Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selimiye Meydanı'ndaki Edirne Mitingi Mitingi'nde halka hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Fatih Sultan Mehmet işte böyle bir şehirde dünyaya geldi"
Edirne öyle bir şehirdir ki ona dikkatle, ibretle bakanlar, milletimizin tarihi serüvenini adeta bir kitap gibi bu şehirden okuyabilir. Edirne’ye bakanlar, Edirne’den bütün Türkiye’yi, Balkanlar’ı görebilir. Edirne’ye bakanlar, medeniyetimizin yükseldiği, üç kıtaya yayılan bütün bir coğrafyayı kavrayabilir. Bu şehrin havasını soluyanlar, milletimizin derin hissiyatını, derin hissiyatını, engin irfanını en berrak şekliyle idrak edebilir. Fatih Sultan Mehmet işte böyle bir şehirde dünyaya geldi. Fakat çok çalışarak Edirne’yi ve ilçelerini Fatih Sultan Mehmet’e layık olanların artık yönetmesi lazım. Buna hazır mıyız? Buna var mıyız?
İstanbul’u fetheden o güzel kumandan ve o güzel ordu, o kutlu yürüyüşü buradan başlattı. Onun için Edirne başka. Türbeleriyle, şehitlikleriyle, köprüleriyle, minareleriyle, bu milletin şanlı tarihine ayna tutan Edirne, bu milletin göz bebeği, iftihar tablosudur. Edirne, Meriç’in ve Tunca’nın suladığı topraklarla bolluktur, berekettir.
Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya, Edirne Destanı’nda şöyle diyor: “Selimiye derler, Edirne derler, tatlı bir gariplik duygusu gelir. Minarelerden en tatlı ezanlar, dallardan güvercin, ‘hu hu’su gelir. Şu Selimiye’dir, şu Muradiye… Çinilerden sümbül kokusu gelir. Şurada abdest alır Hüdavendigar, yerden suyu, gökten havlusu gelir. Dünyanın en güzel minareleri ve kubbelerin en ulusu gelir. Türk’ün Trakya’da tapusu gelir. Mahya olmak için Sultan Selim’e göklerden yıldızlar ordusu gelir. Neredesin ey tarih dersen, gözüne serdengeçtilerin koşusu gelir. Biz geldik, gideriz. Doğacaklara Edirne’de doğmak arzusu gelir.” İşte bizim için Edirne budur. Şimdi 31 Mart’a hazır mıyız? Gayretli miyiz? İnanıyor muyuz? Öyleyse üstünüz.
"Edirne’nin önünde yeni bir ufuk açıyoruz"
Yeni nesillere Edirne’de doğmak arzusu kazandırmak için hep çok çalıştık, çalışmaya da devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde tevazu, samimiyet ve gayretle “Memleket işi gönül işi” diyerek Edirne’nin önünde yeni bir ufuk açıyoruz. Edirne bir CHP klasiği olan çöp, çukur, çamur zilletinden inşallah 31 Mart’ta kurtulacaktır diye inanıyorum. Dişe dokunur tek hizmet getirmeden yıllardır Edirne’nin sırtından inmeyenlerin sonu 31 Mart’ta geliyor.
"Son 16 yılda Edirne’ye 15 katrilyon yatırım yaptık"
Bugüne kadar ülkemizin 80 vilayetiyle birlikte Edirne’yi de kalkındırmak, güçlendirmek için gece gündüz çalıştık. Son 16 yılda Edirne’ye 15 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 889 yeni derslik inşa ettik. Yükseköğrenim öğrencileri için 4 bin 64 kişi kapasiteli yurt binalarını hizmete soktuk. Bu yıl içinde 2 bin 450 kişi kapasiteli bir yükseköğrenim yurdu, bir sonraki yıl ise toplamda bin 300 kişi kapasiteli iki yükseköğrenim yurdunu da şehrimize kazandıracağız.
"Sosyal devlet anlayışımız var"
Spor salonları, yüzme havuzları, güreş alanları, merkeze, Keşan’a, Uzunköprü’ye gençlik merkezleri yaptık. Gençlerimizle birlikte ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı da gözettik. Sosyal devlet anlayışımız var. Bu ilkeden hareketle gerçek anlamını bulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye’de sosyal devlet ilkesini en yaygın, en başarılı şekilde yayan AK Parti olmuştur. Edirne’de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, şehit yakınlarımıza, engellilerimize 757 milyon lira tutarında kaynak aktardık.
"5 bin 848 konut projesini hayata geçirdik"
TOKİ vasıtasıyla 5 bin 848 konut projesini hayata geçirdik. 3 Şerefeli Camii, Kazasker Salih Mescidi gibi önemli eserlerin de aralarında bulunduğu 153 ata yadigarı eserimizi restore ettik. Süleyman Paşa Camii, Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı gibi bu eserlerin restorasyon çalışmaları devam ediyor.
"29 sağlık tesisini Edirne’mize kazandırdık"
Sağlıkta, 400 yataklı Edirne Devlet Hastanesi’yle birlikte 9’u hastaneden oluşan toplam 29 sağlık tesisini Edirne’mize kazandırdık. Halen 3 sağlık tesisimizin inşası, 13 sağlık tesisimizin plan, proje, ihale süreçleri devam ediyor. Edirne’ye 2002 yılına kadar 70 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz şu 16 yılda 189 kilometre daha buna ilave ettik. Edirne’nin bölünmüş yol uzunluğunu 259 kilometreye ulaştırdık.
"Halkalı-Kapıkule hızlı tren projemizle ilgili çalışmalar da sürüyor"
Yapımı devam eden TEM, Edirne, Karaağaç bağlantı yolunu bu yıl Edirne-Kırklareli bölünmüş yolunu da seneye tamamlıyoruz. Edirne il sınırları içerisindeki demiryollarını komple yeniledik. Yaklaşık 7,5 katrilyon liralık maliyeti olan İpek Demiryolu güzergahının ülkemizden geçen bölümünün Avrupa bağlantısını sağlayacak. Halkalı-Kapıkule hızlı tren projemizle ilgili çalışmalar da sürüyor. Yıllık yaklaşık 3,5 milyon yolcu ve 9,6 milyon ton yük taşınacak hızlı tren hattının bitmesiyle Halkalı Kapıkule arası seyahat süresi 4 saatten 1 saat 20 dakikaya, yük taşıma süresi ise 6 buçuk saatten 2 saat 20 dakikaya inecek. Onlar konuşur biz yaparız.
"Havza’da büyük dönüşümü başlattık"
Halkalı-Kapıkule hızlı tren projemizin altyapı hazırlıklarını tamamladık. Bu yıl inşası için gerekli adımları atıyoruz. Trakya için hayati öneme sahip Ergene Nehri’nin hayata döndürülmesi için Havza’da büyük dönüşümü başlattık. Peki, bu nehrin kenarında hangi belediye var? CHP belediyesi var. Bütün bu atık sular nerelerden geliyor? Oralardaki fabrikalardan geliyor. Peki, Bay Kemal, senin bu belediyelerin bunlara niye müdahale etmedi? Niye bunların önünü kesmedi? Bu Bay Kemal sadece yalan üretir, iş üretmez, biz bunun cemaziyülevvelini biliriz.
"Ankara’da 3 bin 600 yataklı dev şehir hastanesini şu anda hizmete aldık"
SSK’nın Genel Müdürü olduğu zaman sağlıkta bu ülkeyi nasıl çökertti biliriz. Biz şimdi şehir hastanelerimizde, devlet hastanelerimizde il, ilçelerimize varıncaya kadar tüm ilçelerimizde biz bir şey gerçekleştirdik. Kanuni’den aldığımız ilhamla bir şey gerçekleştirdik. Bakın şimdi Ankara’da 3 bin 600 yataklı dev şehir hastanesini şu anda hizmete aldık, resmi açılışını da 18 Mart Tıp Bayramı’nda yapacağız.
"Ergene Nehri’nin su kalitesinde ciddi seviyelerde iyileşme sağladık"
Yürüttüğümüz çalışmalarla Ergene Nehri’nin su kalitesinde ciddi seviyelerde iyileşme sağladık. Bekleyemezdik, devam ediyoruz. Ergene Havzası’nda son teknolojiye sahip 13 ileri biyolojik atık su arıtma tesisi inşa ettik. Hepsini de hizmete aldık, bekleyemeyiz çünkü CHP’ye kalırsa bu iş bitmiş, yanmışız. Bu 13 tesisten ikisini Edirne’de inşa ettik.
"Kanal Edirne projesini hayata geçiriyoruz"
Edirne’nin içme suyu problemini çözdük. Edirne’ye 6 baraj, 31 gölet inşa ettik. 3 baraj ve 2 göletin inşası da devam ediyor. Yaptığımız sulama tesisleriyle 454 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. İnşaatı devam eden sulama tesisleriyle 367 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. Edirne’yi taşkınlardan korumak için Kanal Edirne projesini hayata geçiriyoruz. Bu sene içerisinde devreye alacağımız projeyle Edirne, Meriç Nehri taşkınlarından kurtulacak.
"2,6 katrilyon lira tutarında tarımsal destek verdik"
Edirneli çiftçilerimize 2,6 katrilyon lira tutarında tarımsal destek verdik. Bay Kemal, ‘çiftçi aç, çiftçinin topraklarına el konuldu’ diyor. Eline diline dursun. Hangi topraklara el koyduk. 2,6 katrilyon çiftçilerimize tarımsal destek verdik. Bunlar resmi hesaplar. Sen neye göre konuşuyorsun.
"3 milyar metreküp rezerve sahip yeni gaz sahaları keşfettik"
Merkez, Keşan, İpsala, Süloğlu, Uzunköprü, Havza ve Meriç’e doğalgazı getirdik.
“Anlatacaksınız ki bir yerlere varalım”
Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Ekranları başında bizi izleyen tüm halkıma sesleniyorum. Dün gece de 3 saat bir ortak yayında milletime seslendim. Bize düşen anlatmak. Oy vermek tabii ki vatandaşımın kendi takdiri. Demokrasi bu ama biz yine yapmaya devam edeceğiz. Anlatmaya devam edeceğiz ama şu anda bu alanda bulunan 15 bin kişi de anlatmaya devam edecek. Anlatacaksınız ki bir yerlere varalım. Bilenin bilmeyene anlatması lazım.
“Sağladığımız teşviklerle 5 bin kişilik yeni istihdam oluşturduk”
Bu yıl içinde Enez ve Lalapaşa’yı da doğalgaza kavuşturacağız. Üniversitemiz ve sanayinin el ele vererek katma değer üretmesi için Edirne'de bir teknopark kurduk. Gıda İhtisas Organize Bölgesinde arsa tahsisleri başladı. Edirne'deki iş insanlarımıza, girişimcilerimize ne kadar yatırım teşviki verdik biliyor musunuz? 1,7 katrilyon yatırım teşviki verdik. Bunu biz yaptık. Sağladığımız teşviklerle 5 bin kişilik yeni istihdam oluşturduk.
