Parçalı Bulutlu 15ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 07.11.2022 19:57

Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu: Yarın hesaplara yatırılacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye Aile Desteği Programı kapsamında 2,5 milyon vatandaşımıza aktarılacak 3,2 milyar lira yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacak." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu: Yarın hesaplara yatırılacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Erdoğan, son Kabine Toplantısı'ndan bugüne ülke ve millet için hayırlı adımlarla dolu bir dönem geçirdiklerini belirtti.

Türkiye'nin ilk konut hamlesi olan "İlk Evim İlk İşyerim" kampanyasının ilk temelini 25 Ekim'de Ankara Sincan'da attıklarını dile getiren Erdoğan, toplamda 500 bin konut, 1 milyon alt yapılı konut arsası ve 50 bin iş yerini kapsayan bu kampanyanın ilk etabının kuralarının da çekilmeye başladığını belirtti.

Erdoğan, "Bugünden başlayarak 10 gün içinde 12 ilimizdeki 22 binin üzerinde konutun kurasını noter huzurunda çekerek hak sahibi vatandaşlarımızı belirleyeceğiz. İnşallah bu kura işlemi mart ayına kadar bitecek. Bu arada, hazırlığı tamamlanan tüm illerimizde konutların inşasına da hemen geçilecek. Aynı şekilde arsalarla ve iş yerleriyle ilgili süreç de devam ediyor." diye konuştu.

Küresel ekonomik krizin Türkiye'yi de etkisi altına alan yüksek enflasyon sorunu sebebiyle konut ve kira fiyatlarında oluşan dengesizliğin bu çalışmalardaki ilerlemelerle iyice ortadan kalkacağına inandığını söyleyen Erdoğan, konut, arsa ve iş yerlerinin ,tüm hak sahiplerine şimdiden hayırlı olmasını diledi.


"Türkiye Yüzyılı'nı milletimizle birlikte hazırlıyoruz"

"Türkiye Yüzyılı" programının müjdesini 28 Ekim'de Ankara'da çok coşkulu ve adına yakışır bir törenle milletle paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Cumhuriyetimizi yeni yüzyılına, geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmet alt yapısı üzerinde bir büyük vizyonla hazırlama gayretimizi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz. Her çalışmamız gibi Türkiye Yüzyılı'nı da milletimizle birlikte hazırlıyoruz. Ülkemizin 81 vilayetinde ve ilçelerinde yapacağımız programlarla milletimizin Türkiye Yüzyılı'na ilişkin beklentilerini, tekliflerini alarak vizyonumuzu somutlaştıracağız. Böylece seçimlerden önce kamuoyunun karşısına Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir hazırlıkla çıkmayı planlıyoruz. Ülkemizi cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımı olan 2023 hedefleriyle buluşturduğumuz gibi inşallah Türkiye Yüzyılı programına da kavuşturmakta kararlıyız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan sürdürülebilirlik, başarı, güven, istikrar, üretim, verimlilik, güç, dijital iletişim, bilim, kalkınma, barış, değerler, haklılık, şefkat, istiklal ve istikbal, gençler gibi başlıklarla yükselttikleri Türkiye Yüzyılı vizyonunun yüzünü doğruya doğru dönen herkesi umutlandırdığına, heyecanlandırdığına, şenlendirdiğine inandığını söyledi.

Yerli ve milli otomobil Togg

Cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıl dönümünün sevincini; Türkiye'nin ilk yerli ve milli otomobili Togg'un Bursa Gemlik'teki fabrikasındaki üretim bandından çıkış töreniyle taçlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçmişte yerli ve milli sanayi hamleleri, kimi özgüven eksikliği, kimi kasıtlı sabotajlar, kimi istikrarsızlık iklimi sebebiyle kesintiye uğrayan milletimiz için Togg, çok önemli bir sembol haline gelmiştir. Togg'un başarısı sadece bir firmanın, bir markanın, bir üretim tesisinin değil, topyekun 85 milyonun başarısı olarak görülmektedir. Bu açık hakikate rağmen hala yapılan işi önemsizleştirmeye, değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarını da ibretle takip ediyoruz. Rabb'im hiç kimseyi siyasi, ideolojik ve nefsi bağnazlığı yüzünden kendi ülkesine ve milletine düşmanlık edecek seviyeye düşürmesin."

"Teknolojisi ve akıllı cihaz özellikleriyle geleceğin aracı olan, şubatta satışı başlayacak, mart sonunda yollara çıkacak Togg'a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin, bu gururla tanışmasında katkısı olan herkese de teşekkür etti.

"Sağlık sistemimizi, 'Health Türkiye' başlığı altında küresel bir markaya dönüştürüyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, kalkınma devrimlerinin en önemli başlıklarından birini oluşturan sağlık alanında geldiği seviyeyi ve yeni hedeflerini, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle 31 Ekim'de İstanbul'da düzenlenen toplantıda tekrar değerlendirme imkanı bulduklarını belirtti.

Sağlıkta gerçekleştirdikleri devrimin en önemli sembollerinin güçlü altyapı, dijitalleşme yoluyla hizmet standartlarını yükseltme ve şehir hastaneleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi de sağlık sistemimizi, çalışma şartlarını iyileştirdiğimiz insan gücümüz ve ülkemizin her köşesine uzanan yaygın alt yapısıyla 'Health Türkiye' başlığı altında küresel bir markaya dönüştürüyoruz. Gıptayla bakılan bu birikimi, Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere tüm dostlarımızla paylaşmayı da bizi diğerlerinden ayıran insani, vicdani ve hakkaniyetli duruşumuzun gereği olarak görüyoruz. Bunun yanında 'Health Türkiye' çatı markasıyla dünyada yıllık 100 milyar dolara yaklaşan sağlık turizminden ülkemizin aldığı payı en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz."

Türkiye'nin 81 vilayetinin, ilçelerinin tamamındaki "hademeihayrat" şuuruyla görev yapan müftülerle de bir araya geldiklerini dile getiren Erdoğan, bu toplantıda, ilçe müftüleriyle geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan kapsamlı bir değerlendirme yaparak kendilerine ifa ettikleri görevin önemini hatırlattıklarını, onlardan beklentilerini dile getirdiklerini belirtti.

"Türkiye, 'beşinci kol' elemanlarından çok çekmiştir"

Polis Akademisinin 1 Kasım'daki 6. Dönem Komiser Yardımcıları Mezuniyet Töreni'nde, emniyet teşkilatına katılan gençlerin sevinçlerine ortak olduklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin güvenliğiyle milletin huzurunu tahkim etmek için yeniden yapılandırdığımız Polis Akademimiz, başarılı çalışmalarıyla göz dolduruyor. Bu vesileyle uyuşturucu gibi bir insanlık suçuyla polislerimize ve hükümetimize iftira atanların siyaset yapmanın ötesinde sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Her kim Türkiye'yi terör örgütleriyle, uyuşturucuyla, mafyayla, küresel tefecilerle, insan kaçakçılarıyla, envai türden kopukla, uğursuzla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa yaptığı işin adı, 'beşinci kol' faaliyetidir.

Türkiye, geçmişten bugüne çeşitli görünümlerle, söylemlerle, yapılarla karşısına çıkan 'beşinci kol' elemanlarından çok çekmiştir. Milletimiz uzunca bir süre, bu tür faaliyetler sebebiyle hak ettiği imkanlardan, eserlerden, hizmetlerden mahrum kalmıştır. Medeniyetinden, tarihinden, kültüründen güç alarak ülkeyi büyütmek için adımlar atan her siyaset, devlet ve iş adamı bunların zeminini oluşturduğu vesayet ve darbe engeliyle karşılaşmıştır."

"Bu defa açık net söylüyorum, başaramayacaklar"

Cumhuriyetin 100'üncü yılından alınan ilhamla, ülkeyi Türkiye Yüzyılı'na hazırladıkları kritik bir dönemde yine aynı oyunun sahnelenmeye başlandığını söyleyen Erdoğan, "Ama bu defa açık net söylüyorum; başaramayacaklar." dedi.

Çünkü milletin, ülkesinin 20 yılda kat ettiği asırlık demokrasi ve kalkınma hamlesinden edindiği tecrübeyle bu oyunları bozacak feraset ve dirayete sahip olduğunu sayısız örnekle gösterdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hatırlarsanız bunlar, sınırlarımız teröristler tarafından taciz edilirken DEAŞ'ın, çukur eylemleri ile vatan topraklarına göz dikilirken PKK'nın, 15 Temmuz'da darbe girişimine maruz kaldığımızda FETÖ'nün, Suriye harekatlarında cümle emperyalistlerin, düzensiz göç yükünü insani refleksle sırtlandığımız süreçte Avrupa'nın, Karabağ'ın işgaline karşı kardeşlerimizin yürüttüğü vatan muharebesinde Ermenilerin, ekonomik tuzaklarla ülkemize diz çöktürülmeye çalıştırılırken faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Çünkü kendilerine verilen görev buydu. Diyet borçları bunu gerektiriyordu. İnşallah son örneğini uyuşturucu iftirasıyla bir kez daha gördüğümüz aynı kirli oyunu bir kez daha bozacağız."

Erdoğan, geçen cumartesi Gaziantep'te vatandaşlarla kucaklaşıp hasret giderdiklerini, resmi rakamla 75 bin kişinin katıldığı toplu açılış ve mitingin Gazianteplilerin 2023'e nasıl hazırlandığının en güzel ifadesi olduğunu belirtti.

Gaziray ile yapımı tamamlanan diğer eser ve hizmetlerin açılışlarını yaptıktan sonra 25 Aralık Panorama Müzesi'nde kadınlarla keyifli bir sohbet gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, kendilerini coşkuyla, sevgiyle, samimiyetle bağrına basan tüm Gazianteplilere teşekkür etti.

Köy Yaşam Merkezleri

Erdoğan, bugün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ülkenin dört bir yanında hayata geçirilen 2 bin Köy Yaşam Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile bu adımı attıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Köy Yaşam Merkezleri projesiyle adeta yeni baştan inşa ettiğimiz okul altyapımız sebebiyle artık kullanılmayan köy okulları binalarımızı hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden aktif eğitim birimleri haline getirmeyi hedefliyoruz. Okullarda sadece öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul eğitimi verilmekle kalmayacak, okul binalarımız aynı zamanda köy halkının ihtiyaçlarına göre çeşitlenen farklı mesleki ve teknik kursların düzenlendiği kültür ve sanat faaliyetlerinin yürütüldüğü merkezler haline gelecek. Köylerde yaşayan vatandaşlarımızın tamamına, özellikle de hanım kardeşlerimize önemli katkısı olacağına inandığım bu projenin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum."

Yurt dışı programları

Erdoğan, yarın Hasankeyf Tüneli ve yollarının açılış törenine canlı bağlantı ile katılacağını, perşembe günü 10 Kasım Anma Törenlerinin ardından başlayacak bir dizi yurt dışı program gerçekleştireceklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan'ın Semerkant şehrine gideceklerini, orada Türk devletleri ile zirve oluşturacaklarını, ardından Endonezya'da yapılan G-20 Liderler Zirvesi'ne, daha sonra Bahreyn'de gerçekleştirilen Manama Diyalog Forumu'na, son olarak da Katar'da 2022 FIFA Dünya Kupası açılış programına katılacaklarını ifade etti.

Tüm bu programlarda gerçekleştirecekleri toplantı ve görüşmelerde ülkenin siyasi ve ekonomik vizyonuna uygun değerlendirmeleri muhataplarıyla paylaşacaklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye'yi en iyi şekilde temsil edecekleri programların ülke için hayırlara vesile olmasını diledi.

"Milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni bir yapı inşa ettik"

Türkiye'nin dünyanın en eski, en güçlü, sürekliliği en sağlam devlet geleneğine sahip milletlerinin başında geldiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Anadolu'yu kendimize vatan yaptıktan sonra da bu topraklarda yükselttiğimiz her bayrakla ortak varlığımızın teminatı, güç kaynağımız, bağımsızlığımızın mihenk taşı devletimize sahip çıktık. Selçuklu'nun attığı temeller, vurduğu damgalar hala Anadolu'nun dört bir yanında yaşıyor. Osmanlı'yı bir uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin çoğu halen ayaktadır. Cumhuriyet'imizi kurarken tüm bu birikimin üzerine milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni bir yapı inşa ettik. Rahmetli Erol Güngör, Anadolu'daki Türk devletlerinin Orta Asya'daki devasa imparatorluklar gibi kısa sürede yıkılıp gitmeyişini Osmanlı'nın dehasına bağlıyor. Yerleşik bir medeniyet olan Osmanlı'nın Cumhuriyet'e bıraktığı mirasın büyüklüğünü bugünkü önemli kurumlarımızın çoğunun kuruluş tarihlerinde görmek mümkündür. Üniversitelerimizden Meclis'imize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı'nın kurduğu müesseselerin çoğunun devam ettiği gerçeği, devletteki sürekliliğin işaretidir. Hiç şüphesiz bu gücün gerisinde milletin ve devletin ruh ve beden gibi ayrılmaz bir bütün olması vardır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte vesayet odaklarının devleti, milletin değerlerine ve iradesine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarıyla önemli ölçüde tamir ettiklerini dile getirdi.

"Devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik"

Artık sadece tarihten geleceğe uzanan kadim mirasın özüne uygun şekilde asli görevlerine odaklanmış, milletiyle etle tırnak gibi bütünleşmiş şekilde çalışan bir devlete sahip olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda dünyada hak ettiği yere çıkartmak için gece gündüz çalışıyoruz. Cumhuriyet'imizin yeni yüzyılına girerken devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik. Ancak korkaklar kendi insanlarının düşüncelerine kelepçe vurmak, kendi halkını geri bırakmak, kendi ülkesinin büyümesini engellemek ister. Biz milletine husumet besleyen korkaklarla mücadele ederek, zihinlere ve kalplere vurulan prangaları kırarak, yasakları ortadan kaldırarak Türkiye'yi bugünlere getirdik. İşimiz hizmet, gücümüz millet derken ülkemize kazandırdığımız ve kazandıracağımız eserler yanında işte bu tarihi zihniyet dönüşümünü de kastediyorduk. Büyük fikirlerin, büyük sanatçıların içinde hayat buldukları özgürlük öyle sadece sloganla, lafla, kağıt üzerinde yapılan düzenlemelerle olmaz. Bunun için insanlara hayallerini gerçekleştirebilecekleri imkanları sağlamanız gerekir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi 81 vilayeti ve 85 milyon insanıyla kuşatan, eser ve hizmetlerle zenginleştirirken aslında gerçek özgürlüğün de zeminini döşediklerini vurguladı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yıllarca vesayetin baskısı, terör örgütlerinin saldırıları, çetelerin tehditleriyle bunalan insanımızı güvenliğin ve huzurun iklimine taşırken aynı zamanda bireyleri her alanda gerçek özgürlükle de tanıştırıyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıptayla bakan insanımıza çok daha ileri hakları ve imkanları sunmak için mücadele ederken her kesimden vatandaşımızın özgürlük talebine de cevap veriyorduk. Biz bu çabaları gösterirken, elimize kolumuza sarılanların, paçamızdan çekenlerin özgürlük söylemlerinin gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor."


Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendiği konuşmasında, Türkiye'yi yönetme sorumluluğu üstlendikleri dönemde üzerinde önemle durdukları hassasiyetlerden birisinin de adalet olduğunu söyledi.

Uzun süre belirli grupların elinde vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti, hakkın ve halkın aracı haline getirecek reformların altında kendilerinin imzasının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "İktidardayken partisine kapatma davası açılmış, iktidardayken muhtıra ve darbe teşebbüslerine maruz kalmış bir siyasetçi olarak adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özgürlükleri genişletmek, adaleti vesayetin elinden kurtarmak isterken önlerine zorluk çıkaranların, ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacaklarının, bu süreci tersine çevirmeye çalışmak olacağını kaydetti.

Özgürlüğün de adaletin de siyasetinin olmayacağının altını çizen Erdoğan, bunların "insanların en tabii ve analarının ak sütü gibi helal" hakları olduğunu ifade etti.

Amaçlarının, bu kavramlarla siyasi polemik çıkarmak değil, ülkenin ve milletin kazanımlarına sahip çıkma kararlılığını ifade etmek olduğunu dile getiren Erdoğan, Milli Mücadele'nin ardından Cumhuriyet ile taçlandırılan devleti daha ileriye taşımak için bu kararlılığın hep birlikte ortaya konduğunun gösterilmesine ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"​​​​​​​Teklifimiz, siyasetin dilinin, duruşunun ve davranışının merkezine 'devletimizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh yapmak' olarak ifade edebileceğimiz ortak hayallerimizi koymaktır. Unutulmamalıdır ki bugüne kadar ülkemizde hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmet, milletimizin ortak kazanımını ifade ediyor. Aynı şekilde 2023, ortak hedeflerimizi, Türkiye Yüzyılı olarak ortak geleceğimizi, 2053 ve 2071 ortak vizyonlarımızı ifade ediyor. İyiyi, güzeli, doğruyu, hakkı, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam tersine milletimiz nezdinde büyütür, itibar sahibi yapar. Köken, inanç, meşrep farkı olmaksızın ülkemizde her insanın, özellikle de gençlerimizin beklentisi, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla demokrasinin tüm sacayaklarının akıl ve vicdan sahibi her kesimin bu şekilde davranması, gayret göstermesi, duruş sergilemesidir. 2023, diğer pek çok alanda olduğu gibi bu hususta da ülkemiz ve milletimiz için yeni bir milat, tarihi bir dönüm noktası olacaktır. Cumhurbaşkanı ve kabinesi olarak 'Niyet hayır, akıbet hayır' diyerek tüm çalışmalarımızı bu hissiyatla yürütüyor, her eser ve hizmetimizi bu anlayışla hayata geçiriyoruz."

"Sosyal destek programlarımızı sürdüreceğiz"

Dünyanın ve Türkiye'nin içinden geçtiği kritik sürecin, sosyal desteklerin önemini giderek artırdığını belirten Erdoğan, bu dönemlerin en yıkıcı etkilerinin düşük gelirli toplum kesimleri üzerinde ortaya çıktığını vurguladı.

Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturuna gönülden inandıklarını, sosyal destekler konusundaki hassasiyetlerinin fazla olduğunu dile getirdi.

Son dönemde sosyal yardımların hem etkinliğini artıracak, hem de yelpazesini genişletecek yeni adımlar attıklarını aktaran Erdoğan, hayatının idamesi için gereken temel ihtiyaç maddelerine ulaşamayan vatandaşlara yönelik kapsamlı yardımların sürdüğünü, bunlara ilişkin rakamları sürekli güncelleyerek, devletin "kimsesizlerin kimsesi olma" vasfını koruduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelir seviyesi belirli bir rakamın altında kalan vatandaşlarımıza içinden geçtiğimiz şu sancılı dönemde koruyucu, önleyici tarzda destek olacak yeni programlar geliştirdik. Türkiye'nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her vatandaşımızla paylaşma düşüncesinin ürünü bu programlardan biri de 'Türkiye Aile Desteği'dir. Bu kapsamda 2,5 milyon vatandaşımıza aktarılacak 3,2 milyar lira, yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacaktır. Elektrik desteğinden yararlanan 3 milyon hanenin 666 milyon lira tutarındaki ödemesi de bu hafta içinde yapılacaktır. Doğal gaz yardımının 2022 yılı kış dönemi ilk grup ödemesi de yine bu hafta içinde gerçekleştirilecektir. Engelli ve yaşlı maaşlarının hak sahibi 1 milyon 379 bin 493 kişiyi kapsayan 2,1 milyar lira tutarındaki kasım ayı ödemeleri de geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Vatandaşlarımızın kış dönemindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ülke çapında faaliyet gösteren binin üzerindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza aktarılacak ek periyodik payı iki kat artırarak 450 milyon liraya çıkardık. Sadece kasım ayında bu vakıflarımıza aktarılan kaynak 900 milyon lirayı buldu. Böylece bu hafta içinde kısaca ifade etmeye çalıştığım başlıklar altında 7 milyar lira tutarında bir sosyal destek rakamını insanlarımızın hizmetine sunmuş olduk. İnşallah hiçbir vatandaşımızı aç, açıkta, soğukta değil, aynı zamanda ailesi içinde boynu bükük bırakmayacak bir anlayışla sosyal destek programlarımızı sürdüreceğiz."

Anayasa değişikliği

Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifine ilişkin açıklamalarda da bulunan Erdoğan, şunları paylaştı:

"Geçtiğimiz hafta, başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içeren Anayasa değişikliği teklifimizi arkadaşlarımız Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle görüştüler. Bu görüşmelerin kati neticesi alındıktan sonra şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa da Cumhur İttifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclise sunmayı planlıyoruz. Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Temennimiz de Mecliste bu değişikliği doğrudan kabul edecek bir çoğunluğun sağlanabilmesidir. Ancak milletimize sözümüz gereği, Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz."

Sıradaki Haber
Türkiye-ABD Üst Düzey Savunma Grubu Toplantısı tamamlandı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz