Çok Bulutlu 4.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
01.06.2018 23:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birinci turda biteceği çok açık, net görünüyor

Son anketleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kamuoyu araştırmalarında bir sıkıntı söz konusu değil. Birinci turda biteceği çok açık, net görünüyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birinci turda biteceği çok açık, net görünüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV yayınında gündemi değerlendirdi, soruları cevapladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Birinci turda biteceği burada çok açık"

Siyasete gençlikten itibaren başladım. Partimizi kurduktan itibaren durmaksızın çalıştık. Kamuoyu araştırmalarına baktığımız zaman herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Birinci turda biteceği çok açık görünüyor.

Şahsım üzerinde halkımın ciddi bir ittifakı var ve parlamentonun oluşumunda da hamdolsun diğer partilere mukayese edilemeyecek derecede orada da önemli bir fark söz konusu.

Ben inanıyorum ki bu 50+1 konusu bundan sonraki süreçlerde Türkiye'de birçok siyasi partiyi de bu seçimlerden sonra bir kenara koyacaktır.

"Kaç bakan olacak?"

Burada ben sadece basit bir ipucu vereyim. Bakanlar konusu. Kaç bakan olacak? Biz de bir de ofisler olacak. Kaç ofis olacak? Bu ofislerin işlevi ne olacak? Bir de kurullar olacak. Ve kurullar kaç tane olacak? Bu kurullar nereyle bağlantılı çalışacak. Bunların icra görevi olacak mı? Olmayacak mı? Bu ofisler direk cumhurbaşkanlığı makamına bağlı çalışacaklar. Ve ofisler cumhurbaşkanlığı makamının yükünü ciddi manada azaltacaklar. Ama ben bunları inşallah son hafta bütünüyle şematik olarak bütün bunları kamuoyuna açıklayacağım. (Başkan yardımcıları) Bunlar tamamen sivil dışardan olacak. Deneyiminin olması bizim için önemli, deneyimli olacak. Teori-pratik noktasında teoriyi ve pratiği iyi buluşturan, neticeye koşan ve kalkıp da bizi bürokraside engellemeyen. Yani bürokratik bir oligarşiyi biz ortada görmeyeceğiz. Böyle bir yapı olacak. Kurullar çok daha üretken olacak. Çok daha hızlı neticeye ulaşabilelim.

Dünyadaki bütün sistemleri bu konuda gözden geçirdik. Amerika'sını, Rusya'sını, Avrupa'daki ülkeleri gözden geçirdik. Arkadaşlarımız çalıştılar. Ve bunlardan bu çalışmaları yaparak adımlarımızı attık. Bu çalışmalarla birlikte 'mevcut yapıyı tamamıyla adeta bir kenara koyan' bir çalışma yaptılar. Burada 7-8 tane bakanlık durumunu koruyacak. Ama bunun dışındakiler ya birleştirilecek, ya onlarda bir değişime gidilecek. Bakanlar durumunu, gücünü koruyacak. Ama ofisler cumhurbaşkanının yükünü alacak. Kurullar bakanlıklara feedback sağlayacak. Ve onlar bakanlıklara bu konuda destek olacak, çalışmasını rahatlatacak. Ama bakanlar da o kurulda böyle rastgele değil, oradan gelenleri saygın olarak karşılayacak. Başkan yardımcısı 2, 3, 4, 5 olabilir. Mevcuda ve ihtiyaca göre o sayıları değerlendireceğiz.

"Kalkıyorlar bakıyorsun bol keseden dağıtıyorlar"

Hesabını yapmadan hiçbir şeyin sözünü vermem. Muhalefetin bundan önceki seçimlerde de halini gördük. Yani hiçbir yerde esamesi yok. Yani bekara karı boşamak kolaydır. Kalkıyorlar bakıyorsun bol keseden dağıtıyorlar. Sen dur bakalım, bir yetkin yok, neye göre bunları veriyorsun?

"Mehmet Gürcan Karakaş'ı Bosch'dan transfer ettik"

Biz 2021'de elektrikli ve akıllı sürüşü olan bu otomobili üreteceğiz. Ne yaptık? Ben '5 tane babayiğit' dedim, 5 tane babayiğit çıktı ve bir konsorsiyum oluşturdular. Oluşturdukları bu konsorsiyumla beraber adımı attık. Şimdi başına da Mehmet Gürcan Karakaş diye bir arkadaşımızı Bosch'tan transfer ettik. Bu arkadaşımızla beraber inşallah bu süreci başlatacağız.

Muharrem İnce'nin iddiası

Gülen'le başbakanlığım döneminde, zaten cumhurbaşkanlığı döneminde hiç söz konusu değil veyahut da partimizi kurarken, böyle bir adım atmam zaten söz konusu değil. Tamamen yalan.

Eğer bunu ispat etmezsen namertsin' dedim. Bu kadar büyük bir darbe, vurgun yiyeceksin hala kalkacaksın, 'özür dilerim' diyemeyeceksin. Özür dileyeceksin arkadaş. Yalan üstüne yalan. Tuttu en sonunda filanca yazdığı kitabında, Nasuhi ile alakalı... Ne dedi Nasuhi (Güngör)? 'Benimki somut bir ifade değil soyut bir ifadedir, dolayısıyla bunun tutarlılığı yoktur.' dedi. Ne yapacaksın şimdi? Hadi bakalım.

F-35 Savaş uçakları alımı

Biz diyoruz ki Amerika bizim stratejik ortağımız. Stratejik ortağımız olarak Amerika bize başka bir kapıyı çal dememesi lazım. Senato şöyle demiş, böyle demiş. Bizi Senato filan ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren tek şey var. Ben Amerika'nın Başkanıyla bunu görüştüm mü görüştüm. Heyetler arası toplantımızda bunu konuştuk mu konuştuk. Eğer biz stratejik ortaksak, eğer model ortaksak Amerika bize burada herhangi bir hukuki yanlış yapmamalı.

"ABD FETÖ konusunda verdiği sözleri yerine getirmedi"

FETÖ meselesinde Amerika Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getirmedi. Bu adam yargıyla orada içeride tutulan birisi değil. Rahatlıkla hemen deport edilebilir ama yargı kararıyla şu anda tutuklu. Arada böyle bir fark var. Şimdi bizden istiyor ama tamam da yargı kararı var. Yargı kararıyla bu içeride ve şu anda mahkeme süreci devam ediyor. Ama sen FETÖ'yü hiç böyle bir yargı süreci yok, herhangi bir şeysi yok, 'deport edin bunu gönderin bize, verin' diyorum, siz bize vermiyorsunuz. O zaman ben diyorum ki Türkiye'deki 15 Temmuz 'un arkasında hangi karanlık eller var?

"Rusya ile ilişkiler çok daha olumlu istikamette gelişecektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri FETÖ'cülerin yaşattığı uçak krizine rağmen olumlu. Rusya'yla Türkiye'nin stratejik bağımlılığı var. Yılda biz 3 milyar metreküp petrol doğalgaz Rusya'dan alıyoruz. Bütün bunların yanında tabi attığımız S-400'ler olayı çok önemli bir adım ve S-400'ler adımını da atarken burada Rusya'nın yaklaşımı çok önemliydi. Nedir bu yaklaşım? Bir kredi. Kredide bize hemen hemen hiçbir ülkenin yapmadığı kolaylığı onlar yaptı, sağolsun. Bir diğer adım, bir de bunların bize teslimatında bir farklılık ortaya koydu. Bir başka adım, ortak üretime geçebilir dediler. Şimdi böyle bir yaklaşımı gösteren bir ülkeye karşı tabii ki bizim yaklaşımımız da olumlu istikamette farklı olacaktır. Biz de şu anda istenilen anda, istenildiği şekliyle görüşebiliyoruz. Özel temsilcilerimiz vasıtasıyla bu görüşmeleri yapabiliyoruz. Bölgede de inşallah hele hele 24 Haziran'dan sonra Rusya Türkiye ilişkileri çok daha olumlu istikamette gelişecektir.

"Sınır ötesinde yeni bir hareket söz konusu olur mu?"

Şimdi burada tabii ihtiyaç duyulduğu anda affetmeyiz. Kimseden de icazet almayız. Varsa bir sıkıntı anında oraya müdahalemizi yaparız. Bu ister Kuzey Suriye'de olsun, ister Kuzey Irak'ta olsun. Biz onlara diyoruz. Bak teröristlerle bizi karşı karşıya bırakmayın. Eğer teröristlerle bizi karşı karşıya bırakırsanız biz Sincar'a da müdahale ederiz, diğer tarafa da müdahale ederiz. Çünkü ülkemizin tehdit altında olmasına bizim artık tahammülümüz yok. Biz Obama döneminde eğer Zeytinlik operasyonlarını yapabilseydik, belki bugün Zeytin Dalı'na ihtiyaç kalmazdı. Ama biz Zeytinlik operasyonlarını Obama döneminde yapamadık. Obama bizi oyaladı. Biz akıllı bomba diyorduk, tamam diyordu ama akıllı bomba falan bize gelmedi. Biz bunları yaşadık. Çok geç kalındı. Onun için de tabii biz en sonunda Zeytin Dalı'nın kararını verdik ve adımı attık.

"MHP'nin bize, bizim MHP'ye ihtiyacımız var"

Çok iyi kenetlenmemiz lazım. MHP'nin bize, bizim MHP'ye ihtiyacımız var ve buradaki dayanışmamızın getirisi Türkiye Cumhuriyetine'dir, Türk milletinedir. Bunu bizim başarıyla sürdürmemiz lazım. Eğer basit bir kırılma noktasında Allah göstermesin bir yanlış olursa, burada ülkemiz kaybeder, milletimiz kaybeder. Dolayısıyla bizim buradaki bu ittifakın içerisinde malum AK Parti, MHP ve BBP olarak üç parti varız. Biz tabi olayı bir 'cumhur' mantığında tekil hale getirdik. Adını da 'Cumhur İttifakı' koyduk. Şimdi bu Cumhur İttifakını bizim güçlü bir şekilde güçlendirerek sürdürmemiz lazım.

Belki tamamı dışarıdan oluşabilecek bir kabine olabilir. Ama sayı buna elveriyorsa o zaman parlamento içinden de buraya bazı arkadaşları bakan olarak almak mümkün olacaktır. Bütün mesele şimdi bizim parlamentoyu güçlü kılmamız, orada iyi bir sayıya ulaşmamız halinde oradan AK Partili arkadaşlarımız da MHP'li arkadaşlarımız da böyle bir kabinenin içerisinde yer alabilirler.

"Selahattin Demirtaş'ın adaylığı"

Bunda hiçbir endişem yok, hiçbir sıkıntı yok. Çünkü ben Türk kardeşlerimin temsilcisi olduğum kadar Kürt kardeşlerimin de temsilciyim. Onların haklarını bugüne kadar ben HDP'nin savunmadığı kadarıyla savundum. HDP'nin bölgeye ve Kürt vatandaşlarıma verdiği bir şey var mı? Ret, inkar, bütün bunları ortadan kaldıran kim, bütün bu asimilasyonları ortadan kaldıran kim? Biz kaldırdık. Biz bunlara meydan okuduk. Onlar bunları ne yazık ki, savunur durumdaydılar. Biz inkar politikalarına da ret politikalarına da bunların hepsine meydan okuduk ve bunları kaldırdık. Şimdi yeni bir adım atıyoruz. Nedir? Bölgenin fiziki noktada geldiği durumu herhalde benim Kürt kardeşlerim görüyor dimi. Bütün oraları bunlar yakıp yıkmadı mı? O çukurları bunlar yapmadı mı? Şimdi mesele içeride olan kişi tutmuş cumhurbaşkanlığına aday oluyor. Hangi yüzle aday oluyorsun be hangi yüzle?

CHP'nin adayı kalkıyor, onu gidiyor ziyaret ediyor. Onların bu ülkeye vereceği bir şey yok. Kimi ziyaret etmeye gidiyorsun? Diyarbakır'da benim 53 tane Kürt kardeşimin ölümüne neden olan kişiyi mi ziyaret etmeye gidiyorsun? Orada Yasin Börü gibi yavrumuzu şehit eden kişiyi mi ziyaret etmeye gidiyorsun? Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olur mu? İşte şu andaki cumhurbaşkanı adaylarının bizim dışımızda hepsinin söylediği tek söz var. Nedir? 'Dışarı çıkmalı ve dışarıda faaliyetini sürdürmeli.' Millilik, yerlilik, adalet anlayışı bu. Demokrasi bu değil, siyaset bu değil. Bu ülkeyi yakıp yıkacak, ondan sonra da buna 'çık faaliyetini de istediğin gibi sürdür' diyeceksin. Böyle bir şey olamaz. Ben bu noktada adaletin bir an önce tecellisiyle adaletin bunlara gereken dersi vereceğine de inanıyorum. Bu kadar bu iş kolay değil. Ben şahsen Diyarbakır'daki 53 vatandaşımın ölümü olayını hala hazmedemiyorum. Ben bunu benim Kürt kardeşlerimin de hazmetmediğine kesinlikle inanıyorum. Bir defa burada yollar ciddi manada ayrılıyor. İnanıyorum ki, bu seçimlerde oyunu adil bir şekilde, demokratik bir şekilde, hak ve özgürlüklere saygısı olan Kürt kardeşlerim de bunlara sandıkta HDP'ye gereken dersi verecektir.

AB ile ilgili ilişkiler

Şu ana kadar 15 fasıl noktasında... Eskiden aç kapa vardı. Şimdi bunlar maalesef sadece aç ama kapa yok. Şimdi bizim tabii bunlar nereye kadar sürer, bilemem ama biz iyi niyetle bu işi götüreceğiz ve iyi niyetle götürmek suretiyle de adımlarımızı atacağız. Tabii Başbakanlığım döneminde, Schröder Almanya Şansölyesi olduğu dönemde, Chirac Fransa'nın başında olduğu dönemde onlar liderler zirvesine bizleri hep davet ederlerdi. Fakat Sarkozy ve Merkel göreve geldikten sonra bunlar ne yazık ki bizleri davet etmez oldular. Tabii bu aslında tıkanıklığın ilk adımlarıydı. Niye böyle bir şeyi başlattılar anlamak mümkün değil. Peki şimdi Sarkozy diye birisi kaldı mı? Yok, gitti. Merkel'in bu noktada bu işi Macron'la -ben Macron'a da bunu söyledim- toparlaması lazım. Eğer Türkiye'ye karşı bir iyi niyetleri varsa bunu çözmeleri lazım. Aksi takdirde biz çözüm noktası arayacağız. Bu çözüm illa da Avrupa Birliği'nde olur diye bir şey yok.

Biz Avrupa Birliğine dediysek yaptık ama onlar dediklerini yapmadılar. Bakın Avrupa birçok ülkesiyle oralarda bir seçim kampanyası sürecinde PKK'ya müsaade ediyorlar, HDP'ye müsaade ediyorlar. Diğerlerinin ismini anmayayım. Hepsine müsaade ediyorlar ama AK Parti'ye, AK Parti'nin bakanlarına, oralarda faaliyet gösterme müsaadesi vermiyorlar. Şimdi aynı şeyi yine yapıyorlar. Nasıl bir demokrasi bu? Yani PKK'ya gösteri yapma müsaadesi veriyorsun, HDP'ye veriyorsun, Türkiye'den kaçmış olan teröristlere müsaade ediyorsun. Ama AK Parti'ye müsaade etmiyorsun. Kusura bakma.

Bedelli askerlik

Seçim sonrası bunları Genel Kurmay, Milli Savunma oturacağız, konuşacağız. Gerçekten 'böyle bir şeyin olması uygundur' diyorlarsa hiç bu noktada tereddüdümüz olmaz, önünü açarız.

Kaynak: TRT Haber, AA

Sıradaki Haber
Başbakan Yıldırım'dan Bulgaristan Başbakanı Borisov'a davet
Yükleniyor lütfen bekleyiniz