CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Halk TV'de canlı yayınlanan Halk Arenası Programı'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İzmir başta olmak üzere mitinglerinde büyük kalabalıkların oluştuğunu anlatan İnce, "4 Mayıs'ta cumhurbaşkanı adayı olduğumda şöyle düşündüm; 'ikinci tura bu işi bırakırsak, ikinci turda başa baş bir yarış yaparız.' Böyle başladım ama bugün bu noktada değilim. Bunun pazar günü birinci turda halledilebileceğine inanıyorum. 81 milyon merak etmesin, artık asla bugünkü gibi bir Türkiye olmayacak." diye konuştu.
Artık insanların bir umudu olduğunu dile getiren İnce, umutların tazelendiğini, yeşerdiğini ve insanların kazanmaya yakın olduğunu hissettiğini söyledi.
"Sandık başından ayrılmayın"
İnce, karşı tarafta bir telaş olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Abuk sabuk işlerle uğraşıyorlar, 5 yaşından beri hayatımı sorgulamışlar. Boş işlerle uğraşıyorlar. Yandaş medyada hakkımda haberler yaptırıyorlar. İnsanlar inanmayınca tutmuyor. Bunun sokak diliyle özeti şudur; Tarzan zorda. Bunlara kimsenin kulak asmamasını istiyorum. Yok ses kaydı, bilmem ne... Bu ses kaydı, telefon dinleme, FETÖ'lerin eseriydi. FETÖ'cülerden mi öğrendiniz? Benim size anlatacağım şu; 106 mitingde saatlerce beni beklediniz ama işimiz henüz bitmedi. Yarın İstanbul mitingine sürünerek geleceğim ama yine geleceğim. Saat 13.00'te başlayacak, belki biraz sarkabilir. Yağmur yağarsa da yağmurun altında şemsiyesiz konuşacağım."
İzmir'de ve Ankara'daki mitinglerine TRT'nin bir dakika yer vermediğini savunan İnce, anayasada TRT'nin tarafsız olduğunun yazdığını kaydetti.
"Tayyip Erdoğan, devletin uçağı ve helikopteri ile propaganda yapıyor. Son 10 günde yasak, suç. Ben de buraya uçakla geldim ama sizin verdiğiniz paralarla kiraladığım uçakla geldim." diyen İnce, seçim sonrası Recep Tayyip Erdoğan'ın önde gösterildiği haberler yapılacağını ileri sürdü.
"YSK'nın önünde oturacağım"
Programın sunucusu Uğur Dündar'ın kendisine "Anadolu Ajansı'nda 7-8 özel görevlinin hiç durmadan bir hazırlık yaptığı" şeklinde ihbar geldiğini söylediği İnce, "Bütün bunlar doğrudur." iddiasında bulundu.
İnce, 24 Haziran Pazar günü yapılması gerekenleri sıralayarak, şöyle devam etti:
"Sizden istedikleri şey şu aslında; 'Erdoğan 65, İnce 20-15' diyecek. Siz moralinizi bozacaksınız, sandıkları terk edeceksiniz onlar da çalacak. Plan bu. Sizlerden istediğim cumartesi akşamdan, gün ışımadan gidin, okulların bahçesinde yatın. Sandık başından ayrılmayın, sonra seçim kurullarının önüne gidin ve ayrılmayın. Ben pazar sabahı Yalova'da oyumu kullanıp, Ankara'ya gidip, YSK'nın önüne bir sandalye koyup, orada bekleyeceğim. Yalova'daki ikinci belediye seçimlerini hatırlıyor musunuz? Orada 48 saat bir sandalyenin üstünde oturmuştum, şimdi YSK'nın önünde oturacağım. Benim görevim, miting yapmaktı, sizin göreviniz meydanları süslemekti, şimdi sizin görevleriniz sandıkları korumak, seçim kurullarının önüne gidip 'oradayım' demek. Benim görevim de avukatlarla birlikte YSK'nın önüne gitmek. Bu seçim, eskinin son seçimi, yenin ilk seçimi."
Uğur Dündar'ın kendilerine "interneti yavaşlatma, sosyal medyayı karartma" gibi ihbarlar geldiğini anlatması üzerine İnce, vatandaşların korkmaması gerektiğini aktardı.
Anket şirketlerinin kendi oyu için "yüzde 24" yazdığını belirten İnce, "Öyle bir şey yok. İstanbul'da 16 ilçede miting yaptık, fotoğraflarına bakın göreceksiniz. İzmir. Hatay, Rize mitinglerine bakın. Yarın 107 miting ile bitiriyoruz. 12 vilayete gidemedik, oralara da inşallah cumhurbaşkanı olarak gideceğim. Bir rüzgar var, toparladık ortalık böyle bir şey değil bu. Dip dalgası diyorduk ya o da değil. Bu Tsunami. Bu beni emin olun uykularımı kaçırıyor. Sorumluluk duygusu, 'Eyvah' diyorum ekonomik kriz kapıda, çare olmam lazım, iddia koyduk ortaya. Bunu yapacak mıyız? Allah'ın izniyle yapacağız kimsenin kuşkusu olmasın." diye konuştu.
"Eğitimde ve sınav sisteminde de uzlaşacağız"
Kendisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bay Muharrem" şeklinde hitap etmesine değinen İnce, "Burada ima var. O, 'bay' derken, elit, seçkinci diyor. Halbuki Fatihli olan benim, Nişantaşılı olan Erdoğan. Gariban olan benim, saraylı o." dedi.
"İstanbul Devlet Konservatuarı'nın salı gününe kadar boşaltılmasının istendiği"nin söylenmesi üzerine İnce, "Salı gününe kadar süre vermişler. O zaman hiçbir sıkıntı yok çünkü pazartesi ben hallederim o işi. Hiç bir sıkıntı yok." ifadelerini kullandı.
Muharrem İnce, üst düzey bürokratların hükümeti destekleyen tavırları olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yöneteceğimiz Türkiye'de intikam olmayacak. Rövanş olmayacak, devr-i sabık olmayacak. Bu demek değil ki bunlardan hesap sorulmayacak. Şöyle bir cumhurbaşkanı olacağım, halkını bilen, hakkını bilen, haddini bilen bir cumhurbaşkanı ama gerektiğinde haddini de bildiren bir cumhurbaşkanı. O hakaret edenleri biliyorum hepsini not ediyoruz. Ancak, bürokrasideki arkadaşlarımıza sesleniyorum, tedirgin olmanıza gerek yok. Ben ortak akıl diyorum, o tek akıl diyor. Ortak akıl ile ortak iyiyi bulmaktan söz ediyorum. Eğitimde ve sınav sisteminde de uzlaşacağız. Toplumu germeye, kavga etmeye gerek yok, barışacağız ve adil bölüşeceğiz. Türkiye'yi barıştırabiliriz. Bakanlar Kurulu sadece CHP'lilerden oluşmayacak. Ben 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım herkesi kucaklayacağım."
"Geçmiştekine dönmeyeceğiz, geçmişteki de iyi değildi"
Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde demokratik parlamenter sisteme geçilmesi için çalışmalar yapacağını dile getiren İnce, "TBMM'nin çalışma sistemini biliyorum. Mecliste bir uzlaşma sağlandığında bahsettiğimiz sisteme daha çabuk geçilebilir. 'Bu sistemden vazgeçeceğiz, parlamenter sisteme geri döneceğiz' derken şu anlaşılmasın; Geçmiştekine dönmeyeceğiz, geçmişteki de iyi değildi. Daha iyisini yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Dündar'ın, Bahçeli'nin AK Parti'ye yönelik söylediği "MHP'nin yok farz edilmesini kabul edemeyiz. Davutoğlu'nun yaptığı hatalara düşerlerse her şey biter. Kimse bizi yok sayamaz, satın alamaz, kullanamaz." sözleri üzerine İnce, şöyle konuştu:
"Benim hiç ilgi alanıma girmiyor. Neden? Siyaset, başkasının başarısızlığı üzerine kurulmaz. Siyaset, başkalarının kavga etmesi üzerine kurulmaz. Siyaset kendi başarın üzerine kurulur. Yani, anlatayım. 'Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül kavga etsin, biz de aradan çıkalım.' Böyle bir siyaset yapılmaz. Bu doğru değil. 'Tayyip Erdoğan ile Bahçeli kavga etsin, biz de aradan kurtarırız.' Bu doğru değil. Ama şunu söyleyeyim size. Erdoğan ile Bahçeli birbirlerine neler söylediler? Herkes biliyor. Merak etmeyin? Ülkücü kardeşlerim bize oy veriyor. Siz hiç merak etmeyin."
