Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Türkiye Büyük Millet Meclisi'mizin 27. Dönem 2. Yasama Yılı'nın bu ilk grup toplantısının partimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Buradan bir kez daha 27. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarında sizlere başarılar diliyorum.
Geçtiğimiz Cuma günü büyük bir deprem ve tsunami felaketi yaşayan Endonezyalı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Büyüklüğü 7,5 olaarak ölçülen depremde ve ardından oluşan dalga yüksekliği 6 metreye ulaşan tsunamide binin üzerinde can kaybı yaşandığı haberleri geliyor. Hala ulaşılamayan haber alınamayan yerler olduğu ifade ediliyor. Hayatını kaybeden tüm Endonezyalı kardeşlerime Allah'tan rahmet yaralılara şifa dilerken tüm Endonezya halkına sabırlar niyaz ediyorum. Dün Endonezya Cumhurbaşkanı değerli dostum sayın Widodo'yu telefonla arayarak kendisine ülkem ve milletim adına üzüntülerimizi ve taziyelerimizi bizzat ilettim. Türkiye olarak resmi yardım teklifimizi Endonezya tarafına ilettik. AFAD tüm hazırlıklarını tamamladı. Şu anda kendileriyle koordineli olarak hazırlıklarını devam ettiriyor. Kızılayımız ve çok sayıda sivil toplum kuruluşumuz ise hemen bölgeye ulaştılar yardım faaliyetine katıldılar. Endonezya hükümetine ve halkına bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor acılarını yürekten paylaştığımızı daima yanlarında olacağımızı tekrarer ifade ediyorum.
"Yükünüz ağırdır ama bir o kadar da şereflidir"
16 Nisan halkoylaması ile milletimizin onayını alan yeni yönetim sistemimiz 24 Haziran seçimleriyle birlikte resmen uygulamaya girmiştir. Sizler yeni dönemin ilk milletvekilleri olarak bu tarihi değişimin hem mimarı hem şahidi olarak görev yapacaksınız. Yükünüz ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. Yeni sistemde yürütme ile yasamanın net bir şekilde birbirinden ayrılmasıyla milletvekilleri olarak sizler asli görevlerinize çok daha fazla zaman ayırma çok daha verimli çalışma imkanı bulacaksınız.
"Yeni sistemde yürütme ve yasama net biçimde ayrılmıştır"
AK Parti grubu olarak gündemimizde binlerce kanuni düzenlemeyi gerektiren konu vardır. Ancak, bütçe görüşmeleri başlamadan önce öncelikli olarak ele almamız gereken işler bulunuyor. Bunları iki başlık altında ifade edebiliriz.
"Meclis'te ilk olarak 100 günlük icraat programı için 114 kanunun değişmesi gerekiyor"
Birinci grupta, 100 günlük icraat programımızda yer alan hususlardan bir kısmı ile ilgili olarak ihtiyaç duyulan düzenlemeler yer alıyor. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışmaya göre bu kapsamda 414 kanun maddesinin değişmesi veya ihdası gerekiyor. İkinci grupta ise, yeni yönetim sistemine geçilmesiyle kanunlarda yapılması gereken güncellemeler bulunuyor.
"Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk bütçesi 1 Ocak'tan itibaren yürürlüğe girecek"
AK Parti grubunun öncülük etmesiyle Meclisimizin bu çalışmaları başarıyla neticeye ulaştıracağına inanıyorum. Yeni yönetim sistemine göre hazırladığımız ilk bütçeyide inşallah 2 hafta sonra Meclis'e gönderiyoruz. Komisyonlarda ve Genel Kurul'da yapılacak görüşmelerin ardından Meclisimizin takdiri ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin bu ilk bütçesini 1 Ocak'tan itibaren uygulamaya başlayacağız. Yeni bütçe ile ekonomimizi faiz, kur ve enflasyon şer üçgeninde kurulan tuzaktan kurtararak süratle yeniden hedeflerimize uygun büyüme performansına kavuşturmakta kararlıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemizin ekonomik gerçekleriyle ilgisi olmayan, tamamen Türkiye'yi siyasi gayelerle köşeye sıkıştırma amacı taşıyan bu dalgalanma dönemini yavaş yavaş geride bırakıyoruz.https://t.co/rv4vgVgNnq pic.twitter.com/zpPa4jY5Qe
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Ekim 2018
"Dalgalanma dönemini yavaş yavaş geride bırakıyoruz"
Ülkemizin ekonomik gerçekleriyle ilgisi olmayan tamamen Türkiye'yi siyasi gayelerle köşeye sıkıştırma amacı taşıyan bu dalgalanma dönemini yavaş yavaş geride bırakıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Stoklara ve stokçulara fırsat vermeyeceksiniz. Eğer stokçular tarafımızdan belirlenirse biz de gereğini devletin, yasaların bize yüklediği görev sebebiyle yaparız.https://t.co/rv4vgVgNnq pic.twitter.com/B0klMwRFLG
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Ekim 2018
"Stoklara ve stokçulara asla fırsat vermeyelim"
İş dünyamızdan, üreticilerimizden, esnafımızdan, çalışanlarımızdan ricamız sabırlı olacaksınız. Ancak, bir gerçeği daha açık ve net söylüyorum stoklara ve stokçulara da fırsat vermeyeceksiniz. Eğer stoklar, stokçular tarafımızdan belirlenirse kimse kusura bakmasın. Biz de gereğini devletin yasaların bize yüklediği görev sebebiyle gelir adımımızı atar gereğini yaparız.
"Sıkıntıların üstesinden geleceğiz"
Bu faiz kur saldırısına en iyi cevabı ekonomimizin çarklarını döndürmeye devam ederek işlerimize dört elle sarılarak kendimize yeni imkanlar oluşturarak verebiliriz. İşte hamdolsun ihracatta geçmişten bugüne büyük bir rekor kırıldı. Yetkiyi doğrudan milletimizden alan yürütme ve yasama organları olarak bizlerin ortaya koyacağı kararlılık ile milletimizin gösterdiği sabır sayesinde inşallah bu sıkıntılardan ve bunların üstesinden geleceğiz.
Siyaset kurumu, bir takım çatlak seslere rağmen vakur bir duruş sergileyerek ülkesinin ve milletinin yanında yer almak suretiyle sürece olumlu katkı sağlamıştır. Ana muhalefet partisinin meseleyi hiç ilgisi olmayan yerlere çekme çabalarını ise milletimizin takdirine havale ediyoruz. Cevap vermeye de gerek bulmuyorum.
Çünkü bir ülkede iktidara yürüme derdi olmayan Ana Muhalefette kalan ve muhalefette kaldığı süreçte de sürekli olarak acaba ülkeyi nasıl batırabiliriz veya bu ülkeye nasıl karalar çalarız gayretiyle kampanyalar yürüten bir anlayıştan hiçbir şey olmaz. Onun içindir ki benim milletim bunlara asla iktidar koltuğu için yürü demiyor.
"Asıl olan Türk milletinin menfaatleridir"
Biz, 2053 hedeflerine bunun yanında 2023'ten başlayarak ulaşmak için gerektiğinde kan kusup kızılcık şerbeti içtik. Bunu söylemek suretiyle ne gerekiyorsa ne gerekiyorsa yaptık yapmaya da devam edeceğiz. Asıl olan Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatleridir. Gerisi lafı güzaftır.
"Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler kritik öneme sahiptir"
Önümüzdeki yılın Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimleri Türkiye'nin bundan sonraki 5 yılını arzu ettiğimiz hız ve etkinlikte icraatlarla geçirebilmemiz açısından kritik öneme sahiptir. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinden milletimizin teveccühüne mazhar olarak başarıyla çıktık. Mahalli idareler seçimlerinde de hem oy oranı hem belediye başkanlığı sayısı bakımından benzer bir başarıyı hatta daha iyisini elde etmemiz gerekiyor. AK Parti şahsım başta olmak üzere mahalli idarelerdeki başarılarıyla temayüz etmiş bir kadro tarafından kurulmuştur.
Bugün de milletimizle aramızdaki bağı güçlü şekilde muhafaza etmemizi büyük ölçüde mahalli idarelerdeki başarımıza borçlu olduğumuzu özellikle düşünüyorum. Milletimizin doğrudan hayatına dokunan hizmetlerin ifa edildiği mahalli idarelerde ne kadar güçlü olursak Cumhurbaşkanlığında ve Meclis'te o derece rahat ve etkin hizmet vereceğimize inanıyorum. Bunun için hep birlikte çok çalışmalıyız.
AK Parti kuruluşundan beri her işini her çalışmasını her icraatını istişare ile yürütmüş bir partidir. Mahalli seçim hazırlıklarımızı da yine istişare ile yapıyoruz. Cuma günü başlayıp pazar akşamı sona erecek olan ve bu yıl 27. yapacağımıza göre artık geleneksel diyebileceğimiz istişare toplantımızı 5 yıl aradan sonra yani yapmadık diye birşey yok 5 yıldır Afyon'da yaptık. Beş yıl aradan sonra tekrar Kızılcahamam'da gerçekleştiriyoruz.
Kızılcahamam kampımızda tüm bu konuları enine boyuna konuşacağız. Yani herşeyi burada konuşup bitirmeyelim diyorum. Biraz da cumartesi gününe kalsın çünkü cumartesi günü de konuşacağımız çok şey var.
"Seçim hazırlıklarına 24 Haziran'ın hemen ardından başladık"
24 Haziran seçimlerinde çıkardığımız dersler ışığında 2019 Mart'ı için kendimizi en doğru en sağlıklı yol haritasını hep birlikte belirleyeceğiz. Esasen genel merkezimizde mahalli seçim hazırlıklarına 24 Haziran'ın hemen ardından başladık. Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzun her toplantısında bu konuları ele alıyor mevcut durumu ve ileriye dönük hazırlıkları gözden geçiriyoruz.
"Kimse bize aday teklifiyle gelmesin, liyakat esastır"
Meclis'in yeni döneminin açılmasıyla birlikte siz milletvekillerimizle de daha sık istişare imkanı bulacağız. Mahalli seçimlerde en isabetli adayları belirleyerek en verimli çalışmaları gerçekleştirerek hedeflerimize ulaşmalıyız. Yani kimse bu benim yakınımdır bu benim şuyumdur, bu benim buyumdur diye bize aday teklifiyle gelmesin. Bunu özellikle burada ifade ediyorum ondan sonra ters yüz edilirse de kusura bakmasınlar. Burada ehliyet ve liyakat esastır ve buna göre adımlarımızı atmakta da bizler kararlıyız ve bütün prensiplerin üstünde bu prensip vardır. Bunun için sizlerden partimize şehirlerimize ve ülkemize en iyi katkıyı sağlayacak bir yaklaşım içinde olmanızı bekliyorum. Bize ehli tevazu yani tevazu ehli isimler lütfen getirin. Halkına tepeden bakacak adamları bize getirmeyin.
Gurur, kibir abidesi insanları bize getirmeyin. Hem işini iyi bilecek hem çalışacak hem de bu davayı iyi hazmetmiş olanları bize getirin.
"Adayın da bir karşılığının olması lazım"
Hiç ilgisi alakası olmayan ama seçime gidiyoruz bu vesileyle onu da buradan aday yapalım hayır yok öyle birşey. Şehirlerimize ve ülkemize en iyi hizmetleri getirecek isimlerle seçimlere girdiğimizde bundan milletimizle birlikte partimiz ve bizlerde kazançlı çıkarız. Yani adayın da bir karşılığının olması lazım. Sadece partinin karşılığına sığınarak adaylık değil adayın da bir karşılığı olacak. O da prim yapacak partinin gücünü de arkasına alacak.
Başarıları ve hizmetleriyle milletimizin gönlünde yer eden arkadaşlarımızla zaten devam edeceğiz. Bunun yanında FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması milletimizin değerleriyle çatışmaması birikimi ve projeleriyle hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti'nin kapıları herkese açıktır. Hatta bu vasıflara sahip isimleri partimize gelmelerini beklemeden gidip kendimiz arayıp bulacağız. AK Parti olarak tüm seçim çevrelerinde adaylarımızı çıkartacak çalışmalarımızı yürüteceğiz. Partimizin saflarına katılan her adayı kendimiz ve ülkemiz için bir kazanç olarak görürüz. Sizlerin bu sürece katkı ve destek vermeniz çok önemlidir.
Bu çerçeveden hareket ederek ilçe başkanlarımızla iki grup halinde bir araya geliyoruz. Bu sabah başladı ve ilk grubun ilk toplantısı partimiz konferans salonunda bu sabah başladı. Bazı arkadaşlarımız ilk toplantılarını ilçe başkanlarımızın iki bölümde yapacağız yarısı ile bugün bir diğer yarısı ile de bir hafta on gün sonra bir araya geleceğiz. Buradan çıktıktan sonra gidip ben de ilçe başkanlarımıza hitap edeceğim. İl başkanlarımızla zaten sık sık bir araya geliyorduk. En kısı zamanda onlarla da istişaremizi yapacağız. Seçim takvimindeki süreleri beklemeden aday tespiti ve kampanya hazırlıklarını da erkenden tamamlamayı planlıyoruz.
Ana kademesiyle kadın ve gençlik kollarıyla mahalle ve köy temsilcileriyle AK Parti teşkilatları yılın 365 günü zaten sahadalar. Aynı zamanda yine bugün kadın kollarımızla da bir toplantım var. Onlarla da görüşeceğim. Artık durmak yok yola devam. Seçim sürecinde mümkünse 81 milyon vatandaşımızın her birine teker teker yeniden ulaşacak, her hanenin kapısını tekrar tıklatacak bir çalışma temposuna ulaşmayı hedefliyoruz. Milletimizin gönlüne girmeden oyuna talip olamayız. Önce milletimizin gönlüne gireceğiz, ondan sonra da oyunu isteyeceğiz. AK Parti'yi diğerlerinden ayıran en önemli özellikle vatandaşlarımızla yüz yüze iletişim ve etkileşim içinde siyaset yapıyor olmasıdır.
İdlib'de ateşkes süreci
Cenevre süreci derde derman olmadı, onun için Astana sürecini başlattık. Astana sürecinde Rusya, Türkiye, İran ve bunun yanında Birleşmiş Milletler müşterek bir çalışmaya girdik.
Önce Soçi, ardından Ankara, ardından Tahran süreci zirve olarak devam etti ve akabinde de bizler Rusya ile Soçi zirvesini yaptık. İdlib'de çok kötü giden bir süreci, sürekli varil bombalarıyla bombalanan ve İdlib halkının İdlib'i terk ettiği bir dönemde artık duramazdık. Görüşelim dedik ve Sayın Putin ile ikili temaslarımız neticesinde bunu Soçi zirvesine dönüştürdük. Soçi zirvesinde de savunma bakanlarımız bir muhtıra imzaladı. 10 maddeden oluşan muhtırayla o gün bugün ateşkes süreci devam ediyor.
Rejimin İdlib'i tehdidi noktasında Rusya her türlü önlemi alıyor. İçeride de radikal uçlara karşı Türkiye olarak biz her türlü tedbiri alıyoruz. Gerektiğinde Rusya ile beraber hareket ediyoruz. Böyle bir süreci başlattık. Rabbim bunu hayreylesin. Burada yeni yeni bazı ne terör ne de bombalama olayları çıkmasın istiyoruz. Bu süreç şu anda devam ediyor.
[Suriye’deki gelişmeler] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölgede masada olduğunuz sürece sözünüz var.https://t.co/rv4vgVgNnq pic.twitter.com/xynQcC1ow3
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Ekim 2018
"Masada olmadığınız sürece hiçbir sözünüz yok"
Bölgede masada olduğunuz sürece sözünüz var. Masada olmadığınız sürece hiçbir sözünüz yok.
Artık bütün savaşlarda, her yerde eğer alanda, masada varsanız neticede de sözünüz geçer, yoksa sözünüz geçmez.
Onun için biz baştan itibaren 'Dünya 5'ten büyüktür.' dedik. Bunu sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu, alana bizim sürdüğümüz bir tezimizdir. Bu tezimizi dünyaya da kabul ettireceğiz. Buraya doğru bir oluşumu sağlamamız lazım. İşte şimdi Amerika, bir 7'ler düzenlemesi 'small grup' adı altında yapıyor. Biz de ona karşı, ben bir latife yaptım, 'Biz de smaller grup yaparız.' dedik. Biz de 4 ülkenin katılımıyla Türkiye, Rusya, Almanya, Fransa İstanbul Zirvesi'ni yapacağız. Bu da büyük ihtimalle ya bu ay sonuna kadar veya önümüzdeki ay itibarıyla gerçekleşecek. Bu toplantıyla birlikte hedefimiz yine bu bölgede, yani koalisyon güçleriyle beraber Rusya, Türkiye burada masaya oturup ne yapacağımızın kararını verelim istiyoruz.
[Suriye'deki gelişmeler] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, Rusya, Fransa ve Almanya İstanbul Zirvesini yapacağız.https://t.co/rv4vgVgNnq pic.twitter.com/A7Giuyz2GP
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Ekim 2018
3,5 milyon (Suriyeli sığınmacı) zaten var. Bir 3,5 milyon da oradan gelirse bizim halimiz ne olur? Onun için bu tedbirleri aldık. Bu kararı hayata geçirmenin kolay olmadığını, çok büyük gayret gerektirdiğini, riskler içerdiğini elbette biliyoruz.
"Yüzümüzün akıyla çıkacağımızdan şüphe duymuyoruz"
Hangi liderle görüştüysem hepsi teşekkür, teşekkür, teşekkür... 'Sizin bu yaptığınızı kimse yapmadı, kimse yapmaz.' Hep bunu söylüyorlar. Çünkü 3,5 milyona biz burada bakıyoruz, ediyoruz, onlarla beraberiz. Bu 3,5 milyon dünyaya dağılsaydı o zaman halleri ne olacaktı? Bunu çok iyi biliyorlar. Alternatif insani ve stratejik maliyetlerini düşündüğümüzde bu yükün altına girmenin, bizim için en doğru karar olduğuna da inanıyoruz. Bugüne kadar Suriye'de attığımız hiçbir adımın yanlış olmadığını gördüğümüz için İdlib'deki imtihandan da yüzümüzün akıyla çıkacağımızdan şüphe duymuyoruz.
"Fırat'ın doğusundaki terör işgalini sona erdirmekte kararlıyız"
Türkiye'nin sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna destek veren ülkelerle ancak bu teşebbüsten vazgeçilmesi halinde bölgede birlikte çalışma imkanı bulabiliriz.
Amerika, Suriye'nin kuzeyine yaklaşık 19 bin tır silah, araç ve gereç gönderdi. Kime gönderdi? YPG/PYD'ye. Orada kim var? Bunlar var, bu teröristler var. Bunlar PKK'nın yan kolları. Bunun yanında da Amerika'nın 22 tane üssü var. Bunlarla üsler takviye ediliyor. 3 bin civarında kargo uçakla da buraya sürekli olarak silah, mühimmat, araç, gereç gönderildi, gönderiliyor. Peki, bunlar kime karşı kullanılacak? O sınırın öbür tarafında kim var? Türkiye var. Biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Bu nasıl stratejik ortaklık? Biz paramızla sizden silah, araç, gereç istedik vermediniz. Ama terör örgütüne bunları bedava veriyorsunuz. Bunları dünyaya nasıl izah edeceksiniz? Bu gerçekleri görmek zorundayız. Bu emperyal mantıkla bir yere varmak mümkün değil. Ama insanlık bunları da görüyor ve görecek. Biz de anlatacağız, dilimiz döndüğü kadarıyla anlatacağız. En azından halkımız bunları çok daha iyi bilecek.
"Kimsenin hakkımızı gasbetmesine izin vermeyiz"
Türkiye'ye rağmen yapılan hiçbir işin bu bölgede başarıya ulaşma şansı olmadığını herkes görmeli ve bilmelidir. Aynı durum Kıbrıs ve Ege çevresinde gelişen hadiseler için de geçerlidir. Ülkemizin burnunun dibinde, Türkiye'ye rağmen ve hatta Türkiye'ye karşı işler yapabileceklerini sananlar yanıldıklarını yakında anlayacaklar. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, çıkarında gözümüz yok. Ama kimsenin de bizim hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı gasp etmesine izin vermeyiz. Milletimizin ve devletimizin geleceği söz konusu olduğunda yapamayacağımız fedakarlık bulunmadığını, bin yıllık tarihimize bakan herkes görecektir.
Vatandaşlara stok uyarısı
Buradan milletime sesleniyorum. Sevgili milletim, marketlerde, şurada, burada sizler işi en yakından teftiş eden insanlarsınız. Gerçekten alışılmadık, görülmedik şekilde eğer ürünlerde fiyat farkları varsa bunları hemen belediye zabıtalarına iletin. Belediye başkanlarına da sesleniyorum, lütfen zabıtalarınızı da bu konuda hassasiyet içinde olmaya teşvik edin ve nerede bu tür fiyatlarda ciddi manalarda oynamalar varsa, hatta hatta stoklar varsa, bunların stoklarını basmak ve onlara da gereğini yapmak bizim de devlet olarak, milletimizin buradaki haklarını koruma bakımından görevimizdir.
Kaynak: TRT Haber