Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları;
Yaklaşık 90 bin öğrencisiyle ülkemizin en büyük yükseköğrenim kurumları arasında bulunan 9 Eylül üniversitemizin önümüzdeki dönemde her alanda başarısını daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum.
"Eserleriyle gençlerimize örnek olan üç önemli kayıp yaşadık"
Son günlerde her biri kendi alanlarındaki başarıları, eserleriyle gençlerimize örnek olan üç önemli kayıp yaşadık. Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler’dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş, tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş bu büyük ustayı tanzimle yâd ediyorum. Kendisiyle ve objektifiyle ailece ayrıca şahsen tanışma imkanı bulduğumuz bu büyük usta, son nefesine kadar ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil etmiştir.
İkinci olarak rahmetle yad etmek istediğim isim ıhlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi, şiirimizin bir çift beyaz kartalı, Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahattin Karakoç’tur. Her ölüm hüzünlüdür ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen büyük aşk ve dava şairi Abdurrahim Karakoç’un da ağabeyi olan Bahattin Karakoç’u şaire yakışır şekilde şiirleriyle yad etmektir.
Bugün burada sizlerle paylaşmak istediğim üçüncü kaybımız, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanındaki akademik çalışmaları yanında siyasetçi kimliği ile de saygıdeğer bir hanımefendi olarak tanıdığımız Profesör Doktor Oya Akgönençtir. Oya Akgönenç hocamıza da Allah’tan rahmet diliyorum.
"Başarı işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir."
Bu üç isim her biri kendi alanındaki üstüm çalışmaları ve başarılarıyla da gençlerimizin çok iyi tanımaları, öğrenmeleri ve örnek almaları gereken şahsiyetlerdir. Başarı hangi işi yaptığınızla ilgili değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız en iyi fotoğrafları çekiyorsanız bu milletin gönlünde yer edinirsiniz. Şairseniz yürekleri feth eden şiirleri yazıyorsanız isminiz tarihe ölümsüz harflerle yazılır. Akademisyenseniz, alanınızda en iyi birikime sahipseniz ve bunu insanlık için en doğru şekilde kullanılıyorsanız asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize ve milletinize yaptığınız hizmetler oranında kalıcılık ve itibar elde edersiniz. Öğrencilerimizden de eğitimlşerine, öğretimlerine aynı anlayışta ve dört elle sarılmalarını bekliyoruz.
.jpg)
"Yeni dönemde öncelikli hedefimiz eğitimi Türkiye'nin hedeflerine ulaştırmaktır."
Biz kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Bu kadim tarihte, çok büyük emekler, fedakarlıklar vardır. Sadece Anadolu’daki varlığımızı koruyabilmek için verdiğimiz mücadelenin her biri dahi tek başına bir destandır. Sadece Malazgirt'ten başlayıp 15 Temmuz'a uzanan şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum. her alanda kökleri derinlere inen kurumlara sahibiz. Mesela bugün içinde bulunduğumuz yükseköğrenim kurumlarımız dünyanın eski eğitim-öğretim müesseselerinin mirasçılarıdır. Şanlıurfa'da binlerce yıllık geçmişe sahip ve bir ksımı hala ayakta olan dünyaca ünlü Harran Okulu, dünyanın en eski üniversitelerinden biri olarak kabul edilir. İstanbul, Bursa, Konya, Erzurum, Diyarbakır başta omak üzere nice şehirlerimiz asırlar boyunca sadece bölgemizin değil, dünyanın en önemli kültür ve bilim merkezleriydi.
Peki böylesine bir mirasa sahip Türkiye'nin nasıl oluyorda bugün dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamesi okunmuyor. Demekki bir şeyleri kaybettik. Bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, bir şeyleri ihmal ettik. Yitik kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarda saklı öyleyse sorunun çözümünü de yine burada arayacağız. Türkiye’nin son 17 yılda kat ettiği mesafe ocağın ateşini biraz harlayınca ortaya güzel sonuçlar çıkabildiğini gösteriyor. Bu süreçte en büyük yatırımı eğitim-öğretime yaptık ancak bu yatırımlardan henüz istediğimiz neticeyi elde edebildiğimizi malesef söyleyemiyorum. İnşallah önümüzdeki kısa zaman içerisinde, atacağımız adımlarla yeni bir çıkış, diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Altyapı ve kapasite bakımından çok büyük mesafe kat etmemize rağmen içerik ve sistem konusunda hala sıkıntılarımız var. Okullarımızıdaki eğitimin standardını sınavlara ihtiyaç duymadan dikey geçişleri sağlayabilecek düzeye getirmekte ne yazıkki zorlanıyoruz. İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik hem sistem olarak Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak seviyeye çıkarmaktır. Bu meseleyi çözmeden diğer hiç bir konuda başarıya ulaşamayız. Üniversitelerimizden hem kendi alanlarındaki reformlarımızda hem de tüm hedeflerimiz konsuudna özellikle destek bekliyoruz. Bilim üreten, araştırma geliştirme odaklı çalışan, her alanda kendi modelini geliştiren bir üniversite modeli oluşturmadan sadece tabelayla, sadece kadroyla hiçbir sonuç elde edemeyiz.
.jpg)
Önümüzdeki dönemde yürütme olarak bizi, akademik oalrak sizi aynı şekilde özel sekötürmüzü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize Sanayi bölgelerimizle okullarımızı iç içe getirmekte kararlıyız. Teori pratik buluşmasını burada sağlayacağız. Türkiye’yi hep birlikte el ele vererek 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Gençelrimize 2053 ve 2071 vizyonalrı için bırakacağımız en önemli miraz bu olacaktır.
Bölgemizde son çeyrek asırda yaşananlar bize bir gerçeği tekrar tekrar hatırlatıyor. Bu bölgede hayatiyetişnizi sürdürmek istiyorsanız güçlü bir orduya sahip olacaksınız,bunun yanında bağımsız bir ekonomiye sahip olacaksınız, ayrıca tasarlayan, geliştiren, üreten, ihraç eden bir sanayiniz olacak. İlaveten bunlara bilimsel alt yapı oluiştracak bir akademiye sahip olacaksınız. Hepsinden önemlisi güçlü ve dirayetli bir siyasi irade sahibi oalcaksınız. Tüm bunlar yoksa size hayat hakkı tanımıyorlar.
Türkiye yıllarca darbe ve türlü tuzaklarla her alanda oyalanıldı, geriletildi, hedeflerinden uzaklaştırıldı. İşte 2002 sonunda göreve geldiğimizde ordumuzun yüzde 20 ihtiyacını karşılar durumdaydık ama şu anda biz bunu yüzde 65’e çıkarmış durumdayız. Bu güne kadar kapılarına gidip alamadığımız birçok savunmaya ve taaruza yönelik ihtiyaçlarımızda bize hep söyledikleri "kongreden izin çıkmıyor"ama şimdi kötü komşu bizi ev sahibi yaptı, biz bunları üretir hale geldik. Ülkemize en büyük katkımız ülkemizi bu tuzaklardan korumak olmuştur. Başımıza hangi bela musallat edilirse edilsin yolumuzdan sapmadık, gözümüzü o menzilden ayırmadık. Bir yandan defi bela ile uğraştık, diğer yandan ülkemize ve devletimize katkı sağlayacak projelere imza attık.
"Dünyanın her yerinde teröristlere hayatı zindan ediyoruz."
Daha düne kadar kendi sınırlarımızdaki teröristlerle uğraşırken bugün Irak’tan Suriye’ye dünyanın her yerinde teröristlere hayatı zindan ediyoruz. Herkesin sırtını döndüğü Suriye’de umutlar hala canlıysa bunda en büyük pay Türkiye’nindir. 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz, 500 bin Iraklıya aynı şekilde ev sahipliği yapıyoruz. Tüm bunları hem insani, hem vicdani hem de İslami düşüncelerimizle yapıyoruz.
"Ellerini ovuşturanlar hüsrana uğradı"
Son günlerde enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Biz ne yaptık, gereken tedbirleri alarak orta ve uzun vadeli planlarımızla yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca ellerini ovuşturanlar da her zamanki gibi hüsrana uğradı. İnşallah Türkiye bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak yatırımlarına, gelişmesine devam edecektir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefimizden zerre taviz vermedik, vermeyeceğiz. Bu süreçte bizi en çok mutlu eden Azerbaycan gibi dostlarımızı hep yanımızda görmüş olmamızdır. Sayın Aliyev'in şahsında tüm dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Kaynak: TRT Haber
12ºC
Ankara