Ergenekon ve Balyoz davaları sürdüğü dönemde milletvekili arkadaşlarıyla birlikte Silivri'deki bir duruşmaya gittiğini ve mahkemenin hakimine "Bir gün o koltukta, tepede oturmayacaksın, aşağıda oturacaksın yargılanacaksın." dediğini hatırlatan İnce, şöyle devam etti:
"Şimdi o hakim hapishanede. Şimdi bakın bir FETÖ'cüler vardı, bir de Erdoğan'ın adamları vardı, bir de Silivri'de hapishaneye atılanlar vardı. Hapiste olanlar 5 yıl yattı. FETÖ'cüler yattı. İş birlikçileri henüz yargılanmadı. Bakın, ben mahkeme salonunda arkadaşlarımla birlikte 38 milletvekiliydik yanılmıyorsam o duruşmada... Ben orada FETÖ'cü hakimlerle kavga ederken, hak ararken, Erdoğan 'Ben Ergenekon'un savcısıyım' diyordu. Yani FETÖ'cülerin ortağıydı. Bank Asya'nın kurdelesini birlikte kesiyorlardı. Birlikte kurdele kestikleri arkadaşları geçen gün Yenikapı'da da ziyaret etti kendisini. Acele etmeyin, bakarsın yarın neden ziyaret ettiğini de açıklayıveririm."
"Tüm terör örgütleriyle amansız şekilde mücadele edeceğim"
Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde PKK, FETÖ gibi tüm terör örgütleriyle amansız şekilde mücadele edeceğini söyleyen İnce, "FETÖ'cü öğretmen var, FETÖ'cü doktor var, FETÖ'cü hemşire var, FETÖ'cü marketçi var, FETÖ'cü baklavacı var. Hepsi var ama FETÖ'cü milletvekili yok. Böyle birşey olabilir mi? FETÖ'nün siyasi kanadı yok. Neden yok?" dedi.
Siyasetin bir ilke üzerine yapılması gerektiğini aktaran İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Erdoğan'ın meydanlarda yaptığı bir şey var. Ben diyorum ki, 'Demirel'in yaptığı köprüden bayramlarda bedava geçiyoruz. Senin yaptığın köprüden parayla geçiyoruz. Normal zamanlarda Demirel'in yaptığı köprüden 11 liraya geçiyoruz, 5.5 lira gidiş, 5.5 lira dönüş. Senin yaptığın köprüden 228 liraya geçiyoruz. 114 lira gidiş, 114 lira dönüş.' Bugün bana cevap veriyor. 'Bay Muharrem, Yalova'ya geçerken nereden geçiyorsun' diyor. 'Geçme o zaman' diyor. 'Sandalla geç' diyor. Erdoğan, bir; babanın parasıyla yapmadın, milletin parasıyla yaptın. İki; ben milletvekili maaşı alıyorum, ben geçerim oradan da kamyoncu, otobüsçü nasıl geçecek? Ben onun derdindeyim. Sen bana onu söyle. Yakında şunu söyleyebilir; 'Paran varsa geç, paran yoksa geçme.' diyebilir. 'Paran varsa hastalan, paran yoksa hastalanma' diyebilir. Ya da 'paran varsa yaşa, paran yoksa yaşama' diyebilir."
"Camiye fotoğraf çektirmeye gitmiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitinglerde "Bay Muharrem, seçimden önce camide çekilmiş fotoğrafın var mı?" sözlerini hatırlatan İnce, "Biz senin gibi camiye fotoğraf çektirmeye gitmiyoruz. İbadet yapmaya gidiyoruz." dedi.
Türkiye'nin karamsar bir havaya büründüğünü, kimsenin yüzünün gülmediğini, toplumun ayrıştığını ve bölündüğünü savunan İnce, "Ben bu toplumu birleştirmek, bir büyük şemsiye altında uzlaştırmak ve huzur getirmek istiyorum. Bizim derdimiz huzur. Millet huzurlu olacak. Projemiz '3B' diyoruz. Barışacağız, büyüyeceğiz ve bölüşeceğiz. Hemen barışacağız, hızla büyüyeceğiz ve adil bölüşeceğiz. Bunu başarabiliriz. Bu memleket soyulmazsa, atıl olan kaynakları devreye sokulursa, tarım alanları atıl, meralar atıl, sanayisinin 4'te biri atıl, insan kaynakları atıl. Bunu devreye sokacağız." diye konuştu.
Kaynak: AA