CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı.
"Sayın Muharrem İnce'nin performansını nasıl buluyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, İnce'nin performansını gayet iyi bulduğunu belirtti.
"İnce'nin adaylığını açıkladığınız gün Sayın İnce'yi kürsüye çağırırken kurduğunuz cümle kimi kesimlerin tepkisini çekti. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "İktidar kesiminin tepkisini çekti. Biz uzun süredir arkadaşız, kendisini davet ettim oraya. Başında da 'Sayın' sözcüğü var, özellikle kesip bir tarafa koyuyorlar. Muharrem Bey'le tanışıklığımız ben siyasete girmeden önce olmuştu. Sonra da siyasette beraber görev yaptık. Başarılı bir arkadaşımız." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, İnce'nin toplumun her kesimini kucakladığını, cumhurbaşkanı adaylığı görevini başarıyla yerine getirdiğini ifade etti.
“Millet İttifakı bize göre son derece değerli bir ittifaktır”
"Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda sonuçlanacağını düşünüyor musunuz ? İkinci tur için Cumhuriyet Halk Partisi olarak stratejiniz nedir?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
"Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanlığını alacağız, parlamentoda da çoğunluğu sağlayacağız. Millet İttifakı bizim demokrasi tarihimizde atılmış en önemli ittifaklardan birisidir. Türkiye'nin geleceği esas alınarak, güçlü bir Türkiye esas alınarak, demokrasi esas alınarak ve bu millet için çalışmak ve bir araya gelmek için güç birliği yapıldı. Millet İttifakı bize göre son derece değerli bir ittifaktır. Bunun sonucunu hep birlikte alacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda bir demokrasi getireceğiz."
"İkinci tura kaldığı takdirde dahi alacaktır"
Bir başka soru üzerine Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığında birinci turda Muharrem İnce'nin kazanacağını savunarak, "Ben ikinci tur için diye düşünüyordum ama sahada gördüğü ilgi, vatandaşla arasında kurduğu diyalog, başarılı bir diyalog. Sevecenliği giderek artıyor. Toplumun gözünde güven veren imaj çiziyor cumhurbaşkanı adayı olarak. Dolayısıyla ikinci tura kaldığı takdirde dahi alacaktır." dedi.
"Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalınırsa Sayın Akşener'le Sayın Karamollaoğlu ile siz ya da ittifakın diğer birleşenleri bir araya gelip Sayın Muharrem İnce için bir ortak miting düşünür müsünüz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, millet için bir araya gelindiğini, ülkenin çıkarları için ne gerekiyorsa ortak karar verileceğini dile getirdi.
“Erdoğan’ın karşısına kim kalırsa onu destekleyeceğiz”
Kılıçdaroğlu, "Kim kaldıysa ikinci turda Sayın Erdoğan'ın karşısına siz CHP Genel Başkanı olarak destekleyeceğiz, onun için çalışacağız diyorsunuz yani?" sorusuna ise "Elbette." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce cumhurbaşkanı olduktan sonra daha güçlü, demokratik parlamenter sistemin inşa edileceğini kaydetti.
"HDP'nin durumu da Meclis aritmetiğini etkileyecektir. Siz HDP'nin bir baraj sorunu yaşadığını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, kamuoyuna yansıyan anketlerin HDP'nin barajı aşabileceğini gösterdiğini söyledi. HDP'nin barajı aşması ve parlamentoda olması gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, CHP olarak yüzde 1 oyu alsa dahi bir partinin en azından genel başkanının parlamentoda olmasını istediklerini belirtti.
"Bu yol demokrasi yoludur"
Seçim için kurulan bu ittifakın seçim sonrasında da devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İttifak öncesi üç siyasal partinin lideri de 'Biz ilkelerden hareketle bir ittifakı öngörüyoruz' demişlerdi. Çünkü bir araya gelecekseniz hangi amaçla bir araya geliyorsunuz, bu ilkeler belirlenecek. İlkelerle yola çıkıyorsanız, amaçları ortaklaştırarak yolunuza devam ediyorsanız bu yol kısa bir yol değildir, bu yol demokrasi yoludur. İlkeleriniz, hedefleriniz var. Bu ilkelerden yola çıkarak hedefleri gerçekleştirmek için çalışacaksınız, mücadele edeceksiniz. 'Yeni sivil bir anayasa' dedim.
Bu anayasayı üç siyasi parti lideri oturup yapmayacak kuşkusuz. Toplumun tüm kesimlerinin bir araya geldiği güzel bir birliktelikle bu anayasa değişikliği gerçekleşecek. Büyük bir olasılıkla umuyorum o da gerçekleşir. Adalet ve Kalkınma Partisi de bu anayasa değişikliğine katkı verecektir çünkü kendi tabanı da demokrasiyi savunuyor ve demokrasi istiyor."
"Beton ekonomisi değil üretim ekonomisi olsun diyoruz"
"Eğer ittifak Mecliste de devam edecekse bildirge ve vaatlerinde birbiriyle uyumlu olması gerekiyor. Siz konuştunuz mu, bildirgeler, vaatler, yürünecek yol ne kadar birbiri ile uyuşuyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Birbiriyle örtüşüyor. Demokrasiyi istiyoruz, yargı bağımsızlığını, güçler ayrılığını, medya özgürlüğünü, herkesin aşı, işi olsun, gelir dağılımı olabildiğince dengeli olsun istiyoruz, beton ekonomisi değil üretim ekonomisi olsun diyoruz. Dikkat ederseniz aslında Millet İttifakı'nın söylemlerinde de büyük bir benzerlik, ortaklık var. Biz de Türkiye'de demokrasiyi savunuyoruz, onlar da demokrasiyi savunuyorlar. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını biz de savunuyoruz onlar da savunuyorlar.
Bir siyasi partinin lideri mahkemelere hakim atamamalı. Bunu ben de söylüyorum onlar da söylüyorlar. Cumhurbaşkanı bağımsız ve tarafsız olmalı. Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı. Bunu biz de söylüyoruz onlar da söylüyorlar.
Cumhurbaşkanının şöyle bir özelliği var, cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Devletlerin sigortası cumhurbaşkanları veya devlet başkanlarıdır. Bunlar tarafsızdırlar. Bütün toplumu temsil ederler. Dolayısıyla bir sorun çıktığında gerektiğinde sorunun ya da çözümün taraflarını davet edip onlarla birlikte sorunun çözümü konusunda atılacak adımlara dikkat çeker, düşüncelerini alır, onların görüşlerini öğrenir, gerekirse ortak bir açıklama yaptırma imkanı olur.
Ama eğer cumhurbaşkanı devletin sigorta niteliğini kaybetmişse ve bir partinin genel başkanıysa ne yapacak? Diğer partilerle iş birliği yapmayacak, tam tersine diğer partileri rakip olarak görecek. Bu da siyasetin doğasında olan bir şey. Siz rakibinizle nasıl oturup konuşacaksınız?"
Cumhurbaşkanının en tepede, tarafsız, bağımsız, 80 milyonu kucaklayan, az konuşan, dikkatli konuşan, belli günlerde konuşan, o konuştuğu zaman toplumun her kesiminin dikkatle dinlediği bir kişi olması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Günün 24 saati konuşup siyasi propaganda yapan kişiden cumhurbaşkanı olmaz ki. Olsa olsa bir partinin genel başkanı olur. Türkiye'nin geldiği nokta da bu. Bu noktadan Türkiye'yi uzaklaştırmak tarafsız bağımsız bir cumhurbaşkanı, saygın bir yargı, yasama yürütme yargı arasında sağlıklı bir denge, güçler dengesi, denetimsiz hiçbir organın olmadığı bir Türkiye. Böyle bir düzen istiyoruz. Bunun adına da demokrasi diyorlar." diye konuştu.
