AK Parti Sözcüsü Çelik, Adana'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Fransa'daki olayları yakından takip ettiklerini söyledi.
Fransa'da son yıllarda sık sık ırkçı, faşist saldırılar olmasının dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, "Biz bunu uzun zamandır dikkat çekerek gündeme getirmeye çalışıyoruz. Özellikle siyasetçilerin, Fransız medyasının çok fazla göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı benzeri ifadeler kullanmasının bu ırkçı, faşist saldırıları teşvik ettiğini ve bunun bütün Avrupa'da aslında bu faşizm hastalığını daha yaygın hale getirdiğini yakinen takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Dünyanın her yerindeki gibi bu faşist saldırıların son derece tehlikeli olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle konuştu:
"Bu, Fransa'da son olaylara sebep olan saldırganın da bu şekilde bir karakterinin olduğu ve çeşitli yerlerde bu saldırıları yaptığı, bunu bir ırkçı bir motivasyonla daha çok faşist bir motivasyonla yaptığı zaten Fransızlar tarafından da açıklandı. Dolayısıyla bütün Avrupa'da olduğu gibi tüm ırkçı saldırıları kınıyoruz. Tabii olayın bir başka yönü daha var. O da şu: Bu olaylardan hemen sonra PKK terör örgütü yandaşlarının sokaklara dökülerek Fransa'daki kamu düzenini bozacak şekilde, polis güçlerine saldırarak, onun ötesinde arabaları yakarak, dükkanları yağmalayarak ortaya koyduğu tablo üzerinde de Fransa'nın iyi düşünmesi gerekiyor. Biz çok uzun zamandır şunu ifade ediyoruz: 'Bu PKK terör örgütü mensuplarını himaye ettiğiniz zaman, bunlar eninde sonunda güçlendikleri zaman tekrar size dönen ve size zarar veren bir tablo ortaya çıkaracaklar'. Bunun son derece iyi değerlendirilmesi gerekir. Cumhurbaşkanı'mız defalarca yaptığı açıklamalarda bu terör örgütlerini besleyenlerin eninde sonunda bu terör örgütlerinin saldırılarıyla yüzleşeceğini ifade etti. 'Bunları beslemeyin, bunlara herhangi bir şekilde destek vermeyin, bunların finansal ve fiziki olarak, sizlerin ülkesinde himaye edilmesine, saklanmasına müsaade etmeyin' dedi. Cumhurbaşkanı'mız bu uyarıları defalarca yapmıştır. Şimdi gelinen noktada PKK terör örgütü yanlılarının nasıl ortalığı yakıp yıktığı, Fransa'da nelere sebebiyet verdiği ortaya çıktı. Tabii burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da şu: Aslında PKK'nın yaptığı bu faaliyetlerin Kürtlere ne kadar büyük bir zarar verdiği bu son örnekte de ortaya çıktı."
Çelik, Fransız medyasının bu olayları haberleştirirken kullandığı ifadeleri de eleştirdi.
"PKK/YPG/PYD terör örgütünün Kürtler diye bir derdi yok"
Olaylarla ilgili izlediği bir görüntüye değinen ve bunun üzerinde herkesin düşünmesi gerektiğini belirten Çelik, "Orada sokakta bu yakıp yıkma eylemine karışan bir PKK terör örgütü yandaşı olarak konuşan birisi diyor ki Fransız medyasına: 'Sizin için siz burada Paris'te rahat uyuyasınız diye biz DEAŞ'la savaşıyoruz ama siz bize yapılan saldırıları engellemiyorsunuz.' diyor. Dolayısıyla bu cümle aslında buradaki ilişkinin çok açık ve net bir şekilde özet olarak ifadesini ortaya koyuyor. Aslında PKK/YPG/PYD terör örgütünün Kürtler diye bir derdi yok. Onun derdi, kendisine bir terörist alan, bir derinlik yaratmak o coğrafyada. Bunun için de güya Kürtlerin temsilcisiymiş gibisinden bir motivasyonla hareket ettiğini sürekli olarak söylüyor ama PKK/YPG/PYD'nin bu coğrafyanın çocuklarını, bu coğrafyanın Kürt çocuklarını emperyalizme lejyoner yapmaya çalıştığı bu tabloda bir kere daha gözüküyor." şeklinde konuştu.
Çelik, Fransız çimento firması Lafarge'ın terör örgütlerine verdiği desteğe değinerek, şunları söyledi:
"Hem PKK/PYD/YPG'ye hem DEAŞ'a destek veren ilişkilerin ortaya çıkması... Şimdi bu da çok enteresan. PKK/YPG/PYD güya Batılılar tarafından, müttefiklerimiz tarafından DEAŞ'la mücadele ediyor diye destekleniyor ama bu firmanın çeşitli yargı konuları da oldu. Amerika'da mahkumiyet de aldı. Sürekli olarak hem DEAŞ'a destek veren hem de PKK'ya destek veren, PKK'nın bu karargahlarını yapan bir çimento firması. Bununla ilgili iddialar Fransa'da üst mahkemeye taşınan iddialarsa çok ilginç. Diyor ki orada, 'Bu firma Fransız iç ve dış istihbaratının ve Fransız yetkililerin bilgisi dahilinde bu faaliyetleri yapmıştır.' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu firma bir yandan DEAŞ'a destek veriyor, bir yandan PKK/YPG'ye destek veriyor. Zaten Amerika'da söz konusu olan davada da bunlar mahkum edildiler."
