Basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık 1 saat 30 dakika süren toplantıya, CHP'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ile AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger de katıldı.
AB Büyükelçileriyle, Türkiye'nin iç ve dış politikasını kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını belirten Yılmaz, "Toplantıda, Türkiye-AB ilişkileri, erken seçim ihtimali, muhtemel ittifaklar ile uyum yasaları konuları değerlendirildi." dedi.
Türkiye'nin Rusya, AB ve ABD ilişkilerinin geniş kapsamlı bir şekilde konuşulduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin AB değerleriyle, demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukun üstünlüğüyle tekrar uyumlu bir hale gelmesi için çaba sarfettiklerini söyledi.
Yılmaz, gelecek süreçte atılması gereken adımlara ilişkin bilgi verdikleri büyükelçilerin sorularını da yanıtladıklarını aktararak, "Geniş, kapsamlı, güzel, verimli bir toplantı oldu." ifadesini kullandı.
Berger de toplantıdan duydukları memnuniyeti dile getirerek, verimli bir görüş alışverişinin olduğunu belirtti.
"Büyükelçiler ittifakları sordu"
Açıklamanın ardından Yılmaz, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik ittifaklarla ilgili büyükelçiler tarafından bir yorum yapıldı mı?" sorusuna Yılmaz, "Özellikle AKP ve MHP'nin açıklamış olduğu ittifak ile BBP Genel Başkanı'nın benzer açıklamaları olmuştu. Bu konuları sordu büyükelçiler." yanıtını verdi.
Yılmaz, bu süreci yakından izlediklerini, Türkiye'de ittifakın otokrasiyi ve demokrasiyi savunanlar diye iki şekilde olacağını büyükelçilere ilettiklerini söyledi. Yılmaz, Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin otokrasiye ve tek adam rejimine teslim olmayacağını vurguladığını aktardı.
"İdlib konusunda yaşanan son gelişmelere" ilişkin bir soruya ise Yılmaz, "Hükümetin Suriye politikası tamamen iflas etmiştir. Suriye politikasında, Hükümetin bir çıkış stratejisi bulunmamaktadır." karşılığını verdi.
"Bugün İdlib'de ne oluyor?" diye soran Yılmaz, "İdlib'e Halep'ten kaçan cihatçı radikal gruplar geldi. Çatışmazlık anlaşmasıyla Türkiye, İdlib'te bu grupların hamiliğine soyundu. Yani garantör ülke. Kimi garanti ediyoruz biz? 20-25 bin elinde silah olan grupları garanti ediyoruz. Biz bu İdlib'i alıp ne yapacağız? Halep'te yenildiler, şimdi İdlib'e doluştular. Bu sistemde bunların bir geleceği yok." değerlendirmesinde bulundu.
"Rusya ve İran'la hareket edilmesi çelişkidir"
Türkiye'nin, bu grupların hamiliğini yapmak istediğini savunan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Uluslararası toplum da yarın Türkiye'yi 'terörü himaye ediyor' şeklinde değerlendirecek ve böyle takdim etmeye çalışacaktır. Bizim, Suriye politikasında bir yanlışla yüzleştiğimizi artık kabul etmemiz lazım. Arazide Hükümet, Esad ile masaya oturmak istemiyor, Esad'tan nefret ediyor ama Esad'ı seven, Esad'ı masada görmek isteyen ve Esad'la bir çözümü düşünen Rusya ve İran'la hareket ediyor. Bu bir çelişkidir."
TBMM Dışişleri Komisyonu'nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir tartışma yaşadınız? Komisyonda neler yaşandı?" sorusu üzerine Öztürk Yılmaz, "Sayın Bakanın üslubu, bir devlet adamına yakışacak bir üslup değil. 'Ege adalarıyla ilgili Yunanistan Başbakanı, Savunma Bakanı geliyor, burada kiliseler açılıyor, birlikler ziyaret ediliyor, bunlara ilişkin niye bir protesto notası vermiyorsunuz? diye sorduk. Suriye konusunda ise 'İdlib'de grupları niye destekliyorsunuz?' diye sorduk. Sinirlendi, hakaret etti. Hakaret edince de cevabını verdik." dedi.
Kaynak: AA