"Diğer partilere oy veren vatandaşların da oyunu alacak"
"Eğer Sayın Muharrem İnce seçilemez ama Cumhuriyet Halk Partisinin üzerinde bir oy alırsa Cumhuriyet Halk Partisi liderliği tartışmalı bir hale gelir yorumları için ne dersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Yorumlar yapılabilir. Muharrem Bey'i cumhurbaşkanı yapalım öncelikle. O tartışmaları bugünden başlatmak isteyen belli çevreler var. Acaba Muharrem Bey daha fazla oy alırsa ne olur? Hiçbir şey olmaz. Muharrem Bey keşke daha yüksek oy alsa. İstemez miyiz? Şunu söylemek mi istiyorlar acaba; 'Muharrem Bey yüksek oy almasın, biz de aleyhine çalışalım.'
Aklın, ahlakın, mantığın alacağı şey mi bu? Tam tersine Muharrem Bey son derece başarılı. Sadece CHP'lilerin oylarını almayacak diğer partilere oy veren vatandaşların da oyunu alacak. Muharrem Bey sadece CHP'lilerin oyunu alıyor diye bir beklenti içine girersek seçilemeyeceği belli o zaman. Olur mu öyle şey?"
"Bu değerlendirmeleri havuz medyası yapıyor"
"Milletvekili listelerinde Sayın İnce ile hareket eden isimlerin o listede olmadığı görüldü ve 'Eğer Sayın İnce seçilemezse parlamentoya da giremeyecek, yanındaki ekip listede yok, onlar da giremeyecek. Bir anlamda İnce ve ekibi Cumhuriyet Halk Partisi'nden tasfiye ediliyor' denildi. Siz böyle bir amaç güttünüz mü?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır efendim. Bu değerlendirmeleri kim yapıyor, havuz medyası yapıyor. Onların yazarları çizerleri yapıyorlar. Yok öyle bir şey." karşılığını verdi.
"Listeye sizin tek başınıza karar verdiğiniz söylendi. Tek başınıza mı liste yaptınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları anlattı:
"Hayır efendim, 600 kişiyi nasıl tek başıma belirleyeceğim? Olur mu böyle bir şey? Adaylar 5 genel başkan yardımcısı tarafından ayrı ayrı kabul edildi, onlarla küçük mülakatlar yapıldı, notlar alındı. Bu 5 genel başkan yardımcısı arkadaşımıza daha sonra başka bir genel başkan yardımcısı arkadaşımız daha katıldı, oturduk, birlikte değerlendirmeler yaptık. O değerlendirmeler sonucunda böyle bir tablo ortaya çıktı."
“Bütün milletvekillerimize haftalık yazılar gönderiyoruz”
"Eren Erdem'in listede olmadığı günün sabahında kendisi ile ilgili bir iddianamenin kabul edildiğini, hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu öğrendik. Sonrasında kendisinin bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalar var. MİT tırları dosyasına ilişkin Sayın Tezcan'dan aldığını söylüyor, Zaman gazetesini sizin talimatınızla ziyaret ettiğini söylüyor. Yaptığı açıklamalar ve o süreçle ilgili neler söylemek istersiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Eren Erdem Bey'le görüştüm. Beni aradı. MİT tırlarıyla ilgili zaten parti sözcümüz bir basın toplantısı yapmıştı. Basın toplantısı sonrasında elindeki belgeleri basın mensuplarına da milletvekillerine de dağıttı.
O basın toplantısının kayıtları vardır her yerde. 'Oradan aldım' diyor, doğru. Basın toplantısı yapıp açıklıyor belgeleri, milletvekiline de veriyor. Biz bütün milletvekillerimize haftalık yazılar gönderiyoruz. Nerede, nasıl konuşulması gerektiği veya hangi konulara girilmemesi gerektiği konusunda yazılar gönderiyoruz."
"Sayın Tezcan'a nereden ulamıştı o belgeler?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, belgelerin her yerde olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, MİT tırlarıyla Suriye'ye silah gönderilmesiyle ilgili ilk açıklamalardan birisini partisinin grup toplantısında yaptığını hatırlattı. Bunların gizli saklı olmadığını, 17 internet sitesinde yayınlanan görüntüler bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, 17 internet sitesinde yayınlanan görüntülerin kaldırılmasıyla ilgili savcılığın yazısı olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "17 internet sitesinde yayınlanan şeyi bir siyasi parti görmüyorsa gözleri kör demektir." şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Erdem'e yurt dışına çıkış yasağının gözdağı vermek için yapıldığını, bunların kendilerini yıldırmayacağını ifade etti.
“Dolar konumunu koruyor ama Türk lirası aşağı doğru gidiyor”
Kılıçdaroğlu, soru üzerine ekonomiye ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
"Dolar yerinde duruyor. Asıl sözünü edeceğimiz Türk lirası. Dolar değer mi kaybetti? Hayır. Değer kaybeden Türk lirası. Sorun Türk lirasının değer kaybetmesinden kaynaklanıyor. Sorunu topluma yanlış yansıtıyorlar. 'Efendim dolar yükseldi.' Dolar yerinde duruyor, Almanya'da Fransa'daki neyse aynı değer. Ama Türk lirası değer kaybettiği için sürekli dolar konumunu koruyor ama Türk lirası aşağı doğru gidiyor. Nereye kadar gidecek belli değil. Önlem alınması lazım tabii."
“Dış güçlerin falan yaptığı yok bunu”
"Nedenine ilişkin teşhisiniz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
" 'Spekülasyon' diyorlar. Spekülasyon yapmak suç mu? Suçtur. Suçluyu bulmak kimin görevi? Herhalde hükümetin görevidir. 'Efendim dış güçler bunu yapıyor.' Yakala dış güçü. Niye yakalamıyorsun? Elinden tutan mı var. 'Dış güçler falan yapıyor bunu.' Dış güçlerin falan yaptığı yok bunu.
Tamamen Türkiye'nin yönetilmezliği üzerine inşa edilen politikanın bizi getirdiği sonuçtur bu. Türkiye şu anda yönetilmiyor. Bakanların konuşmalarına bakın, her kafadan bir ses çıkıyor. Ortada hükümet yok. Hangi hükümet? Bir sarayda hükümet var, bir de Binali Bey'in hükümeti var. Hangi hükümet? Siz Merkez Bankası Başkanını bir partinin genel merkezine davet ederseniz o Merkez Bankasının dünyada saygınlığı olur mu?"
Merkez bankalarının statülerinin önemli olduğunu, bütün dünyanın para politikaları açısından merkez bankalarına sürekli baktığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Eğer siz Merkez Bankasına müdahale ederseniz ve doğrudan doğruya talimat verirseniz, onun görev yapmasını engellerseniz asıl suçu siz işlemiş oluyorsunuz. Yani saray işlemiş oluyor. Asıl suç, kabahat orada." dedi.
“Kaldır, düşür faizi”
Son 16 yılda Londra'daki yabancı para lobicisine 151 milyar dolar faiz ödendiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Ne diyor Erdoğan, 'Ben faize karşıyım.' İyi de bu faizleri CHP mi ödedi oraya, kim ödedi? 16 yıldır 151 milyar doları nasıl verdiniz siz oraya?" şeklinde konuştu.
Dışarıdan dolarla borçlanıldığını, faiz ödendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"151 milyar doları ödemedik, desinler bakalım. 151 milyar dolarla ne olurdu bu ülkede? Fabrika yapacak yer kalmazdı. Geldiğimiz nokta bu. Her şeyi dolara endekslemişsiniz ve borç almadan ülkeyi yönetemiyorsunuz. Şimdi o tefeciler diyor ki, 'Faizi yükselteceksin sonra sana borç vereceğim' diyor. 'Faizi yükseltmezsen borç vermem' diyor sana. Ne oldu, kim kazandı? Tefeciler kazandı. Bunlar kalktılar faizi yükselttiler dolar kısmen düştü. Yakasını tefeciye kaptırmış bir siyasal iktidar ülkeyi yönetemez. Tefeciye kaptıranların başında da sarayda oturan zat geliyor. Bu kadar açık ve net söylüyorum. 'Faize karşıyım.' diyor. Kaldır, düşür faizi."
Demokratik parlamenter sistemi savunduklarını, cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce'nin aynı görüşte olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bununla ilgili takvimin seçilmesi durumunda İnce tarafından belirleneceğini söyledi.
İnce'nin cumhurbaşkanı olması durumunda parlamenter sisteme geçilmesine AK Parti'nin de "evet" diyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Demokrasiyi savunuyoruz, demokrasi toplumun her kesimi için geçerli bir kavramdır. Muharrem Bey de inşallah cumhurbaşkanı olarak koltuğuna oturduktan sonra demokrasi için yapılması gereken bütün adımları belli bir takvim içinde atacaktır, takvimi doğal olarak kendisi belirleyecektir" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türk hukuk sistemini darbe hukukundan arındıracaklarını belirterek, hükümet ve devlet kavramlarının karıştırılmaması gerektiğini, ikisinin de ayrı kavramlar olduğunu söyledi. Hükümet olanların devleti yönettiğini ama devlet olmadığını bildiren Kılıçdaroğlu, "Bugün hükümet olanlar devlet oldular, kendilerini devlet olarak görüyorlar. Yanlışlık da buradan başlıyor zaten." ifadesini kullandı.
“Ben Muharrem Bey'e güveniyorum”
Cumhurbaşkanı adayı İnce'nin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den usulüne uygun istenmediğine yönelik iddiası hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "Muharrem Bey bir şey söylerken ince eleyip sık dokur. Sayın Erdoğan, Muharrem Bey'i oldukça sert bir dille eleştiriyor. Ben Muharrem Bey'e güveniyorum ama kimse kusura bakmasın Erdoğan'a güvenmiyorum." karşılığını verdi.
"Parası, kayınpederi, dayısı olan dışarı çıkıyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın defalarca "Yanıldık, bizi yanılttılar, kandırdılar." dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "En son yaptığı konuşmada 'Ne aldatıldık, ne de aldattık.' dedi. Hangisine inanacaksınız?" diye sordu. "FETÖ ile mücadele ediyoruz" sözlerini "hikaye" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Parası, kayınpederi, dayısı olan dışarı çıkıyor. Gariban içeridekiler. 33 er 7 kez ömür boyu hapse mahkum edildi. Erin ne günahı var? Suçlayacaksan komutanı, talimatı veren adamı suçla. Askeri öğrenciler müebbet hapse mahkum edildi. Öğrencilerin ne günahı var? Komutanları git yakala sen, asıl suçlu onlar.
Bank Asya'nın önünden geçen adamları devlet memuriyetinden attılar, Bank Asya'nın kuruluşuna izin verenlere tek kelime, laf yok. 1 milyonun üzerinde mağdur var. Ben bunları söylediğim zaman bizi de FETÖ'cü diye suçluyorlar. Sabah akşam siz beraber yatıp kalkıyordunuz kardeşim."
İnce'nin "AK Parti kurulmadan önce Pensilvanya'ya gidildiğine" yönelik iddiasına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sert yanıt verdiği belirtilerek değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "Niye sert yanıt veriyor? Yedikleri, içtikleri aynı değil miydi, yan yana değiller miydi? O Türkçe Olimpiyatlarını kim düzenliyordu? Bu ülkenin Merkez Bankası bu ülkenin namusu, para bastılar. Gülen'in parasını bastılar. Şimdi kalkmış Muharrem İnce'ye laf ediyor. Muharrem Bey'e ne laf ediyorsun, önce yaptıklarının hesabını vereceksin sen." diye konuştu.
“Sorunun çözüm adresi TBMM'dir”
FETÖ ve benzeri terör örgütlerine yönelik nasıl mücadele edecekleri sorulan Kılıçdaroğlu, "Bir siyasal parti her türlü terör örgütüne çok açık, net tavır almak zorundadır, kim olursa olsun. Mücadelenin birinci ayağı bu terör örgütleriyle iş birliği yapanları ortaya çıkaracaksınız" dedi. CHP’nin yeni bir çözüm süreci önerip önermediğine yönelik soruya Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz bu sorunu TBMM'de çözeceğiz. Sorunun çözüm adresi TBMM'dir." yanıtını verdi.
“Sorunun bölge halkıyla birlikte çözülmesi gerek”
Hükümet ile terör örgütünü aynı masaya oturtmayacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Toplumsal uzlaşmayla, demokrasi ve özgürlükler bağlamında bu sorunu çözersiniz. Biz bu sorunu çözmeye talibiz. Onlar çözemezler. Çünkü sorunu çözmek için samimi, tutarlı, kararlı olacaksınız. Sorunu çözmek için kişisel beklentiniz, birilerine verdiğiniz sözler, angajmanlar olmayacak." diye konuştu.
Bölge halkıyla birlikte sorunun çözülmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, parlamento içinde oluşturulacak uzlaşma komisyonu ile parlamento dışında oluşturulacak akil insanların birlikte çalışacağını aktardı.
“Birleşmiş sınıf uygulamasına son vereceğiz”
CHP'nin eğitim sistemine yönelik düşünceleri sorulan Kılıçdaroğlu, hayal ettikleri eğitim sisteminin okul öncesiyle başladığını belirtti.
Bütün mahallerde ücretsiz kreş açacaklarını, ilköğretime giden çocukların kahvaltılarını ve öğle yemeklerini okullarında ücretsiz yiyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, tam gün eğitime geçileceğini, birleştirilmiş sınıf uygulamasına son vereceklerini söyledi.
“Türkiye'de ilk kez teknoloji liseleri kuracağız”
Kılıçdaroğlu, öğretmenleri ülkenin en saygın kişisi haline getireceklerini belirterek, öğretmenler için ayrı bir bağımsız yasa çıkaracaklarını söyledi. Eğitimle ilgili sorunları bütün tarafları bir araya getirip çözeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de ilk kez teknoloji liseleri kuracağız tarım ve sanayide" diye konuştu.
YÖK'ü 12 Eylül ürünü bir kurum olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, "YÖK'ü kaldıracağız." dedi. "Üniversiteler arası eş güdüm" şeklinde farklı bir kurum oluşturacaklarını, üniversitelerin mali, bilimsel ve yönetsel açıdan özerk olacağını belirten Kılıçdaroğlu, üniversitelere çok daha fazla kaynak aktaracaklarını ve beyin göçünü tersine dönüştüreceklerini vurguladı.
“Bizim bütün bu projelerimiz milli gelirin sadece yüzde 6'sı civarında”
Projelerinin maddi kaynağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bizim bütün bu projelerimiz milli gelirin sadece yüzde 6'sı civarında. Biz kaynağı yeniden dağıtmak istiyoruz. İnsan odaklı bir çalışma yaptık biz. İnsan ve üretim odaklı, ekonomiyi böyle düşünüyoruz. Yaptığımız her adımın ayrıca artı katma değeri olacak." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ciddi değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Siyaset yeni bir ufuk açmak zorunda. O ufku biz açacağız. Muharrem Bey cumhurbaşkanı olacak Allah'ın izniyle, biz de parlamentoda çoğunluğumuzu elde edeceğiz ve Türkiye'ye yeni bir ufuk açacağız." dedi.
Sınav sistemlerine yönelik öngörüsü sorulan Kılıçdaroğlu, "Çocukları birer yarış atına döndürmeyi asla doğru bulmam." ifadesini kullandı. "Sınavları kaldırır mısınız?" sorusuna "Elbette" karşılığını veren Kılıçdaroğlu, çocukların sınav stresinden kurtarılmasının, yetiştirilmesinin herkesin görevi olduğunu dile getirdi.
"Bedelli askerlik gündemimizde yok"
CHP'nin bedelli askerlik konusundaki değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Askerlik konusunu oturup uzmanlarıyla birlikte yeniden masaya yatırmak lazım. Kendi aramızda asker kökenli, bu konuda birikimi olan insanlarla da komutanlarla da oturduk, durum değerlendirmesi de yaptık. Askerliğin yeniden ele alınması lazım, kısaltılması lazım askerliğin. Üniversite öğrencilerinin yaz aylarında askerlik yapmaları gerekiyor.
Dolayısıyla mezun olduklarında da askerliklerini bitirmiş olmaları gerekiyor. Bedelli askerlik bizim gündemimizde yok ama öğrenci üniversiteden mezun olduğunda askerlik görevini de bitirmiş olacak. Bizim öngörümüz."
“Af için önce toplum vicdanının hazır olması gerek”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin af çağrısı ve Alaattin Çakıcı'yı ziyaretine ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, affın, bir siyasetçinin dillendirirken dikkat etmesi gereken bir konu olduğunu vurguladı. Af konusunda önce toplum vicdanının hazır olması gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir politikacının oy devşirmek, toplamak için 'Ben af çıkarayım.' diye yola çıkarsa bu Türkiye'nin felaketi olur, doğru olmaz. Hele af çıkarırken bazılarını ayıralım, şunlar için çıkaralım, şunlar için çıkarmayalım, bu doğru değil. Ayrıca hayatın bir gerçeği daha var, bir siyasetçi görüşeceği kişileri çok dikkatle seçmek zorundadır. Hakkında ağır mahkumiyet kararı verilmiş olan, pek çok cinayetin bir anlamda müsebbibi olan kişilerin, hele hele yeraltı dünyasında kendisine yer edinmiş kişilerin bir siyasetçi tarafından ziyaret edilmesini asla doğru bulmam."
“Bir politikacı söylemleriyle topluma karşı sorumludur”
"5-6 yaşında çocuklara tecavüz edenler var, bunları af mı edeceksiniz?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Bir politikacı söylemleriyle topluma karşı sorumludur. Çünkü siz Türkiye'yi yönetmeye talipsiniz. Siz çıkın önce eğitim konusunda ne yapacaksınız, dış politikada ne yapacaksınız, Türkiye'yi çağdaş uygarlığa nasıl taşıyacaksınız, çocuklarımıza iş nasıl bulacaksınız asıl onun üzerinde düşünmeniz lazım." dedi.
"Devletin zayıflığını ve hükümetin beceriksizliğini gösterir"
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) sandık taşıma kararına yönelik değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "Sandık taşınmasını doğru bulmam. Şu olursa ben ona katılırım: Bir engelli vardır, sandığa gelemiyordur, oy kullanmak istiyordur. O engellinin oy kullanması için evine gidilebilir ama özellikle Doğu ve Güneydoğu'da, 'Sandıkları bir tarafa toplayalım. Vatandaş gelsin burada oyunu kullansın.' diye. Bu devletin zayıflığını ve hükümetin beceriksizliğini gösterir." yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, bu konuda Anayasa Mahkemesine yaptıkları itirazı da hatırlattı.
Cumhurbaşkanı adayı İnce ile ortak miting yapıp yapmayacakları sorulan Kılıçdaroğlu, "O partilerden bağımsız, herkesin cumhurbaşkanı olacağı için böyle bir çerçeve çizmesi lazım. Dolasıyla bir siyasi partinin üyelerinin sadece oy verdiği bir cumhurbaşkanı kimliğinden öte her siyasi partiden, sağduyulu insanların, yeniden değişimi dönüşümü sağlayacak bir lider olarak Muharrem Bey'e oy vermelerini istiyorum. Önümüzdeki günlerde bunlar görüşülecek, belki bir, iki yerde olabilir." yanıtını verdi.
Kaynak: AA