Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda İstanbul Sandık Başkanları Buluşması'nda konuştu.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, program öncesi salon dışına kurulan dev çadırda 10 bini aşkın vatandaşla bir araya geldiklerini, şimdide de 15-20 bin kişiyle buluştuklarını söyledi.
İstanbul'da görev alacak sandık başkanlarıyla yaptıkları, coşkulu bir atmosferde gerçekleşen toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Buradaki manzara hem İstanbul'un büyüklüğünü hem de AK Parti'nin gücünü göstermesi bakamından çok önemli. Önümüzdeki seçimlerde Türkiye genelinde 195 bin sandıkta, İstanbul'da ise yaklaşık 31 bin sandıkta oy kullanılacak. İstanbul'daki 10,5 milyon seçmenin yaklaşık 2 milyon 215 bini, yani yüzde 21'i AK Parti üyesidir." diye konuştu.
İlk defa bu seçimde oy kullanacak kişi sayısının 167 bin olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"AK Parti olarak her sadık için bir sorumlu ve 8 üyeden oluşan toplam 9 kişilik bir yönetim kurulundan bahsediyoruz. Yani ana kademeden 3 kişi, biri o sandığın başkanı, kadın kollarından 3, gençlik kollarından 3 kişi... 9 kişilik sandık esaslı bir çalışmada bir yönetim. Böylece hiçbir siyasi partinin muktedir olamadığı, olamayacağı güç, AK Parti'de. Bunu bizim başarmamız lazım. Seçim günü de sandıklarda görev üstlenecek olan kardeşlerim bunlar. Sabahın erken saatinde, sandık mahaline kimse gelmeden AK Parti'nin sandık görevlileri orada olacak. Görevlilerimizin sayısı ne kadar? 280 binin üzerinde. Sayıyı görüyor musunuz? Geçenlerde il başkanımızla beraber şöyle rastgele arayım dedim. Esenler ilçesinden 6-7 kişiyi aradım, sordum hangi sandıkta görevlisin diye. Bir, ikisi bocaladı. Diğerleri cevabı verdi. 'Henüz daha bize iletmediler ama çalışmadan haberimiz var.' dediler. Demek ki bir hazırlık var. Bir heyecan var. Şimdi bir gece ansızın sizi arayabilirim hiç belli olmaz. Ona göre hazırlıklı olacağız."
"Hedefimiz başka partilere oy verenleri de AK Parti'ye kazandırmak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her sandıkta oy kullanan ortalama 300-350 kişiden 74'ünün, yani yüzde 21'inin partilerinin üyesi olduğunu dile getirerek, sandık görevlilerinin öncelikle parti üyeleriyle irtibat kurarak onlardan herhangi bir fire olmamasına dikkat edeceğini, sonra bu üyelerin de desteğiyle diğer seçmenlere ulaşacaklarını kaydetti.
"Hedefimiz partimizi destekleyen tüm seçmenlerin mutlaka sandığa gelmesini sağlamak, başka partilere oy verenleri de AK Parti'ye kazandırmaktır." diyen Erdoğan, bu çalışmanın aynı zamanda partinin üye sayısını artırmak için de önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, mevcut üyelerin yakınlarından başlayarak temas kurulan tüm seçmenleri partiye üye olmayı davet etmeleri gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul'un 959 mahallesinde 800 irtibat noktası kurduk"
"Ana kademe, kadın kolları, gençlik bunu yapmalı. Üye kaydında onun için gençlere ve kadınlara özel önem vermeliyiz. Tüm bu çalışmalar için mevcut teşkilat binalarının yanında, İstanbul'umuzun 959 mahallesinde, 800 irtibat bürosu, noktası kurduk. 'AK Sandık' adını verdiğimiz bir yazılımla bu irtibat noktalarındaki tüm faaliyetleri koordine etme, anbean izleme imkanına sahibiz. Bugün burada pek çok partinin aldığı oy sayısından daha fazla kişinin katımıyla sandık görevlileri toplantısı yapıyorsak 31 Mart'ta bunun hakkını vermemiz lazım. İstanbul'da bulunduğum günlerde yürütülen çalışmaları yerinde görmek için her an bir irtibat noktasına gelebilirim. Yakın takip edeceğiz. Bu tabii sadece benim görevim değil. Aynı zamanda il başkanımın da bunu sürekli olarak yapması lazım. Gerçekleştirdiğiniz her faaliyette yüreğimle kalbimle yanınızda olduğum gibi inşallah fırsat buldukça fiziki olarak da çalışmalarınıza katılacağım. İnşallah bu şekilde 31 Mart'ta memleket işi gönül işi diyerek AK Parti'yi bir kez daha zafere ulaştıracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul'un 959 mahallesinde 800 irtibat noktası kurduk. "AK Sandık" adını verdiğimiz yazılımla bu noktaları her an izleme imkanına sahibiz. pic.twitter.com/6RTLgiRg8Q
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 10 Şubat 2019
"Şimdi milletin partisi olarak 31 Mart'a hazır mıyız?"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Aydın'da bulunduğunu hatırlatarak, kentin büyükşehir olduğunu ve burada seçime "Cumhur İttifakı" olarak girdiklerini söyledi.
