlendirilen anıt kompleksinin bulunmasının Türk tarihi açısından son derece önemli olduğunu belirtti.
Söz konusu keşfin Orhun Yazıtları ile Bilge Tonyukuk Yazıtları'ndan sonra en önemli keşiflerden biri olduğunu söyleyen Çelik, yine Türk ve Moğol tarihçi ve arkeologların ortak çalışmasıyla Van'ın Çaldıran ilçesinde İlhanlı Hanı Hülagü'nün yazlık sarayının kalıntılarının bulunmasının da iş birliği ve tarihin aydınlatılması açısından kıymetli olduğunu aktardı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: İki tane arkeolojik keşif söz konusu oldu. Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü tarihi Ötüken'in yer aldığı bölgede 2. Göktürk Devleti'nin kurucusu Kutluk İlteriş Kağan'a ait bir anıt kompleksi bulundu. Bunda emeği geçenlerin hepsine teşekkür ediyoruz. pic.twitter.com/S5fCY96hFm
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
"Avrupa'da bile bir siyasi partiye karşı böyle bir faşist söz duyulmamıştır"
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık'ın, "AK Parti bir siyasi parti değil, bir suç örgütü muamelesi görecek ve bu nedenle kapatılacaktır" ifadesine karşın değerlendirmesi sorulan Çelik, şunları kaydetti:
"Bu demokrasi karşıtlığı meselesi eskiden kendisini çok net gösteriyordu. Bu Yassıada zihniyeti dediğimiz mesele tamamen bir vesayete dayanarak, siyaseti aşağılayarak kendisini ifade ediyordu. Son zamanlarda ise bol bol demokrasi, hukuk söylemi kullanılarak ifade ediliyor. 'Türkiye'yi kurtaracağız, Türkiye'ye demokrasi getireceğiz, Türkiye'ye özgürlük getireceğiz.' deniyor. Sonra bu ne demek istedi diye bakıyorsunuz, kendisini ele veriyor. Türkiye'nin en büyük siyasi partisine, 21 yaşına girmiş, bu kadar zamandır iktidarda olan AK Parti'ye, 'Siyasi parti muamelesi yapmayacağız, örgüt muamelesi yapacağız.' demek dünyanın en faşizan yaklaşımıdır. Avrupa'da bile bir siyasi partiye karşı böyle bir faşist söz duyulmamıştır.
Bu zihniyet, bir kişinin zihniyeti değil. Başka zamanlarda da çıkıyorlar, diyorlar ki 'Demokrasi getireceğiz, özgürlük getireceğiz, şöyle gençlerin önünü açacağız, Türkiye'nin önünü böyle açacağız.' Bir bakıyorsunuz hemen tehdide başlıyorlar, kendilerini yargı makamının yerine koyup hem savcı hem hakim olup kimleri yargılayacaklarından ve ne hüküm vereceklerinden bahsediyorlar. Şunu söyleyebilirim ki yarıştıkları şey bir demokrasi yarışı değildir. Yassıada zihniyetiyle yarışmak üzere kodlanmış bir zihniyet biçimiyle karşı karşıyayız."
Söz konusu kişilerin terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'ye söylemedikleri sözü AK Parti'ye söylediklerini belirten Çelik, "Muhtemelen PKK'ya bu kadar sert söylediği hiçbir sözü yoktur. Ya da söylemişse de bunun yarısını, üçte birini söylemiştir. Herhangi bir örgüte karşı. Bunu siyaset adına, milletvekilliği adına yapıyorlar. Partimiz bununla ilgili hukuki süreci başlattı. Bu söylem karşısında gece gündüz 'demokrasi' dedikleri halde susanların da durumu çok trajiktir" dedi.
Meselenin sadece AK Parti meselesi olmadığını, tüm siyaset kurumunu, tüm sivil siyaseti hedef alan bir zihniyet olduğunu söyleyen Çelik, "Bugün buna, yarın başkasına söyler. Ne zamana kadar? Kendi kafasındaki tek parti diktatoryasını kurana kadar, bütün demokratik güçleri tek tek tasfiye eder. Çıkıp desene 'Ben AK Parti'yle sandıkta mücadele edeceğim', çıkıp desene 'Ben sahaya, sokaklara iniyorum, kendimi anlatacağım.' Hayır, siyasi olarak rekabet ortaya koyamayanlar işte böyle örgüt diliyle konuşurlar. Örgüt diliyle konuştuğu için ben AK Parti'ye siyasi parti muamelesi yapmayacağım diyerek konuşmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun KHK'lılara ilişkin sözleri
Çelik, "CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, sizin Zehra Taşkesenlioğlu ve Ünsal Ban ile görüştüğünüzü ve 'aranızda anlaşın' dediğinizi öne sürdü. Bu konuda bir değerlendirmeniz olur mu?" sorusu üzerine, Başarır'ın söylediklerinin herhangi bir gerçeklikle ilgisi olmadığını söyledi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Hazreti Muhammed'e ilişkin sözleri sorulan Ömer Çelik, "Bir siyasi partinin kendisini Hazreti Peygamber'in tebliğiyle mukayese etmesi kadar mantıksız, akıl dışı bir şey söz konusu olamaz. Böyle bir şey asla kabul edilemez, asla doğru bulunamaz. Hiç kimsenin Hazreti Peygamber'in tebliğiyle, Hazreti Peygamber'in hayatıyla bir siyasi parti faaliyetini hiçbir şekilde mukayese etmemesi gerekir. Ötesi haddini aşmak ve yanlış olur" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Doğu Perinçek'in sözü baştan aşağı yanlış. Bir siyasi partinin kendisini Hz. Peygamberin tebliği ile mukayese etmesi kadar mantıksız, akıl dışı bir şey söz konusu olamaz. pic.twitter.com/BGFNmWml1y
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 1, 2022
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun KHK'lılara ilişkin sözleri hatırlatılan Çelik, "Ben gelirsem serbest bırakacağım.' demek doğrudan siyasetin bu alana müdahale etmesidir. Tek tek bütün dosyaları biliyor mu? Mesela yargısal süreçlerle ilgili olarak yeni bir mekanizma önerse ya da yargısal süreçlerle ilgili olarak başka bir değerlendirmenin yapılması gerektiğini söylese kendince bir şey söylemiş olur ama o alana bırakmıyor" diye konuştu.
FETÖ ile mücadele konusunda Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin oluşturduğu "cari açığın" çok büyük olduğu değerlendirmesinde bulunan ve Kılıçdaroğlu'nun bu açığı nasıl kapatacağını soran Çelik, "Herhangi bir şekilde terör örgütüne umut anlamına gelebilecek cümle kurmaktan ya da bir imada bulunmaktan kaçınan bir yaklaşım ortaya koymak gerekir" ifadesini kullandı.
NATO'dan yeni paylaşım
NATO Müttefik Kara Komutanlığının 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla paylaştığı mesajın silinmesine ilişkin soru üzerine Çelik, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının gerekli girişimlerde bulunarak Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığın iletilmesiyle NATO'nun gerekeni yaptığını ve tebrik mesajının yeniden paylaşıldığını söyledi.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Samsun'da düzenlenen TEKNOFEST'i ziyaretini de olumlu karşıladığını söyledi.