"Hem kamu düzenine saldırıyı hem de ırkçı saldırıyı kınıyoruz"
Avrupa'nın DEAŞ ve PKK'nın terör saldırılarında farklı yaklaşımlar sergilediğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye'de terörist saldırıya uğradığımız zaman Avrupa'da şu sahneyi sık sık gördük. DEAŞ ile ilgili bir saldırı gündeme geldiğinde Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki kamu binalarına Türk bayrağı yansıtarak Türkiye ile dayanışma içerisinde olduklarını ifade etmeye çalıştılar ama Türkiye'ye PKK/PYD/YPG terör örgütü bağlantılı saldırılar yapıldığı zamansa Avrupalı dostlarımızdan bu dayanışmayı görmedik. Yani açık ve net şekilde DEAŞ'ı terör örgütü olarak gördüklerini ama PKK/PYD/YPG'yi terör örgütü olarak görmediklerini defalarca bu hareketleriyle göstermiş oldular. Şimdi gelinen operasyonlar söz konusuyken Fransız Dışişleri Bakanı'nın 'Türkiye'nin kendini savunma hakkını tabii ki kabul ediyoruz ama yöntemi bu değil.' açıklaması söz konusuydu. Yahu terörist bize saldırıyor, biz bununla hem Türkiye'nin içerisinde hem de Türkiye topraklarının dışında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 51. maddesinin bize verdiği yetkiyle mücadele ettiğimiz zaman bunu kabul etmiyorlar. Kendileri YPG/PYD'nin DEAŞ ile mücadele ettiği için desteklenmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bizim terörden canımız yanarken, şehit verirken her seferinde 'İtidal tavsiye ediyoruz.' diyorlardı. Defalarca söyledik, 'İtidal tavsiye ediyoruz.' lafı, 'Biz Türkiye'nin terörle mücadelesini desteklemiyoruz.' demektir. Bu laf, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile terör örgütünü eşit kefeye koymaktır. Şimdi birisi Paris'teki olaylar için 'İtidal tavsiye ediyoruz.' dese bu ne kadar yanlış bir şey olur, bunu çok iyi anlamaları gerekiyor."
Ömer Çelik, "Biz burada, teröristlerin orada yakıp yıkmasını, bu faaliyetlere imza atmasını, Fransız vatandaşlarına, polisine oradaki kamu düzenine saldırmasını kınıyoruz. Aynı şekilde o ırkçı saldırıyı da kınıyoruz. Aynı kişi defalarca başka gruplara da bu ırkçı saldırıyı gerçekleştirmiş. Tüm bu tabloya baktığımızda terör konusundaki çifte standardın ne gibi sonuçlara yol açacağını göstermesi bakımından bu son derece önemli." ifadelerini kullandı.
Çelik, Türkiye'nin Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelesi söz konusu olduğunda Avrupa'da yeterince adım atılmadığını söyledi.
En son Almanya'da bir grubun darbe girişimiyle ilgili faaliyet içinde olduğunun görüldüğünü anlatan çelik, "Dolayısıyla bu darbe girişimi faaliyetlerine bakıp Türkiye'de fiilen silahlı darbe girişimine yeltenmiş bu grup karşısındaki hassasiyetimizin daha iyi anlaşılması gerekiyor. Sonuç olarak gelinen yerde, Fransa Devlet Başkanı 'Fransız Kürtleri' diye açıklama yaparken burada yine Fransız medyasının bu teröristlerle ilgili yaptığı haberlerde bütün Kürtleri hedef gösteren bir tablo ortaya çıkıyor. Buna da müsaade edilmemesi lazım. Irkçı saldırıların engellenmesi gerektiği gibi bu bahsettiğim şekilde yakma, yıkma, terör örgütlerine bu derece faaliyet alanı açma şeklindeki tablonun da değiştirilmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.
"Terörle mücadele hepimizin ortak mücadelesi olmalıdır"
Terör örgütlerinin himaye edilmemesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Şimdi Fransa'nın üzerinde düşünmesi gereken konu şudur: Bir yandan bu ırkçı saldırılar yükselirken bir yandan da bu terör örgütlerini orada himaye etmelerinin neticesi olarak nasıl oluyor da bunlar saatlerdir meydanlara çıkıyorlar, oralarda araçları yakıp yıkıyorlar, insanlara saldırıyorlar, caddeleri işgal ediyorlar ve son derece yıkıcı bir tabloyu ortaya koyabiliyorlar? Üstelik bunu PKK terör örgütünün o paçavralarını, sembollerini taşıyarak, sloganlarını atarak, ona destek vererek yapıyorlar. Bu, Fransa'nın ortasında meydana geliyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'mızın 'Bunları himaye edenler, bunlara destek verenler er geç bunlarla yüzleşmek, karşı karşıya gelmek durumunda kalırlar.' sözü burada net şekilde ortaya çıkıyor. Herkesi bu olaylar vesilesiyle bir kere daha düşünmeye, Türkiye'nin terör konusundaki hassasiyetine destek vermeye davet ediyoruz. Terörle mücadele hepimizin ortak mücadelesi olmalıdır. Avrupa'da sırf Türkiye karşıtlığı yüzünden terör örgütlerinin himaye edilmesinin eninde sonunda Avrupa'nın başına büyük belalar açacağının ipucu olarak bu gelişmeler ortaya çıkmıştır. Bunları dikkatle takip etmek gerekir ve terörle mücadele konusunda bir kere daha ortak hassasiyet, mücadele vurgumuzu yapıyoruz."