Aydın'da Büyükşehir Belediye Başkanı adayının Mustafa Savaş olduğunu hatırlatan Erdoğan, Aydın'da 7 MHP'den, 10 da AK Parti'den olmak üzere ilçelerdeki belediye başkan adaylarının tanıtımını yaptıklarını aktardı.
Erdoğan, Aydın'da, emniyetin verdiği rakama göre 35 bin kişinin katılımıyla miting gerçekleştirdiklerini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Aydın'da bugüne kadar yaptığım mitinglerin bu en muhteşemiydi, en coşkulusuydu. Caddelerin sağı, solu muhteşemdi. Bu bir şeyi gösteriyor, artık heyecan damarlara, sinir uçlarına doğru sirayet etmeye başladı. Bunu devam ettireceğiz. Durmak yok, yola devam. Türkiye'de istisnasız tüm seçim sandıklarında, sandık kurulu üyesi bulundurma hakkına sahip tek parti AK Parti'dir. Çünkü AK Parti tüm Türkiye'nin partisidir. Şimdi milletin partisi olarak 31 Mart'a hazır mıyız? Maşallah, öyleyse gereğini yapacağız. Cuma günü Sivas'taydım. Sivas'ta da maşallah gümbür gümbür. Cuma namazını Ulu Cami'de kıldık, ardından da meydana geldik. Meydan yine bugüne kadar Sivas'ta yaptığım mitinglerin en muhteşemiydi ve kampanyayı da Sivas'ta başlattık. Bunların tabii hepsinin bir anlamı var. Sivas'tan İstanbul'daki Sivaslılara da mesajımı gönderdim. Biliyorum şimdi bu salonun da evvel Allah kahir ekseriyeti Sivaslıdır. Şimdi Sivaslıları bir göreceğiz bakalım bu seçimde nasıl? Sivaslılar bir ayağa kalksın bir göreyim. Maşallah."
AK Parti'nin 81 vilayetin tamamına hitap eden tek parti olduğunu dile getiren Erdoğan, "Ayrım, bölücülük yok. Kucaklayan tek parti." dedi.
"31 Mart seçimlerinde de hep beraber, bu zaferi kutlayacağız"
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde elde ettikleri başarıların, ülkenin 81 ilinin tamamına hizmet verecek yere taşındığını ifade eden Erdoğan, bu nedenle İstanbul'un gönüllerinde ve siyasetlerinde her zaman ayrı bir yeri olduğunu anlattı.
"31 Mart seçimlerinde de hep beraber, bu zaferi kutlayacağız." diyen Erdoğan, adayların ve teşkilatın milletin gönlüne girmek için göstereceği gayretin hasılasını toplayacakları yerin sandık olduğunu vurgulayarak, sandık sağlam tutulmazsa tıpkı dibi delik bir kaba konan su gibi verilen onca emeğin ellerin arasından kayıp gitmesinin, heba olmasının engellenemeyeceğini kaydetti.
AK Parti'nin adalet mücadelesini en başta sandıkta vereceğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sandıkta adaleti tesis etmeden, diğer işlerimizde aynı başarıyı gösteremeyiz. Ne kimsenin tek bir oyuna tenezzül edeceğiz ne de bizim tek bir oyumuzun ziyan olmasına izin vereceğiz. Türkiye'de, özellikle de CHP geleneğinde sandıkta hile adeta bir tarz-ı siyasettir. Bu parti 1946 seçimlerinde açık oy, gizli tasnif yöntemiyle yetinmeyip bir de sonuçları günler sonra açıklayarak oy pusulalarını da hemen imha ederek milletin sandıktaki iradesini gasb etmiştir. Aradan geçen onca zamana rağmen CHP hala aynı kafadadır."
Türkiye'deki seçim sisteminin dünyaya örnek olacak bir şeffaflığa sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, seçmen kütüklerinin tüm partilere verildiğini, sandık başlarında bir önceki seçimde ilk 5'e girmiş partilerin üye bulundurduğunu, ayrıca her partinin de müşahitleri yoluyla sandıkları izleme hakkı olduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı kesimlerin her seçim öncesinde ve sonrasında kafaları karıştırmak için "ortalığı velveleye" verdiğini dile getirerek, "Her seferinde hak ettikleri cevabı milletten de seçim kurulundan da aldıkları halde aynı teraneyi sürekli ısıtıp, gündeme getirmekten de geri durmazlar. Biz her zaman olduğu gibi bu seçimde de CHP'nin ve avanelerinin teranelerine hakikatlerle, belgelerle cevabımızı vereceğiz. Ama bunun için ilk şart sandığa sıkı sahip çıkmaktır. Bu konuda en çok sizlere güveniyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda CHP kimlerle beraber? Yanında Kandil'deki terör örgütünün desteklediği HDP, bir diğer yanında kim var? O da adı iyi olan bir parti var, bir de yanlarında Saadet Partisi var. 4 tanesi el ele vermişler, kol kola girmişler diyorlar ki 'Tamam biz ittifak yaptık ama siz de ittifak yapıyorsunuz.' Dikkat et, bu ittifakın adı Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakı nereden geliyor, 15 Temmuz'daki darbe girişimini yapanlara karşı bu Cumhur İttifakı kurulmuştur. Cumhur İttifakına cuma akşamına kadar Bay Kemal olumsuz cevap verdi. Cuma akşamı son anda Bay Kemal haber gönderdi, baskılara dayanamadı."
Erdoğan, 15 Temmuz'daki darbe girişimi gecesi yaşananları anlatarak, yanında milletin olduğunu, o cumhurla 7 Ağustos'ta beraber olduklarını, cumhurla zillete karşı yürürken, illetin kendilerine karşı ittifak yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın, Allah'ın izniyle 31 Mart akşamı bu zillet ittifakına, bu illet ittifakına Cumhur İttifakı en güzel şekilde cevabını verecektir." dedi.
Seçim kampanyaları sırasında vatandaşlara ikram edilmek üzere çay dağıtılacağını söyleyen Erdoğan, sandık kurulu üyelerinin bu çayları halka ulaştıracağını söyledi.
Erdoğan, diğer partilerin naylon poşetle çalışma yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bizim ise kenevirden dokunmuş torbalarımız var. Biz de bunlardan vereceğiz. Bu sıfır atık projemizin çevreci yaklaşımıdır. AK Parti'nin çevreciliğini de bununla göstereceğiz. Bir tarafta güzel İstanbul ve bunlarla beraber kampanyamızı inşallah 2 gün içinde başlatıyoruz. Patates, domates, patlıcan, sivri biber vesaire, şimdi onları da bu ikram ettiğimiz torbalardan doldurarak alacaklar ve inşallah geçmişte rahmetli anam evde file dokurdu. O fileyi verirdi, onunla giderdik, alışveriş yapardık. Onda tabii kirlenmek diye de bir şey yok. Gelir, yıkar, bir daha verir. Hepinizin de annesi bunu böyle yapmıştır. Şimdi biz bunu yapıyoruz. Biliyorsunuz o naylon poşetler toprakta yok olmuyor, erimiyor, yüzlerce yıl onlar toprağın katilidir. Şimdi 20 vilayette başlatıyoruz. Kenevir üretimini yaygınlaştıracağız ve böylece fileler ve bir diğer taraftan da bu tür torbalarımızla halkımıza gerçek çevreci bir parti olduğumuzu göstereceğiz."
"Demokrasilerde sandık namustur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime kadar yapılacak çalışmaların ayrı bir bahis olduğunu, il teşkilatının bu çalışmanın detaylarını, sandık başkanlarıyla paylaşacağını belirtti.
Sandık başkanlarının seçim günü dikkat etmesi gereken hususlara değinen Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Demokrasilerde sandık namustur. Sandığa sahip çıkmanın yolları, yöntemleri de hem siyaset geleneğimizde hem de hukukumuzda açıkça belirtilmiştir. Sokaklarda demokrasi ve özgürlük havariliğine soyunanların, sandık başında en koyusundan birer faşist kesilmeleri, eskiden beri bildiğimiz bir durumdur. Sandığı ne kadar iyi korursak, milletimizin iradesinin, belediye yönetimlerine yansımasına o derece katkıda bulunmuş oluruz.
Bunun için her şeyden önce partimizi temsil eden sandık kurulu üyelerimiz ve müşahitlerimiz, oy verme vaktinden en az bir saat önce görev yerlerinde hazır bulunmalıdır. Kabinlerin, oy pusulalarının, listelerin son kez gözden geçirilme sürecinde arkadaşlarımız mutlaka orada olmalıdır. Oy verme işlemi sürerken yaşanabilecek tüm olumsuzluklara, haksızlıklara, hukuksuzluklara sandık kurulu üyelerimiz anında müdahalede bulunacaklardır. Sandıklar kapandıktan sonra da oy torbalarının seçim kurullarına götürülmesine yine bu arkadaşlarımız nezaret edeceklerdir. İcabında ilçe seçim kuruluna kadar gerekirse il seçim kuruluna kadar onlarla beraber olacak."
"Sandık müşahitlerine kritik görevler düşüyor"
Aynı şekilde sandık müşahitlerine de kritik görevler düştüğünü aktaran Erdoğan, müşahitlerin, sandık kurulu üyeleriyle kat ve bina sorumlularıyla iş birliği içinde sandıkları asla boş bırakmayacağını, seçmenlere bütün sandık mahallinde yardımcı olacağını söyledi.
Gerektiğinde itirazları yazılı olarak kayda geçirme, sandık neticelerini partideki sonuç alma sistemine bildirme, ıslak imzalı sandık tutanağını ilçe teşkilatına teslim etme görevinin de müşahitlere ait olduğunu anlatan Erdoğan, "Sonuç alma sistemi hem neticeleri hızla öğrenmek hem de kayıp ve kaçakları tespit ederek gerekiyorsa hukuki müdahalede bulunmak bakımından önemlidir." dedi.
Beyoğlu Belediye Başkanlığı'nı 1989 yerel seçiminde böyle kaybettiğini dile getiren Erdoğan, "Seçmen oyunu kullanıyor, gerisini takip etmiyor ama sandık zabıtları var. Bu zabıtlar ilçeye gider ve orada da bütün bu zabıtların bütün olarak birleştirildiği çok daha büyük bir tutanak var. Orada bir rakamla oynadığı anda bakıyorsun yüzlerce toplamda rakam atıyor. Diyelim ki 6116, 6'yı çizdi ne oldu 611. Bana o şekilde seçim kaybettirdiler. Tabii ayık da değildi, sarhoştu. İtiraz ettik, bizi içeri aldılar. Bir hafta da orada yattık. Onun için eşeği sağlam kazığa bağlayalım, ondan sonra Allah'a emanet edelim. İşimize sahip çıkacağız." diye konuştu.
"Sandıktan çıkan irade ne olursa olsun, bizim için değerlidir"
İl ve ilçe teşkilatlarının, seçim günü teyakkuz halinde bulunacağını, sandıklarda çıkabilecek sıkıntılara hukuki müdahaleden lojistik desteğe kadar tüm çalışmaların buralardan yönetileceğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu işleri hakkıyla yerine getirirsek, sandığın namusuna sahip çıkmış oluruz. Sandıktan çıkan irade ne olursa olsun, bizim için değerlidir. Yeter ki biz milletimizin gönlüne girmek için gereken gayreti ortaya koyalım. Sandıkta tezahür eden iradenin, en sağlıklı şekilde kayda geçmesini sağlayalım. Gerisi Allah'ın takdiridir. Bugüne karar milletimize hep güvendik hep inandık hep onlarla birlikte onların gösterdiği istikamette yürüdük. İnşallah 31 Mart'ta da İstanbul'da aynı şekilde büyükşehirde ve ilçelerde güzel bir neticeye ulaşacağız.
İstanbul halkı, bu şehrin nereden nereye geldiğini iyi biliyor. Yaşı buna ele vermeyenlere de eski İstanbul'u, eski Türkiye'yi mutlaka anlatmamız lazım. Bu şehrin sokaklarının nasıl çöpe, çamura, çukura teslim edildiğini, havasının nasıl kirletildiğini, Haliç'in nasıl bataklığa dönüştürüldüğünü, muslukların nasıl suya hasret bırakıldığını teker teker anlatmalıyız."
Bakırköy'ün eskiden bu konuda iyi olduğunu ancak Bağcılar, Güngören, Esenler'in durumlarının iyi olmadığını belirten Erdoğan, "Bir seçime girdik, bunların üçünü birden aldık. Ondan sonra da burayı solladık, geçtik. Bu seçimde Bakırköy'ü de almamız lazım. Bakırköy'ü de alıp, burası tamamıyla AK Parti ile belediyeciliği görsün. Bunu anlatmamız lazım." dedi.
Eğitimden sağlığa, ulaşımdan konuta kadar ülkenin altyapısına nasıl çağ atlattıklarını anlatacaklarını ifade eden Erdoğan, "Kadınlardan gençlere, engellilerden öğrencilere, sanayiciden esnafa, çiftçiden emekliye kadar her kesime kadar verdiğimiz hizmetleri anlatmalıyız. CHP'den devraldığımızda 50 bin aileye doğal gaz giriyordu, cezaevine girerken 1 milyon 250 bin, şu anda 6,5 milyon İstanbulluya doğal gaz gidiyor." bilgisini verdi.
"Beylikdüzü hesabını soracaktır"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, millete gerçekleri anlatmamaları halinde birilerinin yalanları, iftiraları, çarpıtmalarıyla bu boşluğu dolduracağına işaret ederek, "Biz bugüne kadar sadece hizmet siyaseti yaptık. İşte şu anda Beylikdüzü'nde bile... Geçenlerde şöyle bir uğrayayım dedim, baktım... Arka, kenar mahallelerde oralarda çöp yığınları var, çöplükler var. Beylikdüzü bunları biliyor, hesabını da herhalde soracaktır diye düşünüyorum." dedi.
Millete hangi alanda en iyi hizmetleri götürürüz anlayışıyla çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Eksiklerimiz elbette vardır ama yaptıklarımız gerçekten çok önemlidir, çok büyüktür." ifadelerini kullandı.
Yunus Emre'nin "Bir gönül yaptın ise/Er eteğin tuttun ise/ Bir kez hayır ettin ise/Binde bir ise az değil/Yol odur ki doğru vara/Yol odur ki doğru vara/Göz odur ki Hakk'ı göre/Er odur ki alçakta dura/Yüceden bakan göz değil" dizelerini seslendiren Erdoğan, "Yani gurur, kibir böyle bakan göz değil; tevazu, gayret, çalışma... İşte bizim belediyeciliğimiz bu. Biz hep hayır etmenin, doğru yola gitmenin, hakkı gözetmenin, tevazuyla samimiyetin, gayretle hizmet etmenin çabası içinde olduk." diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek'in "Pazarlıksız Müslüman" sözlerini hatırlatan Erdoğan, her zaman vecd içinde çalışmanın gayreti içinde olduklarını, milletin de bu çabalarını karşılıksız bırakmadığını ve yanlarında durduğunu, 31 Mart seçimlerinde de milletin yine gönlüyle ve oyuyla yanlarında yer alacağına inandığını dile getirdi.
Katılımcılardan 31 Mart gecesine kadar var güçleriyle çalışmalarını isteyen Erdoğan, "Bu büyük davayı el birliğiyle yükseltecek hedeflere ulaştıracağız. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun." dedi.
Salonda bulunanlarla Rabia işareti yaparak "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ve "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" söylemlerini yineleyen Erdoğan, katılımcılara çalışmalarında başarılar dileyerek sözlerini tamamladı.
"Halde terör estirenlerin işini bitireceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halde terör estirenlerin işini en kısa zamanda bitiririz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda İstanbul Sandık Başkanları Buluşması öncesi vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
"Sandıklarda en ufak bir su sızmasına kaçağa yol vermeyeceğiz"
Bugün malum gerek Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu gerekse burada sizlerle farklı bir toplantı yapıyoruz. Zira İstanbul'da tüm sandıkların kontrol altında tutulması, sandıklara tam manasıyla hakim olmak için bu toplantıyı yapıyoruz. Biz de biliyorsunuz sandık esaslı bir seçim çalışması modeli vardır. Bu sandık esaslı seçim çalışması modelinde de aktörler sizsiniz. Bu ne demektir. 3 ana kademe, 3 kadın kolları, 3 gençlik kolları olmak üzere sandıklara ne yapacağız? Hakim olacağız. Sandıklarda en ufak bir su sızmasına kaçağa yol vermeyeceğiz. Ortalama diyelim ki, bir sandıkta 300 ila 350 seçmen var, bunları ne yapacağız? Paylaşacağız. Ana kademe 300-350'nin ortalama konuşuyorum üçte birini, diğer üçte birini kadın kolları, diğer üçte birini gençlik kolları. Sandık seçmen listelerinde zaten muhataplarımız kimdir belli. Kadın kollarının muhatapları kim belli, ana kademenin muhatapları kim belli, gençlik kollarının muhatapları kim belli. O halde yapılacak iş nedir? Sandık seçmen listesini koyacağız önümüze ve bunların üzerinde çalışacağız. Gençler gençlere ulaşacak, kadınlar kadınlara ulaşacak, ana kademe ana kademeye ulaşacak ve bunların üzerinde çalışacağız.
"Keyifli çaylar yudumlasın millet"
Yarından itibaren sizlere çay poşetleri verilecek onları dağıtacaksınız. Bundan önce kahve dağıtıyorduk diyorduk ki, 'bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır' diyorduk. Şimdi değiştirdik işi şimdi de çay. Buna da ne diyoruz, çay keyfi bu çok önemli. Keyifli çaylar yudumlasın millet. Yani bunu Rizeli olduğum için söylemiyorum. Çayın gerçeği bu olduğu için söylüyorum. Şimdi bütün hanım kardeşlerim özellikle inşallah bu hazırlanan gayet güzel şöyle 250-250'şer gramlık çay poşetleri var bunları sizlere teşkilatımız teslim edecek siz de bunları ikram edeceksiniz. Ve keyifli saatler diyeceksiniz. Bununla beraber inşallah evlere gireceğiz. Evlerde bu keyifli saatler olurken bir diğer taraftan da inşallah siz unutulmayacaksınız biz unutulmayacağız ve beraberce bu yolda yürüyeceğiz.
Atatürk Kültür Merkezi'nin inşallah yeni binasının temelini attık. 20 ay sonra Atatürk Kültür Merkezi yeni haliyle bitmiş olacak. Muhteşem bir opera binası yapıyoruz. İstanbul'a da bu layık. Taksim Meydanı gerçek manada meydana dönüşecek. Bir taraftan o, bir taraftan meydan bir diğer taraftan da Taksim Camii de yapılıyor şu anda.
Hatırlayın, önümüzü çok kesmek istediler. Çok durdurmak istediler. Geziciler türedi, biliyorsunuz, sanatçılar türedi. Ne oldu? Biz şimdi diyoruz ki 'Ey sanatçılar veya sanatçı geçinenler, sizin geçmişinizde böyle bir eser var mı?' Şimdi biz bak buraya geliyoruz, dünyanın sayılı bir sanat merkezini, bir opera binasını yapıyoruz. Ankara'da yaptık, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir opera binamız var. Harbiye Kongre Merkezi'ni yaptık, aynı zamanda bir operadır, 3 bin kişilik. Burası 2 bin 35 kişilik. Biz yaparız. Yine yapmaya devam edeceğiz. İstanbul'da inşallah Binali Yıldırım kardeşimizle bu yola devam edeceğiz. Diğerlerinin adını zaten vermeme gerek yok.
Yenikapı'yı biz yaptık. İstanbul'da doğru dürüst bir miting meydanı var mıydı? Yoktu ama biz 1,5-2 milyonluk miting meydanını yaptık. Aynı şekilde Maltepe'de yaptık mı? Yaptık? Hem Anadolu Yakası'nda hem Avrupa Yakası'nda birer miting meydanını yaptık. Buraları aynı zamanda ağaçlandırdık, yeşil hale getirdik. Biz yaptık biz... Kim çevreci? Biz. Bunların çevreyle mevreyle bu CHP'nin işi yok. Onun için ben ne diyorum? Üç Ç. CHP'yi tarif edecekseniz üç Ç ile tarif edeceksiniz; çöp, çamur, çukur... CHP budur.
Ümraniye çöplüğünün vahşetini hatırlayın. Kim vardı orada? CHP belediyesi. Ne oldu? Patladı. 39 vatandaşımız öldü. Hesap soruldu mu? Yok. Aynı şekilde çukurlardan geçilmiyordu ama nerede CHP belediyesi varsa inanın oradaki hemşehrilerimize sorun, çukurlar kapatılmış mı? Hayır. Çamur? Çukurun olduğu yerde çamur, çöpün olduğu yerde çamur olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tanzim satışlarla illere giriyoruz. Maliyetine vatandaşımıza satacağız. Halde terör estirenlerin işini en kısa sürede bitiririz. Benim vatandaşımı sömürenler karşısında bizi bulacaklar.https://t.co/MdFFdjVT1c pic.twitter.com/laA9L8BPYj
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 10 Şubat 2019
"Halde terör estirenlerin işini bitireceğiz"
Ne diyorlar? Domates, patates, patlıcan, sivri biber, vesaire... Bunların hepsi yutturmaca, işte maalesef bir çete de öyle türedi. Fakat şimdi Hazine Maliye, Gıda Tarım, bunun yanında Ticaret Bakanlığımız hep birlikte hükümetimiz el ele verdik ve 'siz böyle mi yapıyorsunuz?' Peki. Biz de şimdi satış mağazalarıyla, tanzim satışlarla illere giriyoruz ve yarından itibaren maliyetine bunu vatandaşımıza satacağız.
Ticaret Bakanlığından müfettişler Hal'e gitmişler, rapor tutacak müfettişlerimizi dövmeye kalktılar. Neden? Çünkü kovana çomak sokulduğu için. Eğer kendini devletten güçlü zannedenler varsa şunu bilsinler ki devlet nasıl teröristlerin Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te mağaraların içinde işini bitirdiyse, Hal'de terör estirenlerin de işini de biz en kısa zamanda bitiririz. Çünkü benim vatandaşımı sömürenler karşısında bizi bulacaklar. Bu devlet niçin var? Halkı için, milleti için var. Biz milletimizin sömürülmesine müsaade edebilir miyiz? Edemeyiz. Onun için de el ele vereceğiz ve inşallah bu sömürüyü de bitireceğiz.
Kaynak: TRT Haber, AA