Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Önceki gün Kabine toplantısı sonrası açıkladığımız kamuda çalışan 424 bin sözleşmelinin kadroya geçirilmesi kararımızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Geçtiğimiz 20 yılda hep yapageldiğimiz gibi bugün de ülkemizin her meselesini milletimizin her beklentisini hayata geçirerek Türkiye'yi huzurlu ve müreffeh bir geleceğe hazırlıyoruz. Ülkemize bugüne kadar kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarını kesintisiz bir şekilde sürdürerek milletimize sözümüz olan 2023 Türkiye'sine adım adım yaklaşıyoruz.
"Son 2 ayda açılışını yaptığımız projelerin her biri tek başına abide hüvviyetindedir"
Dün Yüksek İstişare Kurulu toplantımızda da ifade ettiğim gibi sadece son 2 ayda açılışını yaptığımız projelerin her biri tek başına abide hüvviyetindedir. Pendik Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı'yla İstanbul'un trafiğine yeni bir nefes borusu açtık. Küçükkuyu-Ayvacık Yolu, Assos ve Troya tünelleriyle, 1915 Çanakkale Köprüsü'yle birlikte Marmara'dan Ege ve Akdeniz'e ulaşımı biraz daha kolaylaştırdık. Malatya Hekimhan yoluyla İç Anadolu ile Doğu Anadolu arasındaki ulaşım hatlarını güçlendirdik. Diyarbakır Güneybatı Çevre Yoluyla Şanlıurfa-Mardin güzergahındaki trafiği rahatlattık. Togg fabrikasıyla ülkemizin ilk yerli ve milli otomobilinin seri üretim heyecanını yaşadık. Gaziray'la, sanayinin ve kültürün şehri Gaziantep'in şehir içi ulaşım sorununu çözdük.
Batman Hasankeyf Tüneli ile Ilısu Barajı'ndan etkilenen bölgelerimizdeki yerleşimlerimizi birbirine bağladık. Ülkemizin en büyük, dünyanın 5'inci büyük barajı Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'ni yerleşimi ve yollarıyla hayata geçirdik. Konya Eğiste Hadimi Viyadüğü'yle Konya üzerinden Akdeniz'e daha hızlı ve güvenli erişilebilmesini temin ettik. ASELSAN Silah Sistemleri Fabrikası'yla savunma sanayimizi güçlendirdik. İlk Evim İlk İş Yerim projesi ile 50 bin konut 1 milyon alt yapılı arsa, 50 bin iş yerini ülkemize kazandıracak adımı attık. Şehirlerimizdeki organize sanayi bölgelerinde 50 fabrikayı 100 fabrikayı aynı anda hizmete açtık. Alevi Bektaşi kardeşlerimizin Cumhuriyet tarihi boyunca çözüme kavuşturulmamış taleplerini karşılayacak düzenlemeleri hayata geçirdik.
"Düzce'yi 'Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi' ilan ettiğimizi açıklamak istiyorum"
Hepsinden önemlisi Türkiye Yüzyılı programımızla milletimize Cumhuriyetimizin yeni asrına çok daha büyük hayaller ve heyecanlarla gireceği bir umut ışığı yaktık. Daha uluslararası alandaki temaslarımızı, buralardan ülkemiz adına elde ettiğimiz faydaları, şehirlerimize kazandırdığımız küçüklü büyüklü yatırımları saymıyorum bile. Her şeyden önce tabii dört ana başlık diyebiliriz, ekonomi, diplomasi, öbür tarafta terörle mücadele, bir diğer tarafta yine mülteci sorunu konusu... Bu dört ana başlığı her şeyden önce biz başardık, başarıyoruz ve başaracağız. Bu vesileyle geçen hafta 5,9 şiddetinde depremle sarsılan Düzce'yi, Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan ettiğimizi açıklamak istiyorum. Böylece afet sonrası telafi ve ihya çalışmalarımızı daha hızlı, etkin şekilde yürütebileceğiz. Bir kez daha Rabb'im, ülkemizi ve milletimizi her türlü felaketten korusun diyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 5,9 şiddetinde bir depremle sarsılan Düzce’yi ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan ettiğimizi açıklamak istiyorum.https://t.co/4yVMdP3AiO pic.twitter.com/KPiHhyZUqq
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) November 30, 2022
Diğer yandan 2022 yılı üçüncü çeyrek büyümesi 3,9 olarak açıklanırken ikinci çeyrek büyümesi de 7,7 olarak yukarı yönlü revize edildi. Küresel düzeyde resesyon endişesinin giderek arttığı bir dönemde, Türkiye'nin büyümesini sürdürmesi çok kıymetlidir. İnşallah 2022'yi dünyaya göre rekor bir düzeyde kapatarak 2023'e iyi bir giriş yapacağız.
"2023'ün her gününü her ayını da böyle dolu dolu geçireceğiz"
AK Parti iktidarları döneminde ülkemizin yaşadığı en bariz değişimlerden biri de yatırım, eser, hizmet algımızın çıtasının fevkalade yükselmiş olmasıdır. Bizim toplu açılışlarımız içerisinde tek başlık olarak geçen herhangi bir yatırımın dahi yanına yaklaşamayacak işleri anlata anlata bitiremeyenler, aslında nasıl komik bir duruma düştüklerinin farkında değiller. Geçmişte, sadece bu iki aylık eser ve hizmet bilançomuz, hükümetleri on yıllar boyunca iktidarda tutmaya yetiyordu. Biz tüm bunları iki aya sığdırıyoruz. İnşallah 2023'ün her gününü, her ayını da böyle dolu dolu geçireceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemizi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduk diyoruz. Türkiye’nin dününü olduğu gibi yarınını da biz inşa edeceğiz.https://t.co/4yVMdOMxgO pic.twitter.com/IHovMas8uq
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) November 30, 2022
İşte bunun için ülkemizi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduk diyoruz. İşte bunun için Türkiye'nin dününü olduğu gibi yarınını da biz inşa edeceğiz. İşte bunun için küresel ve bölgesel krizlerin yol açtığı sorunların tek çözüm adresi Cumhur İttifakı'dır, AK Parti'dir diyoruz. İşte bunun için durmak yok, yola devam diyoruz. İşte bunun için 'Derdimin dermanı çaresi belli. Yarın değil hemen şimdi. Doğ ey güneş başlasın Türkiye Yüzyılı.' diyoruz.
Sizlerden hem bugüne kadar ülkemize sağladığımız kazanımları hem bugünkü sorunların yegane çözüm adresi olduğumuzu milletimize anlatmanızı istiyorum. Bununla kalmayıp aynı zamanda Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına dair hayallerimizi de bıkmadan usanmadan insanımızla paylaşmanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Yaptıklarımız ve yapacaklarımızla, doğru şekilde bilgilendirmediğimiz her bir kardeşimizin, muhalefetin yalan ve iftiralarının hedefi haline geleceğini unutmayalım. Şimdi seçim yaklaşıyor. Göreceksiniz, Bay Kemal tamamen yalanlar dünyasıyla milletin karşısına çıkacak. Alışığız zaten yalanlarına da ama şimdiden buna hazırlanın. Yine bu yalanları duyacaksınız, göreceksiniz.
Vizyonumuzla hayallerini zenginleştirmediğimiz her bir insanımızın, muhalefetin sürekli karamsarlık pompalayan hezeyanlarının girdabına kapılabileceğini aklımızdan çıkarmayalım. Rabb'imizin, 'İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır.' emrine uygun şekilde her geçen gün daha artan bir tempoyla milletimizle aramızdaki gönül köprülerini tahkim etmeliyiz, güçlendirmeliyiz. Kapısına gittiğimiz, selam verdiğimiz, elini tuttuğumuz insanlarda bize karşı küslük varsa barıştırmalıyız, kırgınlık varsa onarmalıyız, bezginlik varsa umut vermeliyiz, korku varsa güven aşılamalıyız, nefret varsa sevgiyle tedavi etmeliyiz, muhabbet varsa şükranla değiştirmeliyiz ve onu derin hale getirmek, aradaki muhabbeti daha da zenginleştirecektir. Sıkıntı varsa gidermenin yollarını aramalıyız. Velhasıl ne yapıp edip, her bir ferdiyle 85 milyonun tamamına ulaşmalı, kucaklaşmalı, desteğini ve gönlünü kazanmalıyız. Bunu da kendimizden ziyade istikbalimizin mimarları olan evlatlarımızın geleceği için yapmalıyız. İl teşkilatlarımızın, seçime kadarki asli vazifesi, sahayı en küçük bir boşluğa meydan vermeden tutarak bu tarihi sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmektir.
"Oturdular, konuştular, dağıldılar bunların durumu bu"
Türkiye yeni yönetim sistemi ile Özellikle söylüyorum. Bunların parlamenter demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi palavralarına aldanmayın, buradan bir şey çıkmaz. Buradan bol bol, masada toplanıp dağılmak çıkar. İranlıların güzel bir atasözü var. 'Oturdular, konuştular, dağıldılar.' Bunların durumu bu. Türkiye yeni yönetim sistemi ile birlikte işin ruhuna uygun şekilde siyasette 2 ittifaklı bir görünüm kazanmıştır. Cumhur İttifakı ilkeleri ve tarafları gayet net bir ortak hedef birlikteliği olarak milletimizin huzurundadır. Buna karşılık, diğer ittifak ise altılı masa olarak kamuoyu önüne çıkmakla birlikte henüz önünde arkasında daha kimlerin olduğu, hangi amaçlarla kurulduğu bilinmeyen amorf bir yapıdır. Biz en başından beri bu ittifaka kendileriyle eser ve hizmet siyasetinde, vizyonda, programda, projede yarışmak istediğimizi söyledik. Ama bunlar karşımıza, sadece tek vaatleri Türkiye'yi eski kötü günlerine döndürmek olan şekilsiz, omurgasız, arkaik bir projeyle çıkabildi.
"Koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi?"
Unutmayın, AK Parti kurulana kadar Türkiye'de neler görmedik ki. Sekiz aylık, bir yıllık 16 aylık hükümetler gördük mü? Bunlar bu kadar kısa sürede kuruldular, dağıldılar. Benim milletim bunları biliyor. Bu koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi? Gelmedi. Netice alabildik mi? Alamadık. Öyleyse unutmayın. Mümin, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz. AK Parti iktidarları ile işte 20 yıldır ne var? İstikrar var, güven var, güçlü devlet var. İşte biz bunu sağladık.
"Benim milletim bunu yutmaz"
Dikkat ederseniz, bugüne kadar ne CHP'den, ne de şürekasından ülkenin herhangi bir derdine derman, milletin herhangi bir yarasına merhem olacak hiç bir söze hiç bir teklife, hiç bir adıma rastlanmadı. Dünyanın en doğru, en güzel, en şahane işini de yapsak bizi takdir etmeyeceklerini alenen parlamentoda söylediler mi? Söylediler. Bunlar bu kadar beceriksiz. Alenen bunu söyleyenlerin becerebildikleri tek iş var, Anayasa değişikliği teklifi metni açıklamak. Eski Türkiye ipiyle indikleri kuyudan çıkarta çıkarta terör örgütünün güdümündeki partiyi kollayan, masanın etrafındakilere gülücük dağıtan ucube bir teklif çıkarttılar. Şöyle bir gözden geçireyim dedim. Ne var? Masanın etrafındakiler artı masanın altındaki. Bunlara ne verirsek mutlu olurlar, memnun olurlar buna çalışmışlar. Baştan aşağı incelediğiniz zaman bunu görürsünüz. Birisinin derdi kapanan belediyeler. Bundan sonra belediyeler kapatılmayacakmış. Öbürünün derdi ne? Hazine yardımları azmış. Dolayısıyla hazine yardımlarını en az 1'e çekip herkes buradan nasibini alacakmış. Herkese bir şey verelim. Bunu yapmak suretiyle oy toplayacaklarını zannediyorlar. Benim milletim bunu yutmaz. Çünkü benim milletim bu ülkeye, bu millete ve bu devlete ne gelecek buna bakar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğer bugün ekonomide Türkiye bir kalkışmanın içerisindeyse, üçüncü çeyrekte de 3,9’u yakalayarak G20 ülkeleri arasında ilk 5’in içerisinde yer alıyorsa bu bir şeyi gösteriyor: Türkiye güçleniyor. Türkiye’nin büyüyüşünü durdurmak mümkün değil. pic.twitter.com/91feUpc4RH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) November 30, 2022
Eğer, bugün ekonomide Türkiye bir kalkınmanın içindeyse, işte üçüncü çeyrekte de 3,9'u yakalayarak G-20 ülkeleri arasında ilk 5 içinde yer alıyorsa bu bir şey gösteriyor, Türkiye güçleniyor. Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak mümkün değil. Bununla kalmıyoruz, bir de biz vatandaşımıza, biz halkımıza özellikle mağdur olmayacak şekilde ekonomik desteklerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Ancak burada tabi ciddi bir sorun yaşıyoruz. Özellikle medya. Yatıyorlar, kalkıyorlar, belli bazı isimleri ekrana çıkarmak suretiyle oradan market de market, market de market, yaptıkları iş bu. Gerek zincir marketler gerek diğer marketlerle alakalı, işte fiyatlar birisinde şöyle birisinde böyle, söyledikleri bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: [Marketlerdeki fiyat farklılığı] Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrollerimizi daha da sıkılaştıracağız. Fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını şiddetle arayacağız. ‘Fiyat İstikrar Komitesi’ni kurarak bunların takibini yapacağız. pic.twitter.com/KKmjBA5NuN
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) November 30, 2022
Bu hafta yaptığımız kabine toplantısında da arkadaşlarımıza söyledim. Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrollerimizi daha da sıkılaştıracağız, daha da farklı hale getireceğiz. Özellikle de bu fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını şiddetle arayacağız. Bunun yanında bakıyorsunuz birçok birimlerde, ekonomide farklılıklar var. Kontrol mekanizmalarımızla, fiyat istikrar komitesini kurarak fiyat istikrar komitesi ile de bunların takibini yapacağız.
Muhalefetin açıkladıkları değişiklik teklifleri insanların gerçek sorunlarına çözüm getirmek yerine yine söylüyorum 6'lı masanın taraflarının siyasi çıkarlarını koruma ve halka tepeden bakan seçkinci zihniyeti yansıtan bir içeriğe sahiptir. Tabi orada şimdi orada sıfır virgüllü olanlar, 1 olanlar var. Onlara 'senin sıfır virgül şu kadar ama yapacağımız bu değişiklikle sana da bir kıyağımız olacak' diyorlar. Dolayısıyla burada el ele verip yola devam edeceğiz. Yaptıkları iş bu. Cumhur İttifakı'nın böyle bir sorunu yok. Cumhur İttifakı millete hizmet yolunda daha neler yapabiliriz bunun gayreti içerisinde. Biliyorsunuz biz ülkemizi darbe anayasası ayıbından kurtararak yeni özgürlükçü sivil bir anayasaya kavuşturmak için epeydir uğraşıyoruz.
"Ortaya konan teklif metni CHP ve masa arkadaşlarının hiç bir hazırlıklarının olmadığını teyit etmiştir"
Yaptığımız tekliflerin önü ya Meclis safhasında çıkmaza sokularak ya da görmezden gelinerek hep kapatıldı. Bunların gittikleri yer neresidir? Her zaman Anayasa Mahkemesi. Hep orası. Meclis'te görüşmeler yapılır, oradan doğru Anayasa Mahkemesi'ne. Şimdi yeni düzenlemede bir de şunu söylüyorlar, 'Cumhurbaşkanı herhangi bir iade vesaire yapamayacak'. Bu cumhurbaşkanı niye var? Bunların şimdi hazırladıkları tezgah böyle. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir anlayış var mı? Yok. Ama çok partili demokraside, işte bunları biz geçmişte yaşadık, vardı. Ama bir şey daha gerekiyor, nedir o? Birilerine başbakanlık vermeleri lazım. Başbakanlık verme noktasında da başkanlık sisteminde tabii bu yok. Başkanlık sisteminde ne var? Başkan yardımcısı var, başbakan yok. Ama birileri de başbakanlık bekliyor. 'Öyleyse çok partili parlamenter sistemde başbakan, bir yere koyabiliriz' anlayış bu. Hayırlı olsun. Bizim böyle bir derdimiz yok. Bunca tartışmanın ardından ortaya konan teklif metni, CHP ve masa arkadaşlarının ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir hayallerinin, hiçbir vizyonlarının, hiçbir hazırlıklarının olmadığını teyit etmiştir.
Şimdi ayın 3'ünde açıklama yapacakmış. Bay Kemal, ayın 3'ünde biz de Şanlıurfa'dayız, biz de oradan açıklamamızı yapacağız. Sen açıklamanı yaparken, fırsat bulurken bizi de takip et. Bak bakalım Şanlıurfa'dan ses nasıl geliyor? Sendeki sese benziyor mu, benzemiyor mu? Kendi içinde sayısız çelişki barındıran tek bir vizyon ışıltısı dahi taşımayan bu metni tartışmak abesle iştigaldir. Vizyon nerede vizyon Şanlıurfa'da oradan göreceğiz. Halbuki biz Kılıçdaroğlu'nun iddialı sözlerine bakarak nihayet vizyonlarımızı bu hafta da Konya'da göstedik, Gaziantep'te gösterdik, Atvin'de gösterdik, Togg'da gösterdik. Togg'a gelmek istediğini söylemiş yönetim kurulu başkanına. Ben de başkana dedim ki Sanayi ve Teknoloji Bakanımızı da yanına alacaksın. Verdiği cevap ne biliyor musunuz? 'O gelecekse, ben gelmem'. Varank, senden bayağı çekiniyor.
"Ülkeyi nasıl bir felakete sürükleyeceğini düşünmek bile istemiyoruz"
Netice itibarıyla önümüzdeki tek somut gerçek, bizim Türkiye Yüzyılı, onların da 'eski Türkiye' dediğidir. Ortadaki tek hakikat, bizim, ülkemizi bölgesel ve küresel liderliğe taşımayı, onların ise yönetilemeyen bir Türkiye'yi taahhüt ettiğidir. Milletin değil, ittifak ortaklarının ihtiyaçları için anayasa hazırlayan bir kafanın, Allah göstermesin, yönetime gelirse, ülkeyi nasıl bir felakete sürükleyeceğini düşünmek bile istemiyoruz. Aslına bakılırsa, bunların derdi ülkeyi yönetmek değil, sadece devletin imkanlarını kendi aralarında paylaştıracak paravan bir şirket kurmaktır. Düşündükleri bu. Size biz, paravan şirket kurdurmayız.
İlkeler yerine çıkarların buluştuğu böylesine arızi bir yapıyla Türkiye, güney sınırlarını taciz eden terör örgütleriyle nasıl mücadele verebilir? Akdeniz'deki diplomatik ve ekonomik menfaatlerini nasıl koruyabilir? Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli rolünü nasıl yürütebilir? Avrupa ve Amerika ile ilişkilerini nasıl eşit zeminde sürdürebilir? Diplomasi diyoruz değil mi? Bunların kafasıyla diplomasi olur mu? Olmaz. Ege'deki deniz ve hava sahalarıyla ilgili haklarını nasıl savunabilir? Egemenlik haklarına yönelik saldırılarla nasıl başa çıkabilir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarını nasıl bozabilir? Üstüne yüklenen onca yükün altından bunlar nasıl kalkabilir? Geleceğine ilişkin umutlarını bunlar nasıl hayata geçirebilir? Özetle, bu kifayetsiz muhterislerin elinde ülke nasıl yönetilebilir? Milletimiz elbette bu tabloyu görüyor, değerlendiriyor. Bize düşen, karşımızdaki ittifakın, 'millet' ifadesinin altına gizlemeye çalıştığı gerçek yüzünün ortaya çıkması için çalışmaktır.
"Seçim gününe kadar sinsi hesapları hep beraber ortaya dökmüş olacağız"
Açıp bakın anayasa tekliflerine, bunlarla ilgili en küçük bir şey var mı? Yok. Çünkü böyle bir dertleri, niyetleri, gayretleri yok. Milletimiz bu ülkeyi, 'Cumhur İttifakı seçimde başarısız olsun, AK Parti iktidardan gitsin, Erdoğan kaybetsin de sonra ne olursa olsun' diyen bir zihniyete asla teslim etmez. Kendisinin ve evlatlarının geleceğini düşünen hiçbir vatandaşımız, bunlara itibar etmez, sadece gülüp geçer. Aslına bakılırsa, sadece iktidarın hayalini kurarak, kıyısından köşesinden yakaladıkları yetkileri hoyratça kullanarak sergiledikleri kibir, nobranlık, küstahlık bile CHP ve şürekasının maskesini düşürmeye yeterlidir. İnşallah seçim gününe kadar hep birlikte göstereceğimiz gayretle bu maskeyi tamamen indirmiş, kirli hırsları, riyakarlıkları, sinsi hesapları hep beraber ortaya dökmüş olacağız.
AK Parti milletin kurduğu, milletimizin iktidara getirdiği, verdiği her mücadelede yanında yer aldığı bir partidir. Bizler milletimizin asli sahibi olduğu bu patinin sadece emanetçileriyiz. Her birimiz görevimizi ne kadar hakkıyla yerine getirebilirsek, bu emanete o derece layık olduğumuzu gösterebiliriz. Ülkemizin içinden geçtiği kritik dönem, şahsım dahil hepimizin sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Bunun için AK Parti ailesi olarak genel merkezimizle, milletvekillerimizle, kadın ve gençlik kollarımızla, il ve ilçe teşkilatlarımızla, belediye başkanlarımız ve Meclis üyelerimizle, mahalle temsilcilerimiz ve sandık görevlilerimizle hep beraber bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak işimize dört elle sarılmalıyız. Seçim gününe kadar her haneyi defalarca ziyaret etmeli, her insanımıza defalarca ulaşmalıyız.
Teşkilatlarımızdan üyelerimize, üyelerimizden vatandaşlarımıza uzanan bu muhabbet iklimini sürekli canlı tutmalıyız. Seçime kadar sahada çalışılır ama seçim günü iş, unutmayın sandıkta biter. Bunun için sandıklara iyi sahip çıkacağız. Bu işin bugüne kadar en başarılı partisi AK Parti'dir, bundan sonra da bu başarıyı devam ettirmeliyiz. Milletten umudunu kesenlerin sandık üzerinden oynamaya kalkacakları oyunlara karşı dikkatli olacağız. Sandık kurulu üyelerimizle, mahalle temsilcilerimizle gerekiyorsa teker teker bir araya gelerek en küçük bir eksikliğe, aksaklığa meydan vermeyeceğiz.
Diğer yandan Türkiye'nin ve milletimizin düşmanları da boş durmuyor. Onlar da kendi mecralarında 2023'e hazırlanıyor. Son dönemde partimize yönelik kumpasların, ülkemize yönelik saldırıların, sınırlarımıza yönelik tacizlerin artmasının gerisindeki hesaplardan biri de 2023'ü biçimlendirme planlarıdır. Ama bizim onlardan bir farkımız var. Biz, 'Niyet hayır, akıbet hayır' diyerek önce Rabb'imizin yardımına güveniyoruz. Biz, bugüne kadar bizi hiç yalnız bırakmayan milletimizin desteğine güveniyoruz. Biz, mazlumların duasına güveniyoruz. Böyle bir inancın, böyle bir iradenin karşısında durabilecek hiçbir fani güç tanımıyoruz. İnşallah hep birlikte 2023 imtihanından da alnımızın akıyla çıkacağız.