Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Valilik Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, Giresunluları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Bu can bedende durdukça bizdeki Türkiye sevdası, Türkiye aşkı hiç bitmez. Allah muhabbetimizi, dayanışmamızı daim eylesin. Şu meydanı dolduran, muhteşem katılım bugün bambaşka. Emniyetten aldığım rakam 26 bin, bugün 26 bin Giresunlu kardeşimle burada bütünleştik. Rabbim inşallah 31 Mart akşamı da sandıkları nasıl patlattığınızı bizlere göstersin, bu vesileyle Giresun'a olan şükran borcumu da ödemek istiyorum." ifadelerini kullandı.
“Giresun, vefasını, kadirşinaslığını gösterdi”
Giresun'un 24 Haziran seçimlerinde büyük bir başarıya imza attığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Giresun, vefasını, kadirşinaslığını gösterdi. Daima milli iradenin, milletin adamının yanında duran Giresun 24 Haziran'da da yine kendine yakışanı yaptı. Sizler 64,4 gibi Türkiye ortalamasının çok üstünde bir oyla şahsımı ikinci kez Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördünüz. Sizler 53,6 ile milletin partisi AK Parti'yi zirveye taşıdınız. Sizler yüzde 64,5 gibi rekor bir oy oranıyla cumhurun ittifakına sahip çıktınız. Bize destek verdiniz, bize istikamet çizdiniz, hayır duaları ettiniz. Rabbim hepinizden razı olsun, yol arkadaşlığımızı muhafaza buyursun." ifadesini kullandı.
“Daha istikrarlı Türkiye için sizlerin desteğini bekliyoruz”
Erdoğan, önlerinde 31 Mart imtihanı olduğunu anımsatarak, "Şimdi önümüzde dönmemiz gereken son bir viraj var. Ülkemizin 2023 hedefleri yolunda, aşmamız gereken son bir engel var. Hep beraber güç birliği yapıp bu süreci de başarıyla atlamamız gerekiyor. Ülkemiz için, istikbalimiz için, daha güzel, daha güçlü, daha istikrarlı Türkiye için sizlerin desteğini bekliyoruz. 31 Mart'ta, Giresun'dan çok daha kararlı bir şekilde iradesine, partisine, kadrosuna sahip çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Giresun'dan ahde vefa ve dayanışma beklediklerini vurgulayan Erdoğan, mitinge katılanlara yönelttiği, "Giresun, 31 Mart'ta şehrine sahip çıkıyor musun? Giresun, 31 Mart'ta ülkene sahip çıkıyor musun? Giresun, 31 Mart'ta geleceğine sahip çıkıyor musun? Giresun, 31 Mart'ta tevazu, samimiyet ve gayretle 'Memleket işi gönül işi' diyor musun? Giresun, 31 Mart'ta gönül belediyeciliğine 'Evet' diyor musun?" sorularına, "Evet" yanıtını aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart seçimlerinin millete ve demokrasiye hayırlı olmasını, Giresun ile tüm Türkiye için barışa ve huzura vesile olmasını diledi.
"En büyük kalkınma hamlesini yaşattık"
Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü:
"AK Parti'yi siz kurdunuz, tabelasını siz astınız, bugünlere siz taşıdınız. 17 senedir büyük ve güçlü Türkiye yolunda bizi, bu kardeşinizi hiç yalnız bırakmadınız. Bizler de sizlerin desteğiyle Giresun'u zirvelere taşıdık, Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturduk. Bizden önce hayal dahi edilemeyen pek çok projeyi, pek çok yatırımı gerçeğe dönüştürdük. Laf değil, iş yaptık. Muhalefetin çapsızlığı, vizyonsuzluğu, beceriksizliğine bakıp da hiçbir zaman rehavete kapılmadık, iş yaptık iş. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' dedik, iş ürettik.
“Ekonomide ülkemize tarihin en büyük kalkınma hamlesini yaşattık”
Muhalefetin engellemeleri karşısında yılmadık, yıkılmadık, size ve ülkemize hizmet aşkımızdan bir an olsun taviz vermedik. Başkalarıyla değil, daima kendimizle yarışarak bugünlere geldik. Bizden önce 79 senede yapılanlardan kat be kat fazlasını sadece 17 yılda hayata geçirdik. Yasakları kaldırdık, Türkiye'yi demokraside, milli irade hakimiyetinde bir üst lige çıkarttık. Ekonomide ülkemize tarihin en büyük kalkınma hamlesini yaşattık."
