• Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
10.10.2019 13:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 109 terörist etkisiz hale getirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'nda 109 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 109 terörist etkisiz hale getirildi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. 

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Geçtiğimiz hafta Kızılcahamam’da 29’uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantımızı gerçekleştirdik. Bu toplantımızda, gerek partimizin, gerekse ülkemizin gündemindeki konularla ilgili kapsamlı sunumlar yapıldı, müzakereler gerçekleştirildi. Bugün de sizlerle bir aradayız. 

AK Parti’nin varlık sebebi olan millete hizmet davasını ileriye taşımak için her fırsatı değerlendiriyoruz. Biz bu hakikati, AK Parti içinde bayrak yarışında bir görev değişimi şeklinde hayata geçiriyoruz.Asıl olan medeniyet, kültür, tarih ve kalkınma davamızın ayakta kalması ve güçlenmesidir. Şahıslar gelir geçer, ama dava hep baki kalır. 

Ülkemizi yıllarca kendi iç meseleleriyle uğraştırarak tarihi ve temsil ettiği değerleri unutturmaya çalıştılar. Bundan 107 yıl önce Balkan Savaşı başladığında, kendi iç sorunlarımızla o kadar meşguldük ki, 15 günde, neredeyse tek kurşun atmadan 168 bin kilometrekare vatan toprağını kaybettik. Takip eden 8 yıl içinde Balkanlarda 5 milyon Müslüman katledildi. Canlarını kurtarabilenler ise perişan bir şekilde Anadolu topraklarına sığındı.

Çanakkale’de birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz sayesinde düşmanı yenilgiye uğrattık. İstiklal Harbimizi de aynı güçle zafere ulaştırdık.

Cumhuriyetimizi kurduktan sonra ise, maalesef birlik ve beraberlik iradesini, ülkemizi hak ettiği yere ulaştıracak seviyede ortaya koyamadık. Kendi içimizdeki kavgalarla, çekişmelerle, farklılıklarla o kadar meşguldük ki, asıl hedeflerimize bir türlü odaklanamadık. Tek parti zulmünden darbeler dönemine kadar yaşadığımız her sıkıntının amaçlarından biri, Türkiye’yi kendi içine kapanık bir şekilde tutmaya devam etmekti.

Önce rahmetli Menderes, ardından rahmetli Özal ve son olarak AK Parti iktidarları döneminde, Türkiye bu kısırdöngüyü kıracak adımlar atabildi. Hiç şüphesiz, bu hamlelerin en büyüğü ve en etkilisi AK Parti döneminde gerçekleşti.

Türkiye demokraside ve ekonomide gösterdiği büyük atılımla, bölgesinde ve dünyada etkili bir ülke konumuna yükseldi.

"Bölgemizle birlikte ülkemizi de kana ve ateşe boğmaya çalıştılar"

Ülkemizin yükselişini durdurmak için sahnelenen her senaryonun amacı Türkiye'yi yeniden kendi içine kapatmak, enerjisini ve zamanını boşa harcatacak işlerle uğraştırmaktı. Biz, işte bu tuzağa düşmeyerek, içeride nelerle uğraşırsak uğraşalım asıl hedeflerimizden asla şaşmadık. Vesayet planlarından Gezi olaylarıyla sokakların karıştırılmasına, 17/25 Aralık girişiminden çukur eylemlerine ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne kadar her saldırının gerisinde bu gaye vardı. İçeride başarılı olmayınca bu defa sınırlarımız boyunca dizayn ettikleri yeni tehditlerle karşımıza çıktılar. DEAŞ diye arkası karanlık bir örgütü kullanarak, bölgemizle birlikte ülkemizi de kana ve ateşe boğmaya çalıştılar. PKK'nın Irak ve Suriye'deki yapılanmasını besleyerek, büyüterek her türlü silah ve malzemeyle teçhiz ederek üstümüze saldılar. Demokrasimize ve bağımsızlığımıza saldıran FETÖ terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede bizi yalnız bıraktılar. Bu süreçte elbette ekonomiyi de bir silah gibi kullanmakta geri kalmadılar. Türkiye'nin bu kadar yükü çekemeyeceğini ve dizleri üstüne çökeceği sandılar ama hamdolsun başaramadılar. Allah'ın yardımı ve milletimizin birliği, beraberliği, basiretiyle bu saldırıların hepsini de boşa çıkarttık. Sadece bununla da kalmadık tehditleri kaynağında kurutmak üzere harekete geçtik.

"Toplam 16 bin teröristi etkisiz hale getirdik"

Sadece son 4 yılda sınırlarımız içinde 7 bin 500, sınırlarımız dışında 8 bin 500 olmak üzere toplam 16 bin teröristi etkisiz hale getirdik.

Terör örgütünün merkezi yapılanmasını, ülkemize yönelik saldırıları için kullandığı Kuzey Irak topraklarında adeta hapsettik. Suriye’de oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun önünü de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla, sınırımızın batı tarafında kestik. Aynı şekilde, Rusya ve İran’la yürüttüğümüz Astana Sürecinin bir parçası olarak, İdlip’te de büyük bir insani trajedi yaşanmasının da önüne geçtik.


 

Şimdi de, Fırat’ın doğusunda, Allah’ın yardımı ve güvenlik güçlerimizin kahramanlığıyla başarıya ulaşacağına inandığımız Barış Pınarı Harekâtını başlattık. 

Barış Pınarı Harekatında 109 teröristi etkisiz hale getirdik. 


 

Türkiye’nin yaptığı diğer operasyonlar gibi, Barış Pınarının da amacı, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine katkıda bulunmaktır.

Suriye topraklarının dörtte biri PKK-YPG terör örgütünün işgali altında iken, bu ülkenin ne toprak bütünlüğünden, ne de siyasi birliğinden söz edilemeyeceği açıktır.

Anayasa Komitesinin ilk toplantısını 30 Ekim’de yapacağı bir dönemde başlattığımız bu harekat, Suriye’nin geleceğinin daha sağlıklı bir şekilde planlanmasını temin edecektir.

Suriye topraklarında üzerinde onlarca yabancı gücün adeta cirit attığı bir dönemde, Türkiye’nin terör yapılanmasını engellemek için başlattığı bu harekâta yönelik eleştirileri asla kabul etmiyoruz.

Türkiye, belki de bu ülkenin topraklarındaki tek meşru güç olarak varlık gösteriyor.

Çünkü bizim hem kendi sınır güvenliğimiz tehdit altındadır, hem de ülkemizde evlerine dönmeyi bekleyen 3,6 milyon Suriyeli sığınmacı vardır.  

"Suriye konusundaki insani duruşumuzu tüm dünyaya ispat ettik"

Yıllar süren iç çatışmalarda, rejimin, DEAŞ’ın ve PKK-YPG’nin zulmü yüzünden 12 milyon Suriyeli evlerini terk etti. Bunların yaklaşık yarısı da ülkelerinin dışına gitmek zorunda kaldı. Ülkemizde 4 milyon Suriyeliye yıllar boyunca ev sahipliği yaptık. Bunların 365 bini, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları ile güvenli hale getirdiğimiz bölgelere geri döndü. Kalan 3,6 milyon Suriyeli kardeşimiz, ülkemizin 81 vilayetine dağılmış şekilde hayatlarını sürdürüyor. Sadece bununla kalmıyor, yaklaşık 3 milyon Suriyeliye de kendi toprakları içinde hayatlarını sürdürebilmeleri için gereken yardımları sağlıyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 40 milyar dolarlık bir harcamayla Suriye konusundaki insani duruşumuzu tüm dünyaya ispat ettik.


 

"Bu harekata yönelik eleştirileri asla kabul etmiyoruz"

Suudi Arabistan önce aynaya baksın. Yemen'i bu hale kimler getirdi? Hele Mısır sen hiç konuşamazsın. Zira sen ülkende demokrasi katili olan bir kişisin.

Suriye toprakları üzerinde onlarca yabancı gücün adeta cirit attığı bir dönemde Türkiye'nin terör yapılanmasını engellemek için başlattığı bu harekata yönelik eleştirileri asla kabul etmiyoruz.

Zira kendilerini de dürüst olmaya davet edeceğim. Önce Suudi Arabistan'dan başlayacağım. Suudi Arabistan aynaya baksın.Yemen'i bu hale kimler getirdi? Yemen şu an ne durumda? On binlerce insan Yemen'de ölmedi mi? Ey Suudi Arabistan, siz önce bunun hesabını verin. Şu anda Yemen fakruzaruret içinde. Her tarafı yerle yeksan ettiniz. Bunun hesabını verin. Kalkıp da bizim Suriye'nin birliği, beraberliği için attığımız, terör örgütlerine karşı verdiğimiz bu mücadelede siz, bize laf edemezsiniz, konuşamazsınız.

"Sen ülkende demokrasi katili olan bir kişisin"

Hele Mısır, sen hiç konuşamazsın. Zira sen ülkende demokrasi katili olan bir kişisin. Yüzde 52 oyla seçilmiş olan Mursi'nin mahkemede çırpınarak ölmesine sen neden oldun. Belki de operasyon yaptın. Ailesine bile defnetmesine müsaade etmedin. Sen böyle bir katilsin. Sisi, birileriyle toplantı yapmış, bu operasyonu kınamış. Ya kınasan ne yazar, kınamasan ne yazar. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Biz, inanarak bu yola çıktık ve devam ediyoruz. Suriye halkı özellikle bizim sınır bölgelerimizdekiler, 'ne zaman geleceksiniz' diye çağrıda bulundular. Tabii rejimin tutarsızlıkları, işimizi zorlaştırdı. Eğer rejim 8-9 yıl önceki rejim olsaydı belki bugün bu işler çok daha kolay olacaktı. Ama maalesef... Şimdi bizler, Suriye halkımıza sevdamız tartışılamaz, o ayrı bir konu. Ama bizim derdimiz Suriye'yi işgale çalışan DEAŞ, YPG, PYD gibi terör örgütleriyledir. Bizim oradaki Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yoktur. Sorun tamamen terör örgütleriyledir. Bunu saptırmaya çalışıyorlar. Kimse saptırmasın. Biz oradaki Kürt kardeşlerimizle değil, terör örgütüyle şu an mücadele ediyoruz.

"Siz hiçbir zaman samimi olmadınız, 1963'ten bu yana oyaladınız"

Operasyonumuzu 'İşgal hareketi' diye nitelendirmeye çalışırsanız işimiz kolay, kapıları açar, 3,6 milyon mülteciyi sizlere göndeririz. Siz hiçbir zaman samimi olmadınız, 1963'ten bu yana oyaladınız. 'AB'ye aldık, alıyoruz, alacağız, şuydu buydu'. Siz dürüst değilsiniz. İkinci taksit olan 3 milyar avroyu göndermeyeceklermiş. Siz verdiğiniz sözü şu ana kadar yerine getirdiniz mi? Yok. Biz zaten sizden bir şey alarak yürümedik, 40 milyar doları biz harcadık. Allah'ın izniyle biz bir o kadar daha harcar ve yolumuza devam ederiz, ama kapıları da açarız.


 

"5 bin 500 DEAŞ'lıyı geldikleri yerlere gönderdik"

DEAŞ'a karşı da PKK'ya, YPG'ye, PYD'ye karşı da bu mücadeleyi tüm onurumuzla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Fransa'dan DEAŞ Suriye'ye geldi, Almanya'dan geldi, Hollanda'dan geldi ve biz 5 bin 500 DEAŞ'lıyı geldikleri yerlere gönderdik. Biz oradaki Kürt kardeşlerimizle değil, terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Türkiye belki de bu ülkenin topraklarındaki tek meşru güç olarak şu anda varlık gösteriyor. 1 milyona yakın insanı Beşşar Esed Suriye'de öldürdü, bunlar onun halkıydı. Suriye halkımıza sevdamız zaten tartışılamaz. Bizim derdimiz Suriye'yi işgale çalışan DEAŞ, YPG, PYD gibi terör örgütleriyledir. Bizim oradaki Kürt kardeşlerimizle de sorunumuz yok, sorun tamamen terör örgütleriyledir. Şu anda sadece Kobani'den bizim ülkemize gelen 300 bin Kürt hala bizim ülkemizde misafir olarak yaşamakta.


 

Barış Pınarı Harekatı

Dün saat 16 itibariyle hava kuvvetlerimiz önceden belirlenen hedefleri vurmaya başladı. Şu anda harekâtımız, tüm unsurlarımızın katılımıyla Telabyad ve Resulayn bölgesinde devam ediyor. Terör örgütü ve yandaşları hemen, ülkemizi karalamak, harekâtımıza gölge düşürmek için yalan-yanlış bir sürü haber yaymaya başladı. Hatta, henüz operasyona başladığımız bir yerde Hristiyan Suriye vatandaşlarının yaşadığı bir bölgeye önce roket atıp, ardından Türkiye sivilleri bombalıyor diye ortalığı ayağa kaldırmaya kalktılar.


 

"İnşallah bu yılanların hepsinin de başını en kısa sürede ezeceğiz"

Bu kara propaganda makinasına karşı gerekli tedbirleri derhal aldık, doğruları tüm dünya kamuoyu ile paylaştık, paylaşıyoruz. Hâlbuki terör örgütü sınır ötesinden yaptığı saldırılarla, çeşitli ilçelerimizde evleri tahrip etti, sivil vatandaşlarımızın yaralanmasına yol açtı. Askerimizin karşısına çıkacak yüreği olmayanlar, boş buldukları yerlerde sivillere saldırarak gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar. İnşallah bu yılanların hepsinin de başını en kısa sürede ezeceğiz. Henüz harekâta başladığımız diğer bölgelerle ilgili çalışmalarımız sürüyor, vakti saati geldiğinde oralarda da Türkiye’nin gücünü göstereceğiz. Daha önceki harekâtlarımızda ne yaptıysak, burada da onu yapacağız; yani gittiğimiz yerlere barışı, huzuru, güvenliği, esenliği getireceğiz.

"Bizim planımız, herkesin yeniden kendi evine dönebilmesidir"

Barış Pınarı Harekatı bölgesini güvenli hale getirdikten sonra, öncelikle buralarda yaşayan herkesin kendi evine, kendi şehrine dönmesini sağlayacağız. Bölücü örgütün bozmaya çalıştığı demografik yapıyı, iç savaş öncesindeki haline uygun şekilde yeniden tesis edeceğiz. Bilindiği gibi bölücü örgüt, kontrolü altında tuttuğu bölgelerde 1 milyon kişiyi yerinden etmiştir. Bunların yaklaşık üçte biri de Kürt kardeşlerimizden oluşuyor. Tekrar altını çizerek söylüyorum; bizim planımız, herkesin yeniden kendi evine dönebilmesidir.

"1 milyon kişilik yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz"

Daha açık anlatmak gerekirse; Araplar kendi evlerine, Kürtler kendi evlerine, Türkmenler kendi evlerine, Süryaniler, Asuriler, diğer etnik ve dini gruplar kendi evlerine dönecektir. Böylece bölgeyi, bozulmaya çalışılan demografik zenginliğine yeniden kavuşturacağız. Tabii bir de kendi ülkesine dönmek isteyip de, artık oturacak evi kalmamış olanlar var. İşte bunlar için de 1 milyon kişilik yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. 

Harekatımızın adını Barış Pınarı olarak belirlerken, rastgele bir tercihte bulunmadık. Biz terör örgütünü bölgeden kazıyarak, Suriye’de gerçek anlamda barışı tesis etmek üzere bu adımları atıyoruz. Harekâtımızı tek başımıza değil, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte yapıyoruz.  

"Suriye halkının üzerinde 8 yıldır dolaşan kara bulutları dağıtacağız"

Daha harekatımız başlar başlamaz, Suriye halkını temsil eden pek çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi, aşiret lideri ülkemize destek açıklaması yaptı. Bölgedeki pek çok yerden terör örgütüne karşı tavır alındığının haberleri geliyor. İnşallah, çok kısa bir sürede Münbiç’ten Irak sınırına kadar olan tüm bölgeyi güvenliğe, huzura kavuşturup, Suriye halkının üzerinde 8 yıldır dolaşan kara bulutları dağıtacağız.

Suriye’de, tüm kesimlerin katılımıyla tesis edilecek meşru yönetimin, ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde atacağı adımlara desteğimizi şimdiden ifade ediyoruz. O gün gelene kadar Suriye halkının yanında yer almaya, kardeşlerimizin her türlü sıkıntısını gidermeye devam edeceğiz. 

Ne zaman bölgeye dışarıdan bir el girmişse, önce herkesi birbirine düşman etmiş, ardından bu kin ve nefret ikliminde kendi çıkar düzenini kurmuştur.

Son dönemde Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Kuzey Afrika’da, daha önce Balkanlarda, Kafkaslarda yaşananlar bu hakikatin birer örneğidir. 

"Çünkü biz Türkiye’yiz"

İşte bunun için her fırsatta tüm kardeşlerimize, dostlarımıza, tüm mazlumlara birlik ve beraberlik çağrısında bulunuyoruz. İşte bunun için hiçbir ayrım yapmadan 4 milyon Suriyeli muhaciri yıllardır topraklarımızda misafir ediyoruz. İşte bunun için Suriyeli kardeşlerimizin huzurla evlerine dönebilmeleri için bizzat sahaya iniyoruz. İşte bunun için kendi güvenliğimiz, kendi huzurumuz kadar çevremizdeki ülkelerin de esenliğini istiyor, gözetiyor, çaba gösteriyoruz. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz sadece yaşatmak için, sadece barış ve huzur götürmek için gideriz. Bizim inancımız, bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bunu emrediyor. Şanlı tarihimiz bu duruşun örnekleriyle doludur. 

İnşallah Barış Pınarı Harekâtıyla, şanlı tarihimize yeni bir altın sayfa ekleyeceğiz.

Parlamento içinde AK Parti grubunda 291 milletvekilimizin 50'si Kürt kökenlidir. Bizim için önemli olan kökenden ziyade insan olmak.

Kaynak: TRT Haber

Sıradaki Haber
Suriye'nin kuzeyindeki köyler terörden arındırılıyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz