Parçalı Bulutlu 3.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 08.08.2022 13:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tahıl koridoru mutabakatının hayata geçirilmesini temin ettik. Böylece gıda krizinin kapıda olduğu dönemde dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde, 13. Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

İki yıl aradan sonra sizleri yeniden Cumhurbaşkanlığında ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Büyükelçiler Konferansı'nın ve yapacağımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve hariciye teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Dışişleri Bakanımın şahsında konferansın icrasında emeği geçen, değerli fikirleriyle programa katkı sunan herkesi şimdiden tebrik ediyorum. Dünyanın dört bir köşesinde görev yapan devletimizi gururla temsil eden büyükelçilerimizin tespit, teklif ve değerlendirmelerinin son derece kıymetli olduğuna inanıyorum. Sizlerden bu süreçte görüş ve kanaatlerinizi açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. İlk kez 2008'de düzenlediğimiz Büyükelçiler Konferansı'nın önemi, aradan geçen 14 yıllık süre zarfında çok daha iyi anlaşılıyor. Her yıl küresel diplomasinin fotoğrafının çekildiği konferans vesilesiyle hem geçmiş yılın muhasebesini yapıyor hem de ülkemizin tehditler ve fırsatlar karşısında daha hazırlıklı olmasını sağlıyoruz.

Büyükelçilerimizin kendi aralarında tecrübe ve bilgi paylaşımına imkan veren devletimizin diğer kurumlarıyla koordinasyonunu artıran konferansın idari yapımızda önemli bir ihtiyacı giderdiğini görüyoruz. 2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi' temasıyla gerçekleştirilen 13. Büyükelçiler Konferansı'nın da daha öncekiler gibi verimli, ufuk açıcı tartışmalara zemin teşkil edeceğini düşünüyorum. Bilhassa bölgemizde ve küresel ölçekte yaşanan kritik gelişmeler dikkate alındığında, samimi ve içerikli fikir teatisine olan ihtiyacımız ortadadır.

Merhum Cengiz Aytmatov'un ifadesi ile 'bir günü bir asra bedel' olan bu dönemlerde en küçük bir hatanın, ihmalin sonuçları çok ağır olacaktır. Bunun önüne geçmek ise ancak istişare kültürü ve iş birliği ruhunun içselleştirilerek bakanlıklarımız arasında güçlendirilmesiyle mümkündür. Bürokratik oligarşinin sembollerinden olan kurumsal taassubun, geçmişte ülkemize yüklediği faturaları hepimiz gayet iyi biliyoruz. Türkiye, sadece devlet organlarında eş güdüm eksikliğinin değil, rekabetin düz savaşının, çekişmenin hatta çatışmanın bedelini ödemiş bir ülkedir.

"Devletin içine sızmış örgütlerden, farklı menfaat gruplarına kadar bir çok karanlık odakla karşılaştık, mücadele ettik"

İlk göreve geldiğimizde bu sorunla malesef biz de pek çok defa yüzleştik. Kendini milletten, milletin yetki ve sorumluluk verdiği siyasi iradeden üstün gören elitist zihniyetin engellemelerine maruz kaldık. Devletin içine sızmış örgütlerden farklı menfaat gruplarına kadar birçok karanlık odakla karşılaştık, mücadele ettik. 27 Nisan bildirisinden 7 Şubat MİT krizine, 17-25 Aralık girişiminden 252 vatan evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar devletin içine çöreklenmiş yapıların hedefi haline geldik. Milletimizin güçlü desteği ve demokratik zeminde yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde hamdolsun tüm saldırıları boşa çıkardık. Devletine ve milletine bağlı, vatanperver bürokratlarımızın da çabalarıyla ülkemize tarihi önemde eserler, hizmetler, yatırımlar kazandırdık. 

"Türkiye son asrın en büyük sağlık krizini başarıyla yöneten bir kaç ülkeden biri oldu"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek Türkiye'ye ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak bedel ödeten vesayetçi yaklaşımları rafa kaldırdık. Karar alma süreçlerini hızlandırarak yönetimde çift başlılığa son veren bu sistemin özellikle avantajlarını bilhassa salgın döneminde bizzat müşahede ettik.

Türkiye, son asrın en büyük sağlık krizini başarıyla yöneten birkaç ülkeden biri oldu. Kendi insanımıza sahip çıktığımız gibi bizden talepte bulunan 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek gönderdik. Gerek vatandaşlarımızın diğer ülkelerden tahliyesi gerekse yardımların ulaştırılması noktasında fedakarca çalışan, milletimizin yüzünü ağartan siz büyükelçilerimizi bir kez daha canıgönülden tebrik ediyorum.

"Çevremizde barış ve iş birliği kuşağı oluşturma, iyi komşuluk ilişkilerini geliştirme anlayışıyla hareket ediyoruz"

Burada yakaladığımız başarıyı, bölgemizde gerilimin azaltılması ve barışın tesisi yolunda da sergilemenin gayretindeyiz. Çevremizde barış ve iş birliği kuşağı oluşturma, iyi komşuluk ilişkilerini geliştirme anlayışıyla hareket ediyoruz. Yaşadığımız acı tecrübeler özellikle bize savaşı kazananın, adil bir barışın da kaybedeninin olmayacağını göstermiştir. Çocukların daha ömürlerinin baharındayken can verdiği bir ortamda kimsenin kendisini güvende hissedemeyeceği açıktır. Rusya-Ukrayna savaşında ilk günden itibaren hep bu hususa dikkat çektik. Hem Sayın Zelenskiy ile hem Sayın Putin ile olan görüşmelerimizde sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdik. Önce Antalya'da, ardından da İstanbul'da yapılan temaslar, umutların yeniden yeşermesine sebep olmuştur fakat sahada yaşanan müessif gelişmeler dolayısıyla oluşan müspet atmosferi kalıcı ateşkese tahliye etmek ne yazık ki mümkün olmadı.

 

"Tahıl Koridoru Mutabakatının hayata geçirilmesini temin ettik"

Elbette bizim gibi barışı savunanlar kadar savaşın uzamasını, her iki taraf için daha yıpratıcı hale gelmesini isteyenler de vardı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen çabalarımızı sürdürerek Tahıl Koridoru Mutabakatı'nın hayata geçirilmesini temin ettik. Şu anda bildiğiniz gibi gemiler geliyor. Böylece gıda krizinin kapıda olduğu bir dönemde dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk. Şimdiye kadar ciddi bir sıkıntıyla karşılaşmadan bu mutabakatı işletmeyi başardık. Bölgemizde sulhu sükun hakim olana kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz.

Nasıl 'Bal bal' diyerek ağız tatlanmazsa barış nutukları atarak da dünyada barış tesis edilemez. Yurtta barış, dünyada barış ilkesi ancak proaktif, girişimci ve sorumluluk üstlenen yaklaşımlarla gerçeğe dönüşebilir. Aynı şekilde sahada güçlü olmadan masada kazanımlar elde etmenin zorluğu da ortadadır. Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarının azadlık süreci bunun en çarpıcı örneğidir. Yaklaşık 30 sene boyunca süren işgal, katliam ve soykırım politikaları karşısında malesef uluslararası toplum kayda değer hiç bir adım atmadı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz yıllarca hem işgalin hem kayıplarının acısıyla yaşamak mecburiyetinde bırakıldı.

"Varılan anlaşmalarla Güney Kafkasya'da yeni bir dönem başlamıştır"

Bu adaletsizliğe son vermek, Türkiye'nin destekleri ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine nasip oldu. 44 gün süren destansı bir mücadele neticesinde hamdolsun Karabağ, yeniden özgürlüğüne kavuşmuş, 30 yıllık işgal son bulmuştur. Varılan anlaşmalarla Güney Kafkasya'da yeni bir dönem başlamıştır. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Bugüne kadar Azerbaycan ile yakın istişare halinde pek çok adım attık.

Radikal Ermeni çevrelerin sabotajlarına rağmen Kafkasya'da kalıcı barış yolunda önemli mesafe aldık. Ermenistan'la özel temsilciler vasıtasıyla başlattığımız görüşmeler devam ediyor. Başbakan Paşinyan ile Kurban Bayramı münasebetiyle aradığında çok yapıcı bir görüşme yaptık. Ermenistan'ın gelişmeleri doğru okuyarak Azerbaycan ve Türkiye'nin samimi çağrılarına karşılık vermesiyle bölgemizin istikrara kavuşacağına inanıyorum.

Suriye'deki iç savaşın sonlandırılması, Irak'ta, Lübnan'da, Filistin'de, Yemen'de, Libya'da, Afganistan'da istikrarın temini için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerimizi daha eskisinden güçlü hale getiriyoruz. İsrail ile tekrar rayına oturan ilişkilerimizi ülkemizin çıkarları yanında Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu savunmak için de kullanıyoruz. Kudüs meselesindeki hassasiyetimizi Türkiye'nin iki devletli çözüme ve Filistin'in güvenlik, huzur ve kalkınmasına verdiği önemi İsrail yönetimiyle en üst düzeyde paylaşıyoruz. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın bizim kırmızı çizgimiz olduğunu açıkça ifade ediyoruz.

 

Son birkaç gündür İsrail güvenlik güçlerinin, Gazze'yi, Gazzeli sivilleri hedef alan saldırıları karşısında da net bir duruş sergiledik. Çocukları, daha kundaktaki bebekleri öldürmenin hiçbir bahanesi olamaz. Türkiye, Filistin halkının ve Gazzeli kardeşlerinin yanındadır. Derin bağlarla sahip olduğumuz Balkanlar'da istikrar, iş birliği ve refahın tesisi için ayrıca çalışıyoruz. Ege'de, Doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de aynı gaye ile hareket ediyoruz.

Karadeniz'de yaptığımız 540 milyar metreküplük doğal gaz keşfi, enerji alanındaki ısrarlı çabalarımızın ilk meyvesini oluşturdu. Bizi hayalcilikle, bizi maceraperestlikle, ülkenin kaynaklarını heba etmekle suçlayanlar, bu tarihi keşifle birlikte bir kez daha mahcup oldu. Yarın, adını Abdülhamid Han koyduğumuz yeni nesil teknolojiye sahip dördüncü sondaj gemimizi, Mersin Taşucu Limanı'ndan uğurlayacağız. Bugüne kadar yetki alanlarımızda bize rağmen herhangi bir tasarruf veya işlem yapılmasına izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk

Türkiye'ye ve Türk milletine yönelik terör tehditlerini, kaynağı ne olursa olsun ortadan kaldırmaya kararlı ve muktedir olduğumuzu tüm dünya biliyor. Sınırlarımız içinde ve sınır ötesinde gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölücü terör örgütünün belini kırdık. Bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını, bu örgütlerin destekçileriyle beraber tüm dünyaya gösterdik. Emperyalistlerin tetikçiliğini yapan katil sürülerini bölgemizden tamamen söküp atana kadar durmayacak, terörle mücadelemizi sürdüreceğiz. Güney sınırımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bir hat kurma kararımız bakidir. Suriye'de terör örgütünün yuvalandığı son bölgeleri de temizleyerek, bu güvenlik kuşağının halkalarını inşallah yakında birleştireceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk

Mevcudiyetimizi küresel ölçekte göstermemiz çok taraflı platformlarda da söz sahibi olmamızı gerektiriyor. Birleşmiş Milletler, AGİT, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda sözünün ağırlığı olan bir ülkeyiz. Mevcut küresel sistemin yapısından kaynaklanan sorunların, günümüzün meseleleri karşısında yetersiz kaldığını görüyoruz. Bunun en son örneği 6'ncı ayına giren Rusya-Ukrayna savaşıdır. Veto yetkisini haiz 5 ülke, binlerce sivilin ölümüne milyonlarcasının evlerini terk etmesine engel olamamıştır. Bu itibarla, 'Dünya beşten büyüktür' söylememizi her vesileyle ve haklı argümanlarımızla tekrarlıyoruz. 'Daha adil bir dünya mümkün' diyerek de insan, adalet, hak, hukuk ve eşitlik eksenli bir sisteme olan ihtiyacı dile getiriyoruz. Türkiye'nin çağrılarının, sistemin mağdur ettiği coğrafyalar başta olmak üzere ciddi bir makes bulduğunu müşahede ediyoruz.

Türkiye'nin çağrılarının sistemin mağdur ettiği coğrafyalar başta olmak üzere ciddi bir makes bulduğunu müşade ediyoruz. Bugün Türkiye 255 dış temsilciliği ile dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip ilk 5 ülkesi arasında yer alıyor. Afrika ortaklık politikamız kapsamında 54 ülkenin bulunduğu kıtada 44 büyükelçiliğimiz faaliyet gösteriyor. Latin Amerika ve Karayipler açılım politikamızla bölge ile ticaret hacmimizi 15 kat artırdık. Büyükelçilik sayımızı ise 18'e yükselttik. Yeniden Asya Girişimi'miz ile bu bölgeyle ilişkilerimizi daha da derinleştiriyoruz. Türk Hava Yolları, TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı ve Türk Kızılay gibi kuruluşlarımız bu diplomatik hedeflerimize ulaşmamıza destek sağlıyor. Devletimizin kurumları arasındaki insicamı yansıtan bu iş birliği ruhunu güçlendirerek devam ettireceğiz. Bu süreçte tüm ilgili kurumlarımızın sizlerin yanında olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.

"Ülkemiz sadece PKK ve uzantılarıyla değil FETÖ ile de mücadelesinde yalnız bırakılmıştır"

Türkiye bulunduğu coğrafi konumu itibarıyla ne doğuya ne batıya sırtını dönemez. Büyük Selçuklu devletinin sembolü olan çift başlı kartal misali doğu ile de batı ile de ilişkilerimizi aynı anda güçlü tutmamız gerekiyor. NATO müttefikimiz ABD ile münasebetlerimizin değişen bölgesel ve küresel dinamiklerle uyumlu hale getirilmesi müşterek menfaatimizedir. Ancak Türkiye'nin güvenliğine kasteden terör örgütlerine on binlerce tır dolusu silah vermenin etkisiz hale getirilen teröristlerle ilgili taziye mesajları yayınlamanın müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmadığı da ortadadır. Ülkemiz, sadece PKK ve uzantılarıyla değil, FETÖ ile mücadelesinde de yalnız bırakılmıştır. FETÖ elebaşının Amerikan makamlarına verdiğimiz klasörler dolusu belgeye rağmen hala serbestçe dolaşmasını kabul etmiyoruz. Meclisi bombalayanların, 252 insanımızı şehit edenlerin yeri sokaklar değil, hapishanelerdir.

"Finlandiya ve İsveç'le ilgili net ve kararlı tutumumuzu koruyoruz"

Hiçbir NATO ülkesinin Türk adaletinden kaçan FETÖ'cü alçaklar ve PKK'lı teröristler için birer güvenli liman olmaması gerekir. Bu tavrımızı Madrid'deki son NATO zirvesinde bir kez daha ortaya koyduk. PKK'lıların sokaklarında cirit attığı, polis korumasında paçavralarıyla eylem yaptığı, her yıl ciddi miktarda haraç topladığı devletlerin üyelikleri, NATO'ya fayda sağlamayacağı gibi temsil ettiği değerlere zarar verecektir. Finlandiya ve İsveç ile ilgili net ve kararlı tutumumuzu koruyoruz. Ülkemize verilen ve mutabakatla yazılı kayıt altına alınan sözler yerine getirilmeden Türkiye, bu iki ülkenin üyeliğini onaylamayacaktır.

Karşılaştığımız çifte standartlara rağmen Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefimizden geri adım atmadık, atmayacağız, çoğunluğu Avrupa'da olmak üzere dünya çapında yerleşik 7 milyon vatandaşımızın hak ve çıkarlarının koruyucuları öncelikle sizlersiniz. Batılı ülkelerde son dönemde Müslüman ve Türk düşmanlığı ile barebar kültürel ırkçılığın da arttığını görüyoruz. Başörtülü kadınların sokak ortasında hakarete uğraması, polis korumasında mukaddet kitabımız Kur'an-ı Kerim'in yakılması, mescidlerimize afedersiniz kesilmiş domuz başı bırakılması eften püften bahanelerle derneklerin, camilerin kapatılması, Müslümanlara ait mezarlara dahi tahammül gösterilememesi, tüm bu örnekler ve daha niceleri İslam düşmanlığının ulaştığı ürtükücü boyutları gözler önüne sermektedir.

NSU cinayetlerinde vatandaşlarını kurban vermiş, Solingen faciasını yaşamış Türkiye'nin bu tehditleri görmezden gelme lüksü yoktur. Sizlerden insanımıza daha çok sahip çıkmanızı, vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu, onurunu her şart altında kararlılıkla savunmanızı bekliyorum. Dernekler ve camiler üzerinde giderek yoğunlaşan baskıları, siyaset ve hukuk kanalları üzerinden etkisiz hale getirmenin çaresine hep birlikte bakmalıyız. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın da oy vereceği 2023 seçimleri öncesinde büyükelçilerimizin mesuliyetleri de artmaktadır çünkü seçimler yaklaştıkça insanımızın birlik, beraberlik ve sosyal barışını hedef alan saldırıların da yoğunlaşacağı anlaşılıyor. Bu seçimlerin suhuletle ülkemize, milletimize ve demokrasimize yakışır şekilde düzenlenmesi noktasında sizlere çok büyük görevler düşüyor. Her bir insanımızın mutlaka sandığa gitmesini teşvik ederken FETÖ ve PKK'nın süreci zehirlenmesine müsaade etmemelisiniz.

Sizlerin de desteğiyle 2023'ü ülkemizle birlikte yurt dışında da demokrasi şölenine çevireceğinize inanıyor, gayretleriniz için şimdiden her birinize teşekkür ediyorum. 

Sıradaki Haber
Bakan Varank: Tüm Türkiye'yi 30 Ağustos'ta Samsun'a bekliyoruz
Yükleniyor lütfen bekleyiniz