“3 milyar metreküp rezerve sahip yeni gaz sahaları keşfettik”
Enerjide yerli kaynak kullanımını en üst düzeye çıkarmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyoruz. 2017'de yerli kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 45'ti. Bu oran şimdi ne oldu biliyor musunuz? Yüzde 60'ı buldu. Nereden nereye. Sadece 2018'de devreye aldığımız 4 bin 25 megavatlık kurulu gücün yüzde 93'ü yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalıdır. Enerji konusunda size bir müjde vereyim mi? Zaten biliyorsunuzdur ama yine de bir tekrar edelim. Geçtiğimiz hafta Trakya'da, mevcut doğal gaz üretimimizi iki katına çıkaracak 3 milyar metreküp rezerve sahip yeni gaz sahaları keşfettik. Bu rakam nedir biliyor musunuz? 300 bin hanenin 10 yıllık gaz ihtiyacını karşılayacak düzeydedir.
Buradan üreteceğimiz doğal gazın cari açığımıza olumlu katkısı ne olacak biliyor musunuz? 5 milyar lira olacak. Biz çalışıyoruz, yatmıyoruz. Bay Kemal bundan da haberin var mı? Hadi bunu da bir yerde söyle be... De ki 'Bu hükümete teşekkür ediyorum bak, bu kadar doğal gaz buldular.' de ya... Söyle be... Bir şeyler olmaz sana söyle ama söyleyemez, o sadece yalan üretir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Trakya'da mevcut doğalgaz üretimimizi iki katına çıkaracak yeni gaz sahaları keşfettik. Buradan üreteceğimiz doğalgazın cari açığımıza 5 milyar lira katkısı olacak.https://t.co/HbzZRMhGWT pic.twitter.com/hgJ3rDjOsw
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 16 Şubat 2019
“5 gün sonra belediye başkanı oraya geliyor kabadayılar gibi"
İşte Kartal'da geçen gün binalar yıkıldı. Vatandaş diyor ki 'Nerede bu belediye başkanı?' 5 gün sonra belediye başkanı oraya geliyor, kabadayılar gibi. Ama Bay Kemal sen neredesin? O zaten hiç yok. Onun çok önemli işleri var. 21 vatandaşım orada şehit olmuş, 14 yaralım var, yok. Cenaze... 9 vatandaşımın cenaze törenine ben, arkadaşlarım hep katıldık. Sadece istifa eden Akif Hamzaçebi o gün oradaydı. Bay Kemal oraya da mı gelemezdin? Gelseydin ne olurdu? Bir şey mi olurdu sanki? Onlar buralarda yoklar, onların çok önemli işleri var.
“Sen neredesin? Sen neredesin, sen?
Hemen işi kolayladım ben de gittim ve cuma günü orada ziyaretlerimizi yaptık. Daha sonra orada aynı şekilde 9 vatandaşımızın cenaze törenine katıldık ki aynı gün bir de gemi denize indirme törenine katıldık ve orada vatandaşlarımla beraber olduk. Oradan da yine bir başka yere, seçim çalışmaları yapıyoruz ya gecikmeli de olsa, atladık gittik. Ama durmak yok, yola devam. Bunu yapacağız. Şimdi yalan söylemeye devam ediyor. 'Benim belediye başkanım oradaydı' diyor. 5 gün sonra.
Hadi onu geçtik, sen neredesin? Sen neredesin, sen? Yok. Şimdi sesleniyorum Edirne, 31 Mart'ta ülkemizin geleceği için tercihimizi istikrar ve güvenden yana kullanıyor muyuz? Edirne, 31 Mart'ta şehrimizi geleceğin belediyecilik anlayışıyla buluşturuyor muyuz? Edirne, 31 Mart'ta belediyelerimizi memleket işi gönül işi diyen kadrolara, Cumhur İttifakı'na teslim ediyor muyuz? İşte ecdadın iftihar şehri Edirne budur.
“Cumhurbaşkanı oldum, tahammülsüzlüklerini orada da sürdürdüler”
İstanbul’a 1994 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Başbakanlık görevini 2003 yılında devraldım. 2014 yılında halkın teveccühü ile Cumhurbaşkanlığına seçildim. Yeni yönetim sisteminin ilk seçiminde geçen yıl yeniden Cumhurbaşkanlığı görevi bana tevdi edildi. Tam 25 yıldır farklı görevler vesilesiyle milletin hizmetinde, her saat, her gün göz önünde oldum. Belediye başkanı olduğum günleri hatırlıyorum. Bizim için ne dediler? Neler, neler...
Başbakanlık görevine geldim, yine aynı teraneler. Cumhurbaşkanı oldum, tahammülsüzlüklerini orada da sürdürdüler. Hepsi de yalan, hepsi de iftira. Hepsi de maksatlı olan bu iddiaları boşa çıkarta çıkarta biz yolumuza devam ettik. Bizi karalayanlar, aslında söylediklerinin doğru olmadığını gayet iyi biliyorlardı. Onların asıl derdi, yıllardır ellerinde tuttukları gücü, imkanı, imtiyazı koruyabilmekti.
“Burayı gelin kurtaralım, pırıl pırıl yapalım”
CHP iktidarlarında şehirler çöpten, çukurdan, çamurdan geçilmiyordu. İstanbul'da çöp dağları, hava kirliliği vardı. Gazeteler gaz maskesi dağıtıyordu. Ümraniye çöplüğü patladı, 39 vatandaşım orada öldü. CHP vardı. Şimdi ben diyorum ki aynı durum Edirne'de de olmasın, Edirne'nin ilçelerinde de olmasın. Edirne bizim serhat şehrimiz, Fatih'in doğduğu yer. Burayı gelin kurtaralım, pırıl pırıl yapalım. İçim yanıyor, canım yanıyor. Artık burayı modern bir şehir haline getirecek bir yönetime teslim edelim.
"Azınlıklar, bizim dönemimizde haklarını en geniş şekilde kullanabilmiştir"
Türkiye eskiden eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, spordan kültüre, sosyal güvenlikten sosyal yardımlara kadar her alanda geri kaldı. İnanın, umurlarında değildi. Türkiye uluslararası alanda sürekli mevzi kaybediyordu. Onların tek derdi kendi çıkarlarını koruyabilmekti. Milletimizin diğer haklarıyla birlikte inanç ve ibadet hakkını savunduğumuzu gayet iyi bildikleri halde laiklik feveranıyla işi tersine çevirmeye çalışmalarının sebebi de buydu.
Halbuki Türkiye, hangi dinden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun tüm vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini en geniş şekilde yaşayabildiği döneme bizimle birlikte girmiştir. Başı açık, başı kapalı, nasıl giyinirse giyinsin bunlara bizim müdahale yetkimiz, hakkımız yok. İşte bunu biz sağladık, biz getirdik.
Mesela Rumlar, Ermeniler, Museviler başta olmak üzere dini azınlıklar, bizim dönemimizde haklarını en geniş şekilde kullanabilmiştir. Onlara menkullerini ve gayrimenkullerini biz iade ettik. Onlar Batı'da aynı şeyleri bize karşı yapmadılar. Tam aksine bugün Batı'da camilerimiz bombalanıyor, sabote ediliyor, yakılıyor. Bugün Almanya'da aynı şey, Batı Trakya'da aynı şey.
"Batı Trakya'da Türk ismine dahi tahammül edemiyorsunuz"
Çipras ile yaptığım son görüşmede bu konuyu aktardım. Dedim ki; ‘'Bizden bir şeyler istiyorsunuz, Ruhban Okulu'nu istiyorsunuz. Ben de size diyorum ki gelin bizim Fethiye Camisi'ni açalım.' 'Camiyi açıyoruz' dediler. Ama dedim, 'minaresi niye yok? Kilise, çan kulesi olmadan olur mu?' Biz diyoruz ki 'çan kulesiyle mi yapacaksın, gel yap.' Bizim derdimiz yok, sıkıntımız yok. Bunun özelliği ne ise öyle yap. Ama bizim camimizin de mütemmim cüzü nedir? Semaya yükselen minarelerdir. Diyor; 'Muhalefet beni eleştiriyor'. Biz siyasetçiyiz, kendimize güveneceğiz, istedikleri kadar eleştirsinler. Batı Trakya'da Türk ismine dahi tahammül edemiyorsunuz. Türk, Türk... Ama bizim hiç böyle bir derdimiz yok. İstediğin yerde Rum ismini kullan. Çünkü biz bu noktada düşünce özgürlüğünden yanayız. Bizim bu noktada sıkıntımız yok. Biz, düşünce, inanç, eğitim-öğretim özgürlüğüyle yolumuza devam edeceğiz.
“Şimdi Bay Kemal bu, biz de buyuz”
Roman vatandaşlar bizim dönemimizde toplumda hak ettikleri itibara kavuştu. Öyle mi? Aynen böyle devam edecek miyiz? Yalnız çok çalışacaksınız. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz 15 Temmuz'da nasıl dik durduysak, dimdik durduysak...
Birisi de Atatürk Havalimanı'ndan tankların korumasında kaçıverdi. Kimdi o? Bay Kemal. Diyor ki, 'Bana da haber verseydi ben de orada dururdum' diyor. Ben tüm millete çağrımı yaptım, yüz binler havalimanındaydı, meydanlardaydı. Sen 23.15'te oradan kaçtın, Bakırköy Belediyesine gittin kahveni yudumlamaya başladın. Ben de 01.15'te Atatürk Havalimanı'na damadım, kızım, torunlarım, eşim beraber indik. Yukarıda F-16'lar var, helikopterler var. Biz de o şekilde oraya indik ve bizi orada milletimizle buluşturan Allah, en ufak bir sıkıntıya düşürmeden oradan sabaha kadar durduk ve ertesi gün zaten 16 saat sonra işi bitirdik. Şimdi Bay Kemal bu, biz de buyuz.
“Bu ülke 82 milyon vatandaşımızın ortak vatanıdır”
Tornadan çıkmış gibi belli kalıplara hapsetmenin değil tam tersine açık fikirli, açık yürekli, açık sözlü bir toplum inşa etmenin gayreti içindeyiz.
Edirne'den tüm Trakya'ya, tüm Ege'ye, tüm Türkiye'ye sesleniyorum: Bu ülke tüm renkleriyle, tüm zenginlikleriyle, tüm farklılıklarıyla 82 milyon vatandaşımızın ortak vatanıdır. Bu ülkede herkes, diğerlerinin hakkına, hukukuna saygılı olmak şartıyla dilediği gibi inanabilir, dilediği gibi yaşayabilir, dilediği gibi iş yapabilir, dilediği gibi düşüncelerini ifade edebilir.
"Türkiye'yi artık laiklik istismarından kurtarmanın vakti gelmiştir"
Altını çizerek ifade ediyorum, diğerlerinin hakkına, hukukuna, devlet bütünlüğüne milletin birlik beraberliğine saygılı olma dışında hiçbir sınırlama, hiçbir tahdit yoktur. Varsa aksi yönde bir muameleye maruz kalan Cumhurbaşkanı olarak bizzat yanında ben varım. Türkiye'yi artık bu yaşam tarzı, laiklik istismarından kurtarmanın vakti gelmiştir. İnşallah 31 Mart seçimleri, belediye hizmetleriyle birlikte bu bakımdan da tarihi bir değişime, dönüşüme hizmet edecektir.
Kardeşlerim, Balkanların giriş kapısı, ecdadın iftihar şehri, Edirne inşallah büyük ve güçlü Türkiye'nin geleceği için de öncülük edecektir. Ülkemizin her alanda yakın tarihinin en kritik mücadelelerini verdiği bir dönemde, sizlerin desteği hayati öneme sahiptir. Serhat şehri olmak demek, öncü olmak, ilk saflarda yer almak demektir.
Kaynak: AA / TRT Haber