CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken, "çocuk istismarına" dikkati çekmek amacıyla kolunda mavi bir kurdeleyle açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, çocukların her türlü kötülükten uzak, istismara maruz kalmadan yetişmelerinin CHP'nin önceliklerinden biri olduğunu vurguladı.
Çocuk istismarıyla ilgili cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle büyük sıkıntılar yaşandığına dikkati çeken Öztrak, bir an önce bu konuda atılması gereken adımların atılıp çocuk istismarı meselesinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın bir gece yarısı kararnamesiyle görevden alındığını hatırlatan Öztrak, geçmişte hükumetle anlaşamayan Merkez Bankası Başkanlarının görevinden istifa ettiğini ya da ettirildiğini, bu görevden alma işleminin bankanın faaliyete geçtiği 1931'den bu yana ilk defa yaşandığını söyledi.
"Tek adam parti devleti rejiminde bu ucubeliği de yaşamış olduk. Askeri darbelerin bile yapamadığını bu rejim yaptı. Yapılan normal, sıradan bir iş değil." diyen Öztrak, Merkez Bankası Başkanının nasıl atanacağı ve hangi şartlarda görevden alınacağını düzenleyen özel bir kanunun olduğunu, bunun bankanın bağımsızlığını da güvence altına aldığını hatırlattı.
Öztrak, bir kanun hükmünde kararnameyle Merkez Bankası Başkanının atama, usul ve esaslarına el atılarak, zorlamayla Merkez Bankası Başkanının görevden alındığını savundu.
Bu nedenle vatandaşların ciddi sıkıntılar çekeceğini ileri süren Öztrak, şöyle konuştu:
"Akla, teamüllere, hukuka uygunluğu son derece tartışmalı bu operasyonun gerekçesi tek adam parti devleti rejiminin icadı 'kurumsal hedeflere ulaşılamaması...' Merkez Bankasının kurumsal hedefi ne olabilir? Fiyat istikrarı... Yani enflasyona yol açılmaması, fiyat istikrarının sağlanması. Peki bugün ülkede yaşanan enflasyonun tek sorumlusu Çetinkaya mıdır ki görevden alınıyor? Oysa enflasyon hedefini Merkez Bankası ekonomi yönetimi ve sarayın başı hep beraber belirliyorlar."
"Artık isterse faizleri sıfıra kadar indirebilir"
Enflasyon sadece faizle düşürülmeye çalışıldığında bunun çok ciddi bedellerinin olduğunu belirten Öztrak, "Enflasyonu düşürmek için faizi tek başına kullanmak yanlış, mali disiplin en az onun kadar önemli. Yani bütçe dengelerini tutturmak. O nedenle enflasyon hedefine giderken para politikasını destekleyecek bir maliye politikasının olması şart. Bu, kimin görevi? Bu, sarayın görevi." ifadelerini kullandı.
İktidarlar enflasyon hedefine ulaşmak için üzerlerine düşeni yapmazlarsa, mali disiplini elden bırakırlarsa, seçim nedeniyle bütçe dengelerini altüst ederlerse, Merkez Bankasının enflasyonun artmasını önlemek için faizleri artırmak zorunda kalacağını anlatan Öztrak, bunun da bir faturasının olduğunu, bu olanların yurt içi talebi, yatırımları ve büyümeyi aşağı çektiğini ifade etti.
Merkez Bankasının bağımsızlığının öneminin altını çizen Öztrak, "Murat Çetinkaya'nın apar topar teamüllere aykırı olarak görevden alınması sarayın elinde fiilen sona ermiş Merkez Bankası bağımsızlığını resmen bitirmiştir. Şimdi tek adam artık kerameti kendinden menkul faiz teorilerini hayata geçirebilecektir." diye konuştu.
Çetinkaya'nın görevden alınmasının gerekçesinin "faizin düşürülmemesi" olduğunu belirten Öztrak, şöyle devam etti:
"Artık sarayın kibirli adamının elini tutan kalmadı. Aslında Varlık Fonu'nun Yönetim Kurulu Başkanlığına kendini nasıl atadıysa, Merkez Bankası guvernörlüğüne de kendini atayabilirdi. Yapmadı, aslında yakışırdı, yazık oldu. Şimdi 'ekonominin patronu benim' diyor ama anlaşılan ateşi maşayla tutmayı tercih etti. Artık isterse faizleri sıfıra kadar indirebilir. Merakla bekliyoruz, faizleri düşürerek, enflasyonu nasıl düşürecek? Kerameti kendinden menkul ekonomi teoremini bakalım kanıtlayabilecek mi?"
"Sıcak paracılar ilk köşeyi dönenler olacak"
Öztrak, sarayın etrafında Türkiye ekonomisinin geçmişini azıcık da olsa bilen aklı başında kimsenin kalmadığını savunarak, şunları ifade etti:
"Türkiye'de Merkez Bankasının bağımsızlığının tabutuna 6 Temmuz 2019 itibariyle son çivi çakılmıştır. Sarayın kibirli kişisi ekonomide yaşanan başarısızlıkların faturasını Merkez Bankası Başkanına keserken, ekonominin günlük işleyişine siyasetin müdahalesinin önünü daha da açmıştır. Bugünden sonra göreve gelecek hiçbir Merkez Bankası Başkanı, koltuğunda kalmak istiyorsa sarayın emirlerinin dışına çıkamaz. Bundan sonra gelecek tüm Merkez Bankası başkanları dün atanan Merkez Bankası Başkanının soyismi gibi Uysal olacaktır. Bugünden sonra iktidar sahiplerinin 'Merkez Bankası bağımsızlığını önemsiyoruz, ekonomi yönetimine güvenin' gibi sözlerinin kıymeti sadece içeride değil, uluslararası piyasalarda da çöp hükmündedir. Bunun orta ve uzun vadede ciddi ekonomik sonuçları olacaktır. Sarayın tutsağı bir Merkez Bankası, zor bela başını kaldırmaya başlayan ekonomik güvenin tekrar hızla baş aşağı çakılmasına neden olacaktır. Kurdun puslu havayı sevmesi gibi Türkiye'nin sırtından malı götüren sıcak paracılar da bu işte ilk köşeyi dönenler olacaklardır."
"Merkez Bankalarının ve ekonomi yönetimlerinin en önemli sermayesi güvendir. Sarayın vesayeti altında bir Merkez Bankası ne kendi vatandaşlarını ne de yurt dışındaki yatırımcıları ikna edebilir. Artık piyasalar yeni başkanı ve ekonomi yönetimini test dahi etmeyeceklerdir." diyen Öztrak, bunun, Merkez Bankası kararlarının kredibilitesinin, güvenirliğinin sıfıra inmesi anlamına geleceğini ileri sürdü.
Öztrak, ekonomi için bu müdahalenin sonuçlarının uzun vadede yıkıcı olacağını savunarak, şöyle konuştu:
"Merkez Bankasının elinde olası şokları karşılayacak döviz rezervi yoktur. Daha da önemlisi bu şokları bertaraf edecek kurumsal itibarı da tek adam parti devleti tarafından tüketilip bitirilmiştir. Bu ucube yönetim sistemiyle Cumhuriyetimizin tüm birikimi ve kurumlarımızın itibarı sadece bir yıl içinde bozuk para gibi harcanmıştır. Ekonominin içsel dayanıklılığı bu kararlarla daha da zayıflatılmıştır. Jeostratejik risklerin arttığı bir dönemde ekonomiyi kullanarak bizi zorlamak isteyecek dış güçlerin eli bu kararla güçlendirilmiştir. Bu karar ekonominin içsel dayanıklılığını azaltmış, dış güçlerin elini güçlendirmiştir. Dışarıdan gelebilecek yumrukları göğüsleyebilecek gücümüz bu kararla daha da azaltılmıştır. Görev süresi tamamlanmadan Merkez Bankası Başkanını görevden alma yetkisi ABD Başkanında bile yoktur ama Erdoğan-Bahçeli ikilisinin icat ettiği bu ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde sarayın kibirli adamı bu işi hiç çekinmeden yapabilmektedir. Hukuk devleti, yasalar, anayasa hak getire. Böyle bir rejim dünyada görülmemiştir."
Öztrak, Merkez Bankası'na atanan yeni başkanın Para Politikası Kurulu'nun bir üyesi olduğunu hatırlatarak, "Enflasyonu tutturamama eğer bir kurumsal başarısızlıksa, yeni başkan bu kurumsal başarısızlığın bir parçası. Eğer bu kurulun performansından memnun değilseniz, neden bu kurulun üyelerinden birini başkan atıyorsunuz? Yönetimde sorunun parçası olanlar, çözümün parçası olamaz." dedi.
"Türkiye kendi hatalarının kurbanı olacaktır"
İktidarın, sorunları çözmek yerine halının altına süpürmeyi tercih ettiğini ifade eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Bizim ne görevden alınan eski başkan Murat Çetinkaya ile ne de göreve yeni getirilen Murat Uysal'la herhangi bir derdimiz yoktur. Bizim derdimiz Türkiye'nin kurumsal kapasitesinin yok edilmesiyledir. Vatandaşlarımıza pek çok acılar yaşatan ekonomik krizlerden alınan derslerin adeta yok sayılmasıdır. Aynı acıları bir kez daha yaşatacak hataların üst üste yapılmasıyladır. Üzülerek söylüyorum, Türkiye bir kez daha kendi hatalarının kurbanı olacaktır. Bunun sorumlusu ne dış güçlerdir ne de bizi hazmedemeyenlerdir. Bunun sorumlusu millet adına yapılacak her türlü kontrol, denge ve denetimi reddeden, kibir hastalığına yakalanan, 1994 ve 2001 krizlerinden alınan derslerle oluşturulan kurum ve kuralları birer birer yok eden, Türkiye ekonomisini neoliberal popülizmin bataklığına bir kez daha batıran sarayın başıdır."
Öztrak, Çorlu'da bir yıl önce yaşanan tren kazasına da değinerek, kazada yakınlarını kaybedenlere zulmedilerek susturulmaya çalışıldığını, bu süreçte onların yanında olacaklarını vurguladı.
Faik Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
"TBMM'ye sunulan ekonomi paketinde Merkez Bankasının yedek akçesiyle ilgili düzenlemeler var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Bunu kaç zamandır bekliyorduk. Bu, iflasın ilanıdır. Bu, hazinenin, ülkenin kefen parasına el uzatmaktır. Bu, açıkça para basmaktır." yanıtını verdi.
"Merkez Bankası bu yedek akçeyi nereden verecektir? Merkez Bankası'nın bir geliri yok. Merkez Bankası para basar. Bu yedek akçeyi para basıp ödeyecektir. Dolayısıyla bu da çok ciddi enflasyonist etki yapacaktır." diyen Öztrak, yeni Merkez Bankası Başkanının bu yapacaklara ağzını açıp tek kelime söyleyemeyeceğini savundu.
Öztrak, sene başından bu yana devlet bankalarına 40 milyar Türk Lirasına yakın para verildiğini belirterek, "Bu paralar nereye gitti? Kimin borcunu yapılandıracaklar? Bunun finansmanı nereden gelecek? Özel bankaların bununla ilgili zararlarını nereden karşılayacaklar, vatandaşın sırtından..." dedi.
"AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sistem tartışmalarına ilişkin 'sistemin röntgenini, MR'ını çekeceğiz' dedi. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, "Son bir yılda ülkenin ne hale geldiği ortada. Bu rejimin ne kadar MR'ını, filmini çekseniz bunu düzeltmeniz mümkün değil." yanıtını verdi.
"ODTÜ'te yurt yapımı sırasında yaşanan olayların" sorulduğu Öztrak, öğrencilerin yurdun yapılmasına değil, yapılmak istendiği yere ve Kredi Yurtlar Kurumu tarafından yapılmasına karşı olduğunu kaydetti.
"Güvenlik birimleri S-400'lerin alınmasını söylüyorsa arkasındayız"
"Rusya'dan alınan S-400 savunma sisteminin sevkiyat sürecinin başlamasına" ilişkin bir soru üzerine de Öztrak, şunları söyledi:
"Eğer Türkiye'nin güvenlikle ilgili birimleri teknik olarak bu ülkenin, milletin güvenliğini sağlamak için bu S-400'lerin alınmasını söylüyorsa, biz de bunun arkasındayız. S-400'lerle ilgili olarak ABD diyor ki 'Rusya'dan bir şey alıyorsun, benim Rusya ile ilgili ambargom var, bu çerçevede ben, sana birtakım yaptırımlar uygularım.' Efendim 'Trump öyle demedi.' Trump öyle demedi ama ABD parlamentosuna, meclisine, kongresine baktığınız zaman oradaki yetkililer bunun tam tersini söylüyor. Başka bir şey daha söylüyorlar, 'Bu S-400'lerin F-35'lerle birlikte çalışması sorun yaratır, ikisi birlikte olmaz' diyorlar. Bizim de F-35'lere S-400'ler kadar, belki de ondan daha fazla ihtiyacımız var ama öyle görünüyor ki bir tepkiyle karşı karşıya kalacağız. Bunun için milletimiz her türlü fedakarlığa katlanacaktır."
Öztrak, ekonomi zayıflatılarak, kırılganlıklar daha da artırılarak vatandaşın katlanması gereken maliyetlerin daha da artırıldığını, bunun doğru olmadığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA