Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Gençlik Aşkıyla Yeniden İstanbul' programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bugün İstanbul'da sizlerle yüz yüze gerçekleştirdiğimiz bu programımıza canlı bağlantıyla diğer 80 ilimizdeki gençlerimizi de misafir ediyoruz. Diğer şehirlerimizdeki genç kardeşlerimin her birini de sevgiyle selamlıyorum. Az önce gençlerimizi dinledik, demek ki oluyor. Biz yaptık. Onlar, parlamentonun kapısını gençlerimize hep kapadılar ama biz açtık. Bizimle birlikte yeni bir dünya ülkemizde kuruldu. Güç kazanarak devam ediyor.
Aramızdaki belediye başkan adaylarımıza, belediye meclis üyesi adaylarımıza ben şimdiden başarılar diliyorum. Yine bu vesileyle sizlerin şahsında tüm gençlerimizin Ramazan-ı Şerif'ini tebrik ediyorum. Rabbimden bizleri ramazana ulaştırdığı gibi bayrama da sağlıkla, huzurla, esenlikle eriştirmesini diliyorum. Bu mübarek günlerde Gazze başta olmak üzere dünyanın her neresinde yüreği kanayan, baskıya ve zulme maruz kalan bir kardeşimiz varsa Allah her birinin yardımcısı olsun.
Barışın, adaletin, kardeşliğin ve dayanışmanın hakim olduğu bir dünyayı görmek inşallah hepimize nasip olur. Bunun için önce elimizdekilerin kıymetini bilecek, onlara sıkı sıkıya sarılacağız. Sonra da arzu ettiğimiz dünyanın inşası için çok çalışacağız. Ülke ve millet olarak en büyük hazinemiz olan şu İstanbul'un bu mücadelenin öncülüğünü yapacağına yürekten inanıyorum.
"Bugün son 4 yıldaki 55'inci gençlik buluşmamızda sizlerle bir aradayız"
Programlarımıza gençlik aşkıyla diye başlıyoruz ya gerçekten gençlik aşkı başka bir şey. Gençlerimizle her buluşmamızda onlardaki enerjiyi, heyecanı, coşkuyu, aşkı hissediyoruz. Sizlerin dinamizmi bizi de yeniliyor, güçlendiriyor. Bugün son 4 yıldaki 55'inci gençlik buluşmamızda sizlerle bir aradayız. Biz birileri gibi gençlerimizle sadece seçimden seçime, sadece sandık ufukta görününce bir araya gelmiyoruz. Kendimiz gençlik hareketinde yetiştiğimiz gibi Türkiye'nin en büyük gençlik yapılanmasına sahip partisinin de hamdolsun genel başkanıyım. Partimizin sadece gençlik kollarının üye sayısı, bizden sonraki ikinci partinin toplam üye sayısından fazla.
"Ana muhalefet de dahil, hepsini topla, bir çuvala koy bizimle aşık atamazlar"
Geçenlerde partimize malum bir katılım oldu. Suat Pamukçu kardeşimizin katılımını yaptık. Birisi de dedi ki Suat Pamukçu katılsa ne olur, bizim zaten 250 bin üyemiz var dediler. Senin 250 bin üyen var da AK Parti'nin üye sayısından haberin var mı? 11 milyon 500 bin üyemiz var. Böyle acemilik olur mu? Söylediği şeye bak. Bir milletvekilinin bize katılımı neymiş, kendilerinin 250 bin üyesi varmış. Demek ki bu matematik de bilmiyor, çok acemi. Bizim sayımız 11 milyon 500 bin üye. Şu anda Türkiye'de üye sayısı itibarıyla bizimle aşık atacak bir parti yok. Ana muhalefet de dahil, hepsini topla, bir çuvala koy bizimle aşık atamazlar.
"Ziyaret ettiğimiz her şehirde gözlerimiz önce gençlerimizi arıyor"
Şu anda parti yönetiminin tüm kademelerinden parlamentoya ve belediyelere kadar her konumda gençlik kollarından yetişme arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Çünkü bizim gençlik kollarımız aynı zamanda ülkemizin en büyük siyaset okuludur. Böylesine büyük ve nitelikli bir gençlik hareketiyle birlikte çalışmaktan gurur duyuyorum. Sağımda, solumda işte gençler… Bizde her an her vesileyle gençlerimizle beraberiz. Bu tür programlarda hem gençlerimizle karşılıklı sohbet edip güzel vakit geçiriyor, hem de onlar için yapacaklarımızın ipuçlarını topluyoruz. Ziyaret ettiğimiz her şehirde gözlerimiz önce gençlerimizi arıyor. Programlarımızda gençlerimizin coşkulu seslerini duyamazsam mahzunlaşıyoruz.
"Devralacağınız emanet çok büyüktür"
Biliyorsunuz Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu gençlerimize armağan ettik. Kendimizi artık sizin vaktinizin misafiri olarak gördüğümüzü her fırsatta altını çizerek tekrarlıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin geleceğini, gönül huzuruyla sizlere emanet edeceğimiz günler çok uzak değildir. İşte her iki tarafımda gençler var. Bir bayan, bir bay… Bunun için gençlerimizle sohbetlerimizde kendilerini maddi ve manevi her alanda en iyi şekilde yetiştirmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Manevi derinlikle tamamlanmamış maddi bilgi, faydasız bir yük gibidir. Her ikisi bir arada olacak ki hem sizlere hem ailenize hem milletimize yüksek katma değere dönüşebilsin. Devralacağınız emanet çok büyüktür. Ülke yönetimiyle birlikte coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın binlerce yıla sari medeniyet birikimimizin ifadesi olan kutlu dava bayrağının nöbetini sizler üstleneceksiniz.
"Bu tablo, gençlerimize olan güvenimizi daha da güçlendirdi"
Unutmayınız davası olmayanın sevdası da olmaz. Aşkı da olmaz, vizyonu da olmaz. Bunu 14-28 Mayıs'ta hep birlikte gördük, yaşadık. Türkiye, bu seçimlerde büyük bir felaketin eşiğinden döndü. Gençlerimizin üzerinde en çok hesap yapılan seçimlerin başında 14-28 Mayıs seçimleri geliyor. Aksi yöndeki tüm yönlendirme gayretlerine rağmen bu seçimlerde ilk defa oy kullanan 5 milyon gencimizin yarısından fazlası bizi tercih etti. Saflarını Türkiye Yüzyılı'ndan yana belirleyen gençlerimizin her birine teşekkür ediyorum. Bu tablo, gençlerimize olan güvenimizi daha da güçlendirdi. Şimdi önümüzde yeni bir sınama var. İnşallah 31 Mart seçimlerinde yine gençlerimizin desteği ve katkısıyla sandıktan milli iradenin en güçlü şekilde çıkmasını sağlayacağız.
"Kimsenin itiraf edemediği gizli pazarlıkların döndüğü bir seçim süreci yaşıyoruz"
Muhalefet de boş durmuyor. Sizlerin de takip ettiği gibi 14-28 Mayıs'taki sinsi oyunun bir benzerini diğer bazı yerlerde birlikte İstanbul'da da tekrar kurdular.
Balya balya dolarlar, balya balya avrolar... Bu görüntülerinin ortada dolaştığı hatta hatta Kandil'e kadar bunların gönderildiği bir dönemi yaşıyoruz. Rastgele konuşmuyorum, Kandile gidiyor ve gereği yapılıyor. Kimsenin itiraf edemediği gizli pazarlıkların döndüğü bir seçim süreci yaşıyoruz. Yıllardır ağızlarını her açtıklarında şeffaflıktan dürüstlükten bahsedenlerin foyası her gün biraz daha ortaya çıkıyor. Haftalardır ne para kulelerinin makul ve mantıklı bir izahını yaptılar, ne de gizli pazarlıkların arkasında neler olduğu açıkladılar. Tutarsız mantıksız, özellikle siz gençlerin aklıyla alay eden ifadelerle bu skandalları gözden kaçırmaya kalktılar.
Gençlerimiz üzerinden yapılan darbe güzellemelerini milletimiz yüzü kızararak seyretti. Tüm bunlarla sadece kendilerini rezil etmekle kalmadılar. Aynı zamanda Türk siyaseti de kirlendi. Siyaset kurumuna olan inancı sarstılar.
"Trafik başta olmak üzere her alanda İstanbul geriye gitti"
İstanbul'un son 5 senedir bir fetret devri yaşadığını biliyoruz. Trafik başta olmak üzere her alanda İstanbul geriye gitti. İrtifa kaybetti. Meydanlarda söz veren ama tutmadığı sözler hatırlatılınca unuttum diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Fatih'in emaneti bu aziz şehrin 5 yılını heba edenlere bir kez daha aynı fırsatı vermemek gerekiyor. Biliyorsunuz İstanbul'da büyük şehre genç sayılabilecek bir kardeşimizi, Murat Kurum'u aday yaparak sizlere olan güvenimizi gösterdik. Bu şehri İstanbul'u depreme hazırlıktan ulaşım sorununun çözümüne her alanda Türkiye Yüzyılı belediyeciliğine hazırlamak istiyoruz.
Gerçek belediyecilik özlemi içindeki diğer şehirlerimizde de eser ve hizmet döneminin kapılarını aralamalıyız. Hepsinin ötesinde belediyelerimizin kaynaklarını gençlerimiz için seferber etmeleri gerekiyor. Giderek artan sayıda hizmete giren millet kütüphaneleri, gençlik merkezleri ve benzeri eserlerin her biri adeta gençlerimiz için birer yaşam alanı oldu. Yeni dönemde önce gençlerimize verdikleri hizmetleri hakkıyla ifa edip edemedikleri gözüyle bakacağız. Gençlerimizi ihmal edenleri biz de ihmal edeceğiz.
SORU-CEVAP
"Atatürk Kültür Merkezi'ni geçmişinden çok daha iyisini, çok daha güzelini yaptık"
İstanbul'da eserlerimizde zaten dinleniyoruz. Mesela bunlardan bir tanesi burada sık sık programlarımız oluyor. İstanbul Kongre Merkezi, burası. Bir de Atatürk Kültür Merkezi var. Atatürk Kültür Merkezi için de maalesef bu malum camia, solaklar, dediler ki burasını yapamayacaklar. Biz Atatürk Kültür Merkezi'ni geçmişinden çok daha iyisini, çok daha güzelini yaptık. Şimdi orada bütün eserler sergileniyor ve onları tabii izlemek için biz de oradaki programlara katılıyoruz.
İstanbul'un ayrıca Murat Kurum kardeşimizin bakanlığı döneminde yapmış olduğu eserler var. Ne onlar? Millet bahçeleri… Ama şimdi Ekrem efendi o millet bahçelerini bilmez. Atatürk Havalimanı'nın içerisinde millet bahçesine başlandı, onu mahkemeye götürdü ve oranın yapım sürecini durdurdu. Allah'ın izniyle biz onu şimdi seçim sonrası yoluna koyacağız. Kız Kulesi'ni de restore ettik, orası da hizmete girecek.
İstanbul o kadar değişimden geçti ki bütün bu değişim süreci içerisinde yenilenen İstanbul'da bu yenilenme harekatıyla beraber o yenilenen yerlerde oraların son hali nedir buna baktık ve son haliyle oraları gezip gördük. Şimdi üstümüzde bizim Muhsin Ertuğrul var. Muhsin Ertuğrul, ufacık bir yerdi. Burayı yaparken biz orayı da yaptık. Onun için ne gösteriler yaptılar ama biz onların gösterilerine bakmadık, orayı yaptık, bitirdik ve tekrar tiyatro severlerin hizmetine sunduk.
"İstanbul'u gerçek sahiplerine teslim edeceğiz"
Ayasofya'nın şimdi son halini görmenin mutluluğu içerisindeyiz. Tabii bir taraftan da Sultanahmet bir başka güzel oldu. Süleymaniye hakeza öyle, Fatih'imiz öyle… Buraları gezmeden, görmeden olmaz. Dolayısıyla buralarda aynı şekilde gezerek, görerek son durumları nedir bunu da görüyoruz ve İstanbul'da tabii bizim bıraktığımız İstanbul aynen durmuyor. Çünkü bu zat İstanbul'a bir şey katmadı ki, verdiği bir şey yok. Sen bir İstanbullu olarak böyle bir şeyi gördün mü İstanbul'da?
Biz CHP'yi çöp, çukur, çamur olarak tanımladık. Şu an gene aynı. Bakıyorsunuz, şöyle bir asfalt dök ya. Yok, her tarafı çukur. İnşallah pazar günü devran değişecek, İstanbullu bir 5 yıl daha bu adama İstanbul'u vermez. Şimdi biz yeniden İstanbul diyoruz ve inşallah İstanbul'u gerçek sahiplerine teslim edeceğiz.
"Bay Bay Kemal, tekrar dönmek istiyor, belki onun yolu da açılır"
Benim tavsiyem, Pazar günü bunları bir daha dönmemek üzere sandığa gömmek. Şimdi bu salon, hepsi oy kullanacak. Dolayısıyla buradaki genç kardeşlerim bunları bir daha dönmemek üzere eğer sandığa gömerse zaten Bay Bay Kemal, tekrar dönmek istiyor, belki onun yolu da açılır. Vatandaşlarımın benim İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de bunlara bir daha yol vermeyeceğine inanıyorum.
Ben gençleri çok seviyorum, hala gencim ve gençlere olan bu ilgim, alakam, sevdam gençlerle olan aramızdaki muhabbet, bizi güçlü kılıyor. Şu anda şu seçim kampanyasında diğer genel başkanların hiçbirisi benim kadar ülkeyi dolaşmadı. Hepsi yan gelip yatıyor. Biz ise çalışıyoruz. İşimiz var, nedir? Yerel seçimler… İnşallah bu yerel seçimlerden de Türkiye genelinde inşallah en büyük oyu biz toplayacağız. Ama benim derdim, İstanbul, Ankara, İzmir… Bunu halledersek, bunu tadına doyum olmaz.
"Özgürlük mücadelesi, bizim her şeyden önce benliğimizdir"
Ahmet Bey, ben cezaevine girerken Kazlıçeşme'de son uğurlama programıma katılıp orada bu şarkı, türkülerini söyledi. Bir dava, fikir insanı için böyle bir şeyin yapılması kabullenilemez. Tabii o günden bugüne. Başbakanlığım döneminde Türkiye'ye getirmek istedim Ahmet Kaya'yı ama olmadı.
Bir defa biz özgürlük mücadelemizi hayatımızın son anına kadar sürdürmeye devam edeceğiz. AK Parti bu işin zaten bir numaralı evvel Allah garantisidir. AK Parti bunun için var, bunun için de yolumuza devam edeceğiz. Özgürlük mücadelesi, bizim her şeyden önce benliğimizdir ve bu konudaki mücadelemizi de sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Ben ve arkadaşlarım bu mücadelenin yılmaz savaşçılarıdır.
"Ne zaman sel, afet böyle bir şey olsa bu beyefendi İstanbul'da değil"
Bizim kabinemizin içinde biliyorsunuz özellikle Murat Bey'in de daha önce görev yaptığı bakanlık, tamamen bu işlere bakar. Şimdi de Mehmet Özhaseki Bey o işe bakıyor. Bu tabii sadece İstanbul'un problemi değil, şu anda 11 vilayet var ki bu 11 vilayet deprem tehdidi altında. Bunların büyük çoğunluğu da büyükşehir. Başta Kahramanmaraş, Hatay, Malatya bunların içinde. Bunların tabii yansımaları var. Bütün bu büyükşehirlerimizde biz Mehmet Özhaseki Bey'le daha önce Murat Kurum Bey'le bu çalışmalarımızı yürüttük. Fakat bunlar yapamazlar, niye yapamazlar? Her şeyden önce dertli olacaksın. Dertli olmadığın müddetçe bu deprem bölgelerinde gereği yapılmaz, yapamazsınız. Şu anda İstanbul'daki zat dertli değil. Ne zaman sel, afet böyle bir şey olsa bu beyefendi İstanbul'da değil. Nerede? Bakıyorsunuz kayakta, nerede, bakıyorsunuz farklı farklı yerlerde istirahatte.
Aşacağı iş değil ama Murat Kurum öyle değil. Murat Kurum, tamamıyla ilinde yatıyor, ilinde kalkıyor ve çalışmalarını burada sürdürüyor. Bakın gün geçmiyor ki biz metrobüslerde bir sıkıntı yaşamayalım, gün geçmiyor ki yanan otobüslerden sıkıntı yaşamayalım. Niye? Dert yok dert. Dert olmadan bu iş aşılmaz. Ben belediyeyi CHP'den aldım. CHP'den aldığım zaman belediyenin elindeki otobüsler Macaristan'ın İkarus otobüsleri vardı, rezalet. Ne klima sistemi var, içine zaten girdiğiniz zaman pislikten geçilmiyordu. Dedik ki bunları değiştirmemiz lazım. Hemen Mercedes'e geçtik, hemen yine öbür tarafta daha modern otobüslere geçtik.
"Tüm birikimlerimi, tecrübemi, her şeyimi gençler için harcayacağım"
Gençlerle bu makamda olayım, omayım bu ayrı konu. Partimin genel başkanı olduğum sürece onların yanında olmaya devam edeceğim. Tüm birikimlerimi, tecrübemi, her şeyimi gençler için harcayacağım, gençler için bu yolda onların önünü açmaya yardımcı olacağım.
"Milletimiz bize durmak yok yola devam dedi"
Şimdi gıyaplarında onlara bir şey söylememiz doğru olur mu? Onları zaten altılı masada millet cezalandırdı. O altılı masada olanlardan şu anda parlamentoda olan var mı? Yok… Millet cezalandırdı ve ne dedi, hadi bakalım siz şimdi bir apartman katında kalın. Bay Bay Kemal, bir apartman katında misafir. Diğerleri nerede olduğu belli değil. Ama biz yoldayız. Milletimiz bize durmak yok yola devam dedi.