“IMF'ye borcumuz yok, bitti bu iş, biz buyuz”
İktidara geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcunun bulunduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Davos'tayız IMF'nin o zamanki başkanıyla konuşuruz. Dedim, Başkan, Türkiye'nin Başbakanı benim, sen IMF'nin başısın. Siz Türkiye'yi yönetemezsiniz, siz verdiğiniz paranızı bizden taksit taksit alıyor musunuz? Alıyorsunuz... Türkiye'ye emir vermeye kalkmayın. Dolayısıyla biz bundan sonra da alacağınızı ödeyip işi bitireceğiz. Ve Mayıs 2013 IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borcu ödedik. Şu anda bizim IMF'ye borcumuz yok, bitti bu iş, biz buyuz.
Bay Kemal çıkmış ne diyor? Bay Kemal diyor ki 'Bunlar şimdi giderler yine IMF'den borç alırlar, bak ekonomide battılar.' Bay Kemal, IMF'nin kapısına siz gittiniz siz. Oralardan borcu siz aldınız, partinizin adı başkaydı, şuydu buydu bırakın bu işleri. Biz kargayı sesinden anlarız sesinden. Siz borçlandınız biz ödedik ve bitirdik. O zaman Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27,5 milyar dolardı iktidara geldiğimizde, şimdi 100 milyar dolara yeniden tırmandık. Başbakanlığım döneminde 135 milyara çıktık, yine çıkacağız. Yok S&P şöyle demiş, şu böylede demiş hiç aldırmayın. Onlarınki siyasi açıklamalar. Ama biz yine oralara çıkacağız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 23.5 milyar dolarlık IMF borcunu sıfırladık, Davos’ta IMF başkanına siz Türkiye’yi yönetemezsiniz dedim.https://t.co/ilZ3hOAOpE pic.twitter.com/FOgIxyobBH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Şubat 2019
"İtibarlı bir Türkiye var"
Erdoğan, dünyada şu anda milli gelire oranla en fazla insani yardım yapan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, "Ekonomisini 3,5 kat büyütmüş, kişi başı milli gelirini 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkartmış, ihracatta her sene rekordan rekora koşan bir Türkiye var." dedi.
İktidara geldiklerinde Türkiye'nin ihracatının 36 milyar dolar olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi 170 milyar dolara gidiyoruz. Bugün kendine sığınan kardeşlerini, CHP'nin Boraltan Köprüsü'nde yaptığı gibi zalimlere teslim eden bir Türkiye yok. Milyonlarca mazlum ve mağdura kucak açan, onlara sahip çıkan bir ülke var. Bugün artık vatandaşının dünyanın 70 ülkesine vizesiz seyahat edebildiği, pasaportu itibarlı bir Türkiye var." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin kendi milli güvenliği için yurt içinde ve dışında hiç kimsenin icazetini aramadan adım atan ve operasyon düzenleyen, ordusu güçlü bir Türkiye olduğunu anlatan Erdoğan, "Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'de, Kandil'de bu teröristlerin inlerine girdik mi? Giriyor muyuz? İşte bu sabah 7 DHKP-C'liyi inlerinde bulduk ve sağ olsun polislerimiz aldılar." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristlerin inlerine girdik, giriyoruz.https://t.co/ilZ3hOAOpE pic.twitter.com/oT6UQJ4bbB
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Şubat 2019
“Dağları deldik, her tarafı halkın yolu haline getirdik”
Türkiye'nin duble yollar, köprüler, hızlı trenler ve havalimanlarıyla ulaşım altyapısını tamamladığını dile getiren Erdoğan, Giresun-Ordu'ya deniz üzerine havalimanı yaptıklarını anımsattı.
Samsun-Sarp karayolunun kendileri iktidara geldiğinde yüzde 35'inin yapıldığını, bunu kendilerinin bitirdiğini anlatan Erdoğan, çocukluk yıllarında Armelit Dağları'nda yaptıkları yolculuklarda çektikleri sıkıntıları hatırlattı.
Erdoğan, "Bunlar artık kalmadı. O dağları deldik, her tarafı halkın yolu haline getirdik. Daha güzel olacak, çünkü benim Ahmet'ime, Mehmet'ime, Ayşe'me, Fatma'ma ne yakışırsa onu yapacağız dedik ve yaptık. Havayolunu halkın yolu yaptık. Artık otobüsle değil, bakıyorum hepiniz de maşallah uçaklarla gidiyorsunuz." diye konuştu.
Bugün Ege'de, Karadeniz'de, Doğu Akdeniz'de haklarını savunan, menfaatlerini koruyan, donanması güçlü bir Türkiye bulunduğuna işaret eden Erdoğan, normalde böyle bir Türkiye manzarasından ve Türkiye'nin son 17 yılda katettiği mesafeden herkesin mutlu olması gerektiğine vurgu yaptı.
Devletin başarısından tüm kesimlerin iftihar etmesi, tüm partilerin bu başarılardan gurur duyması, daha fazlası için iktidarı zorlaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, dünyanın bir çok ülkesinde muhalefet partilerinin bunu yaptığını söyledi.
Muhalefet partilerinin hükümetin doğru işlerinde, ülkenin ve milletin menfaatine olan projelerde hükümetlerine destek olması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Devletin bekasını ilgilendiren meselelerde hükümetin yanında saf tutarlar. İçeride ne söylerse söylesinler, bilhassa yurt dışına gittiklerinde konuşurken daha milli, daha hassas, daha itinalı bir dil kullanırlar. Kimlerle yan yana geldiklerine, kimlerle fotoğraf verdiklerin çok dikkat ederler. Çok açık ve net söylüyorum, dünyanın hiçbir ülkesinde kendi hükümetini sağa sola şikayet eden bir muhalefet partisi yoktur, teröristlere şikayet eden bir muhalefet partisi yoktur." dedi.
"Hizmet ve yatırım karşıtlığını muhaliflikle eşdeğer görüyorlar"
Dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde derdini millete anlatmak yerine yabancılardan medet uman bir muhalefet partisinin bulunamayacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yurt dışında her uzatılan mikrofona kendi ülkesini kötüleyen bir muhalefet lideri bulamazsınız. Fakat bizde işler maalesef böyle yürümüyor. Bizdeki kimi siyasi partiler hükümetin yaptığı işe, attığı her adıma karşı çıkmayı muhalefet yapmak zannediyor. Hizmet ve yatırım karşıtlığını muhaliflikle eşdeğer görüyorlar. Ülkenin bekasını, insanımızın geleceğini ilgilendiren konularda bırakın hükümete destek olmayı, daha yıkıcı daha uzlaşmaz davranıyorlar. Öyle ki hükümete muhalefet etmekle millete ihanet etmek arasındaki o çok önemli çizgiyi dahi aşabiliyorlar. Son 17 yılda biz bunun örneğini defalarca gördük, yaşadık, tecrübe ettik."
“Terör örgütlerine umut bağlayan bir muhalefet partisi gördük”
Cumhuriyet mitingleri sırasında "Ordu göreve" denildiğini ve bu şekilde pankartlar asıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimdi bu? CHP. 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde milleti tehdit eden, Meclis'i tehdit eden vesayetçilerin ağzıyla konuşan bir CHP gördük. Türkiye'nin iktidar partisinin kapatılması için mahkemeleri göreve çağıran, 'Ankara'da yargıçlar var' diyen bir muhalefet partisine şahit olduk. Gezi olaylarında polisimize kurşun sıkan, caddeleri yakıp yıkan, esnafın malına, mülküne saldıran çapulcuları baş tacı eden bir CHP gördük. 17-25 Aralık darbe girişiminde 3 ay boyunca miting meydanlarında FETÖ’cü alçakların sözcülüğünü yapan bir muhalefet partisi gördük. Çukur eylemleri sırasında bölge insanına kan kusturan şehir eşkıyalarına 'cici çocuklar, arkadaşlar' diyerek canlı kalkanlık yapan bir CHP gördük.
Millet istiklaline canı pahasına sahip çıkarken, genel başkanı 15 Temmuz gecesi hainlerle anlaşıp tankların arasından kaçan, milletin mücadelesini Bakırköy Belediyesinde televizyon ekranında kahve yudumlayarak seyreden bir CHP gördük. 15 Temmuz destanına 'kontrollü darbe' iftirasıyla leke sürmeye çalışan bir muhalefet gördük.
Zeytin Dalı Harekatı'nda milletvekilleri, CHP'nin, 'savaşa hayır' tivitleri atan bir muhalefete şahit olduk. Her röportajında ülkesini eleştiren, yabancılara ülkesini kötüleyen, Almanya'daki PKK destekçisi vekillerle poz vermeyi maharet zanneden bir Bay Kemal gördük. Yatırımlardan rahatsız olan, yasaklardan medet uman, terör örgütlerine umut bağlayan bir muhalefet partisi gördük."
"CHP günden güne daha çok savruluyor"
Millet, memleket hayrına ne iş varsa hepsini engellemeye çalışan muhalefet anlayışına son 17 yılda defalarca şahitlik ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Atalar 'can çıkar ama huy çıkmaz' diyor. Bütün dostane ikazlarımıza rağmen maalesef CHP'deki bu muhalefet anlayışı bir türlü değişmiyor. Yöneticiler değişse de CHP'nin antidemokratik, darbe sever karakteri hep yerinde kalıyor. Bırakın kendine çekidüzen vermeyi CHP günden güne daha çok savruluyor, muvazeneyi çok daha kaybediyor." dedi.
“Irak'ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git”
Vatandaşlara alana kurulan dev ekranlarda HDP'li yöneticilerin açıklamalarını izleten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Buyurun, ne diyor? 'Kürdistan'da biz kazanacağız'. Sen lütfen Türkiye'yi terk et, git, güneyde, Irak'ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git. Ama Türkiye'de benim böyle bir bölgem yok. Bizim Güneydoğu Anadolu'muz var, bizim Doğu Anadolu bölgemiz var, bizim Karadeniz'imiz var, bizim Akdeniz'imiz var, bizim Orta Anadolu'muz var, bizim Ege'miz var ama bizim Kürdistan diye bir bölgemiz yok. Şimdi bunlar kimlerle beraber? Bunlar CHP ile beraber. Kimlerle beraber? Adı sözde İYİ Parti olanlarla beraber.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge yoktur eğer yaşamak istiyorsan Irak’ta böyle bir yer var oraya git.https://t.co/ilZ3hOAOpE pic.twitter.com/Rm6EYMoySu
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Şubat 2019
Diyorlar ki 'Bizim onlarla alakamız yok'. Nasıl yok? Beraber liste çıkarıyorsunuz. İşte, ne diyor? 'Batı'da AK Parti'ye, MHP'ye kaybettireceğiz', onlar kazanacaklarmış. 31 Mart akşamı hepsi bir olsun, toplansınlar. İnşallah benim aziz milletim bunları paketlemek suretiyle sandığa gömecek. Ben buna inanıyorum."
“AB samimi değil”
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nı pazara kadar değil mezara kadar taşıyacaklarını söyledi.
Meydandakilerden vatan ve millet düşmanlarına sandıkta gereken cevabı vermelerini isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"CHP'nin tavrı en çok da Türkiye'nin politikalarından rahatsız olan çevreleri, kimi komşu ülkeleri sevindiriyor. Çok enteresan dün Mısır'da bir toplantı vardı. Avrupa Birliği (AB) ile darbeci Sisi'nin davetlisi olan Arap Ligi mensupları bir araya geldi. AB, idama karşıdır. İdam, AB ülkelerinde yasaktır. AB üyesi ülkelerde idam yasak olduğu halde başa geldikten bu yana 42 insanı idam eden, geçen hafta da 9 genci idam eden Sisi'nin davetine katılan bu AB üyesi ülkelerinde demokrasiden bahsedebilir misiniz?
Bunlarda hak ve özgürlüklerden bahsedebilir misiniz, bunlarda insan haklarından bahsedebilir misiniz? Bunları anlamak mümkün değil. AB samimi değil, bize karşı samimiyetsizlikleri neyse, işte dünkü olay da aynen bunun bir ifadesidir. Ne yaparlarsa yapsınlar, yaptıklarıyla tarih boyunca bunlar anılacaklar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: AB’de idam yasak olmasına rağmen 42 insanı idam eden darbeci Sisi’nin davetine gidenlerden insan haklarından bahsedebilir mi? AB samimi değil.https://t.co/ilZ3hOAOpE pic.twitter.com/eZeExHaz84
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Şubat 2019
"Bunun adı basiretsizlik, ferasetsizlik değil de nedir"
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü doğalgaz arama faaliyetleriyle ilgili TBMM'ye soru önergesi verdiğini anımsatan Erdoğan, Başarır'ın önergesinde "Türkiye'nin 2 milyar doları Akdeniz'in derin sularına gömeceği" iddiasında bulunduğuna dikkati çekti.
CHP'li milletvekilinin "Bir kova bile petrol çıkmadı." diyerek bölgede gerçekleştirilen aramalarla ilgili hazımsızlığını dile getirdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP'linin önergesi, Türkiye'nin petrol arama faaliyetlerinden rahatsız olan Yunan medyasına arayıp da bulamadığı fırsatı verdi. Burada dillendirilen tezler üzerinden Yunan gazeteleri, hemen Türkiye'nin Akdeniz'de yürüttüğü çalışmaları karalamaya, kötülemeye başladılar. Bunun adı gaflet değilse nedir? Kendi vatanına, kendi milletine ihanettir. Bunun adı basiretsizlik, ferasetsizlik değil de nedir? Sırf muhalefet yapmak adına ülkemizi böyle bir duruma düşürmeye, Türkiye'nin rakiplerine bu tür kozlar vermeye kimin hakkı var."
"Bay Kemal yalanı bırak yalanı, iftirayı bırak iftirayı"
Erdoğan, söz konusu milletvekilinin aslında yeni bir şey yapmadığını, genel başkanının izinden gittiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bugüne kadar diplomaside en büyük gaflara, en büyük skandallara CHP Genel Başkanı imza attı. Siyasette en hoyrat iftira ve yalan kampanyalarına yine CHP mevcut genel başkanı öncülük etti. Bir kasetle genel başkanlık koltuğuna oturduğu günden beri aslı astarı olmayan evrakla, eline tutuşturulan kağıt parçalarıyla sürekli sağa sola çamur attı.
En büyüğünü de bana ve aileme attı. Peki ben ne kazandım? Şimdilik 2,5 milyon kazanmış durumdayız. Yargıtay onayını bekliyoruz. Kendisi de ödeyemiyormuş onun için kendi milletvekilleri arasında komisyon oluşturup, oradan para topluyorlar. Rabb'im bir insanı rezil ederse, nasıl eder görüyorsunuz? Ne hallere düştün be. Çözümü ne? Bay Kemal yalanı bırak yalanı, iftirayı bırak iftirayı. Dürüst ol dürüst. Yalanla bir yere gidilmez."
“İftira atmaktan bir an olsun vazgeçmedi”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis kürsüsünde belge salladığını ama mahkemede hiçbir evrakın arkasında duramadığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Kameralar önünde poz verdiği klasörlerden hiçbirinin içini dolduramadılar. Ama bir kez olsun yüzü kızarmadı, bir kez olsun utanmadı, sıkılmadı, mahcubiyet duymadı. Son 10 yıldır bir kez olsun milletin karşısına çıkıp da hatalarından, sebep olduğu skandallardan dolayı özür dilemedi. Aleyhine verilen onca mahkeme kararına rağmen iftira atmaktan bir an olsun vazgeçmedi. Daha da kötüsü her seferinde seviyeyi düşürdü, yalanın dozunu arttırdı. Şimdi ben de diyorum ki parayı tahsil ettiğim zaman bunu da Mehmetçik Vakfına hibe edeceğim. Çünkü onların böyle yerlere nasibi yok. Ama onlardan aldığımızı oraya vereceğiz."
"9 seçim kaybetti hala sandalyede oturuyor"
Daha önceleri kendilerini hedef alan Kılıçdaroğlu'nun artık doğrudan vatandaşları hedef almaya başladığını belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Önceki hafta grup konuşmasında çıkıyor, 'İşte Türkiye fotoğrafı' diyerek kameralara bir fotoğraf gösteriyor. Önüne arkasına bakmadan, hiçbir araştırma yapmadan bu fotoğrafa kendince bir de senaryo yazıyor. Daha sonra bazı basın kuruluşları bu fotoğrafların peşine düştü. Bu fotoğrafın yalan olduğunu, Meclis kürsüsünde söylediklerinin de hakikatle bağdaşmadığını ortaya çıkardı.
Hatta fotoğraftaki hanım kardeşimiz ne yaptığını, niçin yaptığını yani meselenin gerçek yüzünü kamuoyuna anlattı. Peki bunun üzerine CHP Genel Başkanı ne yaptı? Hiç oralı olmadı. O hanım kardeşimiz, 'Benim halim vaktim yerinde, benim böyle bir şeye ihtiyacım yok. Ben buralardan topladıklarımı kimsesiz hayvanlara götürüyorum' dedi.
Bu adamı alıp nereye koyacaksın? Bu adam şurada 15-16 sene içerisinde 9 seçim kaybetti hala sandalyede oturuyor. Sanki fotoğrafı gösteren, o senaryoyu yazan kendisi değilmiş gibi yine üste çıkmaya, yine sağa sola çamur atmaya devam etti."
“İnşallah 31 Mart, burada da yeni bir başlangıç olacaktır”
Erdoğan, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin bu muhalefeti hak etmediğini vurgulayarak, "21. yüzyıl Türkiye’sine böyle beceriksiz, darbe sever, terör örgütlerinin elinde piyon olmuş böyle bir muhalefet partisi hiç yakışmıyor. İnşallah 31 Mart, burada da yeni bir başlangıç olacaktır. 31 Mart, Türkiye'de muhalefette bir değişimin müjdecisi olacaktır. Nereye gelirse gelsin, inanın bir koyun verin kaybeder gelir